grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

KÜFE KİMİN SIRTINDA?

Ekonomi iyiye gidiyor diyorlar. Enflasyon 2025 yılında inecekmiş. Ekonomiyi talan edenler halen iktidar… Ekonomi iye gitmiyor. Siyasilerin, yandaşların, talancıların, vurguncuların, spekülatörlerin işleri daha iye gidiyor.

Gündem Yayın: 26 Mart 2024 - Salı - Güncelleme: 26.03.2024 23:20:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

KÜFE KİMİN SIRTINDA?

Ekonomi iyiye gidiyor diyorlar. Enflasyon 2025 yılında inecekmiş. Ekonomiyi talan edenler halen iktidar… Ekonomi iye gitmiyor. Siyasilerin, yandaşların, talancıların, vurguncuların, spekülatörlerin işleri daha iye gidiyor.

Milletin parasıyla saltanat sürenler, pazardan sebze artığı toplayan millete, ‘Halinize şükredin’… Diyorsa! Küfe kimin sırtında?

Milletin parasıyla saltanat sürenler, pazardan sebze artığı toplayan millete, ‘Küfe bizim sırtımızda’… Diyorsa! Küfe kimin sırtında?

Milletin parasıyla saltanat sürenler, pazardan sebze artığı toplayan millete, ‘Kuru ekmek yiyorlarsa doyuyorlar’… Diyorsa! Küfe kimin sırtında?

Milletin parasıyla saltanat sürenler, depremzedelere ‘oy vermezseniz hizmet yok’… Diyorsa! Küfe kimin sırtında?

Milletin parasıyla saltanat sürenler, yaşadıkları lüks ve şatafat için ‘İtibardan tasarruf olmaz’… Diyorsa! Küfe kimin sırtında?

Milletin parasıyla saltanat sürenler, ana nedeni olduklarını unutup kamu maliyesi için; ‘Ne verirsek verelim dipsiz kuyu misali kaybolup gidiyor’… Diyorsa! Küfe kimin sırtında?

Milletin parasıyla saltanat sürenler, kamu maliyesinin bozulması programını bozulmasını açlık sınırının altında yaşayan emekliler üzerine yıkıyor ‘2025 yılına kadar sabredin’… Diyorsa! Küfe kimin sırtında?

Milletin parasıyla saltanat sürenler, milletin sırtından çift vergi alıyor. İhalelerle ülkeyi soyanların vergi borçları 1 kalemde siliniyor, ‘300 lira vergi borcu olanın kapısına icra geliyorsa’ Küfe kimin sırtında?

Ey millet! Sahi sen neredesin? Küfe kimin sırtında?

Sıfırı tükettik-mi? Son iki ay içinde kendi iktidar ve saltanatları için milletin varını yoğunu seçime harcayacaklar… Bunların lüks ve şatafatlı yaşamlarına harcananlar hariç… Gerçekten sıfırı tükettik mi?

Bunun neresi milli, neresi ahlaki? Önce bunu sorgulayın. Bunun içindir ki hayat 10 bin liraya bir akşam yemeği yiyenlerle o parayı 1 ay ev geçindirenler arasında yaşanıyor.

Senin oy verdiklerin bodrumda koy alır. ABD çiftlik alır. Gökdelen diker. Gemiler alır. Bir diğerleri İngiltere’de malikâne alırken, İsrail’e gemicikler malzeme taşırken, sana cebinden aldığın Colaları yollara dökmek kaldı.  Sen ekmek kuyruğunda 3 kuruş paraya ucuz ekmek ve et almak için beklerken birileri iftarını manda yoğurdu Medine hurması, kestane balı vs.ler yiyor. Küfe kimin sırtında?

Yolsuzluk ve siyaset: Bir siyasal kültür sorunu. Siyasal hayatımızda yaşanan onca yolsuzluklar seçimleri etkilemiyor. ‘Çalıyorsa Çalışıyor’. Oluşmuş bu ahlak sorun olmaktan çok, erdemsizliğin göstergesi olmuş.

Cumhurbaşkanına açık mektup...

Sayın Cumhurbaşkanım! Siz kaç yıldır elektrik faturası ödemiyorsunuz? Doğalgaz mesela. Hiç böyle bir fatura gördünüz mü?

Peki; hiç arabanıza benzin istasyonuna çekip, kendi benzininizi aldınız mı? Hem de kendi paranızla ama?

Mesela siz, çocuğun bu sene yurt masrafı ne olacak diye düşündünüz mü? Sınava giriş ücretini ödeyemediğiniz için, sınava sokamadığınız evladınız oldu mu?

Doğru söyleyin lütfen, Emine hanım, pazarda peynirin kilosunun kaç TL olduğunu bilmeyeli kaç yıl oldu?

İlk evinizi nasıl aldınız?

Kaç senedir kira ödemiyorsunuz?

Sıfırdan gelip, O milyonluk araçlar sahip olmadan önce, onları ilk ve ancak rüyada görebiliyor olmanızın üstünden kaç sene geçti?

Adına kesilmiş tek bir fatura görmeden 30 yılı aşkın bir zaman yaşamak nasıl bir duygu? Tatile ya da doğduğun yerlere giderken bütçe planlaması yapmak zorunda olmadan kaç yıl geçirdiniz?

Elbette ki en lüks uçak bana ait olmalı diyecek ruh haline ve imkânlara sahip olalı kaç sene oldu?

Bunların hiçbiri artık sizin sorununuz değil. Neden mi?

Çünkü o faturaların hepsini biz ödüyoruz.

Boğazınızdan geçen her bir lokmanın ücretini biz ödüyoruz.

Size saraylar yaptırıyoruz.

Dünyanın en pahalı makam uçaklarını alıyoruz size. Dünyanın en pahalı arabalarını alıyoruz size ve çocuklarınıza.

Çocuklarınızın hepsini yurtdışında, en pahalı okullarda okuttuk mesela.

Hem de bizimkiler sınava girecek parayı bulamazken.

Size her gün bu milletin çocuklarının geleceğini garantiye aldık devletlere itibarınız olsun diye. Eşiniz hanımefendi alışverişini rahat yapsın diye Belçika gâvur ellerinde cadde kapattık.

Sizin yedikleriniz içtiklerinizin adını bile bilmediğimiz telaffuz edemediğimiz halde hepsinin bi tamam paralarını biz ödedik.

Siz otuz senede hiç fatura görmeyip, herhangi bir ödeme yapmadığınız için hepsini biz ödedik

Eeee! Bunları birileri ödeyecekti elbet. Biz ödedik.

Hatta siz alınmayın diye birçok şeyi de örtülü ödenekten ödedik.

Biz kim miyiz?

Mesela aramızda yerin 500 metre altında asgari ücretle çalışan madencilerde var. Berber, kasap, mobilyacı, mimar, doktor da var.

Artık ürün ekemeyen çiftçiler, hayvan yetiştiremeyen köylülerde var.

İş adamları da var aramızda. Mesela iş çıkışı biraz gezeyim derken tecavüze uğrayan, sonra size yakın kişiler tarafından “o saatte sokakta ne işi vardı” denilen kadın var ya! O’da çok faturanızı ödedi sizin. Şehit aileleri bile, içtiğiniz o ejderha meyvesi suyunun parasını ödedi.

10 bin lirayla açlığa mahkûm ettiğiniz emekliler var ya! Bindiğiniz uçakların, otomobillerin, helikopterlerin yatların sarayların yakıtını, pilotların, şoförlerin, korumaların, aşçıların, hizmetçilerin, modacıların maaşını ödedi.

Millet yani… Yahu millet…  Yani bizler…

30 senedir biz bakıyoruz size. Yemedik yedirdik... Giymedik giydirdik…

O iş öyle sizin dediğiniz gibi değil. Siz bizim karnımızı doyurmadınız ama. Biz sizin karnınızı doyurduk. Hatta görülüyor ki; başka bir insan olmanızı da sağlamışız. Sizin bu söyleminiz dünya siyasi tarihi için yabancı değil. Sizi ben yarattım. Deme noktasına gelmenize sanırım az kalakaldı’. Mehmet Dağıstanlı tiyatro oyuncusu yönetmen ve ressam.

‘Fakir çalmasını beceremediği için fakirdir’… Demiştin. Bu ülke nasıl fakir oldu. Parmağında 1 yüzük vardı. Bunca servet nasıl oldu. Bedelini kim ödedi?

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.