grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

ATATÜRK’ÜN KURDUĞU PARTİ!

Basiretsiz bir muhalefet… Politikasız, öncelikleri lafazanlık… Sonuç alınmayacak kadar sığ ve dar politikalar... Gardırop Atatürkçülüğünden öteye geçmeyen gösteriş budalalığı…

Yaşam Yayın: 10 Kasım 2024 - Pazar - Güncelleme: 10.11.2024 21:41:00
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

ATATÜRK’ÜN KURDUĞU PARTİ!
Basiretsiz bir muhalefet… Politikasız, öncelikleri lafazanlık… Sonuç alınmayacak kadar sığ ve dar politikalar... Gardırop Atatürkçülüğünden öteye geçmeyen gösteriş budalalığı…
‘Biz Mustafa Kemal’in kurduğu partiyiz’ diyorlar. Atatürk’e edilen onlarca hakareti onlarla birlikte izliyorlar. Ağızlarını bıçak açmıyor. Bir avuç gerici, yobaz; Laik Cumhuriyetin cadde ve sokaklarında Kelime-i Tevhit bayrağı açıyorlar. Bir delikanlı karşı çıkıyor. Halkı kin ve düşmanlığa sevk ediyor düşüncesi hâkim kılınıyor genç hapse tıkılıyor. Bir avukat kadın laik cumhuriyete sahip çıkıyor. 9 yaşında kız çocuğunu evlenebilir diyen, rüşveti helal diye yutturan diyanet denilen kurum başında olan kimlik, Avukat hanım hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Kadın avukat tutuklanıyor. Kardinal kılıklı Diyanet İşleri Başkanı özgürlüğüne kavuşturduğu ibadethanenin minberinden elinde kılıçla Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okuyor. Muhalefet ve üniformalı din baronları aynı kulvarda hakareti izliyor.
Siyasetçi artığı bir şerefsiz! Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Soysuz’ demekte hiçbir beis görmüyor. Sen yine seyrediyorsun. Cumhuriyete başkaldıran, Kubilay’ın başını kesenlere türbe yapan anlayış, ülkenin çocuklarını bu hainlerin mezarına götürüyorlar muhalefet seyrediyor. 
Kırşehir dâhil tüm ülkede cadde ve sokaklarda Arapça tabelalar, Güneşten solmuş terminaldeki Atatürk posteri. TIR parkı haline dönüşmüş etrafına rölyef yapamayan basiretsiz belediye başkanın ve toz içinde bırakılmış Atatürk anıtı. Sen Arap dilini inançla birleştiriyor ve utanmadan şeriatçının ekmeğine yağ sürüyorsun. Desem. 7 yıl önce yol üzerinde duran Atatürk anıtının meydana taşınmasına karşı çıkan adam, bugün bu adam CHP’li Belediye Başkanı. 
Meczuplar yargının koridorlarında şeriat diye inliyorlar, bir soysuz, milletvekili hızını alamıyor, Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Soysuz’ diyor. Bu adama senin baban kim diye soramadın! Her hakareti, saldırıyı sessizce dinliyorsun. Bir başka şerefsiz çıkıyor Mustafa Kemalin kemiklerini çuvala doldurup Diyarbakır surlarında sallandıracağız diye alçaklığı son noktasına getiriyor. Hakaretler yağdırıyor sen dinliyorsun. Atatürk’ü ağzına alırken hiç mi utanmıyor ve sıkılmıyorsunuz. Bir köpek, FETÖ artığı kimliksiz;  ülkenin yüreği olan Anıtkabir için ‘bir gecede yerle bir ederiz’ diyecek kadar cesur. Bu adam, bu cesareti senin pısırık politikalarından alıyor. Sen bu adama kulenin bir sütununa dokunursan her bir çakıl taşını senin mabadına sokarım diyemiyorsun.
Terör kartı yine devrede… Tek adam rejiminin pekişmesi için şeytanla aynı yatağa girmeye hazırlar...
İkiyüzlülüğünün daniskası budur. Yaparsa Cumhur İttifakı yapar… Deyiminden geri kalmamak için kollarını sıvamış bir CHP… 
AKP ile DEM, birçok kez örneğini gördüğümüz gibi, emperyalizmle işbirliği yapan gerici, etnikçi ve mezhepçi şeyhlere, şıhlara, tarikatçılara sahip çıkma konusunda adeta birbirleriyle yarışırken bir adım geride kaldığını zanneden MHP atağa kalktı. Terörist başını meclise davet etti. İstanbul büyük şehir belediye başkanı ısrarla MHP’den randevu istiyor. İttifakta bizde varız demek için mi? Bu ısrarın altında ne var?
Nakşibendi tarikatının üyesi Derviş Mehmet, 23 Aralık 1930’da Menemen’de şeriat ilan etmişti. Olaya müdahale eden Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı katledip kafasını kestiler. Mustafa Kemal Atatürk’e iletilen bu olay sonrası verdiği emir; ‘Menemen’i yakın’… Olmuştu. Mustafa Kemal’in 26 bin askerini kalleşçe pusulara düşürüp şehit eden, Türkiye Cumhuriyetini Ulusal kimliğinden koparıp yeni devlet kurma girişiminde bulunan; cani, katil terörist başı ne idiğü belirsiz Abdullah Öcalan’ı Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu gazi meclisin kürsüsüne davet eden adamla aynı çatı altındasın. Sen Atatürk’ün fikir ve ilkelerine sahip değilsin.
Sizler kimliğini yitirmiş saltanatı üç kuruş vekil maaşında bulmuş siyasetçiler yumağısınız. ‘İktidar değilim… Benim suçum ne’? Diyemezsin! Bu ülkenin en büyük sorunu senin basiretsizliğin, korkaklığın ve lafazanlıktan öteye geçmeyen siyasetindir.
İktidarın bu denli apansız olması, senin basiretsizliğin, pısırıklığın. Onlar yapıyor, satıyor siz seyrediyorsunuz. Onlar pazarlıyor siz bakıyorsunuz. Darmadağınıksınız. Türkiye’ye yıllardır dayatılan rol! BOP…  Emperyalistlerin huzur kaçıran, bölgeyi küçük şehir devletlerine çevirme projeleri, göçler, mülteci istilası, yerle bir edilen demografik yapı. Yerle bir edilmiş tarikat kucağına oturtulmuş eğitim sistemi, bozulmuş sağlık yapısı. Ve hiç olmadığı kadar yerle yeksan olmuş ekonomi. 
Projenin Siyasal İslam’ın aktivistleri! İktidar olma karşılığı koşulsuz kabul, itaat ve uygulamalar olduğunu biliyorlar. Basiretsiz politikalarınız daha apansız, daha cesur kılıyor.  Halk böyle giderseniz sizleri de diğer düzen partileri gibi siyaset mezarlığına postalar. Ya ayağa kalkacaksınız. Ya da hamaset palavraları sıkmayacaksınız.
Kemalizm’i FETÖ ile bir tutan hainlik! Kubilay’ın katliamı unutturulduğu içindir ki bugün Türkiye yine şeriatçıların laik Cumhuriyete pervasızca saldırılarına sahne oluyor. Türkiye’nin kurucu ilkeleri çiğnendiği içindir ki yandaş Yeni Şafak’ın yazarı, 2. cumhuriyetçi dönek solcuları hatırlatırcasına, ‘Kemalizm ve FETÖ arasında fark yoktur. Birisi sapık bir tarikattı da Kemalizm bundan farklı bir şey mi? Bu da bir tarikat, bu da bir cemaat’ diye şerefsizce, ahlaksızca zırvalıyor. Sen seyrediyorsun. Atatürk’ü Fetullah Gülen ile bir tutup ‘sapık bir tarikat lideri’ konumuna getirebiliyor! Sen duymazdan geliyorsun.
Türkiye Cumhuriyeti, ‘Şahsım Devleti’ haline getirildiği içindir ki; cumhuriyet savcıları bu haince söylemleri kulak arkası edebiliyor, hukuk işlemiyor. Sen, derin uyku numarası yapıyorsun. TBMM’deki muhalefet, şeriatçı çıkışlara karşı toplumu örgütlemediğinden tepkiler sosyal medya ile sınırlı kalıyor. Sende tık yok.
Gericilik karşısında dik duramayanlar, oy için Cumhuriyet karşıtlarının elini eteğini öpenler, tarikatlar kendilerini desteklesin diye “özgürlükçü laiklik’ safsatasını kabul edenler, laik Cumhuriyeti savunamaz.
Milli bayramlarda Anıtkabir’e gelen bir avuç köpek soyunun Siyasal İslamcıya tezahürat yapmasını izleyen, Mustafa Kemal Atatürk’e saygının nasıl çiğnendiğini izleyen partinin; Atatürk’ün kurduğu parti olması mümkün değildir.
‘Karşıdevrim’ için militan yetiştiriliyor. Sen izliyorsun.
Türkiye’de eğitimdeki gericiliğin temel hedefi, çağdaş eğitimden uzak, sorgulayan insan sayısını azaltıp karşıdevrim için militan yaratmak. İnsanın sorgulayabilmesi için öncelikle eğitimin bilimsel olması gerekli. Bilimsel eğitimin olmazsa olmaz koşulu da laiklik. Bu büyük laik eğitim devrimi, Türkiye’de 100 yıl önce Öğretim Birliği Yasası ile ilerletilmişken Cumhuriyetin 101. yılında geldiğimiz noktada, karşıdevrimin yıkıcı darbeleri ardı ardına iniyor. Sen farkında değilsin.
Anayasanın 2. Maddesi ve Devrim Kanunu olan 1924 tarihli Tevhidi Tedrisat Kanunu’na (Öğretim Birliği Yasası) ve 1739 sayılı Milli Eğitim Kanunu’na aykırı işler yapıyor. Uygulamaya sokuyor sen milli eğitimi başlarına yıkamıyorsun…
Cumhuriyetin 101. yılında siyasal İslamcıların laikliğe karşı açıkça meydan okumasının nedeni, 23 yıldır ülkeyi yöneten AKP olduğu kadar...  Çocuklar tarikatlara teslim edilirken laikliği gerektiği gibi savunmayan... Sen değil misin? Dinci kesimden oy almak için Erdoğan’ın ortaya attığı ‘özgürlükçü laiklik’ safsatasını destekleyen... Kim? 
Diyanet Akademisi, çalışma saatlerinin cuma namazına göre ayarlanması gibi laiklik karşıtı düzenlemelerde AKP ile hareket eden... Seçimden önce bir tarikat kendi partilerini desteklediğini açıklayınca ellerini ovuşturan... Kendi milletvekilleri ‘Tarikatları kaldıran yasa kadük oldu’ dediğinde hiç tepki göstermeyen ve o kişiyi yine parti meclisine seçen sözde muhalefet uzaydan mı geldi... Ve tüm bunlar olurken muhalefeti hiç eleştirmeyen gazeteciler ile kendilerini ‘aydın’ sanan suskunlardır! 
‘Şahsım Devletinin’ Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, açıkça laik eğitime karşı gelip, tarikatlar ve cemaatlerle protokol yaparak çocukları gerici oluşumlara teslim etmeye devam edeceklerini duyurdu ama hâlâ koltuğunda oturuyor! Hakkındaki suç duyurularına karşı savcıların harekete geçmesi gerekirken herhangi bir işlem yapılmıyor. 
Çünkü Türkiye’de anayasa askıya alınmış durumda! Askeri darbe dönemlerinde yaşanan bu durum, şu anda sivil bir darbe ile hayata geçiriliyor. Anayasaya aykırı yasalar TBMM’den geçerken alt mahkemeler Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararını uygulamıyor, Minnet borçluyuz diyorlar, halk yoksul ve biçare iken, ülke parsellenmiş, tüm cumhuriyet değerleri bir, bir elden çıkartılmışken CHP minnetlerini ceylan derili koltuklarda yüksek maaşlarla 7 sülalesine yetecek ikbalin ve sosyal hakların peşindeler. 
Bu ülkenin tek bir sorunu var. Muhalefetin basiretsizliği. Muhalefet sırtüstü yatması. Nasılsa maaşlar kallavi. Birbirini yiyen. Atatürk’ü kendilerine poster yapan Atatürksüzler. İktidarla mücadele yerini birbirini yiyen muhalefet. Hangi sorunu çözebildin?
Bu ülke limon gibi sıkılıyor, yoksulluğun elinde perişansa, enflasyona kurban edilmişse. Döviz dikiş tutmuyor, spekülatörler köşe olmuşsa senin varlığının olmamasından. Ülkede talanın, vurgunun, hırsızlığın ucu kıçı kaçmışsa hiç kusura bakma. Senin pısırıklığındandır. Sokaktan korkan. Meydanlara inemeyecek kadar kifayetsiz. Sadece seçimden seçime meydana inen gariplik.
Çağdaş bir ülke akılcı, geliştiren dış politikalar oluşturur. Sizin politikalarınız nedir?
Cumhuriyeti kuranların bir kısmı; Osmanlı artığı akılların, Cumhuriyet sürecinde de zaman zaman nüksetmesi vatansız siyasilerin ekmeğine yağ sürerken, Sevr planlayıcılarının ve onların piyonlarının ellerini ovuşturmasına neden oluyor. Osmanlı aklı bir bataklık akıldı. Cumhuriyet bunu kurutamamıştı. Atatürk’te bile gericiliğin derin izleri vardı. O günün hasta adamın bugünkü uşakları, emperyalistlerin ellerine yapıştıkça, saldırganlaşması, işgal ve ilhak siyasetlerine dönmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu planlı göç ve işgal açık ara teamülüdür. Yalan mı? Sizler iktidarın politik çürümüşlüğünü değil doğrudan Erdoğan’la mücadele ediyor gibisiniz. Oysa sistem çökmüş. Yaratılan bu sistemin içinde muhalefetin basiretsizliği sayesinde hep birlikte boğulacağız.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.