Toz Fırtınaları Kalıcı Hale Gelecek

Kırşehir’in kuzeydoğu ekseninde planlanan madencilik faaliyetleri, şehrin doğal koruma kalkanı olan Kervansaray ve Yağmurlu Dağlarını ortadan kaldırarak kenti büyük bir çevre felaketiyle karşı karşıya bırakabilir.

Kuzeydoğu rüzgârlarının hâkim olduğu Kırşehir, bugün bulunduğu konumu itibarıyla aslında doğal bir yerleşim alanı. Çünkü Kervansaray ve Yağmurlu Dağları, yalnızca kentin simgesi değil; aynı zamanda kuzeyden esen sert rüzgârları engelleyerek kenti koruyan doğal bir set görevi görüyor. Ancak bölgede yapılmak istenen madencilik faaliyetleri, bu doğal kalkanın ortadan kalkması anlamına geliyor.

Toz Fırtınaları Kalıcı Hale Gelecek

Dağlarda planlanan patlatmalı madencilik çalışmalarıyla birlikte yoğun toz bulutları oluşacak. Bu tozlar, kuzeydoğu rüzgârlarıyla kent merkezine taşınarak Kırşehir’i yaşanmaz hale getirecek. Şimdiden bile zaman zaman yaşanan fırtınalarda şehrin toz bulutu altında kaldığı biliniyor. Eğer maden çalışmaları hayata geçirilirse, bu durum birkaç kez değil, sürekli tekrarlanan bir kentsel kabusa dönüşecek.

Sağlık ve Çevre İçin Büyük Tehdit

Madencilikte kullanılan kimyasal maddelerin atmosfere karışması, solunum yolu hastalıklarının artmasına ve halk sağlığında ciddi sorunlara yol açacak. Ayrıca bölgedeki taş ocaklarının bugünden yarattığı toz etkisi bile şehir merkezinde yoğun şekilde hissedilirken, Kervansaray Dağlarının tamamında yapılacak faaliyetlerin yaratacağı vahim tablo şimdiden öngörülebiliyor.

Kentin Yaşanabilirliği Tehlikede

Kervansaray ve Yağmurlu Dağlarının ortadan kalkması yalnızca bir çevre sorunu değil; aynı zamanda kentin geleceğini de doğrudan etkileyecek. Toz fırtınalarının süreklilik kazanması, doğal yaşam alanlarının tahribi ve insan sağlığını tehdit eden koşulların kalıcı hale gelmesi, Kırşehir’in yaşanabilirliğini ciddi şekilde riske sokacak.