BENDEN SONRASI TUFAN! SATAN SATANA… TOPLUMSAL ÇÜRÜMÜŞLÜK!

BENDEN SONRASI TUFAN! SATAN SATANA… TOPLUMSAL ÇÜRÜMÜŞLÜK!
Aydınlanma ışığını kapatarak kendi sağ politikalarını din sosu ile çeşnileştirip, ahlaksız ve çıkar odaklı politikalar, kullan at siyaseti içinde hainlere kapı aralayan ahlak tepemizde tepiniyorlar! 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Terörist liderini meclise davet etti... CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kürtlere devlet teklif etti… DEM Parti Eş başkanı ‘Tecrit kaldırılsın’… Dedi. İYİ Parti Genel başkanı Müsavat Dervişoğlu ‘Türk milletinin varlığına açıkça savaş ilan edilmiştir’. Dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı emekliler için ‘nefes alıyorsanız çalışın’, dedi. Ölümlerin adresi olan, devleti dolandıran Yeni Doğan Çetesi için verilen araştırma önergesi MHP oylarıyla reddedildi. Kırşehir’de iki olay. Soruşturma izni vermeyen, Bölge İdare mahkemesine gitsinler diyen Vali.
Zordur bu ülkede kendi çıkarlarını bir kenara itip, ülkenin, milletin çıkarlarını gözetebilecek bir siyasetçi, bir bürokrat bulabilmek. 
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet sahtekâr politikacıların en büyük servetidir! Aklı Başında Bir Toplum Her beş yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen toplumlardır. Bu akılda olan toplumlar üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılmazlar. Bu ülkenin rejimi ile oynayan, kurucu değerlerini, varlığını yok sayıp askıya almaya kalkışan siyasetin ahır uşakları, ülkenin milyarlık hazine bütçesini çaresizlik içinde kıvranan memura, emekliye, işçiye, dula, yetime değil; oluk, oluk rant kanalına aktararak devleti kullanıyorlarsa, rant kanalının ana aktörleri ve bu aktörlerin siyasilere ve üst düzey bürokratlara balya, balya dağıttığı komisyonlarla besleniyor, Pazar artıklarıyla beslenen, et kuyruklarında, ekmek kuyruklarında olup sahte ürünlerle beslenenler siyaset aktörlerini alkışlıyorsa toplum değildir.
ABD iki sebeple güçlüdür. Bir ülkesinde vatan haini barındırmaz bulur ve öldürür. İki başka ülkelerdeki hainleri kullanır.
Siyasi aktörlerin ettiği bu lakırdılar, Cumhuriyetin 101nci yılı haftasına getirilmiş olması bir tesadüf olabilir mi? Bu anlayış bir devlet projesi mi? Hükümet projesi mi? Ülkeyi yöneten siyasilerin birer Amerika, İsrail projesi olduklarını biliyoruz. Bu açıklamalar bunların gerçek yüzlerini ortaya koymadıysa daha neyi, neleri görmemiz gerekiyor ki!
Hiçbir şey birden olmadı. Her şeyi önceden hazırlandı. Önceden görüştüler. Birbirlerine akıl almaz ahlaksız teklifler yapıldı. Sonuçta mutabakatla kirli ilişkiler kurdular. Arsızca, utanmadan, sonuçlarını düşünmeden konuşmaya başladılar. Açıklamalarla açıkça bu ahlaksız anlayışı ortaya koyarlarken,  siyasal kazanımları iktidar güçlerini artırmak, sağlama almak için ülkeyi ve milleti yok sayma aşamasına geldiler. Sırada Anayasa ve seçimlere zemin yaratmak.
‘Çok küfür ediyorsun diyorlar. Ne yani; hayatımın içine edenlere şiir mi yazacağım’. Charles Bukovski
Vatanı satmak nasıl olur biliyor musunuz? Düşünmeye alışmamış, çıkar odaklı, uyanık, çakal ve şerefsiz kimliklerin birilerini yer tanrısı ilan edip, dincileri, dindar… Milliyetsizleri, milliyetçi… Diye başımıza getirmesiyle olur.
Seçim meydanlarında yağlı urgan atan adam, 35 bin asker, polis, öğretmen ve sivilin katili olan teröristi, kanla irfanla kurulmuş gazi meclisin kürsüsüne davet ediyor. 101 yıl önce kurulmuş devletin yerine ‘Kürtler için yeni devlet kuracağım’… Diyen ayakları yere basmayan muhalefet ahlak. 
Yeni bir haber okudum, kanım falan donmadı. Bu ülkenin hukuk ülkesi olmaktan nasıl koptuğu ve soyulduğu aklıma geldi. Elbette ki vatanı ben kurtaracak değilim. Ama vatanı kurtarması gerekenler soyanlar değil. Ayağa kalkanlarla mümkündür.
Hollanda Basını… ‘Türkiye iflas etti fakat bunu tek bilmeyen Türk halkı’... Diye 2023 yılında yazmıştı. 2025 yılı girişiyle birlikte kazları, kanunla, yasayla, copla, tazyikli suyla, ölümcül gazla öyle bir yolacaklar ki; bu ülkenin çığlıkları garptan şarktan değil. Uzaydan duyulacak.
Ülke  ‘büyük tükeniş’ yaşıyor. Geçici çözümlerle düzeni allayıp pullayıp toplumun önüne koyuyorlar. Buna inanan kesim birde suspus muhalefet var. Altüst edilmiş ekonomisi içinden çıkılmaz hale gelmiş. Ülke paramparça. Satılık vatan. Satılık vatandaşlık. Yoksulluk, gizli saklı yapılan anlaşmalar. Gördük ki tepeden tırnağa ‘yalan’ üstüne kurulu bir düzen içinde yaşıyoruz. 
Sizler ‘hırsız yer Tanrılarına’ biat ettiğiniz sürece, bu çilenin piyonları olmayı sürdüreceksiniz demektir.
Bu ülke siyasal hayatı içinde buna darbelerde dâhil. Darbe yapanlar ve darbecileri besleyen siyasilerde dâhil zaman, zaman yolsuzluk iddialarının ciddi boyutlarda gündeme geldiği, medya, basın, sosyal medya ve toplumsal yaşantıda epeyce konuşulduğunu, ama ne siyaset erbabının ne de seçmenin siyasal davranışına ve özellikle seçimlere pek de etki etmediğini biliyoruz. 
Kime itaat edelim? Kime Küfredelim? Kime lanet okuyalım. Kimlere hain deyip, kimleri ihanetle suçlayalım! Bu ne büyük çelişkidir ki! Bu ülkede yoksulların sırtına basa, basa sırtından yüksek maaşlarla beslenenler, milletin malını pazarlayıp, komisyonlarla palazlananlar. Yoksulların maaşlarını hesaplıyor. 
Kendileri lüks ve şatafat içinde yaşarken, yoksulluğa duçar olmuş emeklilere çalışın diyen, yoksulluğun sırtından vahşice beslenen. Lüks ve şatafatı sonuna kadar kullanan kendilerini yasa zırhı arkasına sokup, halkı yargı ile korkutan ahlaksız düşünce… 
Ölümler üzerinden milyar liralar kazanan, savcıyı tehdit eden bir çetenin araştırılmasını reddeden anlayış ülke yönetiyor. Emekliler için nefes alıyorsanız çalışın diyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı; kişisel hiçbir harcaması olmayan, emekliliği hariç, 230 bin lira maaş alan Erdoğan’ı örnek olarak gösterdi… 
Ve Kırşehir’de iki olay. Kırşehir’de 2020 yılında bir özel hastane sahibi ile ilgili kurulan gizli ilişkiler SGK’nu dolandırma veya dolandırma girişimi için Kırşehir valisi soruşturma izni vermedi. Bir diğeri daha çok yeni. 2024 Ağustos... Hayvan yetiştiricisini dolandırma, girişimi için açılan davaya soruşturma iznine yine Vali engeli ile öne çıktı. İl sağlık müdürlüğünden yükselen skandallar serisi. Yolsuzluk yapılıyor iddiaları. KYK’da yemek rezaleti. Ve üniversitede öğrenci öğretim görevlisi arasında kirli ilişkiler. Öğretim görevlisinin siyasetçilerle işbirliği içinde özel orman alanına çökme işi. Bu kadar mı? Bir siyasetçinin kızını AEÜ Tıp Fakültesine yatay geçişle tıp fakültesine yerleştirme girişimi, bu işi organize eden rektör yardımcısının çektiği ‘Hayırlı Olsun’ kutlama mesajları.
Sadece bu mu? Doçentlik tezlerinde sahtelik. İddiaları! Öğrencilerin kampüs içinde fakültelerine gitmek için bindikleri dolmuş ve belediye otobüslerince alınan bindi, indi parası. Bu rezaleti seyreden, izin veren bu araçları kampüs dışına atamayan üniversite yönetimi. Kırşehir’de trafik rezaleti. 30 Km hız limiti olan yolda 110 Km hızla seyreden Beton mikseri. Kamyon terörü.
Adamsendecilik borumbok bir iş! İster inanın. İster inanmayın. Bu bir sürükleniş halidir…
23 Nisan haftasını kutlu doğum haftası ilan edenler. 29 Ekim Günü PYD militanları ile bu topraklarda kutlayanlar. Teröristleri överek makam sahibi olanlar. Şimdi övdüklerine söve, söve koltuklarda kalıyorlar. Bu kadar ahlaksızlığı içinde barındıran mide hangi canlı türünde vardır?
Din tüccarı salya sümük bir hain öldü. Darısı diğer hainlere…
Dünya’nın bildiği ancak bizim bilemediğimiz, tıkanmış, iflas etmiş bir sistem gerçekliği ile yaşayıp gidiyoruz. Bu sadece ekonomik bir kriz değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal bir kriz, ideolojik ve ahlaki bir kriz içindeyiz… Bizlerin uyku hali sürdüğü sürece, onların uyutma programları ve sürdürebilecekleri uyanıklık sürecektir. Bunun içindir ki; ‘Durun daha bu günler iyi günleriniz’ sözü anlam bulmuştur. 
Seçen seçtiğine, seçilen seçene güvenmiyor! Sahtekârlık hangisinde? Sofradan en fazla payı alanlar, bize kanaatkâr olmayı öğretiyor. Karnını doyuranlar açlara seslenip gelecek güzel günlerden bahsediyor. Bertolt Brecht.