Eğitim ücretsiz’ diyoruz ama durum ortada

Kırşehir’de okul zili çaldı ama velilerin cebi alarm veriyor. Alım gücü düşerken kırtasiye, servis ve “ek kitap” masrafları katlandı; birçok aile beslenme çantasını bile doldurmakta zorlandığını söyleyerek “beslenme ve kaynak desteği” çağrısı yapıyor.

Gündem Yayın: 14 Eylül 2025 - Pazar - Güncelleme: 14.09.2025 12:14:00
Editör -
Okuma Süresi: 5 dk.
Google News

Kırşehir’de yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla kırtasiye, kitap ve okul alışverişi hareketlendi; fakat alım gücü eridikçe velilerin yükü ağırlaşıyor. Kentin farklı mahallelerinden aileler, artan fiyatlar ve “ek kitap” talepleri nedeniyle hem bütçelerinin zorlandığını hem de çocuklarının beslenmesini kısarak denge kurmaya çalıştıklarını anlatıyor.

“Listeyi tamamlayamadan kasaya geliyorum”
Cacabey çevresinde bir kırtasiyede konuştuğumuz iki çocuk annesi S.B., gözünü raftan ayırmadan dert yanıyor:
“Geçen sene aldığım kalem kutusunu bu yıl da kullandırıyorum. Defter, kaplık, suluk derken listeyi tamamlayamadan kasaya geliyorum. Ek kitap isteniyor, onu alınca beslenmeden kısmak zorunda kalıyorum. Çocuğum ‘Anne süt koyar mısın?’ diyor, ‘Bugün meyveyle idare et’ demek içimi parçalıyor.”

“Evde ışıkları erken kapatıyoruz, okul masrafına yetişelim diye”
Asgari ücretle çalışan H.T. ise bütçede yer açmak için günlük yaşamdan kıstıklarını söylüyor:
“Evde ışıkları erken kapatıyoruz, fırını daha az çalıştırıyoruz. ‘Okul masrafı’ diye ayırdığımız para bir haftada eriyor. Defter-kitap, forma, spor ayakkabısı… Bir de ek kaynak olayı var. ‘Almasanız da olur’ deniyor ama herkes alıyor; almayan çocuk geride kalıyor gibi hissediyor.”

“Beslenme çantasına koyacak şeyi sayarak alıyorum”
Aşıkpaşa Mahallesi’nden üç çocuk annesi N.K. beslenme çantasını planlamakta zorlandığını anlatıyor:
“Öğretmen ‘sağlıklı atıştırmalık’ diyor, haklı. Ama sağlıklının da fiyatı var. Yoğurt, süt, peynir, meyve derken market poşeti kasada ikiye katlanıyor. Beslenme çantasına koyacak şeyi artık gramla, dilimle, sayarak alıyorum.”

“Servise yetişsin diye kendi masrafımdan kestim”

Asgari ücretli H.Y. eve yansıyan hesabı anlatıyor:
“Ben işe yürüyerek gidiyorum, çocuğu servise yazdırabileyim diye. Beslenmeye tam süt-peynir koyayım derken markette sepet küçülüyor. ‘Sağlıklı beslensin’ istiyoruz ama etiketler izin vermiyor.”

“Kaynak kitabı almayanın morali bozuluyor”
Sekizinci sınıf öğrencisi E.Y. ise sınıfındaki hissiyatı özetliyor:
“Bazı arkadaşlar ek kitap alamadı. Derste sayfa çözüyoruz, onlarda yok. Öğretmen fotokopi veriyor ama yine de kendini eksik hissediyorsun. Denemelere de para gidiyor. Bir yandan LGS stresi, bir yandan ‘Aileme yük oldum mu?’ kaygısı…”

“Velinin ilk cümlesi ‘En hesaplısı hangisi?’ oldu”
Kırtasiyeci ise talebin yüksek, sepetlerin ise küçük kaldığını söylüyor:
“Mağaza tıklım tıklım ama herkes küçük küçük alıyor. ‘Set’ yerine tek tek defter, tek silgi… Velinin dükkâna girer girmez sorduğu ilk cümle ‘En hesaplısı hangisi?’ oldu. Biz de imkânımız ölçüsünde kampanya yapıyoruz, ama maliyet hepimizin kapısında.”

“Kırtasiye mi, kış için kömür mü?”
İki çocuk babası F.D. kış masraflarını düşünerek hesap yaptığını aktarıyor:
“Bir yanda okula hazırlık, bir yanda kömür ve doğalgaz faturası… Çocuk ‘robotik kulübüne yazılmak istiyorum’ diyor; ‘Oğlum önce defterleri bitirelim’ diyorum. Onun hevesi kursağında kalıyor; ben de babalığımdan utanıyorum.”

“Çocuklar başarı için eşit başlasın istiyoruz”
Terme Caddesi tarafında rastladığımız anne-baba A. ve R. çifti, taleplerinin temel olduğunu vurguluyor:
“Kimse lüks istemiyor; çocuklar başarı için eşit başlasın istiyoruz. Defterini, kalemini eksiksiz alsın; beslenme çantası boş kalmasın. Ek kaynak gerekiyorsa kurumlar ele verip desteklesin. ‘Eğitim ücretsiz’ diyoruz ama durum ortada''

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.