83 MİLYONUN VERGİLERİ NEREDE?
Millet aç ve yoksul! İnanmayın, yalan. Bir gerçek ki! Akıllara ziyan. Toplumun halen ölüm uykusunda olma hali… Tüm bu Yaşananlar bir başka ülkede olsaydı. Böyle bir iktidara bırakın %30 oy çıkmasını, %01 oy bile alamaz.

83 MİLYONUN VERGİLERİ NEREDE?
Millet aç ve yoksul! İnanmayın, yalan. Bir gerçek ki! Akıllara ziyan. Toplumun halen ölüm uykusunda olma hali… Tüm bu Yaşananlar bir başka ülkede olsaydı. Böyle bir iktidara bırakın %30 oy çıkmasını, %01 oy bile alamaz.
‘Maaşınızı ben veriyorum’… Diyecek kadar arsızlar. Sen bizim maaşımızı vermiyorsun. Bu millet senin maaşını, saray müteahhitlerinin aktif ve emekli siyasilerin tümünü lüks ve saltanat içinde besliyoruz. Ulufe gibi dağıttığın örtülü ödeneğini, ısındığın, serinlediğin odaların gaz, elektrik, içtiğin suyun parasını bizlerden vahşice topladığın vergilerle biz ödüyoruz.
Bu ülkenin geleceğini kafası ezilecek yılan gibi gören zihniyet. Bu millet sustukça bu ülkenin çocukları için böyle düşünülecek. Onlar kendilerini adamdan sayacaklar. Bu millet adamsendeciliği bir kenara itmediği sürece onlar gibi düşünmediği için, Terörist ilan edilecek. Vatan haini ilan edilecek. Aslında vatanı pazarlayanlar onlar. Vatanı kazanmak ve korumak için kanı dökülen bizleriz…
Emeklilerin Temmuz ayı maaş farkı Bütçeye ‘40 Milyar 868 milyon’ yük getirmiş. Önce iktidar açlığa mahkûm ettiği emeklilere ulufe vermiyor. Onların yıllarca devlete ödediği primlerin karşılığını veriyor desem. Bu da doğru değil. Onu da vermiyor.
Yoksul Milletin sırtından 22Ylıda toplanan 2 trilyon, 897 milyar vergiler nerede? Soru bu!
‘Farkında mısınız? Adamlar bizim ödediğimiz vergileri, alın terimizi gözümüzün içine bakarak çatır, çatır yiyip hem mültecilere yani işgalcilere dağıtıyorlar, hem Ortadoğu ülkelerine gönderiyor, hem de ABD de mal mülk satın alıyorlar… Bizde sadece izliyoruz hamdolsun… Bu kadar salak bir millet nasıl olduk’… Haluk Bilginer.
‘Türk oligarşisi demokrasi gurusu sayıldığı bugünlerine, 12 Eylül köprüsünden geçerek geldik. Köprüden geçene kadar da ayıya dayı demekte hiçbir kusur etmedi. Çaldılar. Soydular. Sattılar. Borçlandılar. Sesimizi yükseltemedik. Ne mutlu ki artık, demokrasi dışı ekonomi programları hazırlayan, en çetrefil konularda demokrat açıklamalar yapabilen bir oligarşik yapımız olan iktidar.
Ne diyordu değirmenci dayı? Bu nasıl çark ulan, buğday bizim, ezilen biziz, un olan biz, aç kalan biz. Kim bu doymak bilmeyen bu şerefsiz’?
Bu ülkenin milyarlık hazine bütçesini oluk, oluk rant kanalına, lüks ve şatafata aktaran devlet Emeklinin yıllarca ödediği primler için yük diyebiliyor. Bu rant kanalının ana aktörleri ve bu aktörlerin siyasilere ve üst düzey bürokratlara balya, balya dağıtılan komisyonların hesabını unutuyor. Emeklinin yıllarca ödediği primler için yük diyebiliyor. Toplanan vergilere fındık fıstık parası diyorlar. Emeklinin üç kuruş artışına yük diyorlar.
Milleti sıkboğaz eden iktidarın vahşice topladığı vergilerin hesabını vermeyen iktidar, Müteahhitlere yönelik Milyar liralık vergi affının üzerine sünger çekip, milyar dolarlara ulaşmış vergi muafiyetlerinin hesabını yüklediği yoksul halkın ana omurgası emeklinin Temmuz ayı için yaptığı üç paralık artış için ‘Yük’ diyor…
Zarrab’ın önüne yatan ahlaksız siyasetçinin banka dolandırıcılığı dâhil, mahkûm olduğu uluslararası kaçakçılık. Ve ülkeye yüklenen 11 milyar 800 milyon ceza! Bunun bedelini kim ödedi? Hırsızlar mı? Yoksa halk mı ödedi? Irak hükümetinden izin almadan Kürt özerk bölgesinden kaçak olarak alıp İsrail başta olmak üzere farklı ülkelere işlenmiş petrol satmak suçundan Dünya Tahkim mahkemelerin ülkeye verdiği 1 milyar 350 milyon Dolar ceza… Akaryakıt kaçakçılığı yapanın cebinden kaç kuruş aldınız?
Rakibine suç üretip hapse atarak hazinenin 59 milyar dolar rezervini nasıl yaktınız? Hazinenin 2024 yılı verdiği 881 milyar liralık açık kimlerin cebine aktı. Kimlere yurt dışında yaşam alanları aldı?
Geçmediği köprüye, girmediği tünele, uçmadığı havalimanına, görmediği otoyola, kapısını bilmediği hastanelere şakır, şakır para ödeyen, çocuğuna pabuç alamayan, kıçının altında bisikleti olmayan hırsızı arsızı alkış yağmuruna tutan bu emekliler mi batırdı hazineyi! Hazineye getirilen yükün yüzde kaçı basiretsiz, liyakatsiz siyasetçi uşağı bürokratın payı var? Karar verici atanma ile koltuk sahibi olup milletin malına çöreklenen, şirketleri adına hibe ve teşvik çıkartan, özel şirket müdürünü devletin makamına taşıyıp Genel müdür yapan adına ‘Bakan’ dediğiniz çıkarcı, hırsız güruhun hazineyi soymada payı ne kadar? Aslan payı kimin? Amerika’daki gökdelen, Çiftlikler, İngiltere’de alınan malikâneler, şatolar evler. Marmaris’te oğluna kızına yapılan villalar, hiçbir işi olmayan ilkokul mezunu bir kadının hastaneleri. Bir yüzük ve inanılmaz servetler. Kim kime yük? Yoksula verdiği 2 bin lira yük. Adamlar haklılar. Kendi heybelerinden erzak eksilsin istemiyorlar.
Bu hakaretamiz açıklamayı emeklinin %80’ni hak ediyor… Aslında; ‘sürünün lan’ diyeceklerde! Terbiyeleri müsaade etmiyor…
Adamdan sayılmak için! Çalacaksın. Soyacaksın. Arsız ve hırsız olacaksın… Eğer bir hak başkalarına helal, size haram ise; iyi bilin ki, o din; Allah’ın değil, sömürgecilerin dinidir. Malcolm…
Cibuti’ye, Somali’ye senin paranı gönderen, IMF borcunu ödeyen, bu ülkelerin yaşayanlarının refahı için yırtınan, seni çöplüğe mahkûm etmiş bir iktidarın peşinden ayrılmıyor, kendilerini ve uzantılarını oylarla kutsadığın için bu ahlakla ülkeye yön veren siyasetçiye elbette yük gözükeceksin. Bir millet, kendi sırtından sürdürülen saltanatı, Uçakları, Yatları, Helikopterleri, Otomobilleri, Sarayları, Ziyafet sofralarını sorgulamıyor, ekmek ve et kuyruklarında bekleşiyor, Pazar artıklarıyla besleniyor, çöp konteynerlerden rızık arıyor devletin kapısında bir paket makarnaya, bir çuval kömüre nasıl muhtaç edildiğini sorgulamadığı için. Senin yük olduğunu söyleyeceklerdir.
Ülkenin 71 milyar dolara satılan cumhuriyet birikimlerini, 650 milyar dış borcun hangi amaçlarla alındığını, yurt dışına yapılan milyarlarca doları ve kayıp 128 milyar doları sorgulamıyorsa. Onlar sanki babasının parasını sana veriyormuş gibi seni sorgulayacaktır.
Sen! Üreten toplum iken, tüketen topluma düşürülmeni, üç paraya peşkeş çekilen, fabrikaları, arazileri sorgulamıyor. Sudan’da tarla kiralıyor, bir çöp yetiştirmiyor, milletin parasını Sudan devletine kira olarak ödüyorsa sen seyrediyorsan… Bunun için sen siyasetçiye yüksün.
Bir millet, koyun ile insan arasındaki farkı bilmiyorsa…
Hangi amaçla alındığı bilinmeyen S400 füzelerine ödenen 2 milyar 400 milyon. F35’lere ödenen 2 Milyar dolar. Demirören’e ödenen, 750 milyon Dolar. Virgin adalarına gönderilen 2 milyar 750 milyon dolar, Erdoğan’ın Amerika’da yapılan reklamlarına ödenen 750 milyon Dolar yük değil. Milletin kendi parası devlete yük olacak şey mi? Milletin sırtına yüklenmiş 13 saltanat uçağı, 275 bin makam aracı, bakım ve işletme giderleri, maaşlar, kışlık, Yazlık 1100 odalı saray ve sarayların giderleri çalışanların maaşı yük değil öylemi? Bitti mi? Hayır bitmedi.
Döviz kurumalı mevduata hazineden ödenen 467 milyar lira hazine yük değil. 40 milyar yük öylemi. 5li çeteye 6 ayda ödenen geçiş garantili kur farkı olan 390 milyar lira, olacak Temmuz maaş farkı 40 milyar tutan emekli soytarılara yük olacak. Bu açıklamayı yapan kimlik dâhil, bu milletin beslediği emekli ve aktif görevde olan milletvekilleri, bakanlar cumhurbaşkanları ve 50 milyar harcadık, gerekirse bir 50 milyar daha harcarız diyen ve sırtımıza sarılmış 217 milyon mülteci yığını bize yüksünüz.
Türkiye’de Nepotizm; ‘akrabacılık, ayrımcılık, kayırmacılık’… Zirve yaptı…
Türkiye’de Klientalizimcilik; müşterisizlik, seçmenleri ‘müşteri’ gibi görme alışkanlığı yaratıldı.
Türkiye’de Kroni Kapitalizm; çürümüşlük, ahbap çavuş ilişkisi içinde oğul, kız, yeğen, kardeş, akraba ve bunların yakınlarıyla kurulmuş ilişkiler içinde, kamu görevlileri ile yapılan çarpık ve gayri ahlaki ilişkiler içinde kamu kaynaklarının alabildiğince hatta vahşice kullanımı. Sıfır faizle verilen teşvikler. Üzeri bir kalemde çizilen hibeler. Çökmeler, çöreklenmeler ve talanlar. Yangınlar sonrası paylaşıma açılan doğası ve sahilleri. Otomobil fiyatına devletin Helikopterini sattılar. Satan belli, alan belli. Ama hesap soran yok. Adalet bile vicdanla cüzdan arasından kurtulup refaha erdikten sonra zaten sonrası hiçte önemli değildi. Nitekim öyle de oldu!
Ülke nasıl kurtulur? Kapatın kaçak Saray’ı, salt onun gideriyle kurtulur.
Kapatın Diyanet’i tüm bütçesini hazineye aktarın. Halka çağrı yapın imamların maaşlarını camiye giden cemaat ödeyecek deyin. Bu ülkede kaç dindar sayısını hem de ülkenin kurtuluşunu görün.
Bu ülkeye sokulmuş 17 milyon kaçak göçek, iti uğursuzu. Afganlısı, Suriyelisi, Pakistanlısı, Afrikalısı nerede ne varsa torlayıp, geldikleri yere postalayın. Bu çapulculara ev yapmaktan vazgeçin. Bakın bakalım konut açığı kalıyor mu? Bütçe nasıl fazla veriyor görün. İktidar
… Ya bugün! Tutmayan modeller, ödemekle sonu gelmeyen bitmeyen bedeller! Farkında mısınız? Geçmişi sattılar… Bugünü borçlandılar... Gelecek ipotek altında… Bu halk bu ülkede yapılan onca talanın neresinde yer alıyor? Bunun içindir ki; ‘Onlar aymaz, bizler suskunuz!