ATATÜRK, KIRŞEHİR, VALİ, OKUL, BAKAN VE ÖĞRETMEN…
Topluma kafanıza göre ahlak dayatmayın. Önce kendiniz için ahlak yasaları çıkartın ki! Toplum yanlışı ve doğruyu anlasın… Laikliğin, ılımlısı, serti, yumuşağı yoktur. Laiklik bu ulus için bir yaşam tarzıdır.

ATATÜRK, KIRŞEHİR, VALİ, OKUL, BAKAN VE ÖĞRETMEN…
Topluma kafanıza göre ahlak dayatmayın. Önce kendiniz için ahlak yasaları çıkartın ki! Toplum yanlışı ve doğruyu anlasın… Laikliğin, ılımlısı, serti, yumuşağı yoktur. Laiklik bu ulus için bir yaşam tarzıdır.
Geçtiğimiz hafta Öğretmenler günüydü. Bir öğretmene sunulan saygı. Eğitime verilen değer. Bugünkü arka bahçe zihniyeti içinde siyaset yapan ahır uşaklarına umarım kapak olur.
‘En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır. Toplumun düşmanı cehalet, cehaletin düşmanı öğretmendir. Bu ülkenin gerçek sahibi ve toplumumuzun temel öğesi köylüdür. İşte bu köylü bugüne dek eğitimden yoksun bırakılmıştır. Öyleyse bizim izleyeceğimiz eğitim siyasetinin temeli önce cehaleti yok etmektir. Ayrıntıya girmekten kaçınarak bu fikrimi birkaç sözcükle açıklamak için diyebilirim ki, genel olarak tüm köylüye okuma, yazma öğretmek, vatanını, milletini, dinini, dünyasını tanıyacak kadar coğrafya, tarih, din ve ahlak bilgisi vermek, dört işlemi öğretmek eğitim programımızın ilk hedefidir. Efendiler, bu hedefe ulaşmak eğitim tarihimizde kutsal bir aşama olacaktır. Bir yandan cahilliği yok etmeye çalışırken öbür yandan da ülke çocuklarını toplumsal ve iktisadi yaşamda etkili ve yararlı duruma getirmek için gerekli olan ilk bilgileri pratik olarak verme yöntemi, eğitimimizin temel ilkesini oluşturmalıdır. Efendiler, uygar, çağdaş bir toplumun bilim ve kültür yolunda bu kadarla yetinemeyeceği kuşkusuzdur. Milletimizin gelişme dehası ve bundan ötürü layık olduğu uygarlık düzeyine çıkması doğal olarak yüksek meslekten insanlar yetiştirmek ve milli kültürümüzü yüceltmekle olanaklıdır’. Mustafa Kemal Atatürk 1926 meclis Konuşmalarından…
Kırşehirliler, Mustafa Kemal Atatürk’ün 24 Aralık 1919 Çarşamba günü Kırşehir’e gelişleri ile halkla buluştuğu ve konuşma yaptığı dâhinin ayak izlerini taşıyan boş bir arsa vardır. Yer: Bugünkü adı Yenice Mahalle Atatürk Caddesinde boş bir alandır.
Bu boş araziye Kırşehirliler Vali Nazım beyin önderliğinde 1929 yılında imece usulü ile yapımı 1,5 yıl süren kerpiçten üç derslikli bir okul yaparlar ve adına ‘Cumhuriyet’ derler. Daha sonra bu isim ‘Gazi’ye dönüşür…
O günlerde Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir eğitim seferberliği başlatılmış ve bu seferberliğin adı ‘Millet Mektepleri’ olarak anılmıştır.
Kırşehir valiliğince haftada bir gün yayınlanan yerel bir gazete var. İsmi: ‘Kırşehir Resmi Gazete’ Haftada bir gün arkalı önlü iki sayfa olarak yayınlanan ve sadece 100 adet basılan bu gazete o günün şartlarına göre siyah beyaz ve kelime bütünlüğünde harf hatası olmasına rağmen dolu, dolu şirin siyasi yerel bir gazete olarak çıkartılmaktadır. Kırşehir henüz üç yıllık bir vilayet ve Nazım Bey Kırşehir valisi…
Devlet eliyle çıkartılan bu yerel gazeteden amaç öncelikle toplumu eğitmek. Devletin ulusalda ve yerelde işleyişini ilk ağızdan halka ulaştırmak. Okuryazar oranını yükseltmek. Okuma ve yazmayı özendirmek. Bu kamusal görev öncülüğünü önce devlet yapıyor.
O günlerde okullar ticarethane değil…
Bu gazetenin bende birkaç sayısının örneği var. Geçmişten günümüze yansıyan ve geriye kalan o günlerin tanığı olan 10 Kanunusani (Kasım) 1929 tarihli bu gazeteden bir kesiti siz okuyucularımla paylaşmak istedim. Bu kesit o günlerin çok önemli bir haberi. Bugünlerin ise değerlerimizi nasıl ayaklar altına aldığımızın tanıkları.
Kırşehir valisi Nazım Bey, Yenice mahallede kerpiçle yapılan 3 derslikli İlkokul binasının açılışı için Mustafa Kemal Atatürk’ü telgraf metniyle Kırşehir’e davet eder. Bu süreçte okulun adı Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarının hatırasını yansıtması için okulun adı bu kez ‘Gazi’ olarak değişir.
O gün gelir çatar. Gazi İlkokulunun açılış yapılacaktır. Okul o günlerde çok önemli bir unsurdur. Mustafa Kemal Atatürk’ün Tüm ülke genelindeki amacı cehaleti ve bağnazlığı yenmektir. Bu savaşla mücadelenin tek yolu olan ve savaşın kaleleri olan okullardır.
Vali Nazım Bey tarafından Mustafa Kemal Atatürk’e çekilen telgraf metni:
Haber:
10 Kanunusani 1929 ‘Kırşehir Resmi Gazete’
Manşet:
‘Gazi İlk mektebinin açılışı… Millet mekteplerinin küşadı münasebetiyle Reisicumhur hazretlerine vali beyefendi tarafından keşide edilen telgraf sureti.’
Davet Metni:
‘Eseri irşatları bulunan millet mektepleri büyük bir şevk ve gururla vilayetin her tarafında küşat olundu. Bütün halk büyük bir sevinçle açtığınız bu nurlu irfan tarîkına koşmaktadırlar. Kalplerinden taşan hissi şükran ve minnetlerinin huzuru devletlerine is’adı temenniyatında bulunduklarını tazımatı mahsusamla arzeylerim efendim hazretleri. Kırşehir Valisi Nazım’.
Mustafa Kemal Atatürk tarafından Telgrafa verilen cevap
‘Kırşehir Valisi Nazım Beye. Açılan millet Mekteplerine karşı muhterem halkın gösterdiği alaka ve rağbet bu büyük mücadelede muvaffakiyetimiz hakkındaki kat’i kanâtımızı takviye etmiştir. Cümlenize muvaffakiyetler dilerim. Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal’.
Kırşehir’e atanan öğretmen için vali beye çekilen telgraf metni! O günün Milli Eğitim Bakanı…
Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın düşünce ve mesai arkadaşlarından Kuvâ-yi milliye hareketinde yer almış TBMM’de üç dönem milletvekilliği, mübadele esnasında Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, 1924 yılında anayasanın yürürlüğe konulduğu sırada adalet bakanlığı, Tevhidi Tedrisat sürecinde ve Harf Devrimi esnasında (1 Kasım 1928) TC Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati. Hukukçu. Avukat.
Yıl 1925 Mustafa Necati Kırşehir’e ataması yapılmış bir öğretmen için, Kırşehir valisi İbrahim Hazım Mat’a telgraf çeker. Telgraf metni aynen şöyledir. “Kırşehir valisi İbrahim Hazım Mat beyefendi zatıâlilerine, Şehrinize öğretmen gönderiyorum. Onu karşılayınız. TC Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati”…
Cehaletin, bilmezliğin karanlığında uygarlığa pusu kuranlara ve uygarlığa savaş açanlara karşı, çekilmiş olan bu telgraf; okul, eğitim ve öğretmenlere verilen değer daha iyi anlaşılır. Yüz yıl sonra ülkenin nereden nereye geldiğini, getirildiğini görmek ayan beyan meydanda.
Rahmetli annem bu okulun 3ncü sınıfından 1935 yılında, ben 1963 yılında kızım 1983 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün izlerini taşıyan bu okulun 5nci sınıfından mezun olduk. Bu okul 2008 yılında depreme dayanıksız bahanesiyle yıkıldı. Yıkımdan önce okula ait devasa bahçe daraltıldı. Bu okula ait arşiv yok edildi. Yıkılan bu binadan arta kalan arsa o günlerde kimlerin ağızlarının suyunu akıtmadı ki…
Bu alana dönemin Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci sahiplendi. En azından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ayak izlerini taşıyan bu arazinin talan edilmesinin önünü kapattı. Bugün Atatürk’ün bastığı taşı temsilen bir granit taş yer aldı. Bu okul için verdiğim onca mücadelemi bilen Belediye Başkanı temsilen konulacak taşın seçimi için benim yanıma Başkan Yardımcısını verdi. Açılışında mutlak alanda olmam için davet etti.
Bugün; Ülkenin geleceğini şekillendiren Milli Eğitim; Yobaz ağırlama, Diyanetin danışma merkezi haline dönüştü.