TÜRKİYE’NİN DEPREME DAYANIKLI EN SAĞLAM ZEMİNLİ 21 ŞEHRİ

Son yıllarda yaşanan yıkıcı depremler, Türkiye’nin afetlere karşı hazırlık seviyesini yeniden gündeme taşırken, zemini sağlam bölgeler vatandaşların dikkatini her geçen gün daha fazla çekiyor. Özellikle 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde büyük yıkıma yol açan depremler, halkın yer seçiminde daha bilinçli davranmasına neden oldu.

ERCAN: “TÜRKİYE’NİN EN SAĞLAM ZEMİNLİ 21 ŞEHRİ”

Yer bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’de zemini en güvenli şehirleri belirledi. Akademik çalışmalar ve jeolojik gözlemler ışığında hazırlanan listeye göre, sismik riskin düşük, kayalık ve sert zemin yapısına sahip 21 şehir şöyle sıralandı:

Kırklareli, Zonguldak, Kastamonu, Sinop, Samsun, Giresun, Ordu, Trabzon, Rize, Artvin, Mardin, Siirt, Batman, Mersin, Antalya, Şanlıurfa, Konya, Karaman, Niğde, Nevşehir ve Ankara.

Bu şehirlerin ortak noktası, deprem riskini azaltan zemin yapıları ve daha dengeli kentleşme koşulları.

NACİ GÖRÜR’DEN KRİTİK UYARI

Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür ise Doğu Anadolu Fay Hattı’na dikkat çekti. Elazığ ve Bingöl çevresinde son dönemde meydana gelen küçük ölçekli sarsıntıların, bölgede enerji birikimiyle ilgili olduğunu vurgulayan Görür, “Kısa vadede büyük yıkıcı bir deprem beklemiyoruz ancak bu hareketlilik mutlaka izlenmeli” dedi.

Görür ayrıca vatandaşların rehavete kapılmaması gerektiğini belirterek, deprem gerçeğinin her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğini hatırlattı.

GÜVENLİ ŞEHİRLERDE İÇ GÖÇ ARTTI

Afet farkındalığının artmasıyla birlikte, zemini sağlam şehirler sadece jeolojik avantajlarıyla değil, aynı zamanda daha sakin yaşam koşulları sunmalarıyla da ön plana çıkıyor. Pandemi sonrası hız kazanan “kentten kırsala göç” eğilimi, depreme karşı bilinçle birleşince bu şehirlerde nüfus yoğunluğunu artırdı.

UZMANLAR: “ÖNCE ZEMİN ETÜDÜ” Uzmanlara göre, depreme karşı dayanıklı şehirler inşa etmenin ilk adımı, yapılaşmadan önce zemin özelliklerinin titizlikle incelenmesi ve imar planlarının bu verilere göre düzenlenmesi. Böylece Türkiye’nin deprem gerçeğiyle uyumlu, daha güvenli yerleşim alanları oluşturmak mümkün.