BEKLE! Kİ GÖR… (4)

Verilmiş sözler. İmzalanmış sözleşmeler… Yalana inandırılmış bir halk… Batıcılık ve Avrasyacılık’ta ittifaka zemin teşkil eden ideolojinin öznesinin başka devletler olması durumunda, otonomi kaybı yaşanır.

Gündem Yayın: 29 May 2025 - Thursday - Güncelleme: 29.05.2025 00:40:00
Editör -
Okuma Süresi: 8 dk.
Google News

BEKLE! Kİ GÖR… (4)
Verilmiş sözler. İmzalanmış sözleşmeler… Yalana inandırılmış bir halk… Batıcılık ve Avrasyacılık’ta
ittifaka zemin teşkil eden ideolojinin öznesinin başka devletler olması durumunda, otonomi kaybı
yaşanır. Başka bir devletin ya da ittifak bloğunun uydusu haline gelmekle sonuçlanır. Türkiye’deki
Batıcı ve Avrasya’cı grupların bu hataya düştükleri ve kendileriyle birlikte tüm toplumu tehlikeli sulara
sürükledikleri şüphe götürmez bir gerçektir.
Tüm bunlar olurken17/25Aralık skandalı patlak verdi. Çakma Türk vatandaşı ilan edilen İranlı bir
Kara paracı övgülerle yukarıya çekildi. Türk bayrağının önünde konuşturuldu. ‘Bütçe açığını ben
kapattım’… Bu kadar namussuzluk ancak uluslararası fahişelerin patronlarının yazacağı senaryolarda
olabilir. Rüşveti gizlemek. Bir kaçakçıyı halk nezdinde kutsal ilan etmek. Şeytanın bile aklına
gelmeyecek, şeytani oyunlar.
Yolsuzluk siyasetçilerin paçalarından akıyordu. Ses kayıtları ortaya döküldü. Utanmadan, arsızca
tekrar sahneye çıkanların hırsızlıklarını ‘çalıyorlar ama çalışıyorlar’; iğrençliğiyle örtbas edilmeye
çalışıldı. Mühürsüz oylar Anayasaya rağmen geçerli sayıldı. Mühürsüz oylarla iktidarı yeniden
kazanan Erdoğan, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ dedi. Atı alan Üsküdar'ı geçti demekle, meşruiyet
sağlanmış mı oldu? Çalınan at da değil, millet egemenliği değilmidir? 23 yıldır bu ülkeyi yönettiklerini
iddia edenler, bugün anayasa yapmak için kolları sıvadılar. Herşey yerli yerine oturuyor.
Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesi, 15 Temmuz sonrası, tek adam
yönetimiyle fiilen ortadan kaldırılmış değil midir? Bir ülkede demokrasiden bahsedebilmek için adil
seçimlerle oluşturulmuş bir parlamento olmazsa olmazdır değil mi? Anayasayı parlamento değil, Partili
Cumhurbaşkanının oluşturduğu ekip hazırlayacaklar. Oysa Mecliste yönetim sistemini değiştiren
sözde gizli oylamada bile milletvekilleri oylarını parti komiserlerine göstererek kullanmıştır! Yine
sandıklarda sayım devam ederken mühürsüz oyların geçerli sayılması, referandumu da gayrimeşru
kılmıştır. Ama! YSK yıllar sonra açıklama yaptı. ‘AKP yöneticileri rica ettiler bizde heyet olarak
onları kıramadık Mühürsüz oyların tamamını AKP listelerine kaydettirdik’… Bu itiraf bile suç. fiil
belli. Fail belli. Ama adaleti sağlayacak hukuk bu ülkede hukukun üstünlüğünü koruması gereken
yargıçlar uymuyorlarsa.! Ulusun kaderini nasıl sattıkları ortaya çıktı. Ne olacak?
12 Eylül için Demokrasinin kara lekesi deniliyor. Peki, 15 Temmuz utanç günü neden fiilen bayram
olarak kutlanıyor? Bu kalkışma açıkça geliyorum diyordu. YAŞ kararlarına şerh koyanlar, MGK
kararlarını ciddiye almayanlar, iktidar ortakları olan paralel yapı dinci terör örgütü, ortağı Siyasal
İslamcılara darbe kalkışması yaptılar. Bu kalkışmanın da kotlarını iyi okumak gerekir. Bu kodların
aktörleri eski Dış İşleri bakanı, Diğer bakanlar, belediye Başkanları, milletvekilleri ve eski Genel
Kurmay başkanı üzerinden çözmek gerekir.
Bundan en iyi yararlananlar onlar olsa bile, daha büyük senaristlerin kalemi ayan beyan görülmektedir.
FETÖ artığı üniformalı din baronları ve kendilerini koruyarak siyasetçinin kucağında makam kapanlar.
Kapatılan askeri okullar, askeri hastaneler, askeri mahkemeler. Yerle bir edilmiş teamüller, gelenekler.
15 Temmuz paşalarında paşasıyım diyen bir figüre inanılmaz yetkilerle donattı.
12 Eylülün demokrasiye sürülen bir kara leke olduğu, şartların olgunlaşmasının beklendiği, hatta terör
olaylarının artırılması suretiyle halkta bir beklenti oluşturulduğu söylenebilir. Peki, ama Suriye krizi
sonunda Türkiye'nin geldiği durum, Türk tarihi açısından kara bir leke değil midir?
Bu gelişimler öncesi yapılan açıklamaları hiç dikkate almayan halk, Siyasal İslamcıları defalarca
iktidara taşımaktan geri kalmadı. Oysa akıllı toplumlar kendilerini yönetenleri 5 yılda değiştiren
toplumlardır. Bu ülkenin bütünlüğü üzerine yapılan onlarca açıklamalardan bir kaçı!
Bu davaların nasıl bir planlamayla bugüne getirilen angajmanına lütfen iyi bakın… Kandil Dağından bir
terörist açıklama yapıyor. ‘Türkleri yendik. Ordusunu hapse koyduk. Devletini masaya oturttuk.
Ergenekon dediler. Tanıkları biz yolladık. Yeni anayasadan Türklüğü çıkardık. Meclislerine
girdik’. Her yere asker gönderen Türkiye ne hikmetse Kandile bir türlü giremiyor! İlginç değil mi? Bu
mesajın sahibiyle masaya oturtan. Oslo’da yapılan toplantılar. Sam amcanın istekleri!
DEM ’in derdi Kürdistan... AKP’nin derdi Anayasa... Ya MHP’nin Derdi ne? Sen oy ver, iktidara getir. O
senin ciğerini söksün. Bu toprakları bölmek gibi ihanet senaryoları hazırlayan aktörlerin uygulayıcısı
kişileri seçmiş olmak. Bunun tek bir nedeni; bizim uyurgezer halimizin onlara cesaret vermesidir…
Akıllı toplumlar ülkesini yönetenleri her beş yılda değiştiren toplumlardır. Bizim gibi bir iktidarı çeyrek
asır sırtında taşıyan toplum yeryüzünde yoktur.
Hiçbiri teröre can vermiş sivillerden, Gazilerden, Şehitlerden ve Ailelerinden söz etmiyor. Terörist için
‘Umut Hakkı’ ve Terör örgütü üyelerinin affı? Tüm bu anlatımlardan bu çıkmıyorsa amaç açıkça belli
değil mi? Bu konuda atılan her adım ne kadar güvenli? Ne kadar inandırıcı. Bu projenin altında yatan
gerçekler hangi gerekçelerin ürünü? Halkın bilgisi nereye kadar. Sadece ‘barış’ kelimesinin arkasına
sığınarak ulus devleti parçalamak mı? Eyalet valilikleri neyin hazırlığı? Tüm bu sorular sıralı yanıtlara
gebe.

Mücadelede, Müzakerede hepsi palavra. Amaç açıkça dillendiriliyor. Dünya’da Terörle
mücadele yerine müzekarayı seçmenin altında yatan Kürt sorunlarımı? Dillendirilen sorun,
katilin özgürlüğümü? Yoksa ulusal devletin bölünmez bütünlüğümü? Eğer ki mücadeleye
feodal yapıyı yıkmak, ağalığı ortadan kaldırmak olmalı:
Cumhuriyeti bitirmek, Ulus devleti yıkmak isteyenler bugünlerde daha aktif. Daha kararlılar. MHP bir
katili Meclise çağırmakta hiç sakınca görmedi. MHP ile DEM şimdilerde kuzu sarması. AKP bu
sarmaldan ayrıntıların olgunlaşmasını bekliyor. DEM bu yaklaşımdan biraz kuşkulu. Ancak terör
örgütleri üzerindeki etkilerini siyasi anlamda pratiklerini perçinlemek istiyorlar. Bu kirli ilişkilerin adı ne
‘Barış’ ve ‘fırsat’… Gerçekler Amerika ve İsrail için taşeronluk hizmetlerini zamana dayalı olarak
yürütmek. Aksi olursa Sam amcaları bunları fena halde hırpalar. Bu konuyu biraz geriye giderek
yeniden ele alırsak, altından bugüne uzanan bir yapının olgunlaşması çıkar. Türkiye Irak Kürt özek
yönetimine neden yardım ediyor? Türkiye Kürdistan bölgesinde çıkartılan Petrolü nereye taşıyor? Irak
yönetimi Türkiye’yi Irak yönetiminden izin almadan kaçak petrol ticareti yapmakla suçlayıp 1 buçuk
milyar dolar ceza ödemeye mahkûm ettirmesinin altındaki gerçek sahi bu mu?

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.