Turan Ateş seçimlerde yapılan hileleri anlattı

Emekli Asliye Hukuk Hakimi Turan Ateş, seçim yasakları ve seçim hileleriyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Siyasi partilerin üzerine, seçim sürecinde oldukça önemli görevler düştüğüne dikkat çekti.

Gündem Yayın: 21 Mayıs 2023 - Pazar - Güncelleme: 21.05.2023 22:38:00
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Google News

 

Emekli Asliye Hukuk Hakimi Turan Ateş, seçim yasakları ve seçim hileleriyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Siyasi partilerin üzerine, seçim sürecinde oldukça önemli görevler düştüğüne dikkat çeken Ateş, "Siyasi partilerin, seçim mevzuatını bilen, bu konularla ilgilenen bir tane bile uzmanı yok" dedi.

Türkiye'nin 7 Haziran seçimlerine kilitlendiği bugünlerde seçimler ve sonuçlarına ilişkin tartışmaları bir yana seçimlerde yapılacak hilelerde kamuoyunun gündemini yoğunca meşgul eden bir konu. Her dönem fazla oy pusulası basımından, mükerrer oy kullanımına ve tutanaklarla oynamaya kadar birçok başlıkta sıralanan hileler yaşanırken, bu hileleri boşa çıkartacak en önemli nokta ise müşahitlerin dikkatli ve görev ile sorumluluklarının bilincinde hareket etmesinden geçiyor. 36 yıl seçim hakimliği yaptıktan sonra emekli olan ve ardından avukatlık yapmaya başlayan Av. Turan Ateş'le, Hukuki haber adlı siteden Mehmet Ali Ay seçim yasakları ile seçimlerde yapılan hileleri hakkında röportaj yaptı.

Emekli Hakim Turan Ateş’in yaptığı açıklamaların bir bölümü şöyle:

“Seçim güvenliği konusunda, toplumda bir kaygı tabi ki var. Seçim sadece sandığa gitmekle olmuyor. Bunun öncesinde seçmen yazımı diye birşey var. Bir kişinin seçmen olup-olmadığına önce seçim kurulu başkanı yani seçim hakimi daha sonra da seçim kurulu karar verir. 2009 seçimleriyle birlikte bu yetki, seçim kurulu başkanlarından ve seçim kurulundan alınarak nüfus müdürlüklerine verildi. İkametgaha dayalı oldu. Şu an yetki nüfus müdürlerindedir. Seçim de en büyük hata budur. Kişi ölmüş, ancak ölü kaydı verilmemiş, bu kişiler bile seçmen gözüküyor. Daha sonra bunlar ayıklanmak zorunda kalınıyor. Bu ciddi bir karışıklığa sebebiyet veriyor. 

‘TÜRKİYE’DE HİÇ BİR DÖNEM…’

90’lı yıllardan önce vatandaşlık numarası yoktu. O nedenle bir kişi belki 2-3 yerde seçmen olarak yazılıyordu. Ama mürekkep olayı çıktıktan sonra bunun önüne geçildi. Bir defa oy kullanan kişinin ikince kez oy kullanması mümkün değildi. Türkiye’de hiçbir dönem, son seçimlerde yaşanan sıkıntılar yaşanmamıştır.  

‘SEÇİM SUÇLARINDA ZAMAN AŞIMI 2 YILDAN, 6 AYA DÜŞÜRÜLDÜ’

Seçim suçlarında zaman aşımı eskiden 2 yıldı, şimdi 6 aya düşürüldü. Zaten bu altı ayı geçirmek çok kolay, evrak gitti-geldi derken bu 6 ay doluyor. 6 ayı da, 2 yılı da geçiştirmek çok kolay. Bu sebepten dolayı seçim suçlarından ceza alan olmuyor. 

‘CUMHURBAŞKANI’NIN MESAJ VERMESİ YANLIŞTIR’

Cumhurbaşkanı devletin başıdır, devleti içte ve dışta temsil eder. Cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren bir siyasi partiye üyeliği varsa bu kayıt kendiliğinde düşer. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da o kaydı iptal ettirir. Her gönülde tabi ki bir aslan yatar. Ama Cumhurbaşkanı bağımsızdır, Anayasaya göre böyle de olmak zorundadır. 

Şimdi bir seçim süreci başlamış, bu süreçte sayın Cumhurbaşkanı’nın meydanlarda miting yapar gibi, bir partinin lehine seçmenin iradesine tesir edecek şekilde mesaj vermesi yanlıştır. Seçim sürecinde tüm kamu görevlileri tarafsızdır ve buna göre hareket etmelilerdir.  Hiçbir siyasi parti lehine çalışma yapamazlar. Seçim sürecinde sıkıyönetim yasası uygulanır. Seçim yasaklarının başlamasıyla birlikte vali ve kaymakamların dahi yetkileri sınırlandırılır. İl ve ilçe seçim kurulu başkanlarının, vali ve kaymakamların yetkilerini kullanabildiği gibi vali ve kaymakamlara talimat verme yetkisi de vardır. 

‘DEVLETİN ARAÇLARINI DAHİ KULLANAMAZLAR’

Seçim yasakları oy verme gününe 10 gün kala başlar. Yasağın başlamasının ardından Başbakan, bakanlar, devletin tüm birim ve kurumları seçim meydanlarına gidip gelmek için devletin araçlarını dahi kullanmazlar. Propaganda amaçlı çalışamazlar. Örneğin; ilçedeki bir kaymakam ya da ildeki bir vali, o şehre gelen ne bir bakanı ne de başbakanı karşılayamaz ve uğurlayamaz. 

‘HİÇ YEMEK YAPMAMIŞ BİRİNE  ‘MİSAFİR GELECEK’ YEMEK YAP DİYORUZ’

Ben hukuk adamıyım, yasalar çerçevesinde konuşurum, yasal mevzuata göre hareket ederim. Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) ağır eleştiriler yaptım. Yüksek Seçim Kurulu’nun 6 üyesi Yargıtay’dan, 5 üyesi ise Danıştay’dan geliyor. 

Danıştay’dan gelen üyelerin seçim hakimliği tecrübeleri hiç yok. Çünkü idari yargıya, idari mahkemesi hakimlerine seçim kurulu başkanlıkları, seçim hakimliği yapmalarının önü kapalı. Belki de şu an YSK’daki 11 üyeden hiç birinin seçim hakimliği tecrübesi bile yok. Bu hiç yemek yapmamış birine, ‘misafirimiz var’ al şu malzemeleri yemek yap demek gibi bir şey…

‘EN BÜYÜK HİLELER OYLARIN TASNİF SAFHASINDA’

En büyük hileler oyların tasnif safhasında ortay çıkıyor. Oy sayım işlemi sırasında 5-6 kişi çetele tutar. Sayım tamamlanınca hemen tutanak tutulur ve orada ilan edilir. Bir sureti de torbayla birlikte ilçe seçim kuruluna götürülür. Şimdi burada yazımlar yapılırken; örneğin A partisinin 170 oyu varsa, sonuç kısmına bu 70 olarak yazılır. Diğer bir partinin 80 olan oyuna diğer tarafa eksik yazılan 100 oy ilave edilir. Bu konuda çok hassas ve dikkatli olunması gerekir. Sandık başlarındaki görevliler çok dikkatli olmalı. 

 

‘VATANDAŞ OY SAYIMINI İZLEYEBİLİR’

Bazı sandık başkanları oy sayımı esnasında sınıfın kapısını kapatıyor. Bazı emniyet mensupları okulun kapısını kapatıp içeriye kimseyi almıyor. Ben tekmeyle kapıyı kırıp açtığımı bilirim. Çünkü; tasnif ve sayım açıktır, herkesin huzurunda yapılır. Sandık başkanı sayım yaparken oy pusulasını açıkça göstermek zorundadır. Sayım esnasında seçmen olan herkes sayımı izleyebilir. Bu vatandaşın hakkıdır.  

‘OY PUSULASI BÜKÜLMEDEN VERİLMELİDİR’

Okuma-yazma bilmeyen vatandaşlara oy pusulaları bükülmeden verilmelidir. Bazen sandık başkanları herhangi bir partiye temayüllü olabiliyor. Okuma-yazma bilmeyenlere pusulayı verirken ‘git buraya bas’ gibi müdahaleler oluyor. İşte bu da hiledir. Sandık görevlileri bu gibi durumlara hemen müdahale etmeliler. 

‘KOLLUK KUVVETİ SANDIK GÖREVLİSİNİ YÖNLENDİREMEZ’

Oylar okullardan alınıp ilçe seçim kuruluna teslim edilmek üzere yola çıkınca bazı dedikodular başlar. Burası da çok önemlidir. Sandık kurulu başkanı yanına memur üyesini alır, kurayla yanına bir ya da 2 de siyasi parti temsilcisi alarak oyları teslim etmek için yola çıkar. Ancak diğer partililerde seçim torbasının gittiği aracı arkadan izlerler. Yasada böyle diyor. Emniyetin bu süreçteki görevi sadece eskortluk yapmaktır. Sandık görevlisine müdahale etme yetkisi yoktur. 

‘SİYASİ PARTİLER FİNANSE EDİYOR’

Emniyet mensupları daha seçim günü okullarda sınıfın birini karakol gibi açarlar. Önlerinde her türlü kuruyemiş vardır. Ben yıllarca memurluk yaptım, daha 1 kilo bademi bir arada alamadım, ama leblebi alıyordum. Çünkü; ucuz olan leblebidir… Kolluk kuvvetlerinin, seçim günü önlerinde her türlü yemek, içecek, meyve ve çerezi görebiliriz. Tabi bunları bazı siyasi partiler finanse ediyor. Buradan da sıkıntılar yaşanıyor. 

‘POLİS TELSİZİNDEN GELEN ANONS’

Bir de sayım devam ederken orada görevli kolluğun telsizine anonslar gelir. ‘Falan yeri, filan parti farklı kazandı’ vs.vs. gibi… Oradaki muhalif partilerin temsilcilerinin morali bozulur, çeker giderler. Bu da bir taktiktir. Seçimde müthiş bir soğuk savaş yaşanır. Siyasi partilerimizin hiçbiri bu konuların farkında bile değiller. 

‘GÖREVİNİZİ SON ANA KADAR DEVAM ETTİRİN’

Siyasi parti temsilcileri seçim günü asla sandık başından ayrılmamalıdırlar. Bazı partililere yemek, su gelmediği bile oluyor. Buna rağmen ayrılmasınlar. Sandığı hiç bir suretle terk etmesinler. Alınan seçim sonuçlarını, ilçe seçim kuruluna birlikte götürsünler. ‘Şu parti önce, bu parti kazandı’ şeklinde yapılan hayali açıklamamalara inanmasınlar. Görevlerini son ana kadar devam ettirsinler.

 
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.