Kongre Bitti, Soru Bitmedi: CHP Kırşehir Halkının Umudu mu?
CHP Kırşehir İl Kongresi tamamlandı ama akıllarda tek bir soru kaldı: Seçilenler partiyi mi, kendilerini mi temsil ediyor?

Bugün yapılan CHP Kırşehir İl Kongresinde Baran Genç yeniden İl Başkanı seçildi, yeni yönetim de belirlendi. Hayırlı olsun, diyelim. Seçimin iyi mi kötü mü olduğunu söylemek bana düşmez ama insan ister istemez düşünüyor: Acaba bu seçilenler Kırşehir’deki seçmenin gönlünde yer ediyor mu? Halk bunları gerçekten istiyor mu, seviyor mu?
Kongre salonunda birileri çıkıp “şu olacak, bu olmayacak” dediğinde işler hemen bitiyor gibi. Ama unutmamak gerekir ki, bunun arkasında bir genel seçim ve yerel seçim var. O zaman asıl mesele şu olacak: Bu isimler, bu kadro CHP’ye katkı mı sağlayacak, yoksa zarar mı verecek?
Keşke bu kongreden önce bir kamuoyu yoklaması yapılsaydı. Halkın nabzı tutulsaydı. Bu isimlerden partiye fayda gelir mi? diye bir sorulsa fena mı olurdu? Ama maalesef, bu işler genellikle kendi içlerinde olup bitiyor. Kendi aralarında alınıp satılıyor sanki. Bana göre bu, hakkaniyetten çok, birilerinin kendine zemin hazırlama çabası gibi duruyor.
Böyle olunca da insanların partilere olan bakış açıları değişiyor. Adalet duygusundan bahsediyoruz ya, hani o çok önemli dediğimiz adalet… Peki burada var mı gerçekten?
Bir zamanlar öğretmenler CHP il binasında oturur, partinin geleceği konusunda sohbet ederlerdi. Şimdi öğretmenevinde oturuyorlar. Neden acaba? Onları partiden uzaklaştıran neydi? Ne değişti?
Benim gözlemim şu: CHP artık bir sosyal demokrat parti gibi değil, kendi iç hesaplarıyla hareket eden bir yapıya dönüştü. Bu durum, özellikle ekonomik krizle boğuşan Türkiye’de, AKP’nin zemin kaybettiği bir dönemde, CHP’nin tam tersine fırsatı değerlendirememesine yol açıyor.
Eğer bir parti kendi içinde adalet ve liyakat ilkesini kaybederse, halkın gözünde de o ışığını yitirir. Siyasi anlayışın körelmesi dediğimiz şey belki de tam olarak budur.
Kırşehir halkı dürüstlüğü sever, samimiyeti sever. Umarım yeni yönetim bu gerçeği unutmadan, gerçekten halkın sesi olmaya çalışır. Çünkü artık kimse yukarıdan dayatılan isimleri değil, içten gelen samimi yüzleri görmek istiyor.