SALLA BAŞINI AL MAAŞINI..ÖYLEMİ?

İnsanoğlunun hırsı bitmek tükenmek bilmiyor. Birçok şeyi unutmaya ve kaybetmeye başlıyoruz. Hız, insanoğluna unutturuyor. İnsan giderek daha mutsuz hale geliyor. Şükrün, merhametin ne olduğunu unutuyor. Hayatın hiçbir garantisi yok. O yüzden hiçbir şey için zorlamamak lazım. Adeta bütün sistem dağılıyor. Daha iyiye gitmesi gerekirken her şey daha kötüye gidiyor

Temiz bir toplum yaratmanın yolu temiz siyasetten geçer. Temiz siyaset ise kuralları önceden belirlenmiş, ilkeli ve siyasi etik kurallarına göre işleyen bir sistem üzerinde yükselebilir ancak. Böyle bir ortamda gelişen ve iktidara gelen siyasi partiler uzak temiz bir yönetim gösterebilir ancak. Oysa bugün genellikle siyasi ve bürokratik kadroların bir kısmı siyasi iktidarı, ülkeyi yönetmenin aracı olmaktan ziyade, ganimet gibi algılamakta, devleti ise bu paylaşımın aracı olarak görmekte, kullanmakta ve ona göre yaklaşmaktadır.

Halk arasında sıkça kullanılan "Bal tutan parmağını yalar", "Devletin malı deniz yemeyen domuz" gibi sözler bu durumu olağan gösteren, hatta teşvik eden, kışkırtan bir anlayışın sonucu olarak ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştır. Hatta bu nevi ilişkilerle zenginleşen, güç ve iktidar sahibi olanlar yerilip dışlanmak yerine, birer rol modeli olarak özenilen aktörlere dönüşmektedirler. Bu da sadece mevcut siyaseti ve ondan nemalanan toplumu yozlaştırmakla kalmamakta gelecek kuşakları da tehdit ederek toplumun geleceğini de rehin almaktadır.

Devleti sömüren "küçük bir elitin" bu yaptıkları adeta mubahmış gibi görünüyor ya da gösteriliyor. Birileri bir yolla toplumu bu konuda adeta ikna ediyor, toplum da olan biteni seyrediyor ama bunlar karşısında sessiz kalarak rıza göstermiş oluyor. Adına ister kokuşmuşluk deyin! İster çürümüşlük... Ya da adam kayırma ve partizanlık! Bir gerçek var ki devlet, devletin denetimsizliği ve basiretsizliği nedeniyle resmen soyuluyor... Bunlar da hepimizin cebinden ödeniyor! Böyle gelmiş böyle devam ediyor... ...

Kurumlarda devlet memuru yada işçi Ay sonları maaş bir tamam banka hesabına yatıyor... Tamı tamına 40 ile 50 Bin Türk Lirası! Asgari ücretin 3 katı yani... Arayan yok, hesap soran yok, çok da kimsenin umurunda değil! Çünkü devletin ensesinden geçinenleri yine devlet kendisi bizzat koruyor, kucaklıyor... ... Eminiz ki bu satırları okurken, sizler de içinizden devlette çalışıp da işe gitmeden maaş çekenlerin isimlerini geçiriyorsunuzdur... Çünkü bu sorun sadece bir bakanlıkta değil çoğunda ve dairelerde yaşanıyor! Mesai saatlerine uyup aldığı parayı hak edenler de yok değil ama hak etmeyenler her geçen gün biraz daha artıyor...

 Devletin ilgili birimleri de sadece baka kalıyor! Sonuçta da çalışanlar kendilerini enayi olarak görüyor... Yaptıkları şikayetler de hep sonuçsuz bırakılıyor! Gel de şimdi bunlardan sağlıklı çalışma ve verim bekle... ... Şu anda kamuda büyük bir laçkalık yaşanıyor... Yıllardan beridir yazdığımız, çağrıda bulunduğumuz hasta raporlarında da bir düzenleme yapılmadı! Tatil günleri ya da sonlarında dairelere hasta raporu yağıyor... Ne gariptir millet ya tatil öncesinde ya da sonrasında sırf izinlerini uzatsınlar diye hasta oluveriyorlar! Herkesin bir tanıdık doktoru vardır ya... Sözde hasta raporlarıyla devlet başka bir şekille çalınıyor! Hasta olanın, dışarlar da ne işi var, bunu kimse sorgulamıyor...

... Her şeye rağmen iddia ediyoruz; Devletin kurumlarında çalışıyor gözüküp kendi işini yapan ve buna da göz yuman idarecileri allaha havale ediyoruz. Kimsenin kimseyi yüreğine gömdüğü filan yok! Ölen ölüyor kalan sağlar bizimdir. İşe gitmeyip de yetimin hakkını alan ve ona göz yumana, Ateş öyle bir yüreklerine düşsün ki onun acısını da sadece onlar bilsin! Gerisi şovdan öte değil...Ha birileri bu işe gelmeyenleri yada işini ihmal edenleri, çeki düzen vermezse yemin ediyorum tek tek isimlerini habere alacam...Sabah gel işe çek kartı cırt.Sonra git gez dolaş,Beşte gel cırt çek.defol git...Yersen....