86 YIL OLDU… DAHA ÇOK ÖZLENİYOR.
İyi biliniz ki; Mustafa Kemal Atatürk; bu ülkenin, ‘Can suyudur’…
86 YIL OLDU… DAHA ÇOK ÖZLENİYOR.
İyi biliniz ki; Mustafa Kemal Atatürk; bu ülkenin, ‘Can suyudur’…
10 Kasım 1938 günü sonsuzluğa uğurladığımız Cumhuriyetimizin kurucusu, bağımsızlığımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, 86ncı ölüm yıldönümünde bir kez daha minnet ve şükranla anıyorum. Toplumsal yaşamı bakımından kısacık bir ömrüdür, Atatürk’ünki. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı ile başlar, 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrılışı ile biter. Toplam yirmi yıl bile değil. Bu süreye neler sığdırmadı ki… Özgürlük, Tam bağımsızlık, Ekonomi, Sağlık, Eğitim ve büyük saygınlık. Kıymetini ne kadar bildik?
Bugün O’nun yarattığı eserleri yıkmak isteyen bir iktidar, iktidarın yıkıcı politikalarının arkasından gidenler ve niçin gittiğini dahi bilmeyen bir kalabalık var.
Bugün onun koltuğunda oturan adam; Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün Mozolesine çelenk koyup saygısızca sırtını dönüp çıkıyor. Bir kibirle misakı milli kulesi anı defterine övgülerle çağdaş ülkeden, demokrasiden, münhasırlıktan söz ediyor. Takkiye yazıyor. Hiç çekinmiyorlar, bir dev adamın, ulusun banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarının olduğu alana itler doluyor, itleri bir işaretle anırtıyorlar. Sonra dinden, ahlaktan adamlıktan saygıdan söz ediyorlar. Bir Cuma geçti Hutbede ismi yine anılmadı. Bu düşmanlığın sırrı açıkça belli değil mi?
Atatürk bir toplum adamıdır. Toplumların sahip çıktığı insanlar ise, anlaşıldıkları ölçüde büyüktürler. Anlaşıldıkları sürece büyüktürler. Kitlelerin, sade insanların, sokaktaki adamın gözünde anlamlarını yitirdiler mi, ölürler. Anlamlarını yitirmekle ölürler. Kalıplaştırılmış olsalar ve o kalıplarda daha bir süre yaşarmış gibi görünseler bile. Ölümsüzler için, hiç kuşkusuz, ölümlerin en acısı budur.
Atatürk, Türkiye’nin sınırlarını aşan bir toplumsal kişiliğe sahip, Türk milletinin çok büyük bir evladıdır. Onu bu toplumsal kişiliği ile anlamağa çalışmak, ona asgari borcumuzdur. Ayrıca, ondan hâlâ yararlanabilmenin tek yoludur. Onun ışığı yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.
Sosyal medyada bir kadın… Tarihini TV kanallarından, dini sübyan okullarından okumuş, tarikat odalarında beslenmiş bir kadın konuşuyor. ‘Almanya Mercedes’i yaparken, Sizin Atatürk’ünüz şapkayla uğraşıyordu’! Cehalet ancak bu kadar açığa vurulur. O kadına verilecek açık cevap; Padişahınız hazineyi İngiliz zırhlısına yükleyip kaçarken eben Yunanlının içki mezesiydi. Biliyor musun? Bunu öğren. Sonra Mustafa Kemal; savaş meydanlarında ananı ve hatta daha sonra seni Yunanlının kucağından kurtarmak, özgürce inancını yaşaman için savaşıyordu. Almanya ile yarışacak düzeyde fabrikalar kurdu. Uçak, Otomobil, Traktör, Lokomotif, Mensucat, Demir Çelik, Kâğıt, Silah ve Döküm fabrikaları, Şeker fabrikaları Bugün yer tanrılarınız olanlar, hepsini sattı, komisyonlarını dörde katladı… Diyen bir akıl yok. Günde 5 kez, ayda 150 kez, yılda 1825 kez duyduğun bu ezan sesini yılda 1 kez 10 Kasım’da 1 dakika çalan siren sesine borçlu olduğunu bileceksin. Şerefsizlik yapmayacak saygı duyacaksın.
Atatürk’ün Türkiye’sinde siyaset yapan ne iktidar, nede muhalefet, Nede bunlara uşaklık eden din soytarılar, İbişler Atatürk ve Türkiye’sini tenkit edecek düzeyde değildir... Atatürk’ü anlasaydık hiç böyle olur muyduk?
Atatürk’ü doğru anlamak, tek amacımız olmalıydı… O, ne sadece ‘Ulusal Kurtuluş Savaşımızın’ başkahramanı bir ‘Gazi’, ne dayısının çiftliğinde kargaları kovalayan ‘Mustafa’dır; ne sadece Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ‘Kemal’, ne de milletine uygar dünyanın yolunu açan ‘Atatürk’tür. O, bunların hepsidir. İşte bu eşsiz özellikleri sebebiyle, gerçek Atatürkçülük; onun kimliğini, düşüncelerini, ilkelerini ve eserlerini doğru anlamak, yaşamak ve yaşatmaktır.
Mustafa Kemal Atatürk sadece bir ‘isim’ cadde ve meydanlarda birer ‘heykel’ değildir… Mustafa Kemal Atatürk yaşam biçimidir. Çağdaş ve akıl yolunun ışığıdır. İnsan olmanın. Medeni olmanın örneğidir. Kaynağını dinden alan ve milliyeti reddeden kurallarla düzenlenmiş ümmet toplum yapısından, milli bağlarla bağlı millet toplum yapısını hedefleyen liderdir. İnanç ve ibadet özgürlüğünün yapı taşıdır.
Bunun içindir ki; ve de iyi biliniz ki! ‘Atatürk bir isim değildir’. O’nun ismi Mustafa Kemal’dir. Atatürk ilimdir. Atatürk bilimdir. Atatürk akıldır. Atatürk İnovasyondur. Atatürk gelecektir. Atatürk barıştır. Atatürk gençliktir. Atatürk Özgürlüktür. Atatürk Bağımsızlıktır. Yüzyıllar sonrasını ön görebilmektir. Sürdürülebilir kalkınmanın temel taşıdır. Cumhuriyettir. Bu nedenle 20nci yüzyıldan 21nci yüzyıla fikirleriyle ve eserleriyle değeri giderek artan çağdaş kurucu önderine yapılan her türlü saygısızlığa tarih isyan eder. Akıl isyan eder. Vicdan isyan eder. Milletin vicdanlı her ferdi isyan eder. Etmelidirler de. Buna Cumhuriyetin savcıları dâhildir…
Devlet ve toplum yapısını ve hizmetlerini, hiçbir şekilde ve şarta değişmesi mümkün olmayan doğmalara değil. Akıl, mantık, bilimsel veriler ve hayattan alan somut gerçeklerle düzenlemek esastır diyen, diğer ülkelerin hayran olduğu kimliktir, Mustafa Kemal Atatürk… Toplumu çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmayı hedeflemiş. Aklın işaret ettiği isimdir. Mustafa Kemal Atatürk.
‘Keşke Atatürk İngiliz olsaydı. İngiltere daha adil bir ülke olabilirdi’… Katy Perry. ‘Atatürk’ü sevmeyenleri anlamıyorum. O Hitler gibi olmadı. Dünya’ya adalet ve barışı yaydı’… Conor Maynerd. ‘Türkler çok şanslılar. Yaşadıkları topraklar mükemmel. Ayrıca Atatürk’e sahipler… Logan Lerman. Atatürk Türklerin babası’… Demi Lovato. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’nin başına gelmiş en iyi lider’… Justin Bieher. ‘Bütün Dünyanın Türklerin sevdiği mavi gözlü Ata’sına ihtiyacı var’… Cody Simpson. ‘İran’da keşke bir Atatürk olsaydı’ İranlı devrimci, kadınlar… Çin’de Lise müfredatında ‘Atatürk’ün hayatı’ zorunlu ders… Norveç’te Atatürk gibi olmak’ deyimi var… Dünyanın 36 ülkesinde heykel ve büstleri 176 cadde meydan bulvarlarda ismi var.
Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet demeseydi. Sultanlık deseydi. Padişahın kullarıydık. Ümmettik. Tasma-lan-mış yaratıklardık. Cehaletin kol gezdiği Afganistan, Pakistan, Bangladeş’tik.
Onlar; Mustafa Kemal Atatürk’ü heykel, fotoğraf ve resimlerden ibaret olduğunu zannediyorlar.
Sizler hiç Yunanlı, İngiliz, Fransız, Rum ve hatta Ermeni’nin ağzından Türkiye Cumhuriyetine, Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ‘hakaret veya küfür’ işittiniz mi? İçimizdeki ‘gâvur dölleri’… Namussuz ve şerefsizler namussuzlukta sınır tanımaz ise, Bir İngiliz artığı, Arap gazeteci Orusbu çocuğu (Kuveytli yazar Abdülaziz Duwaihi bin…), küfretmek için sıraya girecektir. Kim ki kendi değerlerine küfredenleri alkışlıyor, sırtını sıvazlıyorsa şerefsizdir namussuzdur. Alçaktır. Böyle bir alçaklığa sahip kimliksizler önce anasını sorgulayıp kimin tohum artığı olduğunu öğrenmelidir.
Bu kafa Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çıkıyor!
Amerika ile birlikte olup Türk ordusunu kafese tıkanlar! Arşivini tarumar edenler! Anıtkabirde “sap” gibi dikilemeyenler! Siyonizmin kurucusu ve İsrail'in fikir babası ve kurucusu “Theodor Herzl'in” mezarı başında dua edenler! İskilipli Atıf’a, Şeyh Sait’e, Derviş Mehmet’e anıt mezar yaptırıp dua edenler! Türk ordusuna Korgeneral Mustafa Muğlalı ismini kışla kapısından silenler! İyi biliniz ki; bu dünya sadece sizlerin etrafında dönmüyor. Boynunda Davut yıldızı olan İsrail cesaret madalyası ile dolaşan adam. Türkiye cumhuriyeti devlet övünç madalyasından Atatürk siluetini çıkartıyor. Bir üniformalı din baronu Türk askerlerinin başına çuval geçiren Amerikalı generalin elinden aldığı madalya ile dolaşıyor.
Atatürk'e düşman, cumhuriyete düşman, çağdaşlığa düşman, akla düşman, bilime düşman, insana düşman… Attığı mesajlar, yaptığı hakaret dolu konuşmalar… Öne sürdüğü akla ziyan komplo teorileri ve kişilik haklarına saldırılar nedeniyle açılan davalar.
Daha vahimi, tam bir zır cahil! Üzerine yüzlerce mesaj döşendiği, hikâyeler ürettiği, yorumlar yaptığı yakın tarihle ilgili en ufak bilgisi dahi yok! E, tabii; rehberi ‘fesli, herif, Rıza Nur, Fetullah’ olanın söyleyeceği, o kadar olabiliyor…
Bunlar Mustafa Kemalin kurduğu mecliste saltanatlarını sürdürürken vatana ihanet suçunu işliyorlar. Mustafa Kemalin kurtardığı bu topraklarda Oruçlarını tutuyor. İbadetlerini yapıyorlar. Yine de sövmekten geri kalmıyorlar. Bu gidişata çağdaşlık. Devrimcilik. Kalkınmışlık diyorlar. İnkârcılık bu halkın gırtlağına sokuldu. Okullardan isimleri sökülüyor. Heykelleri kaldırılıyor. Heykeline çiçek koymayı yasakladılar. Bayramları tarihten sildiler. Türkün kurtuluşu olan 30 Ağustos zafer bayramı atanmış general tarafından asker bayramı olmaktan çıkartıldı. Hiç kimse bunlara bu ülkeyi nereye sürüklüyorsunuz demiyor.
Mustafa Kemal’in askerleri varsa işiniz zor dinsel faktör aktörleri.