grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

AĞZINI BOZAN BOZANA…

Anayasada kalan ilk dört madde birilerine batıyor. Bu ülkenin mevcut Anayasası çerçevesin de Milletvekili seçileceksin. Sonra vekili olduğu millete hakaret edeceksin.

Gündem Yayın: 15 Eylül 2024 - Pazar - Güncelleme: 15.09.2024 23:49:00
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Google News

AĞZINI BOZAN BOZANA… 
Anayasada kalan ilk dört madde birilerine batıyor. Bu ülkenin mevcut Anayasası çerçevesin de Milletvekili seçileceksin. Sonra vekili olduğu millete hakaret edeceksin. 
İmam Hatipli Azizlerle Safsata Cumhuriyeti oluşturmak. 
Bunlar; yeni  ‘Banayasa’ yapacaklar! Ve onlar, anayasayı takmayanlar için yeniden anayasa yapacaklar, Anayasanın İlk 4 Maddesi ele alınacak ve bu millet dünyanın kaç bucak olduğunu görecek. Görecek ama iş işten geçmiş olacak…
Kurmayı planladıkları, BOP şekillenmesi ile ‘Eş başkanları’ başkanlığında Türk’ü Anadolu’da yok edecek ‘Anadolu İslam Federe Devletini’ veya ‘Türk İslam Cumhuriyeti’ başlığı altında yeni bir devleti ilk fırsatta ilan edecekler. Millet kendi mezarını böyle hazırlamış olacak.  Hainlerin yüzünü daha net göreceksiniz. Kemalistlerin olası dirençleri kırmak için kurdukları gayrinizami harp için kullanacakları silahlı paralel ‘paramiliter’ kuruluşları da kullanacaklar. 
Saray iktidarının ortağı, dokunulmazlık zırhı altına sokulmuş HÜDAPAR’lı Zekeriya Yapıcıoğlu Anayasanın 4ncü maddesine karşı çıkıyor. ‘Ahmak-a anlatır gibi anlatıyorum’. Ortağın başı bu millete hakareti kendine marifet edinince, terör uzantısı ve bölücü Kürtçü-İslamcı anlayışın aktörü de; Anayasanın ilk 4 maddesine sahip çıkanlara; ‘ahmak’ deme cesaretini buldu. Öncelikle Anayasanın 4nci maddesi, ilk üç Maddesinin şifresi… 
Bunlar; saray ortağı olunca, büyük ihtimalle biti kanlandı, adamdan sayılan bu kılıksızın o beyniyle 4 madde neresine batmış olabilir? Bu ülkede ahmaklar elbette var. Gerçek şu ki şerefsizler ortalık yerde. Bu ülkede ceza hukuku sana ayrı, bana ayrı değil. Öncelikli olarak hukuka saygılı olacaksın.
Bunlara batan Anayasanın ilk üç ve dördüncü maddesi… 
Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyet nitelikleri.
Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
III. Devletin bütünlüğü Resmi Dili, Bayrağı, milli marşı ve başkenti.
Madde 3- Türkiye devleti, ülkesi ve milliyetiyle bölünmez bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli Marşı İstiklal Marşıdır. Başkenti Ankara’dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler.
Madde 4- Anayasanın 1nci maddesindeki Devletin Şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3ncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Siyasal İslam’ın kapısını 1947’de açamayanlar, ortaçağ aklını 12 Eylül ile millete dayattılar…
12 Eylül Siyasal İslam’ın önünü açarken, en büyük ihanet Türk Silahlı kuvvetlerine yapıldı. Akıl yolu ortaçağ artığı dinbazların, din baronlarının eline geçti. Geçmişi unutanların, geleceği olmaz. Binlerce Subay, Astsubay; ya tutuklandı, ya da orduyla ilişkileri kesildi. Geride kalanlar için temizlik 2002’de Siyasal İslam PKK’yı tanık, TSK’nı sanık yaptı… Her şey yeniden böyle başladı. Dinci, dinciye darbe yapmaya kalkıştı. Askeri okullar, Hastaneleri kapatıldı. Ordu tasfiye edilerek siyasal anlayışın düşüncesine göre şekillendirmeler öğrenci alımlarıyla başladı.
Bir zamanın genelkurmay başkanına ağza alınmayacak hakaretler gazetelerde yer aldı. Bir gazete yazarı; ‘Sen Devlet Adamı değilsin, sen devletin memurusun’ diye yazmıştı. Başbuğ inatla ben devlet adamıyım demeyi sürdürdü. Sırtındaki üniformaya bakarak, ‘ben memur değilim, ben askerim’, diyemedi. Hapsedildi. Meşhur oldu. Şimdi Atatürk kitapları yazıp, Dünya’yı geziyor.
Türkiye Cumhuriyetini koruma ve kollama görevi verilmiş TSK ortadan kaldırılmışsa, şahsım cumhuriyetinde ‘banayasa’ bir şekilde bu millete dayatılacaktır.
Yeni bir kararnameyle Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokullarına girişte aranan, “İrticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmamış olmak” şartı kaldırıldı… İsimler değiştirildi. MSB’lığı Üniversitesi oldu. Tıp fakültesi kapatıldı, Mehmetçik savaş cerrahisini bilmeyen doktorlara emanet edildi. Kurmaylık sıradanlaşarak, Harp Akademileri kapatıldı. Korku o kadar büyüktü ki MGK’ndaki askerler çıkartılarak yerini sivil ve polise teslim edildi.  
İç Hizmet Kanununda Türk ordusunun Türkiye Cumhuriyetini ‘koruma ve kollama’ ile ilgili maddesi iptal edildi. Bülent Arınç, ‘Türkiye bağırsaklarını temizliyor’ dedi! Kozmik odaya girildi ‘devlet sırrı’ evraklar yok edildi… 
Adı medya olan müstemleke basını. Çıkar ordusunun sülükleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ‘vatan haini, millet düşmanı’ ilan ettiler. 
Siyasal İslamcı ki: ‘Din elden gidiyor’. Milliyetçi diyor ki;  ‘En büyük vatansever benim. Beni kutsayın’. Koro halinde diyorlar ki; ‘Susun. Oturun. Vatana göz diktiler’… Kemalistlere, Aydınlara ve vatanseverlere, susmaları için yargı sopası bu ülkede adalet oldu!
‘Kemalist Cumhuriyet” programı çökmüştür. Yaşasın Liberalizm. “İslamcı hareket” ve “Kürt ayrılıkçılığı” ittifak ederek. Yaşasın ittifak. Kahrolsun, ulus devlet. Haline geldi. Ahlak’ta Milliyetçi, bölücü ve askerler el ele mesaj verdiler. HÜDAPAR lideri sözüne ‘Ahmak-a’ diyerek başladı.
Sona doğru gerçekler!
‘Laik-Türk uluslaşma’ ve çağdaşlaşma sürecine son verilmiştir. Yaşasın gericilik. Hoş geldin Ulema!
Atatürk Cumhuriyeti artık yoktur!  AKP “tek parti iktidarını” kurmuş ve “devlete kesin biçimde hâkim olarak neredeyse tek parti devletini” oluşturmuştur. Hukukun üstünlüğü, üstünlerin hukuk ile yer değiştirmiştir. Kentlerde kasabalarda Devletin valileri ve kaymakamları da yoktur. Köylerden öğretmenler çekilmiş. Köyler imamlara terk edilmiştir. Köylerde, kasabalarda ve de vilayetlerde. Hatta metropollerde, Siyasetçinin temsilcileri vardır. Emir alırlar. Uygularlar. Yukarıdaki efendileri tarafından saltanatları kavi ve mükemmel kılınmıştır… ‘İtibardan tasarruf olmaz’ kelamı şehir ve kasabalarda da kendine yer ve anlam bulmuştur.
‘Neo - İslamcı elit’ artık yeni ‘kurucu iradeyi’ temsil ediyor ve Türkiye’ye ‘Sünnî muhafazakârlığı’ dayatıyor. Bu dayatmanın karşısında ‘laik orta sınıflar, Aleviler ve muhafazakâr olmayan Kürtler’ var. Bu uzlaşıda gözüken başkanlık sistemiyle, bölünme! Ve onların Yeni Türkiye’sinin şifresi bu terimlerin içinde saklı!
Türkiye’nin büyük kentlerinde ve kıyı bölgelerinde yoğunlaşmış bulunan ‘laik orta sınıflar’ yenilmişlerdir. Yerlerini İbişler, Memişler ve beleşçiler doldurmuştur. Büyük kentler kokuşmuştur. Küçük kentler yerini köy kentlere bırakmıştır. Toplumda çürüme kaçınılmaz olmuştur… 
Laiklikten Cumhuriyetten, ulusalcılıktan, uniter devletten, Türk milleti kavramından vazgeçmek zorundadırlar. Bunlar yıkılmıştır ve geri getirilmesi olanaksızdır. Doğru söze diyecek. ‘Hadi getir de göreyim.’ Amma velakin kim diyecek bu sözü! ‘100 yıl önce açılan parantezi biz kapatacağız’ diyenlere kulak vermeyenler. Parantezin kapanmasıyla nerenizin açılacağının ne kadar farkındasınız?
‘Yegâne yol, etnik ve dinsel aidiyeti dışarıda bırakan bir Türkiyelilik’ ya da anayasal vatandaşlık üst kimliği çevresinde yeni bir “ortaklık kurmaktan geçiyor.” Yeni ortaklık değil. Eski ortaklarla, ortaklığı yenileyerek Sevr’e ivme kazandırmak. Kürtçülük ve İslam ortaklığı. Yaşasın bölücü Anayasa. Hoş geldin özerklik. 
Artık bunların bırak tepesini, ağızlarına tüy diksen gıkı çıkmaz. Türkiye’nin dağıtılma süreci başlamıştır…  Sam amcanın ellerinden öpün. O’da sizleri alnınızdan. 
Bilim adamını çöpe atan. Yerine ulemaya yapıştıran. Cehaletin ferasetine güvenen anlayış. Bu millet, İmamın zaferini, gericiliğin karanlığını kutsayan anlayışı içinde insan olma yerine böcekleşmeyi yeğlemişse. Sürtük, cibilliyetsiz sonrası ‘Ahmak’ bu millete ne kadar yakışır? 
Peygamber terliği, Yanmayan kefen satılan, hırsızlığı öven, 9 yaşında kız çocuğuyla evliliği yeğleyen din anlayışının hâkim olduğu, Cennete 40 huri vaat eden pezevenklerle birlikte yaşıyoruz... 

 

#
Yorumlar (1)
Ahmet Serdar
17.09.2024 15:42
Kaleminize kuvvet...Türkiye bu hale gelirken bu topraklarda yaşayan milyonlarca yurttaş yalnızca seyretti ve hatta alkış tuttu...Bundan sonra da aynısı olacaktır .Saygılar
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.