CİMER’e Kamu Güvenliği ve Göç Politikalarıyla İlgili Başvuru
CİMER’e yapılan başvuru ve baro ile STK’ların ortak bildirisiyle, artan terör olayları ve kontrolsüz göç politikalarının kamu güvenliği üzerindeki etkilerine dikkat çekilerek, önleyici tedbirler ve sürdürülebilir çözümler talep edildi.

CİMER’e Kamu Güvenliği ve Göç Politikalarıyla İlgili Başvuru
Baro ve STK’lardan Ortak Kamuoyu Çağrısı
Son dönemde Türkiye genelinde yaşanan terör olayları ve güvenlik zafiyetleri kamuoyunda endişe yaratırken, konuya ilişkin Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) resmî bir başvuru yapıldı. Başvuruda, kamu güvenliği, terörle mücadele ve göç politikalarının yeniden değerlendirilmesi talep edildi.
Başvuruda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5. maddesi hatırlatılarak, devletin temel görevleri arasında kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak, toplumsal huzuru korumak ve hukuk devleti ilkesini teminat altına almak bulunduğu vurgulandı.
Son yaşanan terör saldırılarında 3 güvenlik görevlisinin şehit olması ve 8 polisin yaralanmasının kamu düzeni açısından ciddi riskler oluşturduğuna dikkat çekilen başvuruda, mevcut güvenlik ve göç politikalarının etkilerinin kapsamlı biçimde ele alınması gerektiği ifade edildi.
Metinde, kontrolsüz ve uzun süreli geçici koruma uygulamalarının kamu güvenliği üzerinde baskı oluşturduğu, toplumsal uyumu zedelediği ve ekonomik ile sosyo-psikolojik sorunları derinleştirdiği belirtilerek şu talepler sıralandı:
-
Kamu güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı etkin ve önleyici tedbirlerin artırılması,
-
Geçici koruma statüsünün amacına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi,
-
Uluslararası hukuk ve insan hakları çerçevesinde mültecilerin güvenli, planlı ve kademeli geri dönüş süreçlerinin başlatılması,
-
Terörle mücadelede risk önleyici politikaların güçlendirilmesi,
-
Eğitim, ekonomi, enflasyon ve toplumsal uyum alanlarında kalıcı çözümlerin hayata geçirilmesi.
Başvuru, gazeteci Necati Aydın tarafından CİMER’e sunuldu.
Baro ve STK’lardan Ortak Bildiri
Öte yandan barolar ve sivil toplum kuruluşları tarafından yayımlanan ortak kamu bildirisiyle de artan terör olayları ve güvenlik zafiyetlerine dikkat çekildi. Bildiride, Türkiye’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu vurgulanarak, devletin en temel yükümlülüğünün yaşam hakkını ve kamu güvenliğini korumak olduğu ifade edildi.
Ortak bildiride, kontrolsüz göç politikalarının güvenlik, sosyal uyum, ekonomi ve toplumsal barış üzerinde ciddi baskılar oluşturduğuna dikkat çekilerek, hukuki ve idari tedbirlerin hukuk devleti ilkeleri doğrultusunda yeniden ele alınması çağrısında bulunuldu.
Baro ve STK’ların ortak çağrısında, insan haklarına ve uluslararası hukuka uygun, şeffaf ve sürdürülebilir göç politikalarının hayata geçirilmesi, terörle mücadelede önleyici mekanizmaların güçlendirilmesi ve toplumsal barışı tehdit eden risklerin gecikmeksizin ortadan kaldırılması istendi.
Bildiride, “Terör bu ülkenin kaderi değildir. Kaos, hukuk devletiyle bağdaşmaz” ifadelerine yer verildi.






