BU ÜLKENİN EN BÜYÜK AÇIĞI NAMUSLU İNSAN AÇIĞIDIR
10–14 Kasım tarihleri arasına denk gelen ara tatil, birçok insanın aklında aynı soruyu uyandırıyor: “Atatürk’ü anmak, anlatmak istenmediği için mi bu tarihler seçildi?”
BU ÜLKENİN EN BÜYÜK AÇIĞI NAMUSLU İNSAN AÇIĞIDIR
10–14 Kasım tarihleri arasına denk gelen ara tatil, birçok insanın aklında aynı soruyu uyandırıyor:
“Atatürk’ü anmak, anlatmak istenmediği için mi bu tarihler seçildi?”
Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamak yerine, unutturmaya çalışan bir anlayışın varlığı toplumda derin bir rahatsızlık yaratıyor.
Bugün, ülkemizin en büyük sorunu ekonomik ya da siyasi değil; ahlaki bir sorundur.
Namuslu, dürüst, liyakatli insan açığıdır asıl mesele.
Kendi çocuklarını yurtdışında ya da özel okullarda okuturken, halkın çocuklarını niteliksiz eğitim sistemine mahkûm eden bir düzen nasıl adil olabilir?
Milli Eğitim hepimizin, kimsenin özel mülkü değil.
İzmir’de ‘Andımız’ı okuyan çocuklara müdahale edilmesi, camilerde Atatürk ve silah arkadaşları için okutulan mevlitlere karşı çıkan grupların varlığı düşündürücüdür.
Unutulmamalıdır ki, Atatürk olmasaydı, bugün bu topraklarda ne camilerimiz, ne de özgürce ibadet hakkımız olurdu.
Atatürk, bu ülkenin bağımsızlığına inananların, milletine sevdalı olanların simgesidir.
Ölümsüzlük (3)
Türklüğün, gençliğin önderi Atam,
Senin eserindir bu yüce vatan…
Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde karanlıktan aydınlığa çıkan bu millet, son yıllarda yeniden karanlığa sürüklenmek isteniyor.
Bilimin, aklın, özgürlüğün ve laikliğin hedef alındığı bir dönemdeyiz.
Atatürk’e yönelik saldırılar, aslında bilime, özgürlüğe ve insan aklına yöneliktir.
“Dünyada en hakiki mürşit ilimdir” diyen bir lidere düşmanlık etmek, ancak cehaletin göstergesidir.
Çünkü bilim üretmeyen toplumlar özgür olamaz.
Bilimden uzaklaşırsanız, bağımsızlığınızı da yitirirsiniz.
Liyakat, nitelik ve eğitimden kopan bir ülke önce ekonomide, sonra vicdanda çöker.
Bir ülke tüccar mantığıyla yönetilmez.
Devletin, halkın malı pazarlık konusu yapılamaz.
Gerçek kalkınma, bilim insanlarına, üniversitelere ve gençliğe yatırım yaparak mümkündür.
Bunu görmeyenler, günü kurtarır ama geleceği kaybeder.
Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük tehlikesi, siyasallaşmış din anlayışı ve bağnazlıktır.
Laik Cumhuriyet’i hedef alan her düşünce, sadece Atatürk’e değil, bu milletin varlığına da düşmandır.
Bir ülkenin kurtuluş reçetesi, Atatürk’ün çizdiği bilim, ahlak ve çağdaşlık yolundadır.
Bugün 100 yıllık Cumhuriyet’e dönüp baktığımızda, Atatürk’ün hedefi olan çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma yolunda hâlâ umut vardır.
Yeter ki aklı, bilimi, adaleti ve namusu yeniden baş köşeye koyalım..
Mustafa Kemal Atatürk’e Hiç Sordunuz mu?
Neden bir tane bile ev, bir tane bile saray yapmadı da, 48 tane fabrika yaptı diye?
Sormadınız.
Siz onun Devrimciliğini nerden bileceksiniz?
Hiç Sordunuz mu?
Neden kendine teklif edilen makam ve mevkileri kabul etmedi de, bütün rütbelerini söküp, Samsun'a çıkarak her şeye sıfırdan başladı diye?
Sormadınız!
Siz onun Cumhuriyetçiliğini nerden bileceksiniz?
Hiç Sordunuz mu?
Neden Paşalar gibi, Saraydan boğazı seyretmek yerine, yıllarca Cephe, cephe gezdi, ömrünü savaş meydanlarında tüketti diye?
Sormadınız.
Siz onun Milliyetçiliğini nerden bileceksiniz?
Hiç sordunuz mu?
Neden Beyoğlu diye diye, Konak diye diye değil de, Selanik diye diye yandığını, ağladığını?
Sormadınız.
Siz onun Vatanseverliğini nerden bileceksiniz?
Hiç Sordunuz mu?
Bir ömrün Vatan ve Özgürlük uğruna neden ve nasıl seve, seve feda edildiğini?
Sormadınız.
Siz onun kıymetini nerden bileceksiniz?
Erdoğan’a ne oldu da bu kadar yoksullaşırken sen saraylardan, uçaklardan konfor ve lüksten vazgeçmiyorsun diyebildiniz mi?
Herkes benim gibi Atatürk’e büyük bir sevgi ve hayranlıkla bağlı olmak zorunda değil. Birileri Atatürk’e düşmanlık ediyorsa bilin ki, onun arkasında başka nedenler var. Yobaz değilseniz düşmanlık edemezsiniz.
Bu topraklarda Atatürk eşittir çağdaşlaşmadır, Aydınlanmadır, bilim egemen kafalı ve eleştirel akla sahip insanın yaratılması projesidir.
Atatürk aynı zamanda eşittir antiemperyalist mücadeledir, üretebilmektir, ilahi mesajın doğru algılanmasıdır, tam bağımsız olma yolunda ilerlemedir, laikliktir, Milli birliğimizdir, dil beraberliği, bölünmez bütünlüğümüzdür, kurucu ideolojimizdir ve kusursuz demokrasiye giden yoldur.
‘Türk milletinin, medeniyet ve terakki yolunda kafasında ve beyninde tuttuğu meşale müspet ilimdir’… Diyen Kemalist düşünceden ayrılıp siyasal din baronlarının peşine düşerek, gerçek kimliğinden idealist gelişimden uzaklaşan Yargı ve Türk ordusu inandırıcılığını bu nedenle kaybetti.
Yargının Omurgası olan Savcı, unvanlarının önünde neden ‘Cumhuriyet’ kelimesi vardır.
Mustafa Kemal’in askeri olarak; Ölümsüz dahi, aziz insan Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 87nci yılında saygıyla özlemle anıyorum.
