EKİCİOĞLU 462 MİLYARIN HESABINI SORABİLDİMİ

ÜLKE YÖNETİLMİYOR… İDARE OLUNUYOR…

Milletin hukuk ve adaletle beni koru dediği devlet!

Ülkeyi parti devleti haline dönüştürürseniz. Olanların hesabı sokak kavgalarına çatışmalara dönüşür. Türkiye genelindeki hukuksuzluğu, isterseniz Kırşehir’deki ahlaksızlığı örnek olarak ele alın. Sizler ki; bu ülkenin kaymağını yiyip kulaklarını tıkayan, adınıza bürokrat denilen memurlarsınız. Siz siyasetçinin adamı. Vurguncunun talancının hırsızın hamisi oldunuz… Örnekler mi? Halka kulakları tıkalı olanlar. Bana dokunmayan bin yaşasın diyen ahlakın sorması, sorgulaması mümkün değil.

Devlet yaşatmak için politikalar üretir. Hukuku ortadan kaldırmaz. Halkı bir siyasetin ahlaki düşüncesine oyuncak ettirmez. Siyasi iktidarlar kendisini devlet yerine koyuyorsa, diktatörlük kapıda demektir.

Aradığınız devlet karşınızda yoksa! Hukuk yoktur. Adalet yoktur.  Karşınıza ‘talan, Vurgun, Gasp, Rüşvet, Hırsızlık’ halkın sırtında şekillenir.

İşte Kırşehir örnekleri? Koordinasyon yok. Vizyon yok. Strateji planlaması yok. Öncelikler yok.

Bu şehirde, henüz 10 yaşında olan 400 yataklı bir hastane var. İçinde doktor yok. Kırşehir merkezde bulunan hastaneyi, geliştirmek, çevresel büyümeyi kullanmak,  ulaşılabilir hale getirmek. Tedavi konforunu artırmak yerine şehrin dışına taşıyacaklar. Neden? Bu vurgun üç soytarının, para spekülatörlerinin arsası, tarlası değerlensin diye mi? Altında kim bilir hangi siyasetçilerin ve bunların işbirliği yaptığı bürokratların parmak izi var. Burada kamu yararı var mı? Bir Allah kulu bunu kamu yararı adıyla savunabilir mi?  

Kimin, kimlerin vurgun yaptığı arazi ve arsalarını kıymetlendirmek istiyorlar? Ucunda ne kadar komisyon var? Bu soruların ucundaki kimler var? Yangından mal kaçırır gibi. Ülke 11 ilde felaket yaşamış, yurdum insanı felaketin travmasında iken bu aciliyetin anlamı ne?

Kırşehir ilçesi Kaman’ın çevre yolu var. Kırşehir’in çevre yolu yok. Neden yok? Neden yapılamıyor. Niçin yapmıyorlar. İktidarın Kırşehirli, Ankara milletvekilinin akaryakıt istasyonu, köfteci dükkânı yol üzerinde olduğu için mi çevre yolu yapımına izin verilmiyor? Bu gerçekleri duymayan görmeyen halk. At oynatan siyasetçi. Nasıl örtüşüyor değil mi?

Kırsalda talan… Kimin yararı!

Toklumen’de; Tahsisli alana giren, siyaseten çöken diğer bir ahlak var. Tarım ve Orman bakanlığının özel izinleriyle farklı bir talan. Kim kimin malına çöküyor. Araştırılmadan. Soruşturmadan Araziye dalanlar. Bölgede karşı kıyıda onlarca dönüm boş, milli emlake ait arsa ve arazi var? Neden ormanlık alana giriliyor? Orası DSİ tehlikeli alan ilan ettiği bölge. Ama hukuk tanımayan iktidar. Adalet çerçevesinde olmayan siyaset.

Daha enteresan. Bu devlet bu adama işletme ruhsatı veriyor. Ama denetlemiyor. Şikâyet ediyorsunuz ciddiye almıyorlar.

Kırşehir’de bir sürücü kursu. (LSK) bu kursa ehliyet almak için 30 Aralık 2022’de kurs bedeli olarak 4500,00 TL anlaşılıyor. 2000,00 TL kart üzerinden peşin alınıyor. Şoför adayına ne bir sözleşme, nede bir belge verilmiyor. Paranın tamamını öderseniz eğitime çağrılacaksınız deniyor. Paranın geri kalan 2500,00 TL ödenmeye gidilince, Fiatları artırdıklarını söylüyorlar. 2500,00 TL yerine kalan borcunuz 3500,00 TL. Zira kurs bedeli havuzda 5500,00 TL oldu. Bu dalavereli anlayışı izahı var mı? Ben nerede maliye, Nerede denetim mekanizması demiyorum. Bunların olmadığını biliyorum. Sadece soruyorum. Milli Eğitim Müdürü kurumunuz; kimlerin haklarını koruyor? Fırsatçılarımı? Hakkını arayanlarımı? Denetim yüzsüzlüğü tavan yapmış. Meslek liselerinden yükselen pis kokular. Hangi tarafından tutacaksınız?

Bu konuyu kurs sahibi ile ben görüştüm. Paranın iadesini istedim. Önce nedensiz olarak 100,00 lira keseriz dediler. Olmaz dedik. Sonra Milli Eğitim Müdürü ile tekrar bire bir ben görüştüm. Banka üzerinden parayı iade edeceklerini söylediler. Halen para iadesi de yok… Devletin bu işletme üzerinde yaptırımı da yok. Kısaca sonuç yok. Anladınız mı devlet nerede? Bunların denetimini kim yapar. Herkes ahkâm kesiyor. Ahkâm kesenler bu ahlak dışı ticareti kendince yasallaştırdıkları için çarpanın elinde kalıyor. Vizyon yok. Kural yok.  Şimdi, Milli Eğitim Müdürüne soruyorum. Bunları siz denetlemiyorsanız. Maliye. Maliye denetlemiyorsa. Emniyet. Kısaca bunlar, bu şehirde alikıran baş kesen mi? Devletin yoksunluğu açıkça ortada değil mi? Devlet korkusu olan kendi kurallarını değil. Yasalarla hareket eder. Burada Devlet kim? Yoksa soyguna sömürüye sayelerinizde sessiz mi kalalım.

Bir başka dalavereli iddia…

Kırşehir’de iki okul var döner sermayeli. Bu okullardan biri aşçılık bölümü ile gündemde… Kız öğrencilerin ağırlıklı olduğu bu okulda öğrencilere verilmesi gereken döner sermaye paraları birinci dönem hiç ödenmemiş. Neden bir müfettiş bunların hesaplarını kontrol etmez? Ve diğeri. Anlatmak bile istemiyorum…

Bir başka soygun… Bunları bire bir ben yaşadım…

Yurtdışı çıkışı için kendime sağlık sigortası yaptırdım. Yurtdışında rahatsızlandım. Hastaneye gittim. Cebimden para ödedim. Belgeleri Sigorta Acentesine gönderdim.  Ne acıdır ki sigorta şirketi hastaneye ödediğim parayı tarafıma ödemedi. Tüketici haklarına müracaat ettim. Halen sonuç yok. Yurt dışından döneli 3 ay oldu! Nasıl soygun? Parayı alırken iyi. Ödemeye gelince yok. Devlet olsa bu soygun tezgâhı olur mu?

Devletin gücü böylemi olmalı. Hani Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesiziydi?

Hizmet almadığım THY biletlerini iptal ettirdim. Paramın iadesini talep ettim. Ödemediler. Tüketici hakem heyeti beni haklı buldu. Vay sen misin bunu yapan dediler. Beni THY’nin hukuku 3,500,00 para ödemeye mahkûm etti. Devlet parası alınan, hizmet almayan yurttaşının haklarını değil. Paranın üzerine çöken kurumun yanında yer alıyorsa. Yurttaşın devlet dediği, Hak hukuk adalet mekanizmasını yapısı nicedir? Soruyor musunuz Devlet niçin var diye!

Kendinde hak iddia eden. Seyreden devlet… Bürokrat diye atanmışlarda liyakat yok. Ne yasalardan. Ne kanunlardan haberleri var.

Kocabey kavaklığını talan ettiler. Devletin Tabiat Parkı ilan ettiği. Fidanlar diktiği, sülünler bıraktığı milyonlarca lira para harcadığı bu alan Muhtarın özel bahçesi. Adam levha bile asmış. ‘Özel mülk. Girmek yasaktır’… Kimse bu adama tiktir git ulan, devletin malına hangi gerekçeyle, nasıl çörekleniyorsun,  sen kimsin demiyorsa… Kamu arazileri birilerinin yani, uyanıkların tarım alanları. Ahlaksız ve şerefsizlerin odun deposu olacaktır. Kimin malı yağmalanıyor? Kimler kimlerin gözlerinin önünde bu talan ve vurgunu yapıyor. Ben devletim diyen saltanat düşkünleri bu hırsızlığı, talanı, vurgunu seyrediyorlarsa. Hatta biliyorsa. Devleti aramanın bir gereği yok.

Sadece bu mu? Devletin gücünü hissetmiyorsanız talanın bir parçası olursunuz. Ya soyan. Ya soyulan olacaksınız. Burası Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce ‘Milli Park’ İlan Edilecekti!

Kızılırmak Hirfanlı taşkın alanlarında meydana gelmiş 33 bin dönüm yapay sazlık alanları yaktılar, ilaçladılar, pestisitlerle kirlettikleri, ektiler. Devlet bu alan içinde yaşayan 350 tür canlının nasıl yok edildiğini seyretti. Seyretmeye devam ediyor. Hiç müdahale yoksa. Devlet olası bir savaş çıktığında bu hırsızları vurguncuları götürsün savaşa!

Yetmedi. Dört uyanık bunca kimyasal atık ve kirliliği taşıyan Kızılırmak Hirfanlı barajı üzerine balık üretme tesisi kurdular. Kimler mi yaptı. Devletin doymak bilmeyen iştahına yetişmek için bu kiralamayı, tüm kirlilikleri göz ardı ederek, İl tarım Müdürlüğü yaptı. Yurttaşlara, istediğiniz kadar yiyebilirsiniz yapay ve kimyasal ürünle yetiştirilmiş balıkları. Onlar Saraylarda yaşasın diye. Sizler kansere nasıl yakalandım diye düşündüğünüzce.  

Eskiden dağlarda eşkıyalar olurdu. Bugün eşkıya yok diyorlar. Eşkıyaya gerek kaldı mı? Adına yasa de. Adamım de. Partizanım de. Besliyorum dediği devlet memurları de. Silaha gerek yok. Soyabilirsiniz.

Tüm bu olumsuzlukları seyrediyorsanız! Nasıl yurttaşsınız ki?