AHİ FELSEFESİ! KIRŞEHİRDE ETLİ PİLAV!
Ahi etkinlikleri birileri için getiri ve rant kapısı olmuş, ve anlayış yıllardır böyle sürdürülüyorsa bu etkinliklerin yaygınlaşması mümkün değildir.
AHİ FELSEFESİ! KIRŞEHİRDE ETLİ PİLAV!
Vizyonu ve stratejisi olmayan 50 yıldır yapılan kutlamalarla 1 arpa boyu yol alamayan AHİ etkinlikleri. Kent dışına çıkamamış. AHİ merkezi olamamış, uluslararası platformlarda kendine yer edinememiş bir kültür yerelde akıllara sadece ‘Bulgur Pilavı’ veya pilav üzeri et olarak yer edinmişse, siz ağzınızla kuş tutsanız iki perdelik tiyatro oyunundan öteye geçemezsiniz.
Ahi etkinlikleri birileri için getiri ve rant kapısı olmuş, ve anlayış yıllardır böyle sürdürülüyorsa bu etkinliklerin yaygınlaşması mümkün değildir. Lüks davetiyeler, milyon liralara ulaşan hediyeler, allı pullu kaftanlar hala ortaçağ artığı gibi. Çağa ayak uyduramamış Ahilik. Ahilik bir Felsefe bilimi ise neden yaygınlaştırılamamış. Bugüne kadar hangi eksiklerden kaynaklanmış. Lüks davetiyeler sizlerin lüks bir etkinlik yapacağınız kanıtı değil ki. Sadece milletin parasını harcamaktır. Ahilikte bu ve benzeri bir anlayış olmamış ki. Ahiliği bugüne uyarlamak, sürdürülebilir anlayışı hâkim kılmak bir ekip işidir. Her yıl anlı kafalar. Aynı düşünce bir perdelik oyun ver pilavı. Yesin millet.
Tüketici, üretici ve pazarlamacı arasındaki bağı tutturamıyorsanız siz Ahi değilsiniz.
Denetimden kopmuş, adam sendeci bir devlet mekanizmasının hâkim kılındığı. Bu ülkede, eleştirilere kapalı içine dönük sadece rutin çalışmaların ötesine geçemeyen. Merkezi sistem yönetimi içinde eli kolu bağlı sizlerin yetkisi etli pilavdan öteye, fosforlu lüks davetiyeler olacaktır.
Bu şehirde organize sanayi ve termal işletmeler üzerinden ekstra maaş alanlar, Ahi ahlakını ne kadar biliyor ki, geliştirecek ve belirleyici olacak. Esnaftan maaş olarak alınan paralar kimilerinin cebine maaş olarak sokulup, kimilerinin bu paralardan paylandığını görmezden gelir, esnafı haraca bağlar gibi vergi zincirine mahkûm edip, yolunacak kaz gözüyle bakarsanız, o esnafta kazanmak için her türlü dalavereli işlerin içine girecek. Müşteriyi vahşice soyacaktır. Tüm bunların ardından Ahi olunacak. Ahilik bir ahlak bilimidir. Öncelikle bunu bileceksiniz
Etkinlikler siyasilerin keyfine göre ayarlanmış, elli kez tarih değiştirilmiş ise. Ya okullar kapanmadan veya açıldığını haftası kalabalık olsun anlayışı ile yapalım düşüncesi sizlerin çok becerikli olduğunuzu değil. Siyasetçinin durumuna göre aldığınız şeklin kılıfıdır. İçi boş. Bilinen dört kürsü lakırdısı ve etli bulgur pilavı… Adı ‘Ahi Pilavı’!
Ahi içeriği niçin bir AB görüntüsüne sahip, bir festival değil? Çünkü Avrupa’da festivallerin belirleyicileri devlet değil, halkın kendisidir de ondan.
Ahilik etkinlikleri ‘Pilav’ olmanın ötesine neden geçememiş hiç düşündünüz mü? Tüm bu olumsuzlukları bir araya getirdiğinizde bir strateji oluşur. Ya değilse bir kasaba pazarı görüntüsünün üzerine çıkamazsınız. Ahi var. Ahilik için alt yapınız yok. Önce alt yapınızı yapın. Bu şehir Tarihi Kentler birliği üyesi. Bu üyelik sadece Türkiye bağlantılı değil ki. Yurtdışı tarihi kentler birliği ile bağlantılı. Hangi anlayış bu bağlantıyı kurup organize oldu? Diye sizlere bir soru yöneltsem! Cevabınız cek, cak olacağından adım kadar eminim. Bugüne kadar adına eylem dedikleri, oysa farklı gidildiği bilinen yurt dışı gezileridir. Sonuç! Bu şehirde, Etli Bulgur Pilavı…
Neden olmuyor derseniz birde bu işe el atan babalar var… Hatta o kişilere ‘ahi baba’ diye hitap edenlerde var. Ahiliğin anlamını bilmezler, âmâ ortalıkta ahkâm keserler. Ahilik bir ticari argümanın ötesinde ahlak bilimidir. Bunların ne kendisine ne ailesine ne de yaşadığı topluma karşı sorumlulukları vardır. Bu şehirde Ahilik rutin bir eylemdir. Günü gelince bir bütçe hazırlanır. Bütçeden pay alacaklar listelenir. Hazırlanan etkinliklerle geçmişten günümüze taşınan bu felsefe ile kamuya, ulus ötesi kuşaklara ne mesaj vereceğiz düşüncesi yoktur. Hele ki iktidara, siyasilere mesaj vermek yürek ister. Bunun içindir ki Kırşehir’de Ahilik ‘Etli Bulgur Pilavıdır’…
Kutlamaların başladığı gün itibaren Ahilik Haftası süresince kent merkezinde pilav, helva şerbet için büyük kazanlar kuruluyor. İçecek ve yiyecekler, kutlamalara katılanlara ikram ediliyor. Sonra çıkıyorlar kendi reklamlarını yapıp kazan kazan yemek dağıttık diyorlar. Sanki ceplerinden harcıyorlar. Buda ayrı bir ahlak!
Ahiliğin, ticaret, zanaat yapanın para kazanmayı değil, bunun yanında mutlaka Allah rızasını da kazanmayı, insanların gönlünü kazanmayı, çoluk çocuğuna helalinden rızık götürmeyi önceleyen bir anlayış olduğunu bilmek gerekir. Bu şehirde birçok insanın esnaflara olan güvenin artmasına sebep olursun diyecem de nerde. Yukarıda zikrettim esnafın tüketiciye bakışını.
Ahilik derken hep diyoruz ya dürüst olmak var bunun içinde! Ben size kısa kısa ahiliği özetleyim. Sanayi ye gidiyoruz, gerçi artık gitmeye korkar olduk da, adamların vergisi yok algısı yok, fiş yok, fatura yok, el emeğe can yakıyor. Denetleyen hiç yok, denetlemeye gelende kendi işimi nasıl bedavaya getireyim, öğle yemeği nerde beleş yerim hesabına gidiyorsa. Siz Ahiliği Etli Bulgur Pilavının ötesine taşıyamazsınız.
Pazara gidiyoruz. Meyve ve sebzelerin en güzeli ön tarafta sergide arka tarafta ne kadar çürük varsa vatandaş görmeden poşete atıyor. Eve geliyorsun yarısı çürük. Onu da geçtik bir terazi tartıları var ne tarttığını tüketici görmüyor. Pazar Ahiliğe dâhil değilse bilmiyorum. Tüm bunları bilecek ve ardından Ahilik diyeceksin. Buna argoda; ‘biliyorsun midenin huyunu, neden içiyorsun turşu suyunu’ derler. Bu anlayış Ahilik felsefende kişisel ahlaktır.
Sorulardan öte gerçeği görün ki; attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değsin. Cevap şu kadar verirsen yeter. Yani oldubitti ye getirmek derler bunun adına. Bu anlayış Etli Bulgur Pilavını daha çok seneler millete ‘Ahi Pilavı diye kakalar. Bunun içindir ki, bu ülkenin buğday üreticisine Allah zeval vermesin!
Ülkede çok Ahi Baba varda, Bu şehirde evlere şenlik bir Ahi baba var. Bu Ahi baba Kırşehir halkına ‘Ölün Emi’ diye beddua etti. Ya bunun bedduası tutsaydı? Artık bu şehre Ticaret Müdürüne de, valiye de gerek kalmazdı. Bunlar olmayınca diğerleri de olmazdı. Yalan mı? Böylelikle ‘Ahi Pilavıda’ olmazdı?
Kırşehir halkına hakaret eden bu adam çarşıda pazarda arsız, arsız dolaşabiliyor. Bu nasıl bir yüzsüzlük var ben anlamadım. Bazı insanlarda bulunur, bazılarında bulunmazmış. Mesela; ‘Ar Damar’. Bu olmayınca arsızlık olağanlaşırmış.
Tüm bunlar olağanmış gibi, Boztepe’den belediye başkan aday adayım diyor. Özür borcunu ödemeyen bu adam, aday olursa hangi ahlak ile oy isteyecektir?
Bu ve bu kişi düşüncesine hâkim insanlar kendi menfaat ve çıkarları için her zaman var olacaklardır. Dünde vardı bugünde var. Gelecekte de olacak. Önemli olan halka kimin veya kimlerin yön verdiğidir.
Bu anlayışın birde mutlak bozacısı olacaktır. Bir bardak çaya takla atan, yalakalığın en anlamlısını en hüzünlüsünü kaleme alıp masumlar yaratıp ahlak savunuculuğu yapacak borazancılar olacaktır.
Bizler; ahi ahlakını ancak öbür tarafta görürüz.
Pilav bir simge. Yoksulların ekmeğine katık olsun anlamı taşır. Ama Ahilik bu değil ki! Pilavın sadece mideyi doyurduğunu bizde biliyoruz. Üzerine çok su içerseniz, bulgur şişer mide fesadı olursunuz. Buda benden siz kapak olsun.
Kötü örnekler bizi iyiden vaz geçirir mi asla geçirmez. İşin ucunda üstü etli pilav olmasa, herkes oraya gelip toplanır mı? Valla toplanmaz. Herkes bir şeyden sorumlumu elbette. O zaman ben de duyurmakla ve yazmakla sorumluyum.
Pilavda gözü olanın çatalı olsun. Ya da pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Hangisini beğenirsen mirim!