Polat Enerji Kırşehir'de büyüyor
Rüzgar ve Güneş Enerjisi Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine katkı sunmayı amaçlıyor. Ancak 184,5 MW’lık hibrit enerji bölgesel ekonomiye ivme kazandırması beklenen proje, tarım, mera alanları ve ekosistem üzerindeki olası etkiler yaratıyor.

Kırşehir’in Mucur ilçesi ile Nevşehir’in Hacıbektaş sınırlarında yer alan geniş bir arazi, yeni bir yenilenebilir enerji yatırımıyla gündemde.Polat Enerji'ye bağlı AL-YEL Elektrik Üretim A.Ş. tarafından hazırlanan “ Geycek Rüzgar Enerji Santrali Kapasite Artışı ve Yardımcı Kaynak Güneş Enerji Santrali Projesi” Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu Eylül 2025’te tamamlandı. Proje, Türkiye’nin enerji bağımsızlığına katkı sunmayı hedeflerken, çevresel etkileriyle de tartışma yaratıyor.
Yenilenebilir Enerjide Yeni Aşama
Geycek sahasında halihazırda çalışan 72 rüzgar türbinine bir türbin daha eklenerek santralin kapasitesi 179 MW’tan 184,56 MW’a çıkarılacak. Buna ek olarak 113,81 MW’lık güneş enerji santrali (GES) kurulacak. Böylece proje, Türkiye’de örnekleri giderek artan hibrit (rüzgar + güneş) enerji üretim modeliyle çalışacak.
Uzmanlara göre bu birleşim, sürekli enerji üretimini garanti altına alan, karbon salımını azaltan ve enerji arz güvenliğini güçlendiren bir model oluşturuyor. Türkiye’nin 2030 yenilenebilir enerji hedefleri içinde bu tür projeler, enerji dönüşümünün temel taşları arasında görülüyor.
Ekonomik Katkı ve İstihdam Fırsatları
Projenin toplam yatırım bedeli 96 milyon 250 bin TL olarak belirlendi. Raporda, inşaat sürecinde bölge halkına istihdam yaratılacağı, bölge yolları ve altyapısının yenileneceği belirtiliyor. Enerji üretimi açısından ise yıllık binlerce hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek kapasiteye ulaşılması bekleniyor.
Yerel ekonomi açısından değerlendirildiğinde, santral çevresinde lojistik, bakım-onarım, taşımacılık ve hizmet sektörlerinde hareketlilik yaratması öngörülüyor.
Doğal Denge ve Ekosistem Kaygıları
Olumlu yönlerine karşın proje, çevresel etkiler bakımından soru işaretleri barındırıyor. ÇED raporuna göre proje sahası; Yenice, Şatıroğlu, Geyicek, Kurugöl, Budak, Obruk, Yeniyapan ve Büyükburunağıl köylerini kapsıyor. Bu bölgeler, mera, tarım ve orman alanlarının iç içe geçtiği hassas bir ekosistemde yer alıyor.
Uzmanlar, yeni türbinin ve güneş panellerinin kurulacağı alanlarda flora ve fauna üzerindeki baskının artabileceği, özellikle de kuş göç yolları ve arı popülasyonları üzerinde olumsuz etkiler görülebileceği uyarısında bulunuyor. Ayrıca bölgede su kaynaklarının sınırlı olması, panel temizliği ve inşaat sürecinde su tüketimi açısından risk oluşturuyor.
Halkın Katılımı ve Şeffaflık Tartışmaları
Rapor, halkın bilgilendirilmesi için toplantılar yapıldığını belirtiyor. Ancak bazı köylüler, toplantıların kısıtlı bilgilendirme ve düşük katılımla gerçekleştirildiğini, sürecin “şeffaf” yürütülmediğini savunuyor.Çevre örgütleri, katılım sürecinin formaliteden öteye geçmesi, yöre halkının karar alma mekanizmasına dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Sürdürülebilirlik Dengesi Arayışı
Proje, yenilenebilir enerji üretimi açısından bölgesel bir kazanım sunarken, ekosistem bütünlüğünün korunması noktasında dikkatli bir yönetim süreci gerektiriyor. ÇED raporu, gürültü, toz, toprak kaybı, atık yönetimi ve orman alanları üzerindeki etkilerin azaltılması için önlem planları içeriyor. Ancak bu önlemlerin uygulamada ne kadar titizlikle izleneceği en kritik soru olarak öne çıkıyor.