HİÇ AKLIMIZ BAŞIMIZA GELMEDİ!
Dışarıdakiler görüyor, bizler susuyoruz. Onlar görüyor, biz bakarkör gibiyiz!
HİÇ AKLIMIZ BAŞIMIZA GELMEDİ!
Dışarıdakiler görüyor, bizler susuyoruz. Onlar görüyor, biz bakarkör gibiyiz!
‘THE GUARDIAN 11 Mart 2021 ‘Hasta adam yıkılıyor. Erdoğan Türk ülkesini batırdı!
DAİLY TELEGRAPH 01 MAYIS 2021 Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü yönetimi ve yöneticisinin elinde cehenneme döndü. 19 yıllık kabus yönetimi…
TOKYO NEWS 02 NİSAN 2021 Türk tarihinde halkı unutup ailesine ve çevresine çalışan tek devlet adamı olarak kötü anılacak…
MARCA SPAIN 10 ŞUBAT 2021 Türkiye Cumhuriyetinin yıkılışı Erdoğan’ın elinden oldu. 19 yıllık kabusundan uyanamayan Türk halkı 1950/1960 yıllarından dahada geriledi. Erdoğan ile Türkiye Dünya’dan 300 yul uzaklaştı.
NEWYORK TIMES 03 NİSAN 2021 Erdoğan çevresini daha çok besleyebilmek adına zavallı Türk halkını hergün başka bir yalanla kandırıyor.
SIDNEY POST 21 ŞUBAT 2021 Ve beklenen son oldu. Türkiye Cumhuriyeti yada Erdoğan Monarşisi ülkeyi iflas ettirdi. Türk halkı için üzgünüz.. Keşke bu kadar cahil olmasalarmış’.
Hepimiz biliyoruz. Ama sorgulamıyoruz. Mevcut iktidar 20 yılda saray müteahhitlerine ödedeiği kamu ihale tutarı 223 milyar dolar. İnanılır gibi değil.
Vergilerimizi sormuyor sorgulamıyoruz. Her şeyi Allah’a havale etmekle hiçbirşey olmuyor. İşte vergilerimizin bir kısmı! Namı değer 5 li çete. Açıkça milletin orasına koyan ahlaka hazine garantili, Londra mahkemeleri güvencesinde! Verilmiş 223 milyar Dolar. Bu kadar parayı gözünü kırpmadan aktarmış olan iktidar, üsütüne üstelik Kolin 36, Cengiz 30, Makyol 24, Kalyon 19, Limak 19 kez vergi muafiyeti ve affı ile ödüllendirilmiş.
Bir başkasının Tanrısı, bir başkasına düşman olabilir! Allah’ın içkiyi haram, insan alıp satmayı helal kıldığına iman eden insan ile nasıl tartışabilirsin ki! Faraç Fude. Dünya’da; Hukukun pas geçtiği, Tanrıların; kaçakçıyı, hırsızı, vurguncuyu, talancıyı koruduğu tek ülkeyiz.
Modern, temsili demokraside siyasal otoriteler seçmene doğrudan veya yasama, yargı, medya, basın, sosyal medya vb. yapı ve kanallar aracılığıyla hesap vereceğini bilir. Onun için siyasal yolsuzluk anlamlı bir olgudur. Siyasal güç mutlak olmayıp sınırlıdır.
Türkiye’nin düştüğü acz! Farklı ülkelerde yayınlanmış ama aynı yıl içinde gazete manşetlerinden verilmiş. Bunlar; Türkiye Yüzyılı diyorlar. Neden ‘Türkiye Cumhuriyeti 100 yılı’ demiyorlar. Buna muhalefet partileride dahil. Dış güçler palavrasını yutan halk, kendi özgür iradesi ile gidip adı konmamış gerçekte Monarşi yönetimi için oy vermedi mi? Bugün sefaletin pençesine düşmüş bir milleti yönetenlerin ‘dış güçler’ diye tanımladığı sahtekarlığı, O; gavurun gördüğü kadar göremiyorsa bugün düştüğü sefil durum az bile… Gazete tarihleri 2021 yılı. Sen gerçekleri görmediğin için bu mübarekleri oylarınla yeniden kutsadın, rejimi çökerttin. Aradan dört yıl geçti. Sefillik, sefalete, yaşam rezilliğe dönüştü. Senin vurdum duymaz cehaletin sayende.
Tepede olunca hukuk tanımayacaksın... Zeminde olunca hukuk tepende sopa olacak... Sonra; adı, Demokratik hukuk devleti olacak… Hukukun üstünlüğü olacak… Yukarıdakinin canı ne istiyorsa o; aşağıda olanın canı cehenneme olacak. İşte böyle bir hukuk bu topraklarda 21 yıldır yaşanıyor…
Halkın haber alma özgürlüğünü elinden alan zihniyet. Bu ülkeyi yönetiyor. Akıl almaz kirlilik. Akıl dışı uygulamalar ve siyasi olan bu uygulamaların adına hukuk diyen piyonlar.
Hâlâ muhalefetin aklı başına gelmedi, koca, koca adalet saraylarında hukuk var zannediyorlar. Hukuk saraylardan değil, adalet kavramında şekillenir. Sarı öküzü kaptırdı. Sıra diğerlerinde. Böyle bir düzenin diğer düzenlerden farklı olmayacağı açıkça ortada. Hatırlıyormusunuz kumpas davalarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerini bir, bir nasıl çözdüler?
‘Bu kılıçları kime çektiniz’ diyenler, Mustafa Kemal’in askerlerinden neden son derece rahatsız? Muhalefet rahatsızlık duyan bu adamlara ‘sizler kimin askerlerisiniz’? sorusunu neden sormuyor? Asker kökenli MSB’nı; gelişen olaylar için ‘TSK’nın onuru zedeleniyor diyor. Sen onurun ne olduğunu biliyormusun be adam? Diyecek bir adam yok! Sorgulamıyor. Bebek katili bir şerefsizi gazi meclis çatısı altına çağırana hangi mihvalde kürt sorununu çözün diyor? Devlet teröristle müzakere etmez. Mücadele eder. Bu kavram evrensel hukuk ilkelerinde vardır. Beylerin bu çağrısı yeniden Anayasa yaparak, ölünceye kadar tahtta kalmaları için mi? Bu ülke kuruluşundan bugüne kadar hiç bu kadar gözden düşürülüp, küçülmemişti.
Bu ülkede hukuk ve saray!
Türkiye'nin mevcut yolsuzluk, yoksulluk, hukuksuzluk, çürüme ve çöküş batağından çıkması, yargının asgari bir hukuk çizgisine çekilmesi gerekir. Bunun için muhalefette asgari bir aklın olması şart. Aksi halde çok kısa bir süre sonra saray rejiminin karşıdevrim girişimi başarı kazanacaktır. Bugün bildiğimiz manada bir Türkiye kalmayacak, infilak edip her bir tüyü ayrı dala takılacak, bu millet vatandaş olmaktan çıkıp kul olacak. Diğer yanda bu halk doğduğuna pişman olacak…
Beyinler sömürgeleşirse, geriye insana dair hiçbir şey kalmaz.
Hukuk elden çıkarsa. Adalet kavramı isimden öte olmaz… Vatan kalmaz. Tarım kalmaz. Sanayi kalmaz. İçi boşaltılmış kurumlar sömürünün bir parçası haline gelir. Vatan toprağı satılır. Ölenler ölür kalan sağlar köle olur. Özelleştirme keyfiyetle, komisyon ve pazarlıkları içinde yapılır. Kendi ülkesinin haini, bu ülkede vatandaş oluyor ve bu kimliksiz vatansızlar bu topraklarda kendilerine yer buluyor ve benimle aynı kimliği taşıyorsa lanet olsun diyorum… Çünkü ümmetlerin feryadı olmaz. Afganistan, İran, Libya, Tunus, Malezya, Arjantin, Suriye en açık örnekler. Zira beyinleri kirada olanların araştırma, düşünme, okuma ve öğrenme gibi fonksiyonları yoktur.
Tüm bunlara ‘eyvallah’ diyenlerin vatandaş diye anılması vatan hainliğinden öte değildir.
Bu ülkeyi yönetenlere bir bakın. Hukuk yok. Anayasal kuruluşlar olan kolluk güçleri hukuksuz emirlere aynen uyuyor ve uyguluyorsa siz kimlere güveneceksiniz. Eski Genelkurmay eski başkanı, sonrası eski MSB olan, ölmeyi dahi beceremeyen bir adamın çapulcularla yaptığı toplantı. O günlerde İç İşleri bakanı denilen maceraperest hatta adı Süslü Süleyman’a çıkmış, yalan ve iftira kaynağı adamın jandarma komutanlığına verdiği ‘hazır olun’ emri… Niçin? Hangi amaçla? Polis, Jandarma Silahlı Kuvvetleri Anayasal kuruluşlar olup yetki ve güçlerini anayasadan ve kanunlardan alırlar. Saraya mahkûm olmuş kurum anayasal kurum değildir. Diyen olmadı…
Hukukun üstünlüğü yine ayaklar altında… Kazanmak için her yol mubah. Anayasa hukuku, Seçim Hukuku, İdari hukuka aykırı keyfiyetin ön planda olduğu yazılmış bir senaryo içinde bir seçim hazırlığı... Anayasayı askıya alıp ‘ben yaptım oldu’ diyen bir adam, hukuk adamı değil, birilerinin siyasi adamıdır.
Sanal değil! Gerçek… Bu ülkede saray hikayeleri… Saraylar besleyen halkın vergileri… Yabancıları zengin eden, halkı yoksullaştıran iktisat planları.
1937 yılı, bir gazete haberi. ‘Bu sene bütçede 17 milyon lira fazlalık var. Ne bir vergi artırılacak, ne de yeni vergi konulacak. Bütçe fazlasının 2,3 milyonu Eğitime, 1,5 milyonu sağlığa 900 bini ormanların ıslahına 8 milyon sanayileşmeye ayrılacak’…
2002-2022 yılları arasında AKP iktidarının kullandığı para 2 trilyon 670 milyar Dolar? Hesap soracaksınız. Bunca vergi,lerin hesabını, ülkeyi açlığa ve yoksulluğa sokan, malını mülkünü ve hatta kimliklerini satanlara hesabını soracaksınız. Sormazsanız onlar daha azgın, daha pişkin olacaklardır.
2024 yılında; Saniyede 231 bin 636, lira. Dakikada 13,9 milyon, saatte 833,8 milyon, günde 20 milyar, ayda 608,7 milyar yılda 7,305 trilyon vergi ödedik. Ödediğimiz verginin 1 trilyon 270 milyar faize gitti. Elinizdeki cep telefonundan aylık 22 lira 35 kuruş vergi alınırken, Türk Telekom GSM Kartlarının Ukrayna’da 1500 Gb (sınırsız) 35 kruştan satıldığını biliyormusunuz? Bunun içindir ki isyanı olmayanın erdemi olmaz.
Partili Cumhurbaşkanı toplam maaşı 379 bin 100 lira. Artış %22,5… Atamalı, İngiliz vatandaşı Mehmet Şimşek’in toplam maaşı. 321 bin 450 liracık olmuş. Milletvekili maaşları 350 bin lira. Sarayı besleyen kaynaklar. Asgari ücret 22 bin, emekli 14 bin. En düşük memur maaşı 40 bin. Günde 3 saat mesai yapan imamın maaşı 55 bin. Canını ortaya koymuş bir astsybayın maaşı 40 bin. Polisin 55 bin. En yüksek olan THY Genel müdürü 2 milyon 140 bin. Çoklu maaşlar en düşüğü 750 bin. En yükseği 1 milyon liracık. Kimler kimin sırtından besleniyor?