Doğa Derneği, Kırşehir ve Seyfe Gölü çevresinde ekosistemi ve kültürel mirası yok edecekler.
Doğa Derneği’nin yeni haritaları, Kırşehir’deki ekolojik tehlikeyi gözler önüne serdi. Seyfe Gölü’nün neredeyse tamamı maden sahalarına açılmış durumda. Dernek, “Bu projeler doğal bozkır ekosistemini ve kültürel mirası yok edecek” uyarısında bulundu.

Türkiye’nin önde gelen çevre kuruluşlarından Doğa Derneği, Kırşehir ve Seyfe Gölü çevresinde hazırladığı iki ayrı haritayla bölgedeki maden ruhsatlarının çarpıcı boyutunu gözler önüne serdi. Derneğin paylaştığı verilere göre Kırşehir’in toplam yüzölçümünün yüzde 85’i, Seyfe Gölü su toplama havzasının ise yüzde 94’ü maden ruhsat alanlarıyla kaplı durumda.

Haritalar Kırşehir’deki Tehlikeyi Ortaya Koydu
Doğa Derneği tarafından yayımlanan haritalardan ilki, Kırşehir il sınırlarının neredeyse tamamının maden ruhsatlarıyla çevrili olduğunu gösteriyor. Kentin yüzde 85’lik kısmının maden izinlerine konu olduğu belirtilen harita, özellikle Kervansaray Dağları, Seyfe Gölü, Malya Ovası ve Kızılırmak Havzası çevresinde yoğunlaşan ruhsat bölgelerini net biçimde ortaya koyuyor.

İkinci haritada ise Seyfe Gölü su toplama havzası mercek altına alındı. Bu haritaya göre yalnızca göl çevresinde 104 ayrı maden ihalesi bulunuyor ve bu alanlar havzanın yüzde 94’ünü kaplıyor. Söz konusu bölgeler, Kırşehir’in en hassas ekosistemlerinden birini oluşturuyor.
Doğa Derneği: “8 Bin Futbol Sahası Büyüklüğünde Proje Ekosistemi Yok Edebilir”
Doğa Derneği’nin açıklamasında, özellikle Koç– Fernas Holding ortaklığıyla kurulan Defaş Madencilik tarafından yürütülmek istenen altın madeni projesine dikkat çekildi. Dernek, projenin “8 bin futbol sahası büyüklüğünde” olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“ Seyfe Gölü su toplama havzasında 104 maden ihalesi bulunuyor. Madenler alanın yüzde 94’ünü kaplıyor. 30 Ekim 2025 günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda yapılan 3. İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında, bu projenin ÇED sürecine devam edilmesine karar verildi.”
Dernek, Kırşehir’in bozkır ekosisteminin Orta Asya’daki doğal bozkır kuşağının Anadolu’daki son halkalarından biri olduğuna dikkat çekti. “Bu bölge, 10–12 bin yıldır ağaçsız bir doğal bozkır ekosistemi olarak varlığını sürdürüyor” denilen açıklamada, projenin yalnızca doğayı değil, kültürel sürekliliği de tehdit ettiği vurgulandı.
Uluslararası Sözleşmelerle Korunması Gereken Bir Alan
Seyfe Gölü’nün Türkiye’nin ilk Ramsar alanlarından biri olduğuna dikkat çeken Doğa Derneği, bölgenin uluslararası öneme sahip bir “Önemli Doğa Alanı (ÖDA)” olduğunu hatırlattı. Göl ve çevresi, bozkır kartalı, şah kartal, küçük akbaba, toy kuşu, alaca sansar ve uzun kanatlı yarasa gibi nesli tehlike altındaki türlere ev sahipliği yapıyor.
Dernek, Türkiye’nin taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi ve BM Biyoçeşitlilik Sözleşmesi uyarınca bu alanların korunması gerektiğini belirterek, maden ruhsatlarının uluslararası taahhütlerle çeliştiğini ifade etti.
Doğa Derneği’nden Çağrı: “Kırşehir’deki Maden Ruhsatları İptal Edilmeli”
Açıklamanın sonunda Doğa Derneği, yerel yönetimleri, sivil toplum kuruluşlarını ve bölge halkını ortak bir doğa savunusu için harekete geçmeye çağırdı:
“Bu ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği doğrudan etkileyecek olan Kırşehir’deki tüm altın madeni ruhsatlarının iptal edilmesi için yerel yönetimler, yöre halkı ve doğa savunucularıyla birlikte mücadele etmeye devam ediyoruz.






