BEKLE! Kİ GÖR… (1)

Terörsüz ülke. Korkusuz endişesiz toplumun diğer katmanlarıyla barış içinde yaşamak. Kim istemez ki! Gerçekten durum böylemi? Yoksa bir illüzyon mu yaratılıyor. Bunun içindir ki Bekle! Ki, gör…

Gündem Yayın: 25 May 2025 - Sunday - Güncelleme: 25.05.2025 22:55:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

BEKLE! Kİ GÖR… (1)
Terörsüz ülke. Korkusuz endişesiz toplumun diğer katmanlarıyla barış içinde yaşamak. Kim
istemez ki! Gerçekten durum böylemi? Yoksa bir illüzyon mu yaratılıyor. Bunun içindir ki Bekle!
Ki, gör…
Sadece bugün değil. Biraz geriye gidip sistematik olarak bugüne nasıl gelindiğini, 70 yıl önce bu
ülkeye dayatılanla bugünün benzerliklerinin birbirlerinin ruh ikizi olduğunu anlamamak mümkün değil.
Dün öyleydi. Bugün aynısıyla vaki. O Günlerde Başbakan Adnan Menderes, Cumhurbaşkanı Celal
Bayar… Bugün Recep Tayyib Erdoğan Başbakan, Abdullah Gül Cumhurbaşkanı. Bugünlerde
Cumhurbaşkanıda Hükümette Erdoğan Tıpkı 50’lili yıllarda oloduğu gibi. Adnandan sonra Turgut Özal
var. ‘Benim anamda Kürt’ diyerek, PKK için üçbeş kendini bilmez dediği PKK.:. Anasının ölüsünü
tarikat şeyhinin türbesine gömen, cehaletin kendisine anıt mezar yaptıtrdığı kimlik. Kürt özerkliği
planını dönemin EDOK Komutanı eşref Bitlis ikle ele alan.
Önce Ekonomi kötüleşti. Devalüasyon yapıldı… İktidar; Geniş yetkilerle donatılmış, bir “Tahkikat
Komisyonu” kurulması, muhalefet gazeteler üzerinde baskıların artması ve kapatılması. Meclis
görüşmeleri basına yasaklandı. “Olur mu böyle olur mu? / Kardeş kardeşi vurur mu? Kahrolası
diktatörler/ Bu dünya size kalır mı”? Sloganlarıyla 28-29 Nisan 1959 İstanbul ve Ankara Üniversite
öğrencileri sokağa döküldüler. Halk öğrencilere destek veriyor, Ordu göreve çağrılıyordu. Eylemlere
katılan Üniversite ve Kara, Hava, Deniz Harp okulu öğrencilerinin okullarıyla ilişikleri kesiliyor
cezaevlerine tıkılıyorlardı.
Türkçe okunan ezan16 Haziran 1950 Arapçaya çevrildi! Arapça dershanelerin açılmasına,
Halkevlerinin kapatılmasına karar verildi. İlkokullara ve daha sonra ortaokullara Din derslerinin zorunlu
olması. Müfredatta zorunlu değişiklikler yapıldı.
Fener Rum Patriğinin Türk olması şartı kaldırıldı. Devlet 2 milyar 565 milyon iç borç yaptı. NATO’ya
müracaat edildi. Kabul edilmedi. NATO üyesi olmadan Kore’ye savaşa asker gönderildi. Türkçenin
arındırılması için konulan yasak kaldırıldı. Arap, Fars ve Osmanlı dilinin kullanılması serbest bırakıldı.
Köy Enstitüleri kapatıldı. 1954 - Petrol işletmeciliğini yabancı sermayeye açan ve MaxBall adlı bir
yabancının hazırladığı Petrol Yasası Meclis’te kabul edildi. Türkiye’de petrol arama izni bu şirkete
verildi.
Şimdi şuraya kadar bir analiz yapsak. Muhalefet yayın yapan haber kanalları ağır baskı altında.
Gazeteciler ve öğrenciler ve hatta muhalefet Belediye Başkanları cezaevlerindeler. Ekonomi çöktü.
Yeraltı ve üstü kaynaklar bir, bir yabancı şirketlerin insafına devredil. 2 yıl önce Albayraklar şirketi ile
Amerika’daki Petrol devi şirket arasında 9 milyar varil petrol anlaşması ve arama izni verildi. İmam
hatip Liselerinde Türkçe konuşmak yasaklandı. Okullara hiçbir pedagojik eğitimi olmayan imamlar,
tarikat üyeleri sokuldu. Amaç açıkça cehaleti pompalamaktı.
Tekrar geriye baktığımızda basın kontrol altına alındı. Sıkı denetim ve cezalar artırıldı. Hükümeti
eleştirmek suç kapsamına alındı. Birçok gazeteci hükümeti eleştirmekten cezaevlerine konuldu.
Sürgünlere gönderildi. Kırşehir cezalandırıldı ilçe yapıldı. Malatya’da bu cezalandırmadan nasibini aldı
ve Adıyaman Malatya ilçesi olmaktan çıkartıldı.
Parti devleti kurma çabası içinde kadrolaşma ve kıyım yan yana yürütüldü. Liyakat ortadan kalktı. İtaat
öne çıktı. Valiler Demokrat Parti İl başkanları gibi görev yapmaya başladılar. Bugünkü uygulamayla
benzerlik var mı?
Merkez bankasında döviz olmadığı için kahve ithalatı yapılamıyor, Adnan Menderes dostunun
köpeğine Amerika’dan mama getirtiyordu. CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek konuşma yaptığı
kürsüden indirilip Sinop’ta tutuklandı. Hükümet aleyhine yayın yaptığı gerekçesiyle 4 gazete ve iki
mecmua kapatıldı. Gazete yazarlarının savunma hakkı olan ‘ispat ‘hakkı’ kaldırıldı. Siyasiler hakkında
iddia ileri sürenler hakaret suçuyla yargılanıp mahkûm edilmeye başlandı. Hak hukuk adalet ortadan
kalktı. 70 yıl önceyi mi yaşıyoruz, yoksa bu günümü?
Ekonomik sıkıntılar halkın geçimini zora sokmuştu. Amerika’dan 120 milyon dolar borç istendi. Ağır
şartlar öne süren Amerika, üs bölgeleri kurmaya başladı. İstenilen parayı vermedi. Başbakan Adnan
Menderes, muhalefeti, “siyasi sapıklık, sahte ihtilalcilik, inkârcılık, adi ve alçak iftiracılık, sahte
hürriyetçilik ve tedhişçilikle” suçlamaya başladı. Mutlakıyet kapıdaydı. 28 Eylül 1956 parasızlıktan
maliye, İstanbul’da hazineye ait 10 bin arsayı 500 binayı satışa çıkardı. Bugün Kanal İstanbul
senaryosuna bakın. Satılan mülklere, arazilere kimliklere bakın. Bu ülke bugün ne oldu da bunca
rezaletlerin adresi haline dönüştü? Kiminle savaş halindeyiz. Kimlerle ekonomik rekabet ettik te
battık? İngiltere’ye İtalya ya İspanyaya Amerika’ya servet transferleri yapanalar hiçte geçmişi
aratmıyorlar.
20 Ekim 1957 Menderes “İstanbul’u ikinci bir Mekke, Eyüp sultan camiini de ikinci bir Kâbe yapacağız”
dedi. Bunlar ‘Kudüs Kırmızı Çizgimiz’ dedi. Sam amcaları Kudüs’ü Eğlence merkezi haline getirip gece
kulüpleriyle donatarak, Filistinlileri Libya’ya postalayacağını açıkladı. Bunlar Kırmızıçizgimizi kimse
ihlal edemez. Sıkımı et de görelim demedi!

Gaziantep’te seçimi CHP’nin kazandığı ilan edilmiş, sonra bu karar değiştirilmiştir. İl Seçim Kurulu
hatalı olduğu gerekçesiyle CHP oylarını iptal etmiştir. Mersin’de 29 Ekim 1957 seçim günü bir
CHP’linin öldürülmesi olayına yayın yasağı konuldu.  Olay faili meçhul oldu.
Bugüne dönelim. Bir zarftan çıkan üç oydan birisi iptal edilirken diğer iki oy kabul gördü. ‘Topal Ördek’
benzetmesi yapıldı. Anayasada suç olmasına rağmen milyonlarca Mühürsüz oylar geçerli sayıldı. YSK
Başkanı vicdan muhasebesi yaptı. ‘AKP’li yöneticiler istediler, Bizde kurul üyeleriyle bu isteği geri
çevirmedik. Tamamını AKP lehine tutanaklara geçirdik’..
30 Nisan 1958 Yeni Zelanda’dan koyun eti ithal edildi. İktidar vermiş olduğu sözü tutmuştu…19
Temmuz 1958 Nükleer başlıklı füze taşıyan ABD uçakları İncirlik üssüne indi. Dünya’nın her yerinden
Et Hububat ithal ediyoruz. Küreciği Amerika üssü haline dönüştürüp İsrail’i koruma kalkanına
dönüştürdüler.
2 Ağustos 1958 IMF önerisiyle, Cumhuriyet tarihinin en yüksek orandaki devalüasyonu yapıldı. 1 dolar
2,80 TL’den 9 TL’ye çıkarıldı. Devalüasyon oranı yüzde 221 oldu. 4 Ağustos 1958 IMF’den 250 milyon
dolar borç aldı. Ana muhalefet liderini “idamla” tehdit etti. Bugünün yorumu sizin olsun. Üzümün kilosu
255, Kirazın kilosu 300 ile 650 Lira arasında.
19 Ekim 1958 Başbakan Menderes, Said-i Nursî’nin yaşadığı Emirdağ’da Nurcular tarafından hilafet
ve saltanatı temsil eden iki tuğralı, yeşil bayrak açılarak karşılandı. Menderes Risale-i Nurların ilk kez
serbestçe basılması için talimat vermiş ve kâğıt tahsisi yaptı. Bugün Hilafet bayrakları nerelerde
açılıyor. Kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. Sesi çıkanların gittiği yer cezaevleri.
30 Kasım 1958 - DP hükümeti Adalet Bakanı Esat Budakoğlu açıkladı. İlk sekiz yıllık hükümet dönemi
içerisinde 811 gazeteciye toplam 57 yıl hapis cezası verilmişti… 20 Şubat 1959 - Uçak kazasından
kurtulmuş olması nedeniyle taraftarları arasında adeta “evliya” mertebesinde kabul edilen Menderes
Eyüp Sultan’a gitti, yanında büyük bir kalabalıkla türbede dua etti, dağıtılmak üzere kurbanlar kesildi,
resimler çektirdi. Bugün ise 15 Temmuz kalkışması ‘Allah’ın Lütfu’ olarak kabul edildi.
İnönü’nün Kurtuluş Savaşı’nda karargâh olarak kullandığı evi ziyaret etmesi, Uşak Valisi tarafından
önlenmek istendi. Valinin bu yasadışı buyruğunu kabul etmeyen Emniyet Müdürü ve Jandarma
Komutanı aynı gün görevden alındılar. Polis, halkı dağıtmak için göz yaşartıcı bomba kullandı.
23 Ekim 1960 Demokrat Parti iktidarında okuma yazma bilenlerin oranı yüzde 41’den yüzde 39’a
düştü.  5 Ocak 1960 Mersin’e gitmekte olan Menderes’in önüne Tarsus’ta elinde kasap bıçağı olan Ali
Bayat adlı bir şahıs çıktı ve bacaklarının arasına sıkıştırmış olduğu beş yaşındaki çocuğu göstererek
“uçak kazasından kurtulduğunuz için oğlumu size kurban edeceğim” dedi, son anda engellendi. 
5 Ocak 1960 doğu illeri valilerine gönderdiği bir mektupta; “Şark bölgesinde komünistliği 60 bin Nursî
sayesinde önlemekteyim. Nasıl ki Arapça ezan okutturduk ve bu sayede Müslümanları Demokrat Parti
cephesinde topladığımız malumunuzdur. Şimdi de dağıttığımız bu Risale-i Nurlarla komünizmle ve
masonlukla savaşacağız”. 
Sadece özetleyebildiklerimi. Bugüne benzerlik olarak düşündüğüm olayları paylaştım. Bu yazım 5
bölümlük olarak hazırladım ve günlük olarak yayınlayacağım.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.