Kalabalıkta söylenen sözü mahkeme affetmedi
Kırşehir’de görülen bir boşanma davasında eşine kalabalık içinde 3 kez “boşol” diyen kişinin ağır kusurlu sayılması, Yargıtay tarafından onandı. Karar, sözlü hakaretlerin boşanma gerekçesi sayılmasında emsal teşkil edecek.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davalarında içtihat niteliği taşıyacak önemli bir karara imza attı. Kırşehir’de görülen bir davada, eşine kalabalık içinde üç kez "boşol" diyen kişinin ağır kusurlu sayılmasına hükmedildi. Kararda, bu ifadenin salt bir söz değil; eşin kişilik haklarını zedeleyen, küçük düşürücü ve onur kırıcı bir davranış olduğuna dikkat çekildi.
Mahkeme: Evlilik Birliği Temelinden Sarsıldı
Olayın geçtiği boşanma davasında, eşlerden biri diğerine toplum içinde tekraren “boşol” demiş, bu da mahkemece evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte görülmüştü. İlk derece mahkemesi, bu davranışın evlilik yükümlülükleriyle bağdaşmadığını ve onur kırıcı olduğunu belirterek boşanmaya hükmetti. Davada tarafların başka kusurları da olduğu tespit edilse de, kararın esasını bu sözlü hakaret oluşturdu.
İtirazlar Yargıtay'dan Döndü
Karara yapılan itiraz, önce bölge adliye mahkemesince, ardından temyiz aşamasında Yargıtay tarafından reddedildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, tanık beyanlarının ışığında söz konusu ifadelerin toplum içinde sarf edildiğini doğruladı. Kararda, olayın sosyal etkisi ve eşin kişilik haklarına verdiği zarar da göz önünde bulundurularak ilk derece mahkemesinin kararı onandı.
Uzman Görüşü: “Sözlü Şiddet de Boşanma Sebebi”
Kararı değerlendiren İstanbul Barosu avukatlarından Fatih Karamercan, Yargıtay’ın sözlü davranışlara ilişkin verdiği bu kararın son derece yerinde olduğunu ifade etti. Karamercan, "Evlilik sadece bir duygusal birlik değil, karşılıklı saygı temeline dayanır. Eşler arasında toplum önünde sarf edilen küçük düşürücü ifadeler, sadece evliliği değil bireyin sosyal statüsünü de yıpratır," dedi.
Boşanma Davalarında Yeni Bir Eşik
Yargıtay’ın bu kararı, özellikle tanıklar önünde gerçekleşen sözlü hakaretlerin artık daha güçlü bir boşanma gerekçesi olarak değerlendirileceğine işaret ediyor. Hukukçular, duygusal anlarda sarf edilen sözlerin geri dönülmez sonuçlar doğurabileceğini hatırlatarak, evli çiftlere sağduyu çağrısı yaptı.
Bu karar, sözlü şiddetin de fiziksel şiddet kadar ciddi bir hukuki sonuç doğurabileceğini ortaya koyuyor. Artık sadece davranış değil, söz de boşanma sürecinde belirleyici olacak.