SEN UYURKEN!
Satıyorlar. Soyuyorlar. Peşkeş çekiyorlar. İşgal ettiriyorlar. Kendilerince kurdukları bir düzende ülkenin değil, bir milletin sonunu getiriyorlar.
SEN UYURKEN!
Satıyorlar. Soyuyorlar. Peşkeş çekiyorlar. İşgal ettiriyorlar. Kendilerince kurdukları bir düzende ülkenin değil, bir milletin sonunu getiriyorlar.
Kurucusunun, kurtarıcısının kıymetini bilmeyen sen! Bu ülkede bir kurtarıcı bekliyorsan daha çok beklersin. Kurtarılan bir ülkeyi batıran AKP’mi, kurtaracağım diye lafazanlık yapan, sarayın ekmeğine yağ süren CHP’mi? Saray ortağı ümmetçi MHP’mi? Ne olduğu bilinmeyen İYİ’mi veya diğerlerimi? Seni kurtaracak!
Zordur bu ülkede kendi çıkarlarını bir kenara itip, ülkenin, milletin çıkarlarını gözetebilecek bir siyasetçi, bir bürokrat bulabilmek. Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet sahtekâr politikacıların en büyük servetidir! ‘Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi’ yenileyen toplumlardır.
Zart zurt etmekten öteye geçmeyen iktidar… Yalanlarla geçen 22 yıl. Her fırsatta hakaret eden bir adam. Eğitimi dine bağlayan sucukçu general eskisi! Bir gece ansızın gidecektik. Onlar gündüz gözüyle geliverdiler.
Millet, yani sen; uyurken, Yunan hücum botu önce Bodrum’a, Sonra Datça kıyısına geldiler. Datça’da kıyıya çıktılar. Kıyıdaki Zodyak botu; geldikleri, hücum botun kıçına bağlayıp alıp götürdüler...
Olanlar bunlar için olağan şeyler. Türk askerinin kafasına çuval geçiren Amerika içinde aynı lakırdı edilmişti, ‘siz uyurken’! ‘Olağan’… ‘Müzik notası’. Denmişti… ‘Büyük devletler özür dilemezler’! Denilmişti. Unuttunuz mu? Hatta bir ahlaksız, İngiliz gazetelerine ‘Türkiye Cumhuriyetinin sonu gelmiştir’… Demişlerdi… Siz derin, derin uyurken!
Millete ahlak dersi veren. Yetki ve gücünü anayasadan değil, siyasi güçten alan, ülkenin kara sınırlarını koruyamayan, 17 milyon mülteci dolduran siyasetin ahır uşaklarında, imamın ordusu üniformalı din baronlarının neresinde vatan sevgisi kalmıştır? Koruma ve kollama görevlerini Sam amcalarından alırlar. Bol maaş alırlar, boş laf ederler.
18 adayı, 125 kayalığı silahsız işgali seyredip elleriyle teslim ettiler siz uyurken… Bunlarda vatan sevgisi Amerika’da, İngiltere’de, İspanya’da… New York Belediye başkanında! Mesela saray gibi uçaklarda, 1100 odalı, 300 odalı yazlık, Ahlak’taki kışlık, Kuzey Kıbrıs’a yapılan 500 odalı saraylarda, Osmanlının mermer saraylarında. Yaşanan lüks ve şatafatta.
Sultan hazretleri buyurmuşlar; ‘Gazze’yi yeniden inşa ederiz’! Svakin adasına harcadılar Suriye’de konutlar, hastaneler, okullar inşa ettiler sen uyurken…
Okul kantininde tost 80, meclis lokantasında kuzu pirzola 28 lira ise, birileri yoksulluğun sırtından beslenirken ülkeyi sistematik olarak soyuyorlar demektir.
Okullarda beslenme, korunma ve hijyen konularında milletin parasıyla; öncelik mülteci çocuklarının gittiği okullara verildi. Okullar Türkçe yerine Arapça diliyle açıldı. Mültecilerde üreme çok fazla diyerek özel kadın doğum ve çocuk hastanesi yapma kararı aldılar. Kendi doktorlarımızı kovdular. Diplomaları dahi olmayan binlerce mülteci bu ülkede yüksek maaşlarla, doktor, hemşire yapıldı. İlaç kaçakçılığı yapanlara eczane açma yeterliliği verildi. Sen uyurken! Tüm vergi ve harçlardan muaf, iş yerleri açmalarına izin verildi. Aldıkları otomobillerden ÖTEV, KDV MTV vergilerinden muaf edildiler. Sen uyurken.
Ülkenin yoksuluna ayda bin 200 TL. Mülteciye 300 Dolar artı 2 bin TL gıda ve yakacak desteği, sağlık giderleri ücretsiz ise. Bu ülkenin asli unsuru hem vergi ödeyip hem çöplüklerden, Pazar artıklarından besleniyorsa, sen hâlâ uyuyorsan! Uyandığında neler olduğunu anlayabilir misin?
Bu topraklarda yaşıyoruz da!
Anayasanın ‘siyasi haklar ve görevler’ bölümünde, her birimizin ‘Türk vatandaşı’ olduğumuz belirtiliyor. Madde 66’nın başlığı Türk vatandaşlığı. Maddede deniyor ki, ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür’.
Ekonomi çöktü sen uyurken. Vergileri Garantili ödemeler aktardılar. Cumhuriyet birikimleri diye bir şey kalmadı. Bir, bir ya sattılar, ya peşkeş çektiler. Katar’a kendi toprağının 2 misli toprak sattılar. Üstüne üstlük 525 milyar dolar borçlandılar. Sen uyurken… Vergilerinle fahiş fiyatlara yaptırdılar havaalanlarını, köprüleri, tünelleri, yolları. Sen uyurken senin parasız geçişin yasakladılar.
Vergilerine vergi ilaveleri yapılırken, birilerinin milyar liraları aşan vergileri bir kalemde silindi sen uyurken. Sen uyurken dağın taşın doğan talan edildi. Sana arsenikli su, talan edilmiş, bitmiş yeraltı kaynakları kaldı.
Emeklinin maaşına göz diktiler. Yoksulluk içinde ölüme razı ettiler. Sen uyurken 650 milyon dolara 65 ülkeye camii 9 milyar dolarlık hibe ve yardım yaptılar. Dış politika dibe vurdu. Sen uyurken uçuyoruz ninnisi söylediler.
Tarım çöktü. Yurt dışında tarla kiralandı. Yıllarca kira ödendi. Bir kabak dahi üretilmedi. Çiftçi iki Trakya toprak bütünlüğü alanda tarım yapmayı bıraktı. Araziler, endüstriyel tarıma devredildi.
Denetim ortadan kalktı. Kör tuttuğunu öptü. Sağlıkta, eğitimde, güvenlikte, tarımda, gıdada, ilaçta sahtelik. Raflarda ömrünü tamamlamış gıdalar. Denetimsizlik, hukuksuzluk bir başıbozuk düzen sardı her yanımızı… Sen uyurken…
Ankara’da 120 ton sahte bal ele geçirilmiş. Türkiye’de 4 büyük şirketin devlet denetiminde tonlarca bal ürettiği ortaya çıktı. Sen uyurken. 85 milyonluk bir ülkede sadece 120 tonluk sahtelik ele geçirilmiş! Ya ele geçirilemeyenler! Ya göz yumulanlar! Ya önce tutuklanıp sonra salıverilenler! Katiller, namussuzlar, tecavüzcüler, kara paracılar, üçkâğıtçılar. Ve de bilumum şerefsizler. Hukukun üstünlüğü kişinin üstünlüğüne büründü. Sen uyurken.
Avrupa güvenliği dediler. Ülkeyi mülteci deposu yapıldı.
Bunların din kardeşi yok mu?
Dünyanın en zengin İslam ülkeleri Katar, Arabistan, BAE, Bahreyn ve Kuveyt bir tane mülteci istemedi sınırından içeri sokmadı. Alın size İslam kardeşliği. İslam ülkelerinin ne kadar savaş artığı, çöpü, kuburu varsa bizde. Amaç Din kardeşliği falan değil. Demografik yapıyı bozmaktı. Başarmak üzereler.
Afrikalı, Pakistanlı, Bangladeşli, Suriyeli ve Afganlılar… El üstünde tutulurken, asli unsur uyuyor!
'Yeryüzünde bir başka toplum gösterilemez ki, biz Türkler kadar öz benliğini yitirip mensup bulunduğu din içerisinde erimiş olsun. Bir başka Müslüman toplum yoktur ki; biz Türkler kadar ulusal gelenek ve niteliklerini, dilini, tarihini ve her şeyini İslamiyet adına unutsun ve kendinden olmayan bir kılığa bürünsün. Ve üstelik bununla da kalmayıp, dini uygulayacağım diye kendi öz ceddinin ruhuna tükürsün'. İhsan Arsel.
Ülke silahsız işgalle içinden çıkılmaz bir demografik rezalet ortaya dökülmüşken; sen hâlâ 1 paket makarna, 1 torba kömürü için saltanatı alkışlıyorsan canın cehenneme. Yarın bu ülke benim diyemeyeceksin.
Kendilerine bu dünyada cennet yaratanlar, sana göğün 7nci katında 40 Huri’li cennet vaat ediyorlarsa! İyi biliniz ki bunlar, bu dünyanın gelmiş geçmiş en büyük pezevenkleridir.
Ümmetçi bir anlayışa hizmet etmek akıl ve izan değil, namussuzluktur. Senin ayaklarına prangalar takan, dış güçler değil, senin yarattığın yer tanrılarıdır.
Dünya’da cehaletin tek örneğiyiz; On liraya bir kitap alıp okumayan. 1000 liraya fal baktıran, kafasına kuş sıçtığında, milli piyangoya koşan milletin, ağzına sıçana oy vermesi normal mi? Bu ülkede yaşayıp neyin ne olduğunu bilmeyen, rejimin değiştiğinin, topraklarının satıldığının farkında olması elbette mümkün değildir.
Aydınlanmanın, ihanete uğraması ve ihanetin zaman içinde derinleşmesi bilinmez değil. Bunu ‘ihanet içine doğdu’ sözcükleriyle anlatmak da abartılı değil. Elbette, aydınlanmanın çocuğu olan hukuk da aynı yolun yolcusu oldu… Sen uyurken…
Yıllarca ve bugün kapitalizmin bilimden, teknolojiden, bilim insanlarından yararlanması ve bağlı olarak bilimin ve kimi bilim insanlarının sömürü düzeninin parçası olması insanlığın, aydınlanmanın gözü önünde yaşandı… Sen uyurken…
Aydınlanmanın, ilerlemenin karşıtı olan gericilikse sömürü düzenini sürdürmenin en etkili araçlarından olarak, gel-git-ler-le de olsa devrede oldu. Aydınlanmanın ihanet içinde yaşamasının nedenlerin biri kapitalizm iken bir başkası da gericilik oldu. Sen uyurken…
‘Hangi aydınlanma’? Sorusu buraya karşılık geliyor. Aydınlanma ile gericiliği 21. yüzyılda yan yana yaşatmaya çalıştılar. Sermaye sınıfıyla işçi sınıfını. Sömürücülerle sömürülenleri uzlaşma içinde yaşattılar… Sen uyurken…
22 yıl; ekonomi, siyaset, hukuk, sosyal politikalar, eğitim ve sağlık politikalarıyla bu ortaklaşmanın zirvesine çıkıldı. İçinde sen yoktun... Sen uyurken…
Günahkârlıkla işi çözmek kimin işine yarar?