grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

ÇOĞUZ… AMA YOĞUZ!

Üç kişi yalana doğru derse, dördüncü kişide yalana doğru diyecektir.

Gündem Yayın: 15 Ocak 2025 - Çarşamba - Güncelleme: 15.01.2025 22:20:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

ÇOĞUZ… AMA YOĞUZ!
Üç kişi yalana doğru derse, dördüncü kişide yalana doğru diyecektir.
Çift süren mandalar gibi çalışıyoruz. Köpekler gibi açız, yoksuluz… Başkaları yan gelip yatıyor, çalışmıyor ama onlar zengin. Biz fakiriz… Dostoyevski
Suskunluk sarmalına sarıldık. Sadece debeleniyoruz. Duyan yok. Gören yok. Kapıları kapalı demokrasi içinde sadece yutkunuyoruz. Her şey planlı. Her şey sistematik olarak enjekte ediliyor. Halk bunun farkında mı,  değil mi? Ne kadar farkında işte bu belirsiz.
Bu ülkede faiz üzerinden korkunç bir nemalanma var. Yabancılar ve bizdeki döviz spekülatörleri ülkedeki yüksek faiz üzerinden nemalanıyorlar. Devlet tefeciliği seyrediyor. Halk tefeci, bankacılığa kurban ediliyor. Onların zenginliğini halk kredi ve kredi kartlarına yüklenmiş yüksek faizleriyle ödüyor. Halktan fedakarlık bekleyen bunlar; buna ekonomi diyor.
Bu ülkede faiz üzerinden yabancılar ve yerli spekülatörler nemalanma var. Yoksulun 20 yaşında olan arabasından iki kez vergi alan devlet. Saray müteahhitleri namı değer beşli çete mensubu kırk haramilerin vergi borçlarını ya sildi. Ya muafiyet getirdi. Kendi maaşına 55 bin lira zam yapan adamın, emekli maşına 2200-5000 lira arası zam yapan adamı avuçları patlayıncaya kadar alkışlıyorsa, kime ne söylemeli siz düşünün. Düşünebiliyormusunuz, 16 milyon insana oy vermesi için yalvarması gereken adama, 16 milyon insanın ‘açım’ diye yalvarması ne kadar akılcı! 
Bir tarafta alabildiğinde lüks ve şatafat içinde yaşarken, ülkeyi yoksulluk içinde bırakan iktidar. Diğer tarafta sokaktan korkan, korkar, pısırık muhalefet.
Bu ne büyük çelişkidir ki! Bu ülkede yoksulların sırtına basa, basa sırtından yüksek maaşlarla beslenenler, lüks ve şatafat içinde yaşayanlar. Milletin malını pazarlayıp, komisyonlarla palazlananlar. Hazinede para yok diyecek kadar ileri gidiyor. Bir kuru kalabalık bu düzeni alkışlıyor. O; coştukça coşuyor. Sabır diliyor… 
Nasıl bir pahalılıktır. Yoksul daha yoksul, zengin daha zengin. birisi fındık kabuğunu doldurmayan nedenleri talanlarla süsleyip ekonomi diye bu millete yutturuyorsa. Birisi fındık kırıp yerken, birileri fındık kabuğundan ısınıyorsa, bu adaletin  varlığı kime göre kutsal? Tek adam demokrasisi ile yok edilen hayatlar.
Gruplaşmış kadroların, kadroları arasında yaşanan; bilinen ama bilinmiyormuş gibi davranılan çekişmelerin sadece tek adamın kudret veya hışmına maruz kalmamak adına hasıraltı edilenler yalanlar; artık ne hasırın, ne halının ne de kilimin altına sığmıyor… Ama tek adam iktidarı kendi yarattığı zenginleri yoksulluğun sırtından kendi elleriyle besliyor.
Kimlere inanıp, kimlere güveneceğiz? birde namus ve şereflerinin üzerine yemin ettiler! Rezaletlerin resmigeçidi… Her şey altüst… Utanmaları yok… Çok arsızlar. Hırsızın bile ahlaklısı varken! Tüm bu kirliliği muhalefetle birlikte umarsızca seyrediyoruz…
İçinde bulunduğumuz sosyal, demografik, kültürel, yıkım her gün farklı atmosferlerde karşımıza çıkarken, diğer yanda yok edilen iklim ve ekolojik yıkımlar… Birilerine göre temel hak ihlali olarak görülen düşünce özgürlüğüne olan tahammülsüzlük, içinde insanın yaşamsal bağımsızlığını, ifade özgürlüğünü sürdürebilmek için sadece insan olmanın bedelini adalet feraseti içinde ödeyerek yaşamak. 
Narin’i kim öldürdü? Düşüncesi içinde uyutulup uyurken. Onlar her şeyi gözden geçirdiler ve uygulamaya soktular. Hatırlar mısınız! İŞİD militanları kafese kapattıkları iki astsubayı diri, diri yakmıştı. Yakılarak şehit edilen ülkenin namus bekçileri bir Narin kadar gündem olmadı, ekranlarda yer tutmadı. Narinin katilini bulmak için 5 ay uğraşan adalet; tutukladığı canileri salıvermişti meydanlara. Ülkenin namus bekçileri olan Astsubaylar açız diyor. Milletin üniformasını yıllarca şerefle taşımış %45 ile emekli olmuş aktif görevdeyken; vatan için canını, kanını ortaya koymuş, bugün; Astsubay emeklisi tarlada ırgatlık, inşaatta bekçilik yapıyor. Ama tepede oturanlardan bir tanesi utanmıyor. Neden utansınlar ki. Utanmak için önce ahlak. Sonra ar ve namus gerektirir. Bunlarda var mı? 
Her şey planlı. Her şey sistematik olarak enjekte ediliyor. Halk bunun farkında değil. Siyasi iktidarın Namus ve Şerefi üzerine yemin etmiş Milli Eğitim Bakanı eğitimde bilimsel, laik ve demokratik ilke ve değerleri temel almak yerine, farklı din, mezhep ve kimlikleri yok sayarak, ayrımcı, ötekileştirici politikaları hayata geçirmek üzere yalan kampanyalarını sürdürüyor. Laiklik üzerinden cehalet dolu gerçekten uzak düşüncelerini paylaşıyor. 
Altında yatan gerçek aslında çok inançlı, çok dilli, çok kültürlü yaşamı okulda, işyerinde, mahallede ve sokakta inanç ve kimlik farklılıkları üzerinden kutuplaştırılıp karşı karşıya getirilerek bölünmeye çalışılmaktalar. Bu çatışmayı önleyen ‘Laiklik’ kavramı bunlar için en büyük engel.  Siyasi iktidar, eğitimde bilimsel, laik ve demokratik ilke ve değerleri temel almak yerine, farklı din, mezhep ve kimlikleri yok sayan ayrımcı, ötekileştirişi politikaları hayata geçirmekte çabası içinde olması çokta yadırganacak bir mesele değil.
Siyasi iktidarın Namus ve Şerefi üzerine yemin etmiş Milli Eğitim Bakanı eğitimde bilimsel, laik ve demokratik ilke ve değerleri temel almak yerine, farklı din, mezhep ve kimlikleri yok sayarak, ayrımcı, ötekileştirici politikaları hayata geçirmek üzere yalan kampanyalarını sürdürüyor. 
Laiklik üzerinden cehalet dolu gerçekten uzak düşüncelerini paylaşıyor. Altında yatan gerçek aslında çok inançlı, çok dilli, çok kültürlü yaşamı okulda, işyerinde, mahallede ve sokakta inanç ve kimlik farklılıkları üzerinden kutuplaştırılıp karşı karşıya getirilerek bölünmeye çalışılmaktadır. 
Bu çatışmayı önleyen ‘Laiklik’ kavramı bunlar için en büyük engel.  Siyasi iktidar, eğitimde bilimsel, laik ve demokratik ilke ve değerleri temel almak yerine, farklı din, mezhep ve kimlikleri yok sayan ayrımcı, ötekileştirişi politikaları hayata geçirmekte çabası içinde olması çokta yadırganacak bir mesele değil. 
Vatan dürüst bir adam tarafından inşa edilir. Ve bir hain tarafından yok edilir. Haine cesareti etrafındaki diğer hainler verir. Arap masallarına inandığınız kadar, Atatürk’e ve devrimlerine inanmış olsaydınız, şimdiye kadar hayalini kurduğunuz yaşam cenneti Türkiye’de kurmuş olurdunuz.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.