ALLAHTAN KORKMUYORLAR. KULDAN UTANMIYORLAR. YALANMI?

Bir yanda yaşananlar, diğer yanda yaşananları seyredenler. Bir ülkede zenginin köpeğine aldığı sütü, yoksul; çocuğuna alamıyorsa. Adalet yoktur.

Gündem Yayın: 17 Aralık 2025 - Çarşamba - Güncelleme: 17.12.2025 22:39:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

ALLAHTAN KORKMUYORLAR. KULDAN UTANMIYORLAR. YALANMI?
UTANMIYORUZ! Dedi mi? Dedi…
Bir yanda yaşananlar, diğer yanda yaşananları seyredenler. Bir ülkede zenginin köpeğine aldığı sütü, yoksul; çocuğuna alamıyorsa. Adalet yoktur.
Bu nasıl pahalılık arkadaş? Herkesi yaşayan ölüye çevirdiler. Tatil yapamaz, dışarıda yiyemez, seyahat edemez, sinemaya, tiyatroya, kitaba, eğlenceye bütçe ayırmaz, yeterli beslenemez, doğru düzgün kıyafet alamaz, ev eşyasını yenileyemez mutfak alışverişini eksiksiz yapamaz hale nasıl geldik? Mehmet Şimşek öyle demiyor. Ülkede her şeyin normalleştiğini çok iyi konumda olduğunu söyleyecek kadar yalancı.
Türk oligarşisi demokrasi gurusu sayıldığı bugünlerine, 12 Eylül köprüsünden geçerek geldik. Köprüden geçene kadar da ayıya dayı demekte hiçbir kusur etmedi. Çaldılar. Soydular. Sattılar. Borçlandılar. Sesimizi yükseltemedik. Ne mutlu ki artık, demokrasi dışı ekonomi programları hazırlayan, en çetrefil konularda demokrat açıklamalar yapabilen bir oligarşik yapımız olan iktidar.
Grup Başkanvekili Özlem Zengin; “Utanmıyoruz”… Dedi mi? Dedi. Halk Bankası Dolandırıcılığından sabıkalı… Mehmet Şimşek! Utanmak olsa kendisine dolandırıcı denilen iktidarda yer alır mı?
16 milyon liralık otomobil. 750 bin liralık lojman. Çoklu maaş alan sekreter. Sadece bahçesi için 60 bin liraya alınan mangal. 40 bin dolara yapılan makam kenefi!  Amerika’dan dışlanmış, İngiliz olmuş; Türk maliyesine yön veriyor, halka ayar çekiyor!
Ne istedilerse verenlerin, 17-25 Aralık’ta ayyuka çıkmış hırsızlık ve talanın gözlemcisi, halk Bankası dolandırıcılığından sabıkalı, Türk ekonomisini talan edip, kamu maliyesini İngiliz tefecilerin kucağına oturtup, Türk maliyesinin içine ettikten sonra, dolandırıcılığı bir kenara itilen İngiliz! Ortalığı temizletmek için yalvar yakar geri getirdiler. Bu temizlikçi yalanın atanmış memuru olarak emredileni yaptı, kamu maliyesini içinden çıkılamayacak şekilde haraç gibi vergilerle, harçlarla kurtarma girişimine hiç hız kesmeden, kaldığı yerden devam ediyor.
Yoksula Tanrı diye yutturulan tek şey, kapitalizmin ta kendisidir…
Bu halk; 2025 yılı içinde harç ve cezalar, gümrük girdileri hariç günde 30 Milyar lira vergi ödedi. 11 ayda ödenen vergi 10 trilyonu geçti. Faiz ödemesine 1,9 trilyon harcadılar. Tüm bu vergiler yıllık artışı %56’yı geçti. Ve hazine 1,3 trilyon açık verdi. (Tüm bu rakamlar resmi verilerdir.) bu açık 2026’da kapatılacak. Oluşacak yeni açıklar için de! Yeni uyarlamaları yapılmış vergiler kapıya dayanacak.
Saray 11 ayda 13 milyar 70 milyon 700 bin lira harcadı. Diyanet başkanlığı bu süreçte 121 milyar 20 milyon, iletişim başkanlığı 6 milyar 665 milyon TL. Bu harcamalar sadece 2025 yılı 11 aylık süreçte. Bu milletin boğazından kesilen vergiler lüks, şatafat, lüks otel kiralarına, reklam gibi işlere harcanıyor. 
Kurtarılmış ülkeyi batıranlar, kurtarmak için bedel ödemeyecekler! Çünkü ülkede hukuk diye bir kavram kalmadı. Çünkü bunlar çiğnedikleri anayasa ile kendilerine saltanatlar yarattılar…
Bo….da boncuk bulunan itaatkâr zatı muhterem; beyler, hanımefendiler, mahdumlar zevceler, kapatmalar, gelinler damatlar var ki? Bunların birçoğuna çoklu maaş bile az geliyor… 
Çıkarcılık, fırsatçılık her yana sinmiş. İtibar dönemi bitti! İhtişamdan tasarruf olmaz dönemi başladı. Almanya ve ardından Amerika’da yapılan gösterilerle görgüsüzlük Dünyaya parmak ısırttı…
Ne diyordu değirmenci dayı? Bu nasıl çark ulan, buğday bizim, ezilen biziz, un olan biz, aç kalan biz. Kim bu doymak bilmeyen şerefsiz’? 
İngiliz Mehmet Şimşek Diyor ki! Çalışana ve emeklilere dolar bazında 5 kattan fazla fark ödedik. Yalancının diyen yok. Ödediyseniz bizler neden sefalet içindeyiz. Bu kadar seviyesizliği nerde ararsanız arayın bulamazsınız… Dolarla ve karşılığı maaş alanlar Dünyayı geziyorken, bizler kahvehaneye gidemiyoruz. Bu ne yaman çelişkidir ki, bu millete yutturmaya çalışıyorlar. 
Kime itaat edelim? Kime Küfredelim? Kime lanet okuyalım. Kimlere hain deyip, kimleri ihanetle suçlayalım! Bu ne büyük çelişkidir ki! Bu ülkede sırtına basa, basa yoksulların sırtından yüksek maaşlarla beslenenler, milletin malını pazarlayıp, komisyonlarla palazlananlar. Yoksulların maaşlarını hesaplıyor! 
“Emekli kamu maliyesi için bir yük”… Bir yıl biterken bu yükü biraz sorgulayalım mı? 
Bu ülkenin milyarlık hazine bütçesini oluk, oluk rant kanalına, lüks ve şatafata aktaran devlet Emeklinin yıllarca ödediği primler için yük diyebiliyor. Bu rant kanalının ana aktörleri ve bu aktörlerin siyasilere ve üst düzey bürokratlara balya, balya dağıtılan komisyonların hesabını unutuyor. Emeklinin yıllarca ödediği primler için yük diyebiliyor. Toplanan vergilere fındık fıstık parası diyorlar. Emeklinin üç kuruş artışına yük diyorlar. 
Milleti sıkboğaz ederek vahşice toplanmış vergilerin hesabını vermeyen iktidar. Müteahhitlere yönelik Milyar liralık vergi affının üzerine sünger çekip, milyar dolarlara ulaşmış vergi muafiyetlerinin hesabını yüklediği yoksul halkın ana omurgası emeklinin Ocak ayı için yapılacak üç paralık artış için ‘Yük’ diyor…
Sarayın günlük harcaması 2624 asgari ücrete, 3625 emekli aylığına eşit. Günlük harcaması 58 milyon TL çarpın 1 Ay ile sonuç 1 milyar 740 Milyon Lira. Kimin cebinden çıkıyor? Bu rakamlar 2025 yılı için. Diyaneti, İletişim Başkanlığını siz hesap edin. Örtülü ödenek, sınırsız harcama! Nereye, Ne kadar? Bilen yok.
Emekli kamu maliyesine yük sayıldı. Oysa emeklinin kamu maliyesine yükü 200 milyar TL. Diğerlerinin lüks ve şatafat yükü yoksulun sırtına sarılmış kırk yamalıklı bohça. Hiçbir şey yapmayan muhtarlara ödenen maaş inanın Emeklilerin yükünden daha çok. 
Servet transferi böyle yapıldı.
Garanti tutarlarına güncel kur ayarlaması içinde hesapsızca verilen soygun ihaleler; Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeli kapsamında Yap-İşlet-Devret (YİD) Erdoğan’ın “Milletin cebinden beş kuruş çıkmayacak” yalanı içinde, aktarılan servet
Alacaklı: Cengiz Holding, Limak Holding, Kalyon Holding, Kolin Holding ve Makyol… Borçlu: Türk Halkı doğmamış bebekleri dâhil. Alacak karşılığı: Beş köprü fiyatına bir köprü, Beş Tünel yerine bir Tünel. Beş havaalanı yerine bir havaalanı, Beş Hastane yerine bir Hastane, yaptılar. Her bir yapıt karşılığı. 1 yerine 5 alacaklılar. İtilaf halinde yetkili Mahkemeler: İngiliz Mahkemeleri!
Orta oyun oyuncusu Nebatinin gözlerinin ışıltısında parlayan kur korumalı yükü milletin sırtına 2 trilyon 414 milyar 900 milyon lira yükleyerek tefecilere servet aktarımı yaptılar. Birilerinin gözü ışıldarken, birilerinin gözünün feri söndü. 
Hazinenin borcu 575 milyar dolar. Alacaklılar: İngiliz ve Arap tefeciler. Borçlu Türk Halkı! Doğmamış bebekleri dâhil.
Dünya Tahkim Mahkemelerinin mahkûm ettiği Türkiye Halk Bankası (Rıza Zarrab olayı, Bunun içinde Bugünün Maliye Bakanı da var) ve Kuzey Irak Petrollerine yönelik yapılan kaçakçılığın bedelini Türkiye ödeyecek diye 1,5 yıl önce yazmıştım. Yazdıklarım aynen çıktı. Bu bedel 2026 yılında ödetilecek. Faizleri hariç Toplamda 7 Milyar Dolar.
Zordur bu ülkede kendi çıkarlarını bir kenara itip, ülkenin, milletin çıkarlarını gözetebilecek bir siyasetçi, bir bürokrat bulabilmek
Aktif Milletvekili Maaşı 230 bin Emeklisinin maaşı 149 Bin, Hem vekil, hem emekli olmuşun maaşı 379 bin. Bu maaş çıplak maaş. Harcırahları, komisyon üyeliklerinden aldığı huzur hakları hariç. Bir başka İktidar milletvekili diyor ki; ‘Amerika’da emeklilikler sokaklarda yaşıyor. Bizdekiler haline şükretmiyor’… Dünyanın hiçbir yerinde ayağını meclise sokar sokmaz inanılmaz ayrıcalıklara ve yüksek maaşlı emeklilik yoktur.
2026 yılı için harç ve cezalar hariç toplanacak vergi, 16 trilyon 132 milyar 32 milyon 487 bin lira. Öncelikli olarak saraya. Sonra örtülü ödeneğe, sonra aktif milletvekili, hem aktif hem emekli olan vekillere, emekli vekillere, hazine garantili geçişlere, faiz lobilerine, Faiz lobilerine (2 trilyon 742 milyar lira) bitti mi hayır bitmedi. Fındık fıstık arabalarına, bunların şoförlerine, yakıtlarına. Beylerin reklamlarına, 13 bakanlığa eşit bütçeye sahip Diyanete.  
İktidara göre devlete yük olanlar. Asgari ücretliler, Tüm Emekliler, Öğretmenler, Astsubaylar. Yatağa aç girip, okula aç giden çocuklar. 
Millete tasarruf baskısı uygulayan İngiliz menşeili Bakan, bakanlık, tasarruf tedbirleri uyarınca Tuvaletleri için 24 milyon liralık ihale yapıyor. Ülkenin içine etmenin açık göstergesi böyle olur… Yap, işlet! Sı…
23 yılda; Türkiye’de Nepotizm; ‘akrabacılık, ayrımcılık, kayırmacılık’ anlayışıyla tanıştı. 
23 yılda; Türkiye’de Klientalizimcilik; müştericilik, seçmenleri müşteri gibi görme alışkanlığı ile tanıştı.
23 yılda; Türkiye’de Kroni Kapitalizm; çürümüşlük, ahbap çavuş ilişkisi içinde oğul, kız, yeğen, kardeş, akraba ve bunların yakınlarıyla kurulmuş ilişkiler içinde, kamu görevlileri ile yapılan çarpık ve gayri ahlaki ilişkiler içinde kamu kaynaklarının alabildiğince hatta vahşice kullanımı, paylaşımı, aktarılması. İhaleler verilmesi, vergi borçlarının silinmesi, borçların sıfır faizle ötelenmesi milli para politikası oldu. 
Şerefinizle yaşayın!

#
Yorumlar (1)
Yalnız kurt
18.12.2025 00:09
Diyanet işleri başkanının kızı torpille akademisyen olursa,Diyanet işleri başkanı hacca ütücü, aşçısını götürürse,Kırşehir müftüsü şoförüne arabanın kapısını açtırırsa vay ülkenin haline
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.