Aşık Paşa ve Türk Dili Paneli Düzenlendi
Kırşehir'de Türk Dil Bayramı'nın 92. yılı münasebetiyle ''Aşık Paşa ve Türk Dili'' paneli düzenlendi. Panel öncesi Türkçe'nin öncüsü olan Aşık Paşa'nın türbesi ziyaret edildi.
Döneminde Arapça ve Farsça'ya önem atfedilmesine karşı Türkçe'yi öven Türkçe olarak kaleme aldığı Garipname isimli eseriyle bilinen Aşık Paşa için Türk Dil Bayramı kapsamında panel düzenlendi.Panel öncesinde Türk Dilinin öncüsü Aşık Paşa'nın türbesini ziyaret edildi.
Daha sonra Kırşehir Valiliği, Kırşehir Belediyesi ve Kırşehirli Eğitimciler Derneği tarafından düzenlenen panel programına geçildi. Programda bir konuşma yapan Vali Murat Sefa Demiryürek, “Panel, fikir ve eserleriyle Türk dilinin öncüsü olan Âşık Paşa'yı daha yakından tanımak amacıyla düzenlenmiştir. İnsanların olduğu gibi, şehirlerin de kimlikleri vardır. Şehirlerin kimliğini de o coğrafyada yoğrulup gelişen ve tüm topluma mal olan kültür değerleri meydana getirmektedir. Bu açıdan Kırşehir, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında önemli rol üstlenmiş, Türk kültür ve medeniyetine sayısız katkılarda bulunmuş şehirlerimizden birisidir.
Kırşehir; millî ve evrensel değerleri bünyesinde taşıyan Ahilik Teşkilâtı’nın kurucusu Ahi Evran-ı Velî, Türk dilinin öncüleri Ahmed-i Gülşehrî, Âşık Paşa, Şeyh Süleyman-ı Türkmani, Yunus Emre, Anadolu'da Türk birliğinin temeline ilk harcı koyanlardan Hacı Bektaş-ı Velî, Osmanlı Devleti’nin manevi mimarı Şeyh Edebali gibi nice Türk büyüklerinin fikir ve teşkilâtlarıyla yoğrulmuştur.
İşte bu ilim, kültür ve irfan şehri olan Kırşehir'imizin topraklarında yaşattığı değerlerinden biri de hiç şüphesiz, Âşık Paşa'dır. O, yaşadığı dönemde Arapça ve Farsçaya karşı devlet, yazı ve edebiyat dili olma mücadelesi veren Türkçemizin bayraktarlığını yapmış büyük bir mutasavvıf, ilim ve sanat adamıdır.
Dil, bir milletin kimliği, karakteri, izzet ve şerefidir. Ana dilini öğrenmeyen, kendi diline hâkim olmayan, doğru kullanmaya özen göstermeyen milletler, başka dillerin etkisi altına girmekten kurtulamaz. Nitekim Türkçemiz de geçmişten günümüze uzanan yolculuğunda zaman zaman yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.
Milletlerin tarihinde zuhur eden istiklal ve hürriyet buhranlarında nasıl büyük kahramanlar çıkmışsa, milli kültür ve benliğimizin yozlaşmaya yüz tuttuğu anlarda da “kültürümüzün mihmandarı” diyebileceğimiz büyük şahsiyetler ortaya çıkmıştır. İşte bu Türkçe sevdalılarından birisi de Aşık Paşa’dır.
Aşık Paşa, yaşadığı dönemde milli varlığımızın çimentosu olan dilimizin, yabancı dillerin etkisiyle hak ettiği ilgiyi görmemesi karşısında eserlerini Türkçe yazarak milli dil ve kültürümüzü hâkim kılmaya çalışmıştır. Dilimize gönülden bağlı olan ve bu uğurda kalemini kılıç gibi kullanan Aşık Paşa ve ilk Türkçeciler sayesinde ses bayrağımız olan güzel Türkçemiz, kültürümüz ve milli varlığımız asırlar boyunca ayakta kalmayı başarmıştır.
Teknolojinin hızla ilerlediği, internet ve sosyal medyanın hayatımızı çepeçevre kuşattığı günümüz dünyasında Türkçemizin doğru ve güzel kullanımına hassasiyet gösterilmesi, zengin dil mirasımızın korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple özellikle yeni nesillerin Aşık Paşa’nın engin görüşlerinden öğreneceği çok şey bulunmaktadır.
Başta Garib-name olmak üzere bütün eserleriyle gönüller fethetmeye devam eden Aşık Paşa’yı hafızalarda her zaman diri tutmak, kalbimiz, zihnimiz, ruhumuz olan güzel Türkçemizi en özgün haliyle kullanmaya gayret göstermek, asırlara sâri kültür ve medeniyetimize sahip çıkmak asli görevimizdir.
Bu amaçla düzenlenen panelimizin, Âşık Paşa’yı daha yakından tanımamıza ve onun dilimize olan katkılarını derinlemesine anlamamıza vesile olacağına inanıyorum. Bu duygularla, başta Aşık Paşa olmak üzere Türkçe’nin itibarına zenginlik katan ilim ve irfan erlerini bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor, panelin düzenlenmesinde emeği geçen kurumlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.
''BÜYÜK BİR BOŞLUĞU DOLDURACAK''
Programda konuşan Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu , ''Türk dilinin gelişmesi ve yayılmasında büyük hizmetleri bulunan ve bu uğurda, en tanınmış eseri olan 12 bin beyitlik Türkçe yazılmış Garipnâme başta olmak üzere, ölümsüz eserler yazan ilk Türkçeci şairlerimizden olan Âşık Paşa’nın sadece ortaöğretim kurumlarında ders maddesi olarak kalmaması ve yine sadece akademik çevrelerce tanınmaması için doğduğu kent olan Kırşehir’de böylesi programlarla anılması ve anlatılması büyük önem arz etmektedir.
Âşık Paşa’nın manevi-edebi kişiliğinin gelecek kuşaklarımıza da aktarılmasının sağlaması noktasında önemli olduğunu düşündüğüm paneller ve sempozyumlar tertiplenmesi başta şiir olmak üzere, tüm edebi türlerin sadece bir eğitim ve öğretim tekniği olarak algılanmaması, edebiyatseverler ve Kırşehir halkınca da daha farklı bakış açılarının geliştirilmesi noktasında önemli bir boşluğu dolduracaktır.
Âşık Paşa önce Süleymân-ı Kırşehrî’den, daha sonra İlyas Paşa’nın halifelerinden Şeyh Osman’dan dersler aldı. Muhlis Paşa’nın vasiyeti üzerine Şeyh Osman, Âşık Paşa’yı kızı ile evlendirdi. Bir süre sonra Anadolu Valisi Timurtaş Paşa’nın veziri oldu. Bazı siyasî olaylara karıştığı için Mısır’a gitti. Kırşehir’e geldiğinde hastalandı ve 3 Kasım 1332’de vefat etti. Bilindiği üzere Âşık Paşa’nın Kırşehir’de bulunan Türbesi, kendisinin vasiyeti üzerine şehrimizin kuzeydoğusunda yapılmıştır. Âşık Paşa’nın Garibnâme’ne ve diğer şiirlerine bakıldığında yine bir büyük Halk Şairimiz olan Yunus Emre’nin sesini ve izlerini de görebiliriz.
Yasadışı dönemde Türkçemize vermiş olduğu önem ve vurgusuyla öne çıkan ve Garibnâme, Fakrnâme, Vasf-ı Hâl, Hikâye, Kimya Risâlesi ve buna benzer birçok eseriyle Türk Dilinin gelişimine sayısız katkı sunan Âşık Paşayı saygı ve rahmetle anıyor; bugün burada gerçekleştirilen Panelde bizlerle birlikte olan çok değerli akademisyenlerimize ve siz değerli katılımcıları saygıyla selamlıyorum'' sözlerine yer verdi.
Kırşehirli Eğitimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Recep Kılıç'ın da konuşmasının ardından panele geçildi.Panelde, Prof. Dr. Kemal Yavuz, Prof. Dr. İlhan Şahin ile ve Prof. Dr. Ahmet Doğan sunum gerçekleştirdiler.