KIRŞEHİR İÇİN BİR FIRSAT VAR!
Bu Memlekette siyaset var, içinde icraat yok, nüfus çok fabrika yok. Kalemi sert yazarsam kötüyüm. İyi yazarsam yalakayım. Dedikodu çok icraat yok. Artık özümüze dönsek te şu memlekete sahip çıksak olmaz mı? Desem onada sana mı kalmış dersiniz.

KIRŞEHİR İÇİN BİR FIRSAT VAR!
Hep deniyor ya! Kırşehir Ankara ve Kayseri arasına sıkıştığı için böyle. Bunu tersine çevirip beyinlerin arasını sıkışmadığını gösterme fırsatı var.
O kadar çok şey kaçırdı ki bu şehir. Yıllarca kendini bulunmaz Hint kumaşı zanneden siyasetçilerin kendi kişisel çıkarlarına öncelik vermesi sonucu hep oyalandık. Sürekli Ankara, Kayseri örneği verildi. 20 yıldır bu şehir daha çevre yolunu yapamadı. Seçtiklerimiz seçildi ve kayboldu. İktidarı da, muhalefeti de aynı. Seçtiklerimizin hiçbiri bu şehre adam gibi hizmet getirmedi. Onlar kendilerinin ve çocuklarının istikballerini kurtardılar. Kırşehir makûs talihine yenik düştü.
Kırşehir 1991-1992 yıllarında Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümeninin Kırşehir’e getirilmesi, Kırşehir Havaalanı ve Mercedes Kamyon fabrikası projelerine siyasetçiler dâhil kimse sahiplenmedi. Bu konuyu ben dönemin milletvekili ile birebir görüştüm. O günlerde ben aktif görevdeydim. Havaalanı Nevşehir’e, Mercedes Kamyon Aksaray’a gitti.
Kırşehir yıllardır bu sıkıntıyı çeker. Şimdilerde çok daha yeni olan 2022 yılında başlayan kuşatma 2025!e yılına dayandı. Doğası talan ediliyor. Yeraltı zenginlikleri buralardan kopartılıp başka şehirlere, başka ülkelere taşınıyor. Kiri, pasağı, hastalığı toprağımıza suyumuza karışıyor ve namussuzluk bu şehre ödül oluyor. Bu şehrin ekmeğini suyunu yiyip içim sırtını dönmek vefasızlık değil nankörlüktür. Namussuzluktur.
Yalanın bini, bir para!
22 yıl önce Kırşehir’e Tren geliyor dediler. Vites değiştirip hızlısı geliyor dediler, masal parkına oyuncak tren geldi. 2006 yılında; ‘Kırşehir Vizyon kentler programına alındı’. Dediler. Gerçeklik ve inandırıcılık olsun diye toplantılar sadece Kırşehir’de değil. Nevşehir’de de yapıldı. Vizyon gitti. Lafı kaldı yadigâr.
Formila-1 Kırşehir’e geliyor anonsu yapıldı. Kırşehir Avrupa’nın gözbebeği olacak dendi. Yalanın aktörleri siyasetçiler üst üste seçildiler. Kırşehir yine yalanın içinde kaldı.
2005 Yılında başkanlığını yaptığım Dernek ile 2 gün süren bir Turizm Çalıştayı yaptık. Bu Çalıştaya Turizm Bakanlığından 2 daire başkanı, TRT’den yönetim kurulu üyesi. 12 Belde Belediye Başkanları, Kırşehir valisi, İlçe kaymakamları, Kırşehir’in Milletvekilleri katıldılar. Bütün giderleri, Terme Grand, Çavuşoğlu Turizm ve Aspava Lokantası ve Başkanlığını yaptığım Dernek tarafından karşılandı. Akabinde Hirfanlı Sahil bandı 35 Km uzantısı iki yönlü ‘Turizm Alanı’ ilan edildi. Ve isteyince oluyormuş dedik. Bakanlar kurulunun ‘Turizm Alanı’ ilanının nüshası resmi gazetenin bir nüshası bende var. Bu ilan edilen oluşum sonrası neler mi oldu? Sahil bandı Diyarbakırlı bir tüccara verildi. Gerisi daha da vahim. Sıçrama tahtası Bulamaçlı’ya ve Karar Kurt’a kadar uzandı. Örtülü tarım açık arazide Endüstriyel tarım hâkim kılındı.
.2007 yılında iki inşaat mühendisi ve bir teknik ressamın dâhil olduğu Kırşehir Kapadokya Havaalanı yolu için 3 ay çalışarak Projesini hazırladık. Projeyi valiliğe ve ulaştırma bakanlığına gönderdik. İl Koordinasyon toplantısında Karayolları Genel Müdürü Projenin olumlu bulunduğu ve Proje ihalesine çıkılacağını açıkladı. Ve beni İl İdare Genel sekreter yardımcısı (rahmetli) telefonda müjde diye aradı. Ve bakanlığın yazısının bir fotokopisini bana verdi. Eski Genel Sekreter hâlâ aktif görevde. İsteyen İl Özel İdare arşivini araştırır ve bulur. Peki, sonuç bu projeye Aksaray sahiplendi. Konuyu ben İktidar milletvekiline aktardığımda, ‘Ne yani Aksaray Yunan Şehrimi’ cevabını vermişti. Daha da ahlaksızı ise, Bu projeyi Kırşehir giden valiye yamadılar. O vali gitti ve ben hâlâ buradayım. Bu projenin sahibi benim. Dönemin siyasetçileri yerel yönetimlerde olanlar dâhil biliyorlar. Ben bu proje üzerinde aylarca çalıştım. Ben bu şehrin evladıyım. Bu şehre borcum var diye bu şehre gelmiş bir adamım. Ahlaksız yerel basın utanmadan nemalandığı valiyi kıyak çekmekte asla geri adım atmadı. Şimdi bu şehir hangi tarafta sıkıştırılmış?
2007 Yılında Kocabey Milli Park projesini hazırladım. Çevre ve Orman bakanlığına gönderdim. Bölgeye iktidar milletvekilleri, muhalefet milletvekili geldi incelediler. Projeyi bakanlıkta takip ede cekleri sözünü verdiler. Bölgeye Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü bir heyetle geldi. Sazlık alanlar (Kocabey-İkiz Ağıl-Kortulu ve Sıdıklı Darboğaz) benden bölge fotoğrafları istendi. Dönemin İl Çevre Orman Müdürüne Kırşehir kırsalına ait 178 yaban fotoğraflarını Türkiye Doğası olarak yapılacak albüme gönderdim.
Önce proje ihalesi yapıldı. Birçok mazeret sonrası bölge rekreasyon alanı ilan edildi. Milli Park için söz verildi. Son sunum oturumunda Grant oteli basan muhtarın köylüyü ayaklandırması ile beni kürsüde yuhaladılar. Sonuç harcanan milyonlarca liralar. Yakılarak yok edilen doğal alan. Ranta dönüşen Kocabey kavaklığı ve uzantısı Sazlıklar. Bu şehir Nevşehir’in İlçesi ‘Gülşehir’ gibi dahi olamadı. Yolu düşenler Gülşehir’e girerken yapay hazırlanmış olan sulak alanı gözlemlesin. Bizler doğalını yok ederken onlar yeniden inşa ettiler.
Yıl 2010 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Talimatını ve projesine yönelik dönem valisi İl Koordinasyon üyelerinden bir proje istedi. Proje konusu ‘İç Anadolu’da Uluslararası havalimanı’… Bu proje talimatı Kayseri ve Nevşehir valiliğine de gönderilmişti. Konuya yönelik projemizi hazırladık valiliğe gönderdik. Bize cevap bile vermediler. İkiz Ağıl Havaalanı arazisine öncelikle siyasiler çökmeye kalktılar. Olay patlak verince geri adım atıp yerine ‘Cezaevi yaptılar’. Milletin sırtından siyaset yap. Ama millete hizmet etme. Uluslararası niteliği Nevşehir ve Kayseri aldı.
Sıkışmak; Ankara, Kayseri sendromunu değil, Beyinler arasında oluşmuş sıkışıklılığı aşmanın tam zamanı. İstihdam ve refah yatırımlarla gelir. Tabii sizler isterseniz?
İstanbul Sanayisi taşınmaya hazırlanıyor. İstanbul’un ağır sanayisi için Konya, Aksaray, Kayseri ve hatta Yozgat devrede. 2030 yılına kadar bu taşıma işlemi tamamlanacak. Nedeni İstanbul’da olası deprem riskinin ağır sanayi ve ekonomi üzerindeki yükünü azaltmak.
Bana; benim gibi Kırşehir sevdalısı, aklı hep burada olan KBB doktoru Ahmet Hakkı ‘Mustafa abi herkes elini taşın altına koymalı. Bu fırsat Kırşehir için mutlak olmalı, Lütfen örgütlenelim’. Ben kıramadığım ve çok sevdiğim Ahmet Hakkının bu mesajını sizlere ulaştıracağımın sözünü verdim. Yine yineliyorum. Bana düşen ne görev olursa ben gelirim.
Ben diyorum ki; Kent Konseyi lokomotif olsun. Benden istenecek katkıya ben varım. Ya sizler? İktidarın taşıma projesine, Muhtarlar. İl, ilçe Belde belediyeleri, İl encümenleri. Ticaret Odası, Esnaf ve sanatkârlar Odası, Ziraat Odası, Meslek Örgütleri tüm siyasi partilerin temsilciler, Dernekler. İktidar ve Muhalefet milletvekilleri. Eskileri, hatta adayları. Kutuplaşmayı bir kenara itip bu fırsata eğilelim. Lütfen bu girişimi saflarınızı sıkılaştırarak yapalım. Ben bir dernek başkanı olarak ayrı ayrı üç bakanla görüştüm. Yaptığım projelerle Kültür ve Turizm Müdürlüğünde fazla Avrupalıyı bu şehre taşıdım. Bu şehirden 380 genci Avrupa’ya taşıdım. Neden sizler bu şehrin kahramanı olmayasınız ki!
Memlekete hizmet etmek mi istiyorsunuz? İşte size fırsat…
Tren yok. Gelir. Uçak yok gelir. Karayolu ağı büyür. İstihdam artar. Organize sanayinde kurulu işletmeler gelişir. Yan sanayi faktörü egemen kılınır. Bu olay, bu şehir için bir fırsat. Bu şehir refahı da, zenginliği de fazlasıyla hak ediyor…