KIRŞEHİR! AH KIRŞEHİR… CUMHURİYETTEN ALACAĞI OLAN KADİM ŞEHİR…
Siyaset kuşatması altında yalanların tavan yaptığı, Anadolu’da hak ettiği yere gelemeyen kadim şehir. Geçen seçimde olmadı. Bu kez tam tamam…
KIRŞEHİR! AH KIRŞEHİR… CUMHURİYETTEN ALACAĞI OLAN KADİM ŞEHİR…
Siyaset kuşatması altında yalanların tavan yaptığı, Anadolu’da hak ettiği yere gelemeyen kadim şehir. Geçen seçimde olmadı. Bu kez tam tamam…
Tarihsel sürece baktığınızda siyaset salnamelere de konu olmuş, bu şehri ‘Oy Vermedi’ bahanesiyle tarihten silip, köyden kasaba, kasabadan şehir yaptıkları Nevşehir’e, ilçe yapıp bağladılar. Kültürel ve Arkeolojik değerler Nevşehir’e yüklemekle kalmayıp tarih montajı yaptılar. Şehir merkezinde ‘Kırşehir valiliği, Belediyesi’ yazan çöp varillerine kadar kamyonlara yükleyip Nevşehir’e götürdüler. Kırşehir idari il sınırları içinde daraldıkça daraldı. Küçüldükçe küçüldü! Ne şanstır ki Kırıkkale il olunca Kırşehir idari sınırları biraz daha daraldı. Genel seçimlerde (6) milletvekili olan bu şehir, bugün (2) milletvekili çıkartır oldu. O günde siyasetçi Kırşehir’e hizmet etmedi. Bugünde etmedi.
Aşağıya tek, tek yazacağım. Ülkede en uzun iktidar olan AKP bir çöp dikmeden 21 yıla girdi. Her dönem AKP’ye milletvekili kazandıran bu şehir, hızla kabuk değiştirdi. Eskiden kalan sadece birkaç arkeolojik eserler. Kırşehir’e hizmet etmeyenler sadece etinden, sütünden istifade edip, çekip gittiler.
Şeker fabrikasını, Petlas’ı bunlar getirmedi. Organize sanayi işler hale getiremediler. Var olan Termal kaplıcalar (Terme Grand, Kür Merkezi, Kara Kurt, Bulamaçlı, Mahmutlu) elden çıkartıldı. Özel sektör 5 yıldızlı otel kondurdu. Üç kez el değiştirdi. 2006 yılında kurulan Üniversite, kuruluşu ve sonrası 2014 yılı dâhil çalkantılarla anıldı. Bugün dahi üzerine atılı o çamur temizlenmedi. Kervansaray bölgesinde bulunan AEÜ arsası Erdoğan’ın imzasıyla birilerine devredildi. Alan kişi bir kuruş ödemeden, üç ay içinde aldığı arsayı 300 milyon karla yanındaki fabrikaya devretti… Şaibeler bir türlü bitmedi. Komisyonlar dalavereler. Birilerinin cebine akan milyon liralar… Bu rezil satışın devirin peşine kimse düşmedi.
AKP döneminde Çiçekdağı Tilki Çiftliği AKP Muş Milletvekiline verildi. Bu devri yazdığımda beni Muş Milletvekili tehdit etti. Ağalar Konağını İl Encümen kararıyla aldım. Tehdit edilen İl Özel İdare Genel Sekreteri yapılan baskıyla benden geri almak için dil döktü. Bugün içinde bulunan Eski Kırşehir Fotoğrafları benim özel arşivimden çıkma olup tarafımca asılmış fotoğraflardır.
Kesikköprü Kervan Saray’ını Kültür merkezi yapmak amacıyla Vakıflar bölge müdürlüğünden kiraladım. Kiraladığım gün Kırşehir valisi, Milletvekili Bölge Müdürünü arayarak ihalenin iptalini istediler. Anahtarını teslim etmediler. Bugün Kırşehir Belediye Başkanı olan, o gün Kırşehir Ticaret ve Sanayi Odası başkanı olan muhterem Ticaret odasında yapacağım toplantıyı açılışa (2) gün kala iptal etti. Bana Nevşehir Ticaret Odası başkanı sahip çıktı. Bu rezaletler bitti mi? Hayır…
Kırşehir’de İlk Turizm Çalıştayını yaptım. Turizm Komisyonunu kurdum. Bakanlık Temsilcileri dâhil, TRT temsilcileri, TURSAB, Turistik Oteller Federasyon, Kapadokya, Çukurova Bölge başkanlarını, Milletvekillerini bir araya getirdim. Tüm giderlerini iki arkadaş üstlendik.
Maya bozuk olunca, ayranın tadı tuzu olmuyor…
İnatçı bir adamım. Yapacağım dedim. Kırşehir’i Türkiye’de on bir Yurt dışında üç üniversitede anlattım. Yetmedi. Türkiye 2nci Sulak Alanlar kongresini Kırşehir’e aldırıp 300 bilim adamını STK temsilcisini Kırşehir’e taşıdım. Rektör Salman Efendi karşıma hülle dernekle çıktı. AEÜ Kütüphanesine 4750 kitap (Kütüphanemi) bağışladım. Kolunun altına (4) kitap alan kişiye plaket ve Teşekkür Belgesi veren üniversite bana A4 kağıdını çok gördü. Toklumen köyüne 11 Dönüm üzerine cebimden 45 bin Avro harcayarak Ormanlık alan yaptım.
Sıdıklı Büyük Oba köyüne Ekoloji Okulu yaptım. Okulu yağmaladılar. Yılmadım. Namı değer Kocabey Kavaklığı ve uzantısında bulunan sazlık alanları da içine alan bölgenin ‘Milli Park’ olması için projeler yaptım. Bakanlara (Osman Pepe ve Veysel Eroğlu) Milletvekilleriyle (Muzaffer Aslan, Abdullah Çalışkan) birlikte çıktım. Tabiat parkı ilan ettirdim. Devamı mı? Aşağıya ayazdım.
Kırşehir Kapadokya Havaalanı Yolu projesini üç mühendis arkadaşımla 1 yıl çalıştım. Karayolları genel Müdürlüğünden ve ulaştırma bakanlığından onay aldım. Bu projenin yazı ve belgeleri özel idare arşivin de mevcut. Bu proje Kırşehir milletvekilleri tarafından Aksaray valiliğine devredildi. Bitti bitmedi… Dedim ya ben çok inatçı bir adamım.
AB projeleri yaptım. 19 yılda 78 Projeye imza attım. Kırşehir2dem 325 Genci Avrupa ülkelerine göndermeyi, AB ülkelerinde 3457 genci Kırşehir’e getirmeyi başardım.
Kırşehir’de kültür elçileri projesini yaptım. Kuzey Buz Denizi Buzullarına Greenpeace ile birlikte Kırşehir Türkiye Mustafa bağ ismini cam fanus içinde 25 derinlikte buzula gömdüm. Ulusal ve Uluslararası dergilere, gazetelere haber oldum.
Kırşehir doğasının kitabını yazdım. Kültür Envanterini hazırladım. Aşık Said ve Seyfullah’ın kitabını yeniden kaleme alıp yazdım. Aşık Said’in Toklumen köyüne mezarını yaptırdım. Bir yılda 115 kez savcılığa ifadeye çağrıldım. Üç kez yargılandım beraat ettim. 2013 yılında Fetullah Gülen aleyhine yazdığım yazılardan ötürü 10 yıl ağırlaştırılmış hapis, 10 bin TL para cezasına çarptırıldım. Parayı ödedim. Ceza 5 yıla düşürüldü. Sonuç! Haklarımı geri almak için karşı dava açtım. Karşıma böyle bir davanın açılmadığı ve kayıtların olmadığı cevabı verildi.
Memlekete bir çöp dikmeyenlere, talan ve vurgunun aktörlerine sahip çıkan bu şehir insanı. 14 Mayıs’ta kendisine kimi layık görecek göreceğiz. Düşünmüyorsan. Düşünmeden laf olsun ya da ceza korkusu ile o sandığa gidiyorsan gitme.
Hiçbir şey değilken kendisine Yaşar Bahçeci’nin gizli kasası denildi. İl Başkanı yapıldı. FETÖ iltisaklı olduğu iddiası ile Erdoğan tarafından görevden alındı. Sonra Kırşehir Milletvekili Seçildi. Kırşehirli seçti. Yeniden aday olamadı. Ama yeni adaylarla birlikte yollara düştü. Niçin? Neden? Bu şehri onca çıkmaz projelerle oyaladığını değil, yeni adayın daha mahir olduğunu mu anlatıyor. İnanıyorsanız sadece birkaç soru var. Kapınızı çalana da, toplantıya gelende. Paket gönderende. De!
Hiçbir şey yapmayanların çok şey yaptım gibi millete ayar vermeleri.
Tren gelmedi. Aradan 21 yıl geçti. Çevre Yolu yapılmadı. Aradan 21 yıl geçti. Ama bir şey yapıldı. 12 milyon liraya yapılan 8 yıllık hastane atıl yapılıp Bağbaşına (Üniversite Bölgesi) tacıma projesi. Sağlık bakanlığınca onaylandı… Kendirlinin bu şehre attığı en iyi kazık bu!
Eski Hastane arsasının elden çıkartılması. Tıpkı Köy Hizmetleri binasını yıkmadan önce Kapı, pencere, Kalorifer sistemleri ve iç mefruşatlar yenilenip 6 ay sonra yıktıkları gibi. Birileri korkunç paralar kazanmıştı o tarihte. Sıra Yeni hastanede. Bulunduğu yerde fiziki kabiliyetini büyütmek yerine. Kapatıp yenisini yapmak. Komisyonlar fena değil herhalde. Ya değilse bunca itiraza karşı çıkmayla inatlaşmak akla ziyan!
Ben; bir makalemde Mustafa Kendirli’ye; ‘milletin karşısına hangi plan ve projenle çıktın, hangilerini uygulayabildin’? Diye sordum. Sizler sordunuz mu? Seçildikten sonra; Halka; seçim öncesi, ‘hastane yerini değiştireceğim’… Diye bir seçim manifestosu sundun mu? Yoksa seçildikten sonra siyasetin konjonktürü üzerinden yeni planlamalar mı yaptın’? Sorusunu sordum…
Bir başka soruda ‘Kırşehir’de istihdama dayalı kaç projeniz hayat buldu? Ben bilmiyorum… Anlat, öğrenelim’! Dedim. ‘Kırşehir’de insanlar, 1 liralık maskeyi alıp suratlarına takamıyor. Evlerine bir ekmek aldıklarında şükreden bu insanların, cebinde dolmuşa binecek parası yok. Cevabın lüks ciplere binen, lüks villalara kapağı atmış dönenim tefecilerini, rantçıları, döviz spekülatörlerine nasıl hizmet ettin. Kimlerin işini takip edip kapılarını araladın’? Diye sordum. Bu sorularla yetinmedim. Farklı ama aynı kapıya çıkan sorular. Yıllardır yapılmayan yılan hikâyesine dönen, ‘Çevre yoluna yönelik bir kaynak veya proje ayırdınız mı’? Sorusuna yanıtlar mısınız dedim. ‘Kaman’a layık görülen çevre yolu, bu şehirde neden yok. Bu şehir Kaman vilayetine bağlı İlçe mi? Bu soruyu lütfen kendinize sorun. Ahlaklı ve alakalı bir cevap verin dedim’. Verdiler mi? Halkın oylarıyla kutsadığı adam Ankara’ya ulaştıktan sonra farklı işlerin takibine yönelmiş, oylarını aldığı halkı karşısında elleri bağlı ayakta tutar hale gelmişse benim sorularım ona sinek vızıltısı olur.
Mesela Seyfe Gölünün kurtarılmasına. Ya da, Arkeoloji ve Etnografya içerikli bir devlet müzesi. Mevcut müzenin içini boşalttılar. Hitit eserleri Kaman arkeoloji enstitüsünün kapısına süs yapıldı. Sizler Japon (Arkeoloji Müzesi-Japon bahçesi) eserleriyle övünüp misafirlerinizi oraya taşırken, Şehrin müzesinde sahte eserler boy gösteriyor. Kırşehir’in içini boşalttılar. Haberiniz var mı? Sorusuna ne kadar alaka göstermiş olabilir? Ve kamu için Toklumen’e yapılmış özel ormanlık alanın kıyı bandına çökme projesinde bu Mustafa Kendirli, Yaşar Bahçeci, Üniversitede Hoca, Yıldırım Kaya (CHP Ankara Milletvekili) amca çocukları olduğu söylenen Kazım Kaya ismi geçiyorsa. ‘Sen hangi millete vekillik ediyorsun’? Sorusu anlam bulmuyor mu? Çıkarlar birleşince ideoloji ortadan kalkıyor…
Bu şehre hizmet etmeyecek adamlara oy değil, kapınıza geldiğinde bir yudum su vermeyin. Liyakatsiz çıkar odaklı kimliklere ülkeyi teslim ederseniz sonuçlara katlanırsınız.
AKP İl Başkanı Seher Hanım gazetemize ziyarete geldi. Projelerinden bahsetti. Bizde proje ve kamu tepkilerini kendilerine aktardık. Hastane taşıma için gerekli alt yapının bulunmadığı ve halkın tepkisinden söz ettik. Mevcut bölgenin ahlaklı, yağmadan uzak, gelişiminin mümkün olduğunu kendilerine aktardık. ‘Aklın yolu bir. Bende taşınmasına karşıyım’ dediler... Sonuç Proje ihalesi yapıldı. Yapılanma ihalesi yapıldı. Kazma vurulması an meselesi. Bunlar ‘Siyasetçi’… Bu kelam ahlak ve gerçekliğin karşıtıysa lanet olsun bu siyasete. Ben bu siyasetçileri alıvereli işlerinin karşılığı kendilerini beslemek zorunda mıyım? Bu soruları sorun. Mücadele edip edemeyeceğini sorgulayın. İdarecilerin görev yerlerinin değiştirilmesi alıvereli ilişkiler odağına oturmak siyaset değil birilerinin değirmenine su taşımaktır.
Başka neleri paylaştım.
AKP İl Başkanı Seher Hanıma Kırşehir Milli park Projesini aktardım. ‘Tamamlayalım. Bölgesel kalkınmada büyük katkı olacağını’ ifade etti Sonuç başta Muhtar ve birkaç uyanık ve diğer namussuzlar, Devletin Rekreasyon alanı ilan ettiği, milyonlarca lira harcadığı Tabiat parkını özel mülk ve kişisel odun deposu ilan edip çökme girişiminde bulundu. Ne oldu Seher Hanım? Milli Park ve bölgesel istihdam? Bu kadar yalan ve dalavereli ilişkiler bir kadın siyasetçiye yakışmıyor. Dört oy uğruna feda edilen değerler. Allah aşkına sen neyin farkındasın.
Daha-s-ı-nı-da yazmaya devam edeceğim.
