Kervansaray Dağları’nda yetişen endemik tür yok edilecek
Kervansaray Dağları’nda başlatılan maden projesi, doğanın dengesini geri dönülmez biçimde bozabilir.Dünyada yalnızca Kervansaray Dağları’nda yetişen Achille hamzaoglui , maden sahasının tam ortasında kaldı.

Kervansaray Dağları’nın önemli bir kısmında Koç Holding ve Fernas tarafından yürütülmesi planlanan Türkiye'nin en büyük altın madeni projesi, geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylandı. Ancak Ankara’daki nihai ÇED toplantısında en çok tartışılan başlık, dağların barındırdığı benzersiz biyolojik çeşitlilik oldu.
Bilimsel verilere göre bölgede 59 farklı geofit (soğanlı-bitkisel tür) tespit edildi ve endemizm oranı yüzde 27 olarak ölçüldü. Bu oranla Kervansaray Dağları, Orta Anadolu’nun en yüksek endemizm oranına sahip bölgesi konumunda.

Sadece Burada Yetişen Bir Tür: Aşil Hamzaoğlu Civanperçemi
Kervansaray Dağları’na özgü “Aşil Hamzaoğlu Civanperçemi” ( Achille hamzaoglui ) adlı bitki, dünyada yalnızca bu dağlarda yetişiyor. Lokal endemik statüsündeki bu türün yaşam alanı, maden sahasının tam merkezinde bulunuyor. Uzmanlara göre bitkinin tohumlarının başka bölgelere taşınması, onun yaşamasına olanak tanımıyor. Çünkü bu tür, yalnızca Kervansaray Dağları’nın mikro iklimine ve jeolojik yapısına özgü koşullarda var olabiliyor.

Çevre aktivistleri ve bilim insanları, “Bu proje hayata geçerse, Aşık Hamzaoğlu Civanperçemi dünyadan tamamen silinecek” uyarısında bulunuyor.
Yaban Hayatı da Tehlikede
Bitkilerin yanı sıra, bölgedeki yaban koyunları, tilkiler, kuş türleri ve yüzlerce omurgasız canlı da maden faaliyetiyle yaşam alanlarını kaybedecek. Madenin açık ocak yöntemiyle işletilecek olması, toprağın üst katmanlarını tamamen kaldıracak ve canlıların yuvalarını yok edecek. Uzmanlar, yavru dönemindeki hayvanların büyük kısmının bu süreçte öleceğini belirtiyor.
Altın Yurt Dışına, Tahribat Kırşehir’e Kalacak
Madenden çıkarılacak altın ve nadir toprak elementlerinin büyük bölümünün yurt dışına gönderileceği, dolayısıyla çevresel yıkımın Kırşehir’e; ekonomik kazancın ise başka ülkelere kalacağı eleştirisi de büyüyor. Yerel halk, “Doğamızı yok edip, kazancı dışarıya taşıyacaklar” diyerek projeye tepkisini dile getiriyor.






