BU ŞEHRİN ÇIĞLIĞINI NEDEN CİDDİYE ALMIYORSUNUZ?
Belediye babanızdan kalma işletme değil… Kente hizmet etme yeri. Ben AKP’li, başkandan daha iyi işler yapar kentin vizyonunu, katma değerini yükseltirim diye aday. Oldun. Seçildin. Parmakla gösterilen şehri kasabaya çevirdin.

BU ŞEHRİN ÇIĞLIĞINI NEDEN CİDDİYE ALMIYORSUNUZ?
‘Eğer başka birinin hayatını biraz daha yaşanır hale getirme gücünüz varsa bunu yapın… Dünyanın buna ihtiyacı var’… J. Lynn.
Belediye babanızdan kalma işletme değil… Kente hizmet etme yeri. Ben AKP’li, başkandan daha iyi işler yapar kentin vizyonunu, katma değerini yükseltirim diye aday. Oldun. Seçildin. Parmakla gösterilen şehri kasabaya çevirdin. Görmüyorsun onca rezaleti,. Görmüyor musun çevreni. Yolda yürürken şöyle sağa sola bakar insan. Kafana taktığın kasketin sanırım çok fazla gölge yapıyor. Sen görmüyor sadece bakıyorsun. Aksini söyleyemezsin!
Benim yaşadığım sokağa caddeye temizlik işçisi göndermiyorsun. Güya beni cezalandırıyorsun. Beni değil bu cadde ve sokakta yaşayan yaklaşık 5 bin kişiyi cezalandırıyorsun. Kimse aptal değil bay başkan.
Bu millet vergi ödüyor. Kirliliğin pasağın içinde yaşıyor. Naaptın sen ya! Yollara kavis yapmakla sadece müteahhitleri mutlu edersin. Özgür Özel’in eline bir kâğıt tutuşturmuşsunuz, O’da verdi gazı. Sanki gerçekmiş gibi! Şu kadar yeşil alan yaptı, şu kadar içme suyu şebekesi yeniledi. Sen hiç masal parkına gittin mi? Çocukların idolü masal kahramanları paramparça. Şehitliğe çıktın mı? Çıktın ama görmedin. Makam aracınla çık. Oradan aşağıya doğru bir yürüyüş yap sağlığa iyi gelir. 5 yılda bu anayolu bisiklet ve yaya yolunu karşılıklı ne hale getirdin. Bu şehre ihanet ettin. Eserinle ne kadar öğünsen azdır. Özgür gelsin senin çalışkanlığını bu güzel şehri nasıl çöplüğe çevirdiğini bu şehri nasıl köy kent yaptığını göstereyim. Bu kadar olmaz ya! İşçilerin maaşını yükselttin. Niçin? Bunun karşılığı olur. Karşılığında ne veriyorlar bu şehre. Mütemadiyen işçi vesayeti altında adam doldurdun. Eş dost akrabadan geçtim. Sonuca bak.
İş yapmayan inşaat işçine sen para öder misin? Bu milletten su parasının yanında topladığın atık su, katı atık ve emlak, taşınmaz vergilerini nereye harcıyorsun? Sıvı atık arıtma tesisi neden çalıştırmıyorsunuz? Evsel ve hayvansal atıkları hangi vicdanla Kızılırmak’a bırakıyorsunuz. Atıklarla kirlettiğin su ile tarım alanları sulanıyor. Balık tutuluyor. Bu halka pazarlarda satılan kirli ve hastalıklı ürün tüketmesi senin vicdanını sızlatmıyor. Balıkların içinden tenya çıkıyor. Bullu balıklar, Yengeç ve Kerevitler mantar hastalıklı. Kızılırmak suyu aşırı kirli PH değerleri ağırlaşmış cıva artmış. Bu hayatı bu millete yaşatmaktan amacınız ne? Nasılsa kirli bizden ne olur demek en hafif şekliyle ahlaklı bağıntılı ihanettir. Açıkça söyleyeyim suç işliyorsunuz. Suç…
Arıtma sistemini çalıştırsanız ve arıtılmış suyu yeşil alanlara, Kırşehir’in simgesi gül bahçelerine taşısanız nasıl olur. Yollara kasis yapacağına çağdaş olmanın yol ve yöntimini bulsan uygulasan olmaz mı? Sokaklara kadar kasis yapılmış uyarı levhası yok. Kent içinde kalmış ana yollarda insanlar sürat denemesi yapıyor. Buralar için neden böyle alafranga icraatlar üretmiyorsunuz. İçi dışı pislik içinde kalmış, bakteri yuvasına dönüşmüş acube çöp konteynırlar gibi!
Katı atık düzenli çöp depolama alanı çevresinde oturanların çığlığını hiç duydunuz mu? Sen hiç o bölgede yaşarmışın? O alana maskesiz girebilir misin? İnsaf ya! O bölgede insan yaşıyor bay başkan! Hayvanın yaşamayacağı o bölgede insanlar, çocuklar yaşlı insanlar yaşıyor. Çöp toplandı. İşiniz bitti mi zannediyorsunuz.
Yollardaki ağaçlar kesiliyor, göller sökülüyor. Parklar pislik içinde işgal edilmiş gibi. Sen yollara kasis yapmayı sanırım hizmetle karıştırıyorsun. Kaldırımlar kahvehaneye dönmüş. Yol kapatanlar. Halkın geçici otopark alanlarına dubalarla kapatan haydutlar kendilerine özel park alanı yaratan esnaf kılıklı sünepeler. Bunlar neden mi bu kadar cesur… Senin ve ekibinin iş bilmezliğinden, basiretsizliğinden. Veya denetçilerinin bu hayasızlıklarla kirli başka ilişkiler vardır kim bilir? Aksi, olsa böyle olur mu?
Otogarda Atatürk posterini ne hale getirdiniz. Siz nasıl Atatürkçüsünüz. İnsan utanır ya. Mustafa Kemal sizlerin anlayamadığı, gardırop Atatürkçülerin bu şekle getirilmiş olması utanç verici. Belediye kavşağında Atatürk anıtı taşınmasına ilk karşı çıkan sendin. Taşındığı yer çöplük. TIR’ların park yeri. Sokak aralarına kasis yaptıracağına anıtın etrafına peyzaj yaptır. Rölyef yaptır.
Ekmek büfelerini yazdım. Bir kelam eden yok. Aynı tas, aynı hamam. Sen yemezsin o satılan ekmeği. Ama yoksula dar gelirliye dayatıyorsun. Bayat ekmek satıyorlar. Sanki toplama getirilmiş gibi. Bazı üçkağıtçıların büfecilerle anlaşıp köylere piyasa fiyatıyla ekmek dağıttığı. Büfecilerin farklı ürünler sattığı gerçeği var. Bu adam ne yazıyor diyeceğine. Lütfedip bir zabıtayı gönderip teftiş ettirsen. Kulağının arkasına atacağına neden yazdığımı araştırsan. Ağzının bozuk olduğunu biliyorum. Açıkça söylüyorum edeceğin her hakaret ve küfrünü sana iade ederim.
Milletin Vergileriyle besiye çektiğin güvenlikçilere, zabıtalara ve temizlik işçilerine iş yaptırsan! Yapmayanı kulağından tutup kapının önüne koysan nasıl olur. Açıkça söyleyeyim. Sen aday olduğunda yazmıştım. Senden belediye başkanı olmaz. Neden mi? Çünkü sen esnaf zihniyetine sahip, köylülükten kurtulamadığından. İnsan yönetmek sanattır. Hart hurtla, zart zurtla iş yürümez
Hastaysan bırak başkanlığı. Çalışan üreten birisi, gelsin. Yoooo. Bırakmazsın. Ne diye bırakacaksın ki! Şu kadar yeşil alan kazandırdı dedi. Genel başkanın. Bu şehre ne kazandırması. Sen var olanın anasını belledin.
Kırşehir’de belediye hizmetlerine yönelik defalarca yazdım. Sonuç yok. Belediye yön verenler toplumsal fayda yerine genel politikalar nasıl oluyorsa öyle hareket ediyor.
Siyasi bir partinin üyesi olarak seçilmiş olmak demek, olumsuzluklara sırt dönüp benden sonrası tufan demek ahlak değildir. Bu şehrin insanlarını asgari müşterekte konfor sunmak sizlerin asli görevi. Yoksa değil mi? Toplumsal yaşam bunu ister. İktidar ülkeyi Ortadoğu çöplüğüne çevirdi. Kırşehir’de yerel yönetim üzerine tüy dikti. Bu gerçekleri göz ardı ederek seni alkışlayalım mı? Eleştir yöneticiyi toplum lehinde faaliyetlere yönlendirir.
İki gün önce Aşık paşa kavşağında polisler denetim yapıyordu. Trafik polisine yaklaştım ve bu yolun niceliğini ve niteliğini sordum. ‘Karayolu ama Şehir içi ulaşım ağı olarak sınıflandırılmış. Hız sınırı 50 Km. bu hız sınırını aşmak trafik suçu’ işlemeyle ve cezai işlem gerektiriyormuş. Koordinasyon toplantılarında ne konuşuyorsunuz bilmem ama vali beni çağırsın kente yönelik tüm katılımcılara konferans vereyim:
Bakmak ve Görmek! Bu soruyu Başkana sorun. Nasıl bir cevap alırsınız bilmem. Bir toplumun gelişmişliğinin en büyük örneği insanların kent içindeki davranış biçimidir. Bunlar Atatürkçü ya! Benim gibi Kemalistlere şapkayı ters giydirme eğilimdedirler. Mustafa Kemal Atatürk Askerler için şunu demiştir. Bildiğim kadarıyla başkanın damadı eski bir asker. Bu sözlerin yorumunu kayınpederine yapsın. ‘Mektebi asli kıtadır’… Bu söz görünürlüğün deneyimle artırıldığını vurgular. İstediğiniz kadar öğrenim alınız. Aldığınız öğrenimi tatbik edemiyorsanız siz vasatsınız demektir.
Yollarda hız kesiciler. Halkın otomobillerle bu hız kesiciler üzerinden geçerken araçların ne kadar hasar aldığını biliyor mu başkan. Başkan binlerce liraya mâl olan halkın araçlarının aldığı hasarlar vatandaşa. Nasılsa cebinden ödemiyor. Yeter ki bir müteahhit mutlu olsun. Her yere bu bariyerleri döşesin. Bunlar için Gerisi lafügüzaf.
Gerçek şu ki; bu şehre senin gözünle bakmak istemiyoruz. Bu bariyerler sadece özel otolara hasar açmıyor. Ambulansları hesaba katıyor musun? İçindeki hastanın yaşamla ölüm arasındaki arayı düşünebiliyor musun? Ambulans o bariyerlerden geçerken içindeki hastanın araç tavanına zıpladığı hiç mi aklına gelmedi. Gelmez. Beyzadesin ya.
Bu şehrin çevre yolunu yapamadınız. Bu elbette ki iktidarın görevi. İktidarı zorlaması gerekenler kim? Herhalde ben değilim. İki dönem belediye başkanı, iki dönem milletvekili var bu şehrin. Ne yaptınız? Bu soruyu zatıâlilerinize sormayalım mı? Nasılsa Metin İlhan kapağı Üniversiteye atmış, 2 yılda emekliliğini de almış. ‘Oh ne rahat, bak keyfine yan gel de yat’...
Şehir çepeçevre madencilerle kuşatılmış. Bu iş senin işinse kertin girişinde, otogarın karşısında o
Obruk (Taşlık) dağında her gün dinamit patlatılıyor. Faaliyetlerini durdursana. Mücavir alanın dışında kalmış Seyfe gölüyle alakan ne. Düğün dernek ekibini Seyfe gölünde tepindirmek marifet değil. Şehrin göbeğinde faaliyet gösteren taş ocağının faaliyetini durdur da göreyim seni. Bu ocak senin sorumluluğunda, özel idarenin kontrolünde. İl koordinasyon toplantısına birlikte giriyorsunuz. Bölge müdürleri bu toplantıya dâhil oluyor. Lafı gevelemeden konuş. O çokbilmiş yardımcılarına söyle Gerçekleri açıkça slaytlarla. Fotoğraflarla, o bölgede yaşayan insanların kendi dilinden hazırlık yapsınlar eline versinler. Mesela kayın biraderin, mesela bacanağın. Konuş konuşabilirsen!
Bu şehir için bir seçtiklerimize, birde seçilenlere bakıyorum. Bizim vasatlığımız neremizde?