NASIL YORUMLARSANIZ YORUMLAYIN. İSTER REZALET, İSTER SEFALET, İSTER MENFAAT DEYİNİZ…

NASIL YORUMLARSANIZ YORUMLAYIN.
İSTER REZALET, İSTER SEFALET, İSTER MENFAAT DEYİNİZ…
Eski Genelkurmay Başkanı. FETÖ sevicilerle, FETÖ’cülerle fotoğrafları olan, 15 Temmuz kalkışması içinde boğazında postal bağcıyla milletin karşısına çıkacak kadar yüzsüz sözde bir asker. Bu adam şimdi dini, fetva vermeye soyundu… Sen tarikat üyesi misin, yoksa diyanet işleri başkanı mısın? 
Kafasında sarığı, sırtında cübbesi altında poturu eksik…
‘Eğitimin amacı ne? Eğitim bilgi değil arkadaşlar. Bilgi üniversitede oluyor, meslekte oluyor. Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanma’… Eğer biz 4-12 yaş arasındaki insanlara çocuklarımıza Allah korkusunu verirsek. Allahtan korkmayı, kuldan utanmayı verirsek efendim. Vatan sevgisini verirsek, millet sevgisini verirsek, bayrak sevgisini verirsek. Başkaları için iyilik yapmayı öğretirsek ve diğer milli ve manevi değerlerimizi onlara yüklediğimiz takdirde, onun üzerine bu çocuk nereye giderse gitsin dünyanın her yerine giderse gitsin bu çocuktan korkmayın.
Eğer bu verilmezse ki; bazı sıkıntılarımız var eğitimde. Yakından bilindiği gibi şu gördüğümüz tablo olur.  Bu sefer Ateistle mi uğraşacaksınız, Deistle mi uğraşacaksınız.  LGBT ile mi uğraşacaksınız? Ondan sonra başlıyoruz savcı nerde, polis nerde’ … (Kaynak Birgün Gazetesi)
Eğitimin anlamını bilmeyen bir adam Kara harp okulunda okumuş. Akademiye girmiş ve general olmuş… Bugün Siyasi İslam savunucusu bir adam, Ortaçağ aklıyla mesaj veriyor. Nasıl general olduğu açıkça meydanda. 
Öğrenim; ilk, orta, lisede, eğitim elbette ki bilgi değil, ama sorgulayan bir çağda eğitim üniversitede verilir. Bugünkü üniversitelerde değil. Yazık ki ne yazık! Bu millet kimleri besliyor.
Ege’de 18 adayı yunana teslim eden, Güney ve Doğu sınırlarını sonuna kadar açan, ülke güvenliğini yok eden üniformalı din baronu… Vatan Millet sevgisinden bahsetse ne olacak! İcraatları meydanda. 
Astsubaylara özlük haklarını vermeyen kafasına göre diktirdiği tiyatro kostümüyle dolaşan eski MSB bakanı, şimdinin MS komisyon başkanı Hulusi Akar, ‘Türkiye’de ve Suriye’de yaklaşık 7 milyon Suriyelinin ihtiyaçlarını karşılıyoruz’! Bu adam Allah korkusundan Kuldan utanmaktan söz edecek kadar uçmuş.
Bu ülkenin %99’u Müslüman. Ağırlıklı olarak hırsızlık yolsuzluk yapanların tamamı da Müslüman! Kurunun yanında yaşta yanıyorsa dostlarınızın koluna girip bir adım değil. On adım öne çıkmak gerekmez mi?
Bu millet bunun kimin adamı olduğunu çok iyi biliyor. Bilmeyenler oturmuş senin boş lakırdılarını dinliyor. Bu ülke Laik sosyal hukuk devleti milletin inancından yaşam tercihinden sana ne? Sen kimsin ya, yobaz gerici aklıyla bu milleti dizayn ediyor… Senin asli görevin siyaseten servet sahibi olmak, millete ayar vermek değil. Bulunduğun yer millete hizmet etme yeridir. Önce sen bu ahlaka sahip olacaksın. Öncelikle sen kuldan utanacak ve aklını da millete nutuk atarak ettiğin lakırdıları tartacaksın. Öncelikle Allah korkusunu içinde sen duyacaksın.
Bu memleketin başına ne geldiyse, kendi çıkarlarını milli çıkar diye yutturanların ve bu sahteliği gerçek diye yutan cehaletin yüzünden olmuştur.
Bu ülkenin milyarlık hazine bütçesini çaresizlik içinde kıvranan memura, emekliye, işçiye, çiftçiye, dula, yetime değil; devleti, parti devletine dönüştürülmesine fırsatlar verdiğiniz; komisyonlar karşılığında, ülkenin topraklarını, kimliğini satan siyasetçi eliyle oluk, oluk rant kanalına aktarılıyor. 
Aklı Başında bir toplum her 5 yılda bir meclisi ve yönetimi yenileyen toplumlardır. Sen; ülkeyi tek adama teslim edip lüks konfor şatafat içinde bir eli yağda, bir eli balda beslerken açım diye bağırman neyin yanlışıdır? Sen;  bu ülkede halkın meşru iradesi olan meclisi pasifize ederek bir çatı altında sadece 600 adama bakıyor ve adına demokratik parlamenter sistem diyorsun. 
Modern temsili demokraside siyasal otoriteler seçmene doğrudan veya yasama, yargı, medya, basın, sosyal medya vb. yapı ve kanallar aracılığıyla hesap vereceğini bilir. Millete ayar vermez. Millette bunu bilir. Onun için siyasal yolsuzluk anlamlı bir olgudur. Siyasal güç mutlak olmayıp sınırlıdır. Milletvekilin asli görevi millete ayar vermek, kafasına göre yaşamı dizayn etmek değildir.
Modern siyasal otoritenin mevcut ve etkin olduğu siyasal sistemde genellikle temsili demokrasi seçmenin güçlü, temsilcisinin ona hesap veren konumda olduğu bir siyasal ilişki de söz konusudur.
Bu ne büyük çelişkidir ki! Bu ülkede yoksulların sırtına basa, basa yoksulluğun sırtından yüksek maaşlarla beslenenler, milletin malını pazarlayıp, komisyonlarla palazlananlar. Yoksullara sabır diliyor… Cennet masallarıyla uyutuluyor. Diğerleri ağzından salyası aka, aka huri masalları dinliyor. 
Emine hanım porsiyonları küçültün diyor. Bir başkası kuzu kesiyor. Bir başkası kuru ekmek yiyorsa doyuyor diyor. Hepsi koro halinde bir ağızdan diyor da, diyor.  Ve bu mavalları anlatanları dinleyenlere daha çok inanın ki; daha çok sürünürsünüz diyorum.
Bu ülkede beyin göçü hız kesmiyor. Onlar kendi vatanlarında diğerlerin partizanlığı ve arabacılığından iş bulamıyorlar. Alavereli düzende fırsat bulamayanlar, kendi ülkesine değil, başka ülkelere hizmet için gidiyorlar.
B… boncuk bulunan Kavakçı ailesi. Merve Kavakçı Kuala Lumpur Büyükelçisi. Kızı Mariam Cumhurbaşkanlığı danışmanı. Diğer kızı Fatima Elif Kavakçı Emine Erdoğan’ın moda tasarımcısı. Kız kardeşi Ravza Kavakçı Kan AKP İstanbul Milletvekili. Yeğeni Erva Kavakçı Kan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Proje direktörü. Ravza Kan Kavakçı’nın eşi Osman Kan Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürü (Kaynak Sözcü Gazetesi)
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar, tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat yakışır? Kendiniz bulun!
Vergiyi bizden topluyor. Vergilerimizle lüks ve şatafat içinde yaşıyor, bize ‘tasarrufu’ öğütlüyor… İşte bu ahlak bu ülkeyi yönetiyor, bu ahlakın arkasına takılmış, milletin sırtından beslenen birde %30’luk sülük taifesi var.
Ülke soyuluyor. Açıkça gözlerimizin içine baka, baka Soyuyorlar. Çalıyorlar. Çete oluşturmuşlar. Şerefsizce bu milletin parasını çalmışlar.  Yiyorlar. Dokunulmazlığın arkasına sığınıyorlar. Yedikleri bu milletin parası pulu. Bu şerefsizlere bir tek laf söyleyen yok. Bu şerefsizleri, takip eden, tespit edip yakalayan ve kamuoyuna açıklayanlara tepki var.  
Ülkenin siyasal hayatında yolsuzluklar seçimleri neden etkilemiyor?
Cehaletin ferasetine güvenen iktidar 22 yılda ürettiği yalanlarla, dış güçler hikâyesiyle, kıskanan Almanya hikâyeleriyle 71 kez yerli otomobil üretti. 32 kez petrol buldu. 5 kez elektrikli traktör yaptı. 4 kez uçak üretti. Silah fabrikasını 50 milyon dolara satıp, 55 milyon dolara uzay bileti alıp uzaya bir kelle gönderdi. Binlerce hektar ormanlık alanlar yandı, yakıldı, yerlerine oteller villalar kondu. Bunca konfora, büyümeye, kıskanılmaya rağmen ne hikmetse onların aç gözlerini doyuramadık. Onların gözlerini doyurmak isteyen bugün aç gezen emeklilerin ta kendileri!
Görgüsüzlük, kepazelik, arsızlık iç içe! Tüm bu şatafat içinde yaşayan siyasilerin amacı din ile uyutup, ellerini halkın cebinden çekmemek.