grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

BABALARININ PARASI… BABALARINDAN MİRAS ÜLKE… BABALARA GELMİŞ MİLLET!

Kendisine yabancı bir toplum yarattılar…

Gündem Yayın: 15 Ekim 2024 - Salı - Güncelleme: 15.10.2024 18:17:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

BABALARININ PARASI… BABALARINDAN MİRAS ÜLKE… BABALARA GELMİŞ MİLLET!
Kendisine yabancı bir toplum yarattılar…
23 yıl önce iktidar oldular. Türkiye’nin dış borcu 130 milyar dolardı. 22 yılda 2 trilyon 755 milyar dolar vergi toplayıp, 70 milyar dolara cumhuriyet birikimlerini satıp 525 milyar dolar borçlanan, milletin parasını oluk, oluk rant kanallarına aktarıp yoksulluğun açlığın pençesine düşen halkı yeni yerleştirmeler ve 2025 yılı girerken tüm vergi harç ve cezalara en az %45 zamla geçirme harekatı.
Bütçe 2024 yılı içinde 1 trilyon 710 milyon açık verdi!
Merkez bankası 831 milyar görev zararı yaptı.
128 milyar Dolara ilaveten 17 milyon Dolar, Merkez Bankası arka kapısından kanatlanıp uçup gitti. Havaalanı hangar yangınında hazinenin 250 kilo altını eriyip buhar oldu.
Gençlik ve Sor Bakanlığı 2 yıl içinde Dernek ve vakıflara 190 Milyar verdi.
22 yılda 2 triyon 675 milyon Dolar vergi topladılar. 71 milyar Dolarlık satış yaptılar. Dış borç 526 milyar Dolara ulaştı… Halkı çöplüklere Pazar artıklarına, tek tırnaklı hayvan eti yemeye muhtaç ettiler.
Türkiye Somali’nin 3,5 milyon Dolar IMF borcunu üstlendi… Tank palet fabrikasını 50 milyon dolara satıp, 125 milyon dolara Moskova’ya altın varaklı camii yaptılar. Ayrıca 65 ülkede yapılan camilere ödenen para 165 milyon dolar. Sadece yoksul ülkelere! 7 Milyar Dolar hibe olarak dağıtıldı. Almanya kıskanmaya başladı.
AB fonundan alınan Tarikat ve cemaatlere verilen para 700 milyon Avro veriler
5 li çetenin ve diğer şirketlerin silinen 2,7 milyar vergi borçları silindi. 
Kur Korumalı mevduat faizine 2 yılda ödenen para 1.2 trilyon lira. ‘Mülteciler için bugüne kadar 56 Milyar Dolar harcadık. Gerekirse yine harcarız’! Dedi… 
Şeyhülislam Londra’da Malikâne, mahdum New York şehrinin Manhata semtine gökdelen dikti. Pelsinvanya’da M. Ali Clay’ın çiftliği 7 milyar dolara satın alındı. Diyanet 55 milyon Dolar harcayıp Amerika da 11 villalı kampüs kurdu.
Onlar; ‘Kudüs kırmızıçizgimizdir. Bir karış toprağı satılamaz! Dediler! Bu lafı eden adama kanla İrfanla kurulmuş bu topraklar babanın malımı ki; satıyorsunuz diyen olmadı… Türk kimliğindeki imzanın mürekkebi kandır. Onu bile sattılar.
Tüm bankalar yüksek faizlerle milletin kanını emerek kâr ederken, Merkez Bankasının bir yılda 831 milyar zarar etmesi tuhaf değil mi? 
F35 uçakları projesinde heba edilen, 2,5 milyar Dolar. S400’ler için Rusya’ya ödenen 2 Milyar Dolar ödeyip, Tüpçünün 750 milyon dolar borcu silindi. Virgin adalarında buharlaşan 1,5 milyar dolar, Amerika’da ‘Word TRT’ adıyla kurulan bir Amerika şirketine ödenen 350 milyon dolar. 
Erdoğan’ın Amerika reklamları için ödenen para 45 milyon dolar. Amerika seyahatinin maliyeti 17 milyon dolar. Svakin adasının restorasyonu. Suriye topraklarına yapılan, Okullar, Hastaneler ve 26 bin konut. Yurt dışına yapılan camilere ödenen 165 milyon Dolar.
5 uçakla Amerika’ya, 7 uçakla Kıbrıs’a, 6 uçakla Almanya’ya giderlerken saltanat arabalarını için askeri nakliye uçaklarını özel şatafatlarında kullandılar. 7 ayda 91 milyar lira harcayan Diyanet. Çoklu maaş alanlar. 100 bin liranın üzerinde maaş ve huzur hakkı alan; yeni ve yenilenmiş eski milletvekilleri ve bürokratlar hariç… Kredi kartından kazananlar yerine, borçlu olanın limitinden vergi almak. 
Yetmedi verginin vergisini ödedik. Yetmedi! Saltanattan, şatafattan vazgeçen olmadı. Banka dolandırıcılığından sabıkalı olan maliye bakanı Şatafat sürsün diye yeni bir vergi dosyası daha açtı. ‘Haraç’… Literatürdeki adı: Vergi!  
Önce yerini yaptılar. ‘İsrail Türkiye’ye saldıracak’… Dediler. Basına kapalı oturum bile yaptılar. Altından planlı bir vergi adıyla haraç çıktı. Bu soygunun, bu vurgunun öyle savunucuları var ki! Akıl alır gibi değil.
Savunma sanayine destekleme fonuna ‘TSK Güçlendirme Vakfı’. Var. Bu vâkfın tüm heyeti siyasi atamayla yönetiliyor. Bu vakıf 1975’te TSK tarafından kuruldu. Kısaca askerler tarafından kurulmuş, Subay, Astsubay maaşlarından yapılan kesintilerle vakıf iştirakleri olan USAŞ, ASELSAN, TAİ, HAVELSAN, ROKETSAN gibi askeri üretim sistemleri kuruldu. Bugün bu kuruluşları siyasal İslam’ın liyakatsiz kimlikleri yönetiyor, damadın şirketine AR-GE veriyor. TSK harekât için damadın firmasından günlük; Dolar bazında İHA ve SİHA kiralıyorlar. Böyle soygun dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Tank paleti sat. Milletin canına ot tepmek için Savunma Sanayine destek adıyla yeni vergiler çıkart. Utanmak yok bunlarda. Yüzleri hiç kızarmıyor. Astsubayların özlük haklarını sıfırlayıp yatanlar kendi saltanatlarından asla ödün vermiyorlar.
Bu iktidar ve sözde milliyetçi ortağı bu ülkede 23 yıldır yaşanan onca rezaletlere, çürümelere ve de ahlaksızlığa karşı çıkanlara ‘Sürtük, Çapulcu, Çürük, Cibilliyetsiz, Şerefsiz, Eşkıya, Haysiyet fukarası, Kan emici, Geri Zekâlı Onursuz, Vatan Haini Adi, Zillet’… Yakıştırmalarıyla yaftaladılar. Yetmedi yanlarına payanda olarak aldıkları yanaşmalarda hakarette geri kalmadı. Birisi ‘Ahmak’ derken, liyakatsiz çocuklarını 100 bin lira maaşla meclise yerleştiren bizleri ‘Vatan Haini’ ilan etti. Oysa koltuğu altına girdikleri ağa babaları, ‘Vatana İhanet’ cümlesini açıklamıştı. Hiç dinlememiş küçük ortak büyük ortağını!
Beni bilenler bilir; ‘yurtsever sosyalistim… Kemalist’im... Devrimciyim’… Kesinlikle ‘şövenist’ ya da ‘ırkçı’ değilim! Ne hikmettir ki yıllardır bana ve benim gibi düşünenlere ya ‘komünist, ya ‘vatan haini’, ya da ‘millet düşmanı’ diyenler o kadar çoğaldı ki. Bana küfretmek hiç kimseye hiçbir şey kazandırmaz ki! 
Şimdiye kadar TSK izin vermeden hapşıramayanlar, en demokrat ve demokrasi yanlısı gözükmek için sabah akşam ordu eleştirisi yapan yalancı pehlivanlar gibi peşrev çekip duruyorlar. Dillerine doladıkları darbe yasası bunların çok demokrat olduklarını mı gösteriyor!
İmamın, imama kalkıştığı darbe girişimi sonuçsuz kalınca… Verdikçe veren Allah’ın lütfuna sığınıp Önce parlamenter rejimi yerle bir edip karşı devrim yaptılar. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün yaptığı Anayasa ve devrimleri beğenmeyip, Sultanizmin geçerliliğini aktif kılmak için; ‘İki Ayyaşın Yaptığı Anaysa Geçerli Oluyor da, Bizim Yaptığımız Anaysa Neden Geçerli Olmuyor’ buyurmuşlardı! Sultanizm aşığı beyler, iki ayyaşın yaptığı anayasa ve devrimlerle milletin hükümranı oldular. Osmanlıcılar ve 2nci Cumhuriyetçiler iştahlarını 2025’e sakladılar. Geçiş sert mi,  yumuşak mı olacak! Ya da Türkiye Cumhuriyeti kuruluş değerlerine dönüş mü olacak?
Anayasa yapmışlar. Ama sayısal çoğunluğa ihtiyaç var. Mutlaka atılmalı kaldırılmalı dediklerinin adı ‘Darbe Anayasası’… Bunların Anayasası! ‘Banayasa’… Ölünceye kadar saltanat. Benden sonrası tufan yasası. Sıra geldi bu işin yasal çerçevesine… Meclis tiyatrosu kapılarını halka kapattı. Kapalı gişe oynuyor. Oyuncular hazır. Bir DEM’le yapılacak dans figürleri korkutuyor. Ama DEM iştahlı ve cilveli. Halvet olmaya hazır. Göz ucuyla süzüyor muhterem. Kucağa gel der gibi!
Diğer yerde kendine yer aralayan Özgür Özel, oyunun bir parçası olan, belki de senarist rolünü üstlenmiş süslü lakırdıları ile ünlü Devlet Bahçeli! Arada bir yumuşama, gevşeme lakırdılarıyla saray kuklalarıyla oturup kahve içiyorlar. Kendilerini danışıldığı, fikir sahibi olduklarını, bu çorbada tuzları olacağını düşünüyor durumdan vazife çıkartıyorlar. Oysa bunları tuzluk yerine koyan yok. Birde ara cambazları var. Anayasanın ilk 4 maddesine kafayı takmışlar. HÜDAPAR var mesela. DEM ortalık biraz bulansın diye beklerken, Meclis Başkanı yırtık çatıdan düşer gibi fırsatı kaptırmıyor.
Tüm bunlar olurken binlerce yasa kanun maddesi geçmiş, değişime uğramış önemli değil. Önemli olan yumuşak, yumuşak görüntü vermek… Aynı mecliste, aynı anayasa için 167 bin kanun maddesi geçmiş. Ama olsun.  Banayasa ciltlenmiş hazır bile. Birkaç imza bekliyor. Sadece bu
DEM’i kündeye getirip sırtını bir yere getirirseler 33 bin kişinin katiline bile tatil yolunu açacaklar. Olsun ölenler ölür, kalanlar bizimdir. Kendini adamdan saymayanların hâlâ koltuk altına girenler, adam yerine konulma özlemiyle bekleyiştiler.
Onlar; bunlara danışıyormuş gibi yapıyorlar, öbürleri sanki kendilerine danışılıyormuş gibi havalara giriyorlar. … Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olan laik Cumhuriyet’e son verip, kendi imzasını taşıyan İslam Devletini kurmak… ‘Türk’ kelimesi her yerden kazınıyor!
Adam ne dedi! ‘kendi Anayasamı yapıyorum… Ölünceye kadar kral benim’… Ölüsü bile krallara layık defnedilmeli. Birde İstanbul’un en göreceli yerine, boğaza nazır ‘Anıt Mezar’ yapılmalı. Bu düşünce bile bu yasanın içinde mutlak yer almıştır. Sonuçta bu Anayasa düşüncesi Cumhuriyetin kapısına kilit vurma operasyonu olup, ‘reklamları’ izlemiş olacaksınız! S…tılar memleketin içine. Hem de gözümüzün içine, baka, baka… B..ku temizlemek gelecek kuşaklara kaldı! Desem buda zor. Gelecek kuşakları bizler bozuk para gibi harcadık. Onlara ne gelecek, ne umut bırakmadık.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.