Kırşehir, kent merkezini kuşatan dağlardan köy yerleşimlerine olan görüntü.

Kırşehir’de son günlerde hem yerel hem de ülke gündeminde en çok tartışılan konuların başında madencilik projeleri geliyor. Kızılırmak ve Seyfe Gölü Havzası’nın tam ortasında yer alan Kervansaray Dağları, 8 bin futbol sahası büyüklüğünde bir maden sahasına ev sahipliği yapıyor. Koç ve Fernas ortaklığındaki bu alanın hemen yanında, yönetim kurulunda eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın da yer aldığı Rönesans Holding’e bağlı Tepebey Madencilik bulunuyor.

Seyfe Gölü’nün kıyısındaki Karacaören Köyü’nden başlayarak Kındam Mahallesi’ne kadar uzanan bu maden kuşağının hemen bitişiğinde ise Koza Altın’ın ruhsat sahaları yer alıyor. Koza’nın ruhsat alanları, Mucur’dan Kındam Mahallesi’ne kadar geniş bir bölgeyi kapsıyor.

Madencilik faaliyetleri sadece dağlarla sınırlı değil; yerleşim alanları da ruhsatlandırılmış durumda. Karahıdır Köyü, yerleşim yeri ile birlikte Koç ve Fernas tarafından maden sahası olarak satın alındı. Özbağ beldesi ise Koza Altın’ın ruhsat sahasına dahil edildi. Özbağ’dan Kervansaray Dağları’na uzanan bir başka bölge de Mehmet Cengiz’e ait Cengiz Holding’in kontrolüne geçti.

Kent merkezini çevreleyen Kervansaray Dağları’nın yanı sıra Yağmurlu Köyleri Dağlarının da neredeyse tamamı maden sahası haline geldi. Bir kısmı Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’ne, bir kısmı ise Koza Altın’a ait olan bu alanlarda yoğun sondaj çalışmaları yürütülüyor. Sondajda kullanılan suyun Sıdıklı Barajı’ndan temin edildiği öğrenildi. Ayrıca MTA’nın kontrolündeki sahaların da ihale edilerek özel şirketlere devredilmesi bekleniyor.

Harita üzerinden bakıldığında Kırşehir kent merkezinin etrafı adeta maden ruhsat alanlarıyla çevrilmiş durumda. Doğal yaşam, tarım arazileri ve yerleşim yerleri üzerindeki bu yoğun baskı, bölgenin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor.