grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

BİRİLERİ İÇİN FIRSAT, BİRİLERİ İÇİN SEFALET…

Bu ülkede emeksiz zengin olmanın tek yolu siyaset… Çal, çırp. Komisyonlar, ihale takipçiliği avantalı anlaşmalar!

Gündem Yayın: 25 Nisan 2024 - Perşembe - Güncelleme: 25.04.2024 22:34:00
Editör -
Okuma Süresi: 8 dk.
Google News

BİRİLERİ İÇİN FIRSAT, BİRİLERİ İÇİN SEFALET…

Bu ülkede emeksiz zengin olmanın tek yolu siyaset…  Çal, çırp. Komisyonlar, ihale takipçiliği avantalı anlaşmalar! Çeteler, derin devlet, mafya artıkları ve kol kola siyaset! Dokunulmazlık. Hesap vermemek. Aptal yerine konmak. Yoksulluğun oylarıyla kutsadığı yer Tanrıları… Çoklu maaşlar, kamuda tasarruf!

Etienne de La Boetie ‘Gönüllü Kulluk’ kitabında derki; ‘eğer iki kuşak köleleştirilirse, bundan sonra gelen kuşak özgürlüğü hiç tanımadığı, görüp bilmediği için pişmanlık duymadan sisteme hizmet eder. Ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını, bunlar seve seve yerine getirir.

Aradan 21 yıl geçti. O gün 10 yaşında olanlar, bugün 33 yaşında çoluk çocuk sahibiler. Elbette ki hizmette kusur etmezken, sadakatten ödün vermeyeceklerdir.

Şimdi zevahiri kurtarma zamanı. Bunun için daha çok vergi toplanacak. Daha çok zam yapılacak ki, siyaset ağalarının ‘besleme modeli’ sürsün ve hemen herkes arsızlaşıp, yüzsüzleşerek; saraya selam dursun.

Bu ülkeye, Haraç gibi, vergi,  harç, ceza ödüyoruz. Bu ülkede yollar, köprüler, tüp geçitler, hastaneler, yargı, eğitim neden paralı. Benim vergilerimi kim yiyor. Kim ve kimler saltanat sürüyor.

Ne diyordu değirmenci dayı? Bu nasıl çark ulan, buğday bizim, ezilen biziz, un olan biz, aç kalan biz. Kim bu doymak bilmeyen şerefsiz’?

Muhalefet saraya koşuyor. Niçin? Yerel seçimler ve sonrası üretilen ilk politika. Muhalefet lideri kimin elini sıkacak? ‘Bağımsız bir Cumhurbaşkanının mı, bir partinin genel başkanının mı’?

Nerede buluşacak? Atatürk’ün yağmalanmış emanetinin üzerine kondurulmuş Kaçak Sarayda mı? Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı Çankaya köşkünde mi, Hiber Köşkünde mi, Vahdettin yalısında mı, yoksa saltanatın sürdüğü, işlevsiz meclisin ziyafet sofralarının kurulduğu 20 liraya kuzu kaburgası yendiği salonlarda mı?

Ne görüşecek? Anayasayı takmayan adamla, yeni anayasa yapalım sultanizm pekiştirmeye alet olmaya mı? Erken seçimimi, yoksulluğumu, Halkın sırtına yüklenmiş, demografik yapıyı altüst eden 17 milyon mültecilerimi? Barınma dâhil, eğitim, sağlık, hukuk ve ekonomi gibi ana kavramlarımı konuşacak! Niçin gidiyorsun. Neden onlardan çağrı beklemiyor sen ayaklarına tıpış, tıpış gidiyorsun ey muhalefet! Saray havası almak belki iyi gelecektir! Güç sarhoşluğu böyle bir şeydir. Ayaklar yere basmaz.

Kurtarılmış ülkeyi batıranlar kurtarmak için bedel ödemeyecekler! Çünkü ülkede hukuk diye bir kavram kalmadı. Çünkü bunlar çiğnedikleri anayasa ile kendilerine saltanatlar yarattılar…

Bu ülke satılırken seyredenler! Siyasi İslam cambazların sürdürdüğü saltanatı besleyenler ödemeyecekler.

Ülkeyi satanlar ödemeyecekler.

Ülkeyi batıranlar ödemeyecekler.

Ülkeyi sefalete sürükleyenler ödemeyecekler.

Komisyon ağları kurup köşeyi dönenler ödemeyecekler.

İhale tüccarları ödemeyecekler.

Milletin 55 milyon dolar parasıyla turistik uzay gezisine giden, milyonluk saatle dolaşanlar, İstakoz’la poz verenler, Miami’de tatil yapanlar, Zarraf itin önüne yatanlar, kolunda rüşvet saatle dolaşan, çikolata kutusunda rüşvet alıp dinle dalga geçenler ödemeyecekler. Dönekler, dönmeler, şeref ve ahlak yoksunları ödemeyecekler.

Üretim ekonomisinden vazgeçip ülkeyi iktisadi felakete sürükleyenler ödemeyecekler.

Kendimize yeten tarım ve hayvancılığı dışa bağımlı hale getiren politikalar üretenler ödemeyecekler.

Dünyada gıda ve akaryakıt fiyatları düşerken bizde yükselmesini körükleyenler ödemeyecekler.

Yıllar öncesinden varlık fonu oluşturup, içine ülkeni ana finans kurumlarını alıp kendini başına başkan ilan edip milyonlarca maaşı cebe indiren damat kayınpeder ikilisi de ödemeyecekler.

Bu ülkede Genel Müdür gibi, daire başkanı gibi, yardımcıları gibi unvan alıp her ay milletin sırtından servet gibi maaş alan sülükler, hiç hak etmedikleri halde çoklu maaş alıp şereften bahseden namussuzlar ödemeyecekler.

Kasabalara kadar oluşturulmuş ‘harcama canavarı devlet’. Asla ödemeyecekler. Saltanatlarını sürdürecekler.

Kiralık binalar, araçlar! Kiralık araçlara saltanat süren, milletin parasıyla deposu doldurulan, araçlarla çarşı pazar dolaşan, tatile giden, karısını güne, çocuğunu okula götüren şerefsizlerde ödemeyecekler.

Aç dolaşanları buyurun siz doyurun. Diyen ödemeyecek.

Kuru ekmek yiyorsa doyuyordur. Diyen ödemeyecek.

Badem unlu ekmek yiyen, iklimlendirilmiş seralardan beslenenler ödemeyecekler.

Milletin sırtından ziyafet sofraları kurup, altın varaklı tabak ve bardaklarla sanatçı artıklarını ağırlayanlar ödemeyecekler.

Lüks Saray ve saraylar. Saltanat uçakları, helikopterleri, yatlar, lüks otomobiller, binlerce korumalar ödemeyecekler.

Hazinenin içi boşaltıp 128 milyarı buharlaştıran, hazine garantili paylaşımların aktörleri ödemeyecekler.

Türkiye’den çıkıp Dünyanın en zengin 10 kişi arasına girmiş, siyasetçi beslemesi olanlar, Nepotizm artıkları da ödemeyecekler.

Ülkeyi Ortadoğu çöplüğüne dönüştürenler ödemeyecekler.

Ülkeyi bir balya samana muhtaç edenler ödemeyecekler.

Cumhuriyet birikimlerini üç paraya tezgâhlayanlar ödemeyecekler.

Çoklu maaşlarla köşe dönenler ödemeyecekler.

Lüks ve şatafat içinde yaşayanlar ödemeyecekler.

Saltanatlardan itibar bulanlar ödemeyecekler.

Amerika’da gökdeleni, Çiftliği olanlar ödemeyecekler.

İngiltere’de Şatosu, Malikânesi, İspanya’da, Yunanistan’da yatırımı olanlar ödemeyecekler.

Din baronları, dinci vakıflar, cemaat ve tarikatlar ödemeyecekler.

Kokuşmuşluk ülkeyi sarmasına rağmen ağızlarını açamayanlar ödemeyecekler.

Batırılmış ülkeyi kurtarması beklenenler!

Dincinin dinciye yaptığı darbe sonucu, kafalarına göre yarattıkları, lüks ve şatafat üzerine kurulmuş şahsım devleti, komünist devlete benzemiyor. Liberal devlete, sosyal devlete hiç benzemiyor. Şeri hükümlere dayalı ama romancı Kemal Tahir'in Osmanlı'yı farklı göstermek için uydurarak bulduğu ‘Kerim Devlete’ benzemiyor.

Siyasetçimi ahlaksız. Mafyamı ahlaksız. Mafya siyasetçiyi, siyasetçi yargıcı ayarlıyor. Ahlak tanımsal olarak bu mu?

Çalmanın kulpu “Ticari Sır”…

Tasarruf et kuyruklarında bekleyen, ekmek kuyruğunda it gibi titreyenler, camii avlusunda pinekleyenler, marketlerde eli boş gezegenlerden bekleniyor.

Tasarruf yatağa aç giren çocukların evlerinden, tedavi olunabilir hastalıktan ölenlerden, 10 bin lira emekli, 17 bin lira asgari ücret alanlardan bekleniyor.

Tasarruf ayrıca Pazar artıklarıyla ve konteynırlardan beslenenlerden, sokakta kalanlardan, ilaç alamayanlardan dul, yetim ve yaşlılardan sabırla ülkeyi kurtarma desteği bekleniyor.

Bir tarafta Yeşil oligarşi… Diğer tarafta muhalefet oligarşisi… İstila edilmiş topraklar! Kavramsal çerçevede vatandaşlık! İktidarın kendini muhalefet, muhalefetin kendini iktidar gibi gördüğü ülkede tasarruf elbette ki, yoksulun harcı olacaktır.

Türkiye’de Nepotizm; ‘akrabacılık, ayrımcılık, kayırmacılık’… Zirve yaptı…

Türkiye’de Klientalizimcilik; müştericilik, seçmenleri ‘müşteri’ gibi görme alışkanlığı yaratıldı.

Türkiye’de Kroni Kapitalizm; ‘çürümüşlük’, ahbap çavuş ilişkisi içinde oğul, kız, yeğen, kardeş, akraba ve bunların yakınlarıyla kurulmuş ilişkiler içinde, kamu görevlileri ile yapılan çarpık ve gayri ahlaki ilişkiler içinde kamu kaynaklarının alabildiğince hatta vahşice kullanımı. Sıfır faizle verilen teşvikler. Üzeri bir kalemde çizilen hibeler.

Yoksula Tanrı diye yutturulan tek şey, kapitalizmin ta kendisidir…

Halka çifte kavrulmuş, ‘Yüksek Vergi’ Düzeni. Pek yakında. Halk bankası dolandırıcılığından sabıkalı kimlik Amerika’dan bir dönsün hele…

Zordur bu ülkede kendi çıkarlarını bir kenara itip, ülkenin, milletin çıkarlarını gözetebilecek bir siyasetçi, bir bürokrat bulabilmek

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.