İNANDINIZ MI?
Volkan Konak için “Sahnede gebermiş. Dinimize Düşmandı”… Diyen Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmet Alioğlu hakkında soruşturma başlatılmış! İnandınız mı?

İNANDINIZ MI?
O güzel insanlar beyaz atlara binip gittiler.
Volkan Konak için “Sahnede gebermiş. Dinimize Düşmandı”… Diyen Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmet Alioğlu hakkında soruşturma başlatılmış! İnandınız mı?
Milli bayramlarımızı yasakladınız. Andımızı yasakladınız. Değerlerimizin isimlerini okullardan, caddelerden, meydanlardan, parklardan sildiniz. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ettiniz. Özgürlüğümüzü elimizden aldınız. Pırıl, pırıl 301 gencimizi işkencelerden geçirip öldüresiye dövüp hücreye tıktınız. Sahi bu gençlerin suçu neydi? Nasıl bir öç alma duygusudur. Hıncınızı gencecik insanlardan aldınız.
Sizlerde Vatan sevgisi yok. Ahlak yok. Haysiyet yok. Namus kavramını bilmiyor tün alavereli işlerin aktörlerisiniz… Sizler Din Adamı değilsiniz. Sizler milletin maaşa bağladığı kamu görevlisi memurlarsınız. Din adamı vasıfları İslam tarihinde açıkça yazılı.
Volkan Konak için “Sahnede gebermiş. Dinimize Düşmandı” diyen Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmet Alioğlu hakkında soruşturma başlatılmış! İnandınız mı?
O güzel insanlar beyaz atlara binip gittiler.
AKP Belediye Başkanı, ‘Karadeniz’i kirletir. Cesedi Hindistan’daki Gang nehrine atsınlar’ açıklaması yaptı. Dinci bir TV’de kafasında fesle program yapan bir soytarı, ‘Günah işliyordu. Mahallenin gençliğini kerhaneye götürüp zina yaptırıp alkole alıştırdı’… Dedi.
Bir İlin Milli Eğitim Müdürü sıfatı taşıyan bir başka din bezirgânı. ‘Pontuscuydu. İçip, İçip sapıtıyordu. Öldüğümde beni yakın diye vasiyet etmiş, yavaş, yavaş yakın’… Prof. Unvanlı Yandaş bir akademisyen; ‘Yaksınlar. Müslümanlara zehir saçan alkolik öldü. Arkasından rahmet okunmamalı’. Açıklaması yapıyor.
Ölüye bile hakaret etmekten utanmayan, hicap duymayan dinci aktörler! Yeter artık... Söz ahlakın. Söz insanlık onurun olsun. Söz hukukun… Olsun diyemiyorum. Siz hiçbir ateistin, dincinin çocuklara tecavüz ettiğini, kadın öldürdüğüne tanıklık ettiniz mi? Bu dinciler çaldıkları parayla haçça gider ve aklandıklarını zannederek ‘hacı’ olurlar. Ateist alın teriyle içtiği için dinci onu ‘Ayyaş’ diye yaftalar.
O güzel insanlar beyaz atlara binip gittiler. Volkan Konak; Kula kulluk edeni ‘sığıra’ benzetirdi. ‘Mustafa Kemali sevmeyenle ahbaplık etmem. Neymiş efendim bazıları Anıtkabri ziyaret etmemişler. Aman etmesinler. Zaten Onlar girerse anıtkabri dezenfekte etmek gerekir’. ‘Dinci faşistler beni dinlemesin. Yere tüküren, kadın döven, ambulans geçerken yüreği acımayan tüyleri diken, diken olmayan beni dinlemesin’. Yunus Emre’nin düsturu ile yaşadı. ‘Paylaştığın senindir, biriktirdiğin senin değildir’. Düsturuna sadıktı. 100 yetim çocuğu okutuyor. ‘Babaları yoksa amcaları olurum’ diyen koca yürek öldü. O’na hakaret edenler acaba sizler kaç kuruş edersiniz. O unutulmayacak. Ya sizler?
En son Volkan Konak. Ondan önce Edip Akbayram, ‘İslam karşıtı öldü. Müslümanları tehdit ediyor’. Diye yazdılar. Türkan Saylam için ‘Fahişe öldü’. Ferhan Şensoy, ‘Meyhaneci nihayet öldü.’ Genco Erkal için Küfürbaz İslam düşmanının tabutunu camiye neden getirdiniz’. Dünyaca ünlü soprano Leyla Gencer için pislik küllerinizle suyumuzu kirletmesin’. Açıklaması yaptılar. Levent Kırca, Sarhoş ayyaş, Müslüman gençleri zehirliyordu. Geberdi’… Diye yazdılar. Zeki Alasya. ‘Rahmet okunmamalı cenazesi camiden kaldırılmamalı’. Dediler. Tarık Akan için, ‘ateşi bol olsun. Bir AKP düşmanı daha gitti. Geberdi melun artık cehennemde rol keser’. Dediler. İlhan İrem’e; ‘bu dinsize hiçbir imam cenaze namazı kılmasın’. Dediler. Ölüye saygıyı kenara itip, senin, benim ölüm diye yaftaladılar. Meral Okay i.in ‘Camiye değil fırına götürün’… Küçük İskender için ‘Lanetlenmiş sapık öldü’. Kamer Genç için ‘Allah düşmanları bir, bir gidiyor’. Diye yazdılar. Ölen bir çocuktu. Annesine meydanlarda küfreden yobaz takımı. Berkin Elvan için; ‘nihayet Geberdi’. Demekten çekinmediler.
Mustafa Koç İçin ‘Önce Yahudi adetlerini yerine getirsinler, sonra şakacıktan Müslüman gibi gömerler’.
Yaşar Nuri Öztürk. İçin, ‘Ömrü boyunca Müslümanlara küfretti’. Diye yazdılar. Uçağı düşün kadın pilotlar hostes ve diğer yolcu 11 kadınlar için ‘bekârlığa veda partisi veriyorlardı. Topluca bekârlığa veda ettiler. Niye üzülelim mevlitten dönmüyorlardı ya’.
Hakarete prim veren. Hakareti kendi içinde hissedenlere yazıklar olsun.
Sadece Türklere değil, İslam dünyasına da liderlik etmiş, tüm zamanların lideri; Mustafa Kemal Atatürk… 100 yıl önce bugünleri işaret etmiş.
Sanırsınız filolog. Sanırsınız tarihçi. Sanırsınız sosyolog. Aslında kendisi hiçbir şey. Ama konuşuyor. Tam bir lafazan. Cumhuriyete, Türk diline, Atatürk’e kin bundan daha farklı ifade edilir mi? Cumhuriyetin nimetlerini sonuna kadar kullanıp, ardından küfredeceksin! Kime? Hangi düşünceyle mesaj veriyorsun? İşte bu ahlak Türkiye’de kendisine yer bulmuş! Hem de ne yer!
Bugünün Türkiye’sinde siyaset yapan ne iktidar, nede muhalefet, nede onlar çoklu maaşlarla beslediği memurları, yobazlar, avantacı tarikat ve cemaatler vakıfların başında oturan soygun sisteminin asilzadeleri, tüysüz oğlanları Atatürk Türkiye’sini tenkit edecek düzeyde değildir... Bugün Türkiye siyasal yaşamına damgasını vuran, demokrasi değil, cemaatçiliktir. Bu gerçeği hiç kimse inkâr edemez. İktidara bir tarikatlar kuruluşu koalisyon olarak aktifler. Bugün Türkiye siyasal yaşamına damgasını vuran, demokrasi değil, cemaatçiliktir.
Din Baronları ve bunların uzantısı bezirgân ve maşaları! Fikrimle zikrimle, yememle içmemle, kılığımla kıyafetimle sakın ha uğraşma!
İster içerim, ister içmem... İster başımı örterim, ister örtmem... İster çarşaf giyerim, ister giymem... İster bıyık bırakırım, ister bırakmam... İster sakal uzatırım, ister uzatmam... İster mayo giyerim, ister giymem... İster çocuk yaparım, ister yapmam... Sana ne? Sana ne lan!
Fikrimle zikrimle... Yememle içmemle... Kılığımla kıyafetimle... Bıyığımla sakalımla... Sakın ha uğraşma!
İster inanırım, ister inanmam... İster dindar olurum, ister olmam... İster ateist olurum, ister olmam... İster laikliğe inanırım, ister inanmam... İster muhafazakâr olurum, ister olmam... İster liberal olurum, ister olmam... İster kitaba inanırım, ister inanmam... İster putperest olurum, ister olmam... Ne hakla karışıyorsun?
İnsanoğlunun fikrine zikrine karışma! İnançlarıyla oynama! İnançsızlıklarıyla oynama! İnsanları köklerinden, dillerinden koparmaya kalkışma! İnsanoğluna inancından dolayı, inançsızlığından dolayı, renginden dolayı, dilinden dininden dolayı, kimliğinden dolayı sakın ola farklı muamele yapma. Zinhar cezalandırma! İnsanları fikirlerinden dolayı hapse atma! Özgürlüklerinden yoksun kılma! Sakın ha yapma!
Şarap içer, içmez! Alkol kullanır, kullanmaz! Açık saçık dolaşır, dolaşmaz! Örtünür, örtünmez! İster böyle yazar, ister şöyle! İster şu müzikle rahat eder, ister bu müzikle! Karışmaya hakkın yok! Karışmaya başladın mı, arkası çorap söküğü gibi gelir. Yasakçı zihniyet koyulaşır. İnsanları torna tezgâhından çıkarırcasına tek tipleştirmeye kalkışmak, demokrasi ve özgürlükler düzeniyle bağdaşmaz.
Unutma: Yeni insan yaratmak için yola çıkan totaliter rejimler, diktalar her seferinde özgürlükler ve insan haklarıyla farklılıkları hiçe saydıkları için çöküşle, hüsranla, korkunç acılarla sonlanmıştır. İnsanlar bir elin parmakları gibidir. Hiçbiri birbirine benzemez. Farklılığı göremeyenler, farklılığa saygı ve tahammülle yaklaşamayanlar, yazın bir kenara, toplumsal barış ve huzuru eninde sonunda torpillerler.
Bir gerçeği hiç unutmayın. Hayat tarzları kutsaldır! Herkes kendi hayat tarzını önemser. Demokrasilerde, gerçek hukuk devletlerinde öncelikle insanların hayat tarzları korunur. Kimse kimsenin zikrine fikrine dokunmaz. Giyime kuşamına karışmaz. Yemesiyle içmesiyle uğraşmaz. Ölüsüyle, kıymetleriyle, değerleriyle uğraşmaz.
Demokrasilerin bir hayat tarzı olarak benimsendiği devlet ve toplum düzenlerinin özü budur.
Evet öyledir. Bütün bunlar bir toplumda ne kadar başarılırsa, hayat tarzları ne kadar dokunulmaz hale gelirse, o toplum o kadar barış ve huzur içinde yaşar.
Onun için de sürekli hayal kırıklıkları içinde yaşayıp gidiyoruz. Bu kadar lafı neden mi ettim? Yasakçı anlayış ve güçlenen muhafazakârlaşma eğilimleri bana bu satırları yazdırdı diyebilirim. Temennim odur ki, bir yerde frene basılır, hayat tarzlarıyla daha fazla oynanmaz. Gençler için mutlak özgürlük. Hak aramak suç değildir. Anayasanın 17 ve 34ncü maddeleri bu ulusun her ferdi için geçerli kılmıştır.