KLASİK YALANLAR… AVUTULAN ŞEHİR, KIRŞEHİR!
Utanmak insan içindir. Bu ülkede tek tartışılmayan siyasetçinin insanlığı! Yukarıdaki yalanla ülke yönetir. Aşağıdaki yalanla idareyi maslahat yapar. Adına siyaset deriz. Bizler bu yalanlara oy veririz.
KLASİK YALANLAR… AVUTULAN ŞEHİR, KIRŞEHİR!
Utanmak insan içindir. Bu ülkede tek tartışılmayan siyasetçinin insanlığı! Yukarıdaki yalanla ülke yönetir. Aşağıdaki yalanla idareyi maslahat yapar. Adına siyaset deriz. Bizler bu yalanlara oy veririz.
20 yıl önce tren geliyordu. Tren masalı tam tamına 15 yıl sürdü. AKP’li belediye başkanı masal parka bir oyuncak lokomotif getirdi birde lastik tekerli
Her seçim dönemi Millet bahçesi sözü verilir. Orada mı yapsak oy alsak, burada mı yapsak oy alsak hikâyesi sürer gider.
Millet bahçesi denilince aklıma hemen Kocabey Kavaklığı ‘Milli Park’ projesi geldi. Rekreasyon alanı ilan edildi. İkiz ağıl ve Sıdıklı sazlıkları dâhil edilerek milli park yapılacaktı. Önce Kocabey kavaklığı talan edildi. Ağaçlar kesilip Ortaköy, Aksaray dâhil pazarlarda sayılırken, Muhtar alanı parselleyip paylaştı. Bunu valilik dâhil ağızlarını açıp izledi. Milli Park projesinden koparılacak o kadar çok alan vardı ki 33 bin dönüm sazlık alan yakıldı, sürüldü, ağır kimyasallarla ilaçlandı M²’si 25 kuruştan kiralandı. Sürülen alandan çıkan karbon havaya karışırken ağır ilaçlar yüzey ve taban sularıyla nehre karışmakla kalmadı. Bölge Endüstriyel patates üreticilerine kiralanarak kalıntı patatesler pazarlarda halka satıldı.
Her seçim öncesi Çevre yolu konuşulur, ama bir tane çivi çakan olmaz.
İkinci MR geldi. Fizik tedavi içine kuruldu. Randevular ağırlıklı olarak gece veriliyor. Kındam’da oturan, Kuşdilli’de yaşayan bir hasta gece yarısı hangi araçla ulaşacaktır. Ama bolca reklamı yapıldı 2nci MR’nın. Doktorlar bir, bir Kırşehir’den uzaklaşırken seyreden siyasetçiler, hastane çilesine çözüm üretmek yerine yenisini Hacı Omar’ın tay kovaladığı alana yapmakta buldu. Yarın 14 Mart Tıp Bayramı. Valisi, siyasetçisi şatafatlı laflarla kutlayacaklar.
Kırşehir’in önceliklerinden bir haber siyasetçiler, bu şehri hep çantada keklik gördüler. Keklikler ne kadar hazır?
Kırşehir’deki trafik sorununa çözüm üreteceğiz derler, yanından geçmezler. Seçim dönemi yol yaparlar. İş yaptıklarını düşünürler. Güneş Enerji sistemi kurarlar, ucuz elektrik kime dağıtılır bilinmez.
Ana arterler üzerinde yapılmış geçici otoparklar (Terme Caddesi) esnaf tarafından dubalarla kapatılmış, halkın aracına yasak haline getirilmişse sen kimin belediyesisin diye elbette ki sorgulanacaksın
Neden o dubaları söküp atamıyor. Denetim yok. Kokuşmuşluk her yerde. Parsellenmiş kaldırımlarla, kapatılmış yollarla bir tane mücadeleniz yok. Avuç içi kadar şehirde kirletici işlere verilen ruhsatlar, sokağa akan kirlilikler. Bu halkta en az yolları kapatan esnaf kadar devlete de, belediyede vergisini ödüyor. Zulüm çekmek için değil.
Kırşehir’de şebeke suları ağır kireçli. Kırşehir suyunu ağırlıklı olarak artezyen kuyularından çekiyor. Kuyudan çekilen suların klorlanması sadece bakteriyle mücadele ederken, kireçle ilgili neden arıtma sistemleri kurulmuyor? Maliyeti yüksek diyorlarmış. Hiçbir maliyet insan sağlığından daha maliyetli olabilir mi?
Mevcut belediye yeni işçi alımları yaptı. İşe aldıklarına baktığınızda işe alınanların ağırlıklı olarak böyle bir işe de ihtiyacı olmayan kişiler olduğu iddia edildi.
Kırşehir’in her iki giriş yönünde dağlar oyuluyor. Birini siyasetçi işletiyor, diğerini özel idare kiraya veriyor. Tıpkı Kızılırmak nehir yatağını altüst edip dip faunasını bozdukları gibi göz ardı eden koltuklardan kalkamayan bürokratları atayan Siyasetçileri alkışladıkça bu erozyonu daha çok göreceksin.
Bu şehirde masallar hiç bitmez.
Kırşehir’de Köy ve Kervansaray dağları altın yağmacılarına teslim edildi. Gerisi lafı güzaf.
Yetti mi?
Yetmez şeytan azapta gerek. Kırşehir’de canlı hayvan varlığı 560 bin. Ama Kırşehir’de Veterinerlik Fakültesi yok. Üniversite Kervansaray Yerleşkesini satmadı. Gözü kapalı devretti. Öyle komisyon iddiaları dile getirildi ki! Kimse ciddiye almadı.
Kırşehir 1 gecede 1nci derece deprem bölgesi olmaktan çıkartıldı. Ne hikmetse kule gibi binalar dikildi. Satışlar tamamlandı. Deprem tekrar geri geldi.
Bana hizmet et diye verilen oylar, selefin borçlarını silmekte kullanıldı. Atatürk heykelinin çevresi Kızılay’a park. Kamyonculara satış alanı, emekliler dedikodu alanı oldu. Beyler Atatürkçülüğü elden hiç bırakmadı. Utanmazlık tavan yaptı.
Kısaca! Etrafınıza bakın. AKP ve CHP adayından çok daha vizyon sahibi adaylar var.
Bu şehre çalışan üreten, kent önceliklerini bilen, vizyon sahibi bir Belediye başkanı seçelim isterim. Bu şehrin; öngörüsü olmayan, yönetilen değil, yöneten bir başkana ihtiyacı var. Mevcut Belediyeyi eleştirdiğim için bana kızıyorlar. Yaşadığım cadde ve sokağa bakmıyorlar. Benimle birlikte mahalle yaşayan 5 bin kişiyi de cezalandırıyorlar.
Güzel şeyler yap alkışlayalım. Yalan mı? Akılcı projelerle bu şehrin önünü aç. Harika diyelim. Yalan mı? Bu halk, şehremini seçerken, seçimiyle yanılmamış diyelim. Yalan mı? Hizmet adıyla üretilen, sadece müteahhit mutluluğu için yapılan çalışmalar kamu hizmeti değil. Kişilere hizmet eder. Zaten ortaya koyduklarınız ortada. Yaptığınız işlerde toplumsal bir çıkar yoksa eleştiririm.
Yerel yönetim koltuk kapmaca yarışı değil. Genel merkezlere güç katkısı yapmakta değildir. Yerel hizmet alanlarıdır. Siyasetçinin güç gösterisi, yandaşın nemalandığı, müteahhitlerin beslendiği yağma hasan sofrası değildir.
Hayatım boyunca kimseye eyvallah etmedim. Hele ki siyasetçiye! Ben bu şehre hizmet istiyorum yaşamımı kolaylaştırsın istiyorum. Çok şey mi istiyorum?
Hizmet etmiyorsan, üretmiyorsan çeker gider demiyoruz. Etraf Şam şebeklerinden geçilmiyor. Şehrimin güzel insanları bunun içindir ki; gördüğün göreceğin rahmet, bunun ötesine geçmez.