GÜLERMİSİN? AĞLARMISIN?

Bu kadar yalan ve sahteliği bir araya getiren anlayış! Kasım ayı enflasyonu 0,87… Kasım ayında Akaryakıta yapılan zam %11… Akıl alır gibi değil.

Gündem Yayın: 04 Aralık 2025 - Perşembe - Güncelleme: 04.12.2025 01:25:00
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

GÜLERMİSİN? AĞLARMISIN?
Bu kadar yalan ve sahteliği bir araya getiren anlayış! Kasım ayı enflasyonu 0,87… Kasım ayında Akaryakıta yapılan zam %11… Akıl alır gibi değil.
Yaşananları herkes kendi istediği gibi görmeye ve yorumlamaya devam edilen bu ülkede, bir gazeteci olarak olabildiğince yansız bir biçimde, ulaşabildiğim olaylar, belgeler ve edindiğim bilgiler ışığında, yaşananların bütün boyutlarını tarafsız bir gözle ortaya koymaya çalışıyorum. Benim siyasi yapım eleştiri kabul etmez. Çünkü ben Kemalist’im. Bir gazeteci olarak, görevim görünürlükleri gizlemek, yaşananları yalnızca kenardan izlemek değildir. Topluma ve tarihe karşı vicdan borçlarım, sorumluluklarımı göz ardı edemem… 
İktidar vur patlasın çal oynasın derdinde. Ana Muhalefet kendi iç dünyasına hapsolmuş durumda. Diğer ufak tefeklerde zaten kendi âlemlerin de. Ver maaşı yan gelip yatsınlar. Günlük gündem değişiyor. Gündemin en önünde terörist başı katil ve uzantısı DEM parti. Ve de endirekt ve dolaylı destek veren MHP. Habur’dan korumaları ile gelen övgülerden neredeyse isal olacak Kürt özerk başkanı, bölgesinde gizlenen ve köpeğin yataklık yaptığı teröristler istendiğinde “size bırak gerilla vermeyi kedi bile vermem”! Diyen alçak Barzani’ye yalakalık yapan ahlak. Bu alçağın havaalanı hastaneleri okulları Bu halkın vergileriyle yapıldı. Memurlarının maaşını veremediği iddiası ile bu milletin vergilerinin 2 milyar Doları bu köpeğe hibe olarak gönderildi. Nasıl böyle olduk meçhul. Ülkenin ana unsurları olan halk sefalet içinde beyler bir aşiret piçinin arkasında. Göt korkusundan yanın da koruma getirmiş. Ulan sen kaç kuruşluk adamsın diyecek, kulağından tuttuğu gibi kapı dışarı edecek ahlak kaldı mı?
Ülke ekonomik olarak yangın yerine dönmüş. Devleti yönetenlerin umurunda değil. Muhalefetin akılcı bir çıkışı da yok. Halk şaşkın ördek gibi. Ne karnını doyurabiliyor, ne giyinebiliyor ne tatil, ne de tasarruf yapabiliyor. Sadece yaşama direniyor.
10 yıldır Enflasyon masalı dinliyoruz. Aslında 10 yıldır saklanan “Servet transferi”… Açık ara bu ülkede ‘Enflasyon’ olarak yutturuluyor. Aslında planlı bir soygun yapılıyor. Halk Pazar artıklarından çöp konteynırlarından besleniyorken. Onlar servet transferi yapıyorlar. 
Doğrudan servet transferi. Ne oldu da bu kadar derin bir yoksulluğa düştü bu ülke! Savaşa girmedik. Ama savaşa girmekten beter olduk. Emeklilerin maaşlarını %40 azalttılar. Yeni, yeni, vergi arayışı içindeler. Verginin vergisini almaktan asla bir beis görmüyorlar.  Halkta ödemekte sakınca görmüyor. Servet transferi “Milletin … Koyacağız”. Denildiği gün başladı.
Milletin cebinden toplanan vergi harç, ceza devletin kasasında toplandığını herkes biliyor. Yapılan her ihale için Milletin cebinden beş kuruş çıkmayacak diye senelerce avuttular. Doğrumu? Doğru. 
Dünya ülkelerinde kamusal hizmet ihaleleri ile bizdeki ihaleler kıyaslandığında bir havalimanı için ihaleye biçilen eder tam tamına beş ihale ederi kadar olduğu anlaşılıyor. Bu cümleyi biraz açarsak durum şöyle!  Beş köprü fiyatına bir köprü, Beş Tünel yerine bir Tünel. Beş havaalanı yerine bir havaalanı, Beş Hastane yerine bir Hastane, yaptılar. İhaleler böyle yapılıyor.  Bunun adı açık ara “Servet Transferidir”… Enflasyon gerçeği işte bu. Tam bir kırk harami hikâyesi bir sana, dört bana! Borç 25 yıllık. Kime Saray Müteahhitlerine… 
Sadece bir örnek. İbrahim Çeçen (Müteahhit) 3ncü köprüden 1 yılda; 1 milyar Dolar kazandı. Araçlar geçse de, geçmese de. Üstelik bu köprü ihalesinde Demiryolu geçişi de var. Ama Demiryolu yapılmadı. İhaleye tabii olmasına rağmen denetim mekanizması görevini, yapmadı.  Yapılmayanın parasını alıyorlar mı? Hem de kur üzerinden. İşte bunun adıdır “Servet Transferi”… Eğer ki kuvvetler ayrılığını kaldırmamış olsalardı. DPT kapatılmamış olsaydı. Bunlar yaşanmazdı. Yaşansa bile nefesleri kesilinceye kadar hesap sorulurdu.
Bir araç alıyorsunuz 1tanede devlete alıyorsunuz; devlette bizden aldığını 5’li çeteye veriyor. Amerikalının 1000 Dolara aldığı Telefonu Tüketici 2 bin dolara alıyor. Alınan ekstra vergi yine bu 5’li çetenin cebine giriyor.
Sadece bununla yetinmediler. Hamaset dolu propagandalarla beyinlerin yıkanması sürdürüldü. Biz size duble yollar, yaptık, hastaneler yaptık, tünel,  hava alanları yaptık devletin cebinden 5 kuruş çıkamayacak dediler. Bu yalanın arkasına sığınıp bu müteahhitlere döviz üzerinde garantiler verildi. Geçiş, yolcu, hasta garantileri verdiler. Bunun dışında bu şirketlerin milyar dolarlık vergi ve kira borçları da silindi, ek sözleşmeler yaparak süreleri uzattılar. Hem de garantileri artırdılar. Yetti mi? Yetmedi.
Hırsıza hırsız demenin suç olduğu bir ülkede, kur korumalı mevduat ile ülkenin 2 yıllık bütçesi kimlere dağıtıldı. Tabii hırsızlara. Taş devletten, kuşta devletten olunca dolayısıyla durum böyle oluyor.
Vergi yükü yoksulun, dar gelirlinin üstünde. Bu ülkenin Merkez Bankası Başkanı Amerika, Maliye Bakanı İngiltere, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Belçika vatandaşı. Bu milletin sırtına sarılan 17 milyon Suriye, Afganistan, Pakistan, Afrika artıkları. Bu sayıya tavşan gibi üreme 2 milyon kişi dâhil edin. Bunların sağlık ve ilaç giderleri aylık harçlıkları bu milletin sırtında. Günde bir yumurta yediklerini düşünün ve hesaba katın. Bu kadar insanın barındırıldığını düşünün hesabı öyle yapın.
Çoklu maaşları yetmedi. Bütçe komisyonunda AKP ve MHP Milletvekillerince sunulan kanun teklifi üst düzey memur maaşlarına ekstra zam teklifi getirildi ve blok oyla onaylandı. Bu fark 10 bin lira ile 100 bin lira arasında değişiyormuş. Bu özel artıştan kimler etkileniyor. Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Yardımcıları, Milletvekilleri, Yüksek Yargı mensuplarına, Genel Müdürler, Dair Başkanları, Valiler. Başka Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve Tuğgeneraller. Ve de bunların emeklilerine… Kimin parasını kime veriyorlar? Bunlar gerçekten Robin ‘yut’! Astsubaylar verilmiş haklarını istiyorlar. Bunlardan kalmıyor ki versinler. Memur emeklileri aynı kanuna tabi oldukları aktif memeurlara verilen seyyanen zam haklarını istiyorlar. Geriye kalan için ölsün istiyorlar. Bunun içindir ki. Doymadıkları içindir ki; vermiyorlar. 
Et ve Balık Genel Müdürünün Yurt Dışında ortaklı ithalat şirketi kurduğu, buradan yani kendi şirketinden Türkiye’de başında müdürlük yaptığı kuruma et ithal ettiği ortaya çıktı. Hırsız içeriden olunca kilitte zorlama olmaz. Daha önce Adliyede emanete alınan Uyuşturucuların ticaretini yapan savcı, polis ve adliye memuru yakalanmıştı. Bu kez adliyede emanete alınmış 25 kg altın, 55 kg gümüş toplamada 146 milyon liralık vurgun yapılmış. Vurgunu yapan İngiltere’ye kaçmış. Ne tesadüftür ki; vurgunu yapanlar ya İngiltere’de, ya da Amerika’da soluğu alıyor.
Bu ülkenin bütün mal varlığı bir şekilde elden çıkartıldı mı? Evet. Üzerine 525 milyar dolar borçlanıldı mı? Evet. Servet transferi bakın nasıl yapılıyor bu ülkede. 23 Yılda vergi bazında toplanan 2 trilyon 643 Milyar Dolar nerelere harcandı? Bulunamayan, hesabı verilemeyen buharlaşan 128 Milyar Dolar. Merkez Bankası arka kapısından çuvallarla taşınan 17 milyon Dolar. İtalya’da uçakta yakalanan mahduma ait olduğu açıklanan yatırım transferi ilan edilen milyon dolarlar. 30’lu yaşlarda olan mahdumların ulaştığı inanılmaz servetler.
Merkez Bankasının 818 Milyar, Halk Bankası, Vakıflar ve Ziraat Bankasının zarar toplam 781 Milyar lira. Hesabı ödeyen yoksulluk. Birinci dereceden sorumlu olanlar her şeyden olabildikleri kadar muaflar. Silinen borçlar, alınmayan vergiler, verilen hibeler.
Somali’nin IMF borçlarını üstlendiler. Yurt dışında yaptırılan 192 camii için harcanan 2 milyar dolar. 4,5 milyon Suriyeliye 156 milyar dolar verdiler. 56 ülkeye koşulsuz yardım. Hazineden kaybolan 128 milyar dolar. Somali aşkının ana temelini Damadın Somali limanının sahibi kızın Maden ocakları. Özet bu değil. Dahası da var. Suriye’de İçinde Okulu, hastanesi, bakım evleri ve konutlar dahil üç şehir inşa ettiler. Savakin adasını restore ettiler 1 milyon dönüm tarım arazisi ödeyip üzerine bir çöp dikmediler yıllarca kirasını ödeyip bu alan için Türkiye’de ARGE oluşturup bütçe ayırdılar. 
Özetle: Ülkenin geldiği hâl ortada. Tarlalar boş. Marketler, Pazarlar ateş pahası. Ormanlarımızı katlediyorlar. Yerine beton binalar dikiyorlar. Suyumuzu kurutmakla kalmıyor, madenciler eşliğinde zehirliyor, belediyeler sayesinde atıklarla kirletiyoruz. Ürünü, toprağı zehirliyoruz. 
Kadınlar öldürülüyor, çocuklar istismar ediliyor. Kanıtlanabilmiş hiçbir suçu olmayan Cumhurbaşkanı adayı hapiste. Hak, hukuk arayan öğrenciler hapiste. Fail serbest, mazlum hapiste. Gençler hayal bile kuramıyor. Üniversitelere, belediyelere kayyumlar atanıyor. Yurtlarda can güvenliği, yok. Ticarethaneye dönmüş üniversiteler.  İşsizlik yoksulluk alabildiğine yükselişte iken, doktorlar gidiyor, yerini sahte göçmen doktorlar dolduruyor. Gazeteciler yargılanıyor. Tüm bunca olumsuzluklara tepki yerine bir kişiye olan fanatikliği her şeyin üstüne koyuyorsanız. Bu artık fikir değil kör inanç. Bu olan bitene sırtını dönmek. Adam sendecilik. Bu davranış biçimi insani değil. Vicdanı susturmaktır. Fanatiklik aklıda, kalbide karartır. Bu kimin tarafı meselesi değil. Ne kadar insan kalabildiğin meselesidir.    

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.