grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra teslim edilmiş veya teslim alınmış bir iç politika ile yönetiliyor.

Gündem Yayın: 24 Aralık 2024 - Salı - Güncelleme: 24.12.2024 23:36:00
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE?
Ne kadar bağımsız olduğumuz belli de. Sınırı belirsiz!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra teslim edilmiş veya teslim alınmış bir iç politika ile yönetiliyor. 
Cemal Gürsel. Türkiye Cumhuriyetinin asker kökenli 4ncü Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanı olduktan sonra çok önemli bir açıklaması var. ‘Ben; Türkiye Cumhuriyetin en küçük devlet memurluğundan, en büyük makamı olana Cumhurbaşkanlığına yükseldim. Bugüne kadar tek anlamadığım ise, “Türkiye Cumhuriyetini kim veya kimler yönetiyor” işte bu sorunun yanıtını bulamadım’. 
Geçtiğimiz günlerde ‘Siyasi Bağnazlık’ başlığı altında yazdığım makalemden bir paragrafı yeniden ele aldım. Nedeni! CHP Genel başkanı Özgür Özel’in Duvar Gazetesine verdiği röportaj. ‘Türkiye cephesini ne Erdoğan, ne bahçeci yönetiyor. Onların içinde aktör oldukları ancak senaryosu bir başka yerden yazılan, daha derin ve güçlü bir akıl yönetiyor’. Böyle bir oyunu tespit etmiş bir muhalefet lideri. Böyle bir oyunun varlığından söz eden muhalefet liderinin bu oyunu bozmak gibi bir karşı hareketi, stratejisi yok…  Türkiye Cumhuriyetinin ipleri kimin veya kimlerin elinde… Ortada bir oyun var. Anladık... Ortada bir senaryo var. Bunu da anladık… Ama CHP’de bununla ilgili bir çıkış bir direniş yok. CHP’nin bu oyunu bozabilecek neden bir karşı bir atağı yok! Meydanlara neden inemiyor.  Bunun içindir ki CHP’de Türkiye oyunu için yazılmış bu senaryoya dâhil. Buna da dâhil olduğunu kendisi de, kendileri de çok iyi biliyor. Muhalefet ettiklerini zannediyorlar. Kendilerine muhalefet olarak iktidarın değirmenine su taşıyan muhalefet.
AKP ikameleri! CHP ve MHP… Veya koalisyon ortağı İYİ Olabilir mi?
Dökülen AKP'nin yerine Amerika tarafından ikame edilmeye çalışılan CHP. Cemaatler ve sol ittifakı. Buradan iktidar olmak için medet umanlar, ya da olası bir erken seçimle birlikte CHP- AKP koalisyonu. Kısaca al takke, ver külah. 
Ülkemizin örtülü bir emperyalist işgale açılmış olduğu bir karanlık süreç içine girdiğini bilmeyen var mı? CHP'nin bundan haberi yok mu? Uniter devlet yapısı yok ediliyor. Bundan da bir haber mi yaşıyor! Ülkemiz bölünmenin, etnik ve inanç çatışmalarının eşiğine getirildi. Yoksullukla, açlıkla sınav ediliyor. Dünyada en İsveçli pahalı yaşayan, Hindistanlı gibi sürünen,  sürekli soyulan bir halktan bahsediyorum. İnanıyorum ki CHP bunun derinliğini de bilmiyordur. İşi gücü gündem olan köpürtmelerin peşinde. Moda gündemlerin dışına çıkamıyor…
Bunlar; yani siyasiler neden hep Amerika’ya giderler? Gidiyorlarsa bu milletten neden oy isterler? Türkiye’yi, Amerika'yla yeni bir pazarlığın içine sokmak için mi? Amerika bunlara onay verirse bizlerde bunları seçeceğiz. Bugüne kadar hep böyle olmadı mı?  Bunlar patronları olan Sam amcalarından taktik alacaklar. Ezilen, soyulan yine biz olacağız. Belki de Ortadoğu eş başkanlarından biriside CHP’li olabilir!  Olursalar, vahşiliğin bir parçası olarak hamasetlerle bizi yönetecekler. Hiç düşündünüz mü? Ne kadar farklı oldular? Mahmut Tanal ne dedi? ‘Türkiye’nin en muhafazakâr partisi biziz’. En çok İmam hatipleri biz açtık diyen yine aynı siyasi parti değil mi? Birde; Atatürk’ten söz etmeleri yok mu? Bunlar AKP’nin dışa vurum şekli değiller mi? 
CHP’nin kendi içinden veryansın!
‘Atatürk ilkelerinin bekçisi olmak zorunda değilim’… Sena Kaleli CHP Bursa Milletvekili. 
‘Fethullah Gülen bilgedir’… Muhammed Çakmak CHP PM üyesi. 
‘Tekkeler açılmalıdır, oralar kültür yuvalarıdır’… Bülent Kuşoğlu CHP Ankara milletvekili. 
‘Laiklik tehlikededir diyemem. Cemaatlere saygılıyım’. Kemal Kılıçdaroğlu. 
‘Kendimi 1940’ların CHP’si ile mücadele eder gibi hissediyorum. Sabahattin Ali’yi CHP öldürdü’…
Kemal Kılıçdaroğlu. 
‘CHP Türkiye Cumhuriyetinin en muhafazakâr partisidir’… Mahmut Tanal Şanlıurfa Milletvekili. 
CHP’liler, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu siyasi partiyiz diyorlar. Onların Mustafa Kemal ile ilgileri sadece arkalarına astıkları Atatürk posteri kadar. Onlar Türkiye Cumhuriyetinin en eski siyasi partisi olmakla övünüyorlar. Onlar; bizler Türkiye Cumhuriyetinin en etkili siyasi partisiyiz diyemiyorlar. Kurucu değer Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini, yeniden yorumluyorlar. Böyle bir anlayış sizce hangi anlayış, hangi beyin. Bu akıl, Mustafa Kemal Atatürk’ün; adını ‘Tunceli’ olarak onayladığı, CHP Eski Genel Başkanın inatla ‘Dersim’ dediği  ‘Dersim’li Kemal’ değil mi?
Bugün Türkiye hangi kulvarda koşuyor. Ya da yürüyor? Sizler Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu parti olarak cevabı alınması gereken, sorular; Atatürk neden; “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’’ demiştir. Atatürk neden;  “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür’’ demiştir. Atatürk neden;  “Tevhid-i Tedrisat’’ yani “Öğretim Birliği’’ yasası devrimini yapmıştır. Atatürk neden; “Harf İnkılabını” yapmıştır.
Atatürk neden;  İslam’ın da, şirk olduğu için reddettiği “Tekke ve Zaviyeleri” devrim yasaları ile yasaklayarak, Türk insanının aklını, dogmatizm çamurundan kurtararak bilimle tanışmasını sağlamıştır.
Atatürk bilimin gelişmesi için Batılı anlamda ilk üniversiteyi (İstanbul Üniversitesi) ve ilk fakülteleri (Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi gibi) neden kurmuştur. Hiç değilse bu medeni üzerinden biraz kafa patlatmış olsanız. Ülkenin iplerinin nasıl ve kimlere teslim edildiğini öğrenmiş olur. O ipleri kesme yolunda bir adımınız olur. Var mı? 
Düşünce özgürlüğü kapsamında; “Kemalizm Irkçılıktır”… Diyerek Bu sözleri “Karar” gazetesinde makalesinde açık, açık yayınlayan Yüksel taşkın. Sadece birilerine göz kırpmak olan düşüncenin varlığı olan bu ahlaksız, kimlik… İzmir’den milletvekili seçiliyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu meclise giriyor. Yediği bu “haltla” kalmıyor. CHP PM üyeliğine seçilerek ödüllendiriliyor.  Bunlar; Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetecekler. Di! Bu millet kimin ne bok olduğunu çok iyi biliyor. Birçoğu da bu gibi ar ve namus yoksunlarının yüzünden oy kullanmıyor.
TR-705 CIA gölge ajanı olarak bilinen Tanrıkulu. Dindarlardan oy alma beklentisi ile siyasal İslamcıları parti yönetimine getirirken parti tabanını aptal yerine koyan kimlik partinin en üst kadrolarında görevlendiriliyor.  Çok mahirce…
CHP’nin evrensel ilkelerinin toplumsallaşmasını sağlama konusunda aciz kalan sol politik tavrı sayesinde, rantçı, muhafazakâr, milliyetçi ve İslamcı sağın yükselişi engellenemedi. Bugün bu ülkenin başına bela olan en büyük sarmalı partinin basiretsiz olan ana yapısındaki çıkarcı odakların partiyi ele geçirmiş olmasıdır. Solun yenilgisine zemin yaratan, CHP’nin politika ve örgütsel güç açısından sorun üretenlerin, ne ‘yenilenme’, ne ‘değişim’ adı altında çözüm sadece parti genel başkanının değişimi olarak algılamak önsezi olmayan çelişki içinde çözüm üretmesi mümkün değildir. 
Şu anki CHP’sine güç katmak amaçlı, eski CHP’liler ve muhafazakâr kanattan kopmuş rüzgârgülü kimliklerle ‘yama’ yaparak, politik olarak ‘yamalı bohçaya’ dönmüş partiyi, ‘yeniden yapılandırdık’. Diyerek, halkı tabanını kandıramaya devam edecektir.
CHP’yi statükocu, elitist, Ergenekon’cu, siyasal İslam ve resmi ideolojik ezberden kurtarıp, solun ve sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri ile buluşturacak toplumcu bir politik programı halkın katılımıyla yaratmak. Mümkün
Baykal hizbinin diktatörlüğünü koruyan tüzük yerine, katılımcılığı ve parti içinde tam demokrasiyi sağlayan tüzük kurultayı yapmak neden çok zor?
AKP 23 yıllık iktidarı süresince laiklik ilkesini fiilen ortadan kaldırmış. Anayasayı açıkça ihlal etmiş, halkın bir kesiminin oyuyla sivil darbe gerçekleştirmiş, İslamcı sivil diktatörlük kurmuştur. Türkiye’de yıllardır yaşanan İslamcı baskıya rağmen, İslamcı faşizme rağmen laiklik sorunu olmadığını iddia etmek için ya kör ya enayi ya da vatan haini olmak gerekir. Kişisel çıkarlarını, vatanın temel ilkelerinin önünde tutmak gerekir. 
Devlet mekanizması soyut bir aygıt değildir. Devleti oluşturan somut temel unsurlardan bir tanesi Anayasa, yasalar ve yönetmelikler ise, bir diğeri de devlet mekanizmasında görev alan, devletin işlerini yürüten bürokratik kadrolardır. Bu kadrolar tümüyle partileşmiş ise laiklikten bahsetmek mümkün değildir.
‘Atatürk’ü işine geldiğinde hatırlayıp adını zikreden ancak düşüncelerini benimsemeyenlere, ilkelerini hayata geçirme yönünde çaba sarf etmeyenlere, O’na hakaret edenleri, Cumhuriyet ve altı okla sorunlu olanları milletvekili yapanlara, bu duruma ses çıkarmayıp sineye çekenlere gerçek anlamda CHP’li denilebilir mi? 
O’nun yurttaşlık bilinci ve millet olma şuurunun aksine, etnikçilik ve mezhepçilik üzerinden politika yapanlar, alt kimlikler üzerinden toplumu ayrıştıranlar, etnik bölücülüğe güzellemeler yapıp mavi boncuk dağıtanlar, Türkiye’nin milli çıkarları için yapması gereken operasyonlardan rahatsız olup ‘Savaş’ olarak niteleyenler CHP’li olabilir mi?
Atatürk’ün askeri olmaktan alerji duyup bunu gizlemek için samimiyetsiz bir ‘yoldaşlığa’ soykırım yalanına sarılanlar, Atatürk’ün resminden rahatsız olup indirenler, bu gibileri etkin konumlara getirenler CHP’li olabilir mi?
1923 Cumhuriyetinin temeli olan tam bağımsızlık ve antiemperyalist çizgiye aykırı olarak Amerika’nın sesi, sözcüsü olanlar, “Patriotçular”, milli davalar Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konusunda Rum-Yunan ağzı ile konuşanlar emperyalizmin taşeronları CHP’li olabilir mi?
Devlet ile hükümeti ayırt edemeyip Türkiye’nin milli çıkarlarını gözetmekte tereddüt ve çekingenlik gösterenler, “içi kan ağlayanlar” Türk ordusuna kumpas kuranları alkışlayan ve alkışlatanlar CHP’li olabilir mi?
Liste uzatılabilir ama yakıcı soru şudur: Bugün CHP’nin üst yönetiminde altı oka ve 1923 ruhuna gönül vermiş kaç gerçek CHP’li vardır? Ama sözde değil, özde’… Kocasakal…

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.