SARAY VE DEMOKRASİ! SULTANİZMİN SULTASI!

Türkiye uzun zamandır bir yol ayrımında. Halkın sabrı taşmış, milyonlar Mustafa Kemal olmuş...

Gündem Yayın: 25 Ağustos 2025 - Pazartesi - Güncelleme: 25.08.2025 00:09:00
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
Google News

SARAY VE DEMOKRASİ! SULTANİZMİN SULTASI!
Bir boş gayretin içinde kalan lahmacun beyzadeleri şaşkın. Milyonlar Mustafa Kemal olmuş. Milyonlarca genç Mustafa Kemal olmuş. Milyonlarca kadın, erkek Mustafa Kemal olmuş. Yaşlısı genci hep bir ağızdan Mustafa Kemal olmanın ve hesap gününün yaklaştığını haykırıyor.  Ankara korkuya, korkulara gebe. Halkın gücünü ne siyasallaşmış polis. Nede teslim alınmış ordu kırabilir. 
‘Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. 
Bütün bu şerâitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhi-d edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir’… 
19 Mart günü halkın yıllardır bu düzene, bu düzenin temsilcisi olan iktidara yönelik tepkisini sokağa döken bir tetikleyici olarak İmamoğlu’nun tutuklanması olarak geçti tarihimize. Halka kendileri saldırıyor. Uşaklarına küfrettiriyorlar. Gençleri öldürüyor. Tomalarla, coplarla, biber gazıyla saldırıyorlar. Kimi kimden korumak için? Ülkenin sahipleri olduklarını düşünenler tarafından halka zulmediyorlar. Gençleri yerlerde sürükleyip copluyorlar. Polis bu vahşetin öncülüğünü yapıyor. İfadesi alınan kişileri yanlarına polisler dikerek kamuya suçlu olarak aktarırken Anayasadaki masuniyet karinesini bile, bile çiğnedikleri insan hakkı ihlali açıkça ortada.
Mustafa Kemaller ayağa kalktı. Aşağıdan yukarıdan yolun sonu gözüküyor. Hiçbir siyasete, siyasetçi arkasına sığınmadan halkın kendisi geliyor. 
Açıkça görünüyor. Ülkenin sahipleri ayakta. Bunlar ülkeyi çiftlik gibi görüyorlar. Onlar ancak kendi ahır uşaklarına söz geçirebileceklerini unutmuş gibiler. Halk uyardı. “Seyislerine sahip çık. Ahır uşaklarını dizginle.” Bu millet kükremiş sel gibi geliyor. Zincirleriniz fayda etmeyecek. Çıkarttığınız kanunlar sizi, korumaya yetmeyecek.  Mustafa Kemal’ler ayakta.
Ülkemizi ve geleceğimizi bu düzenden kurtarmak zorundayız. Bunun için sokağa taşan öfkemizi düzene kaptırmamak, onu örgütlü bir umuda taşımak zorundayız. Aksini yapar, öfkemize yenik düşersek, onlar ellerindeki gücü kullanırlar. Siyasallaşmış bir bürokrasiden, her şey beklemek mümkün. Anayasayı çiğneyen adamın iki sözüyle anayasa hayat bulur vatanı koruması gerekenler emir vereni koruma telaşına düşerler. 
Hasta toplumlar, hasta liderler üretir. Bu liderler cahil kitleden güç alır. Erich Framm.
Halk ayakta. Halkın bam teline bastılar. En kıymetli hazinesiyle oynadılar. Milliyetine. Milli, değerlerine dil uzattılar. Türk halkı kanla, canla vatan kıldığı toprakları bu düzen siyasetçisine parçalatmayacağını haykırdı. Bölücüyle iş birliğinin hesabı mutlaka sorulacaktır. Halkın verdiği bu mücadele, yalnız Ülkemizdeki birkaç kendini bilmez “Piyon” ve “Taşeron” parti ile yapılan mücadele değil, aynı zamanda “Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı” verilen bir mücadele olduğunu onlarda çok iyi biliyorlar. Türkiye kazanacaktır. Türk olanlar kazanacaktır. Mustafa Kemal’e, Bayrağına ve vatanına sahip çıkanlar kazanacaktır. Kötü, piyon, global güçlerin atadığı siyasetçi ve onların uzantısı olan ahır uşakları mutlaka kaybedecektir. Tarih bilmeyenler. Tarihten nasibini almamışlar artık anlayacaklar. Bu iş Selanik’te Atatürk için hazırlanmış Ziyaretçi Defterini yırtıp atmaya benzemez. Bu iş Türkiye’yi pazarlama işi değildir. Bunun içindir ki siyasetçi ve siyasetçi uşakları kaybedecektir.
Kemalist devrimler. Cumhuriyet ve değerleri; tescilli Cumhuriyet düşmanları ile işbirliği yaparak, onlara ödün verilerek savunulmaz! Kemalist devrim; her türlü gericilikle, Gericiliği besleyen iç ve dış ihanet cepheleriyle büyük bir kararlılıkla, ödünsüz, koşulsuz savaşarak savunulur. Kurtuluş savaşının özünde bu vardı. Kurtuluş savaşı ruhu canlandı. Bir savaş ilan edilmiştir. Kılıçlar çekilmiştir. Herkesin saçı önüne dökülmüştür. Bu kez makarna ve kömür gerçeklerin karşısında Nakavt oldu. Kömür ve makarna perdesi kalktı. Kısaca kel gözüktü. Bu halk ölmeyecek kadar aç bırakılıp karşılığında milli değerlerin elinden alındığını anladı. Bu kez bunların elinden o gücü geri alma zamanı geldi. Mustafa Kemaller ayakta.
Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran, ulusumuza özveriyle, doğrulukla hizmet eden, insanlık ülküsünün tutkun ve seçkin kişiliği, eşsiz kahraman Atatürk’ün ölüm günü olan 10 Kasım bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı, direnişin ve uyanışın adı olmuştur.
‘Ey Türk Gençliği… Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.