Akciğer kanseri dünya genelinde erkeklerde en sık görülen kanser
İl Sağlık Müdürümüz Doç. Dr. Süleyman ERSOY 1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı konulu basın açıklamasında;
İl Sağlık Müdürümüz Doç. Dr. Süleyman ERSOY 1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı konulu
basın açıklamasında;
“Akciğer kanseri dünya genelinde erkeklerde en sık görülen kanser iken, kadınlarda ise ikinci sırada
yer almaktadır. Gerek dünyada gerekse ülkemizde kanser kaynaklı ölümlerin en yaygın nedeni de
akciğer kanseridir.
Ülkemizde, erkeklerde trakea, bronş ve akciğer kanseri 55,9/100.000 oranıyla en sık izlenen kanserler
arasında ilk sırada yer alırken, kadınlarda 11,2/100.000 oranıyla en sık görülen kanserler arasında
beşinci sırada yer almaktadır. En son verilere göre ülkemizde bir yıl içerisinde yaklaşık 31 bin kişi
akciğer kanseri teşhisi almış, 25 bin kişi bu nedene bağlı hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde vakaların
sadece %18,5’i lokalize evrede saptanmışken %26,6’sı bölgesel, %54,9’u ise uzak yayılım evresinde
saptanabilmiştir. Tanı alma medyan yaşı 64’tür.
Bu kanser türü için en önemli risk faktörü tütün ve tütün ürünlerinin kullanımıdır. Ülkemiz verileri ile
yapılan bir çalışma neticesinde akciğer kanseri için tütün ve tütün ürünlerinin kullanımına atfedilen
oran erkeklerde %89,9 kadınlarda ise %43 olarak belirlenmiştir. Bu istatistikler dikkate alındığında,
ülkemizde bir yıl içerisinde ortaya çıkan yaklaşık 25 bin akciğer kanseri vakasının önlenebilir olduğu
söylenebilir. Nitekim, yapılan çalışmalara göre tütün ve tütün ürünü tüketimindeki azalmayla akciğer
kanseri görülme sıklığı da azalmaktadır. Akciğer kanserinin diğer önemli nedenleri arasında mesleki
(asbest, ağır metaller) ve çevresel risk faktörlerine maruziyet (hava kirliliği, pasif içicilik, radon) yer
almaktadır.
Bu veriler, önleyici tedbirler almanın ve erken evrede tanı koymanın akciğer kanseriyle mücadeledeki
en kritik aşamalar olduğunu ortaya koymaktadır.
DSÖ tarafından yayımlanan Akciğer Kanseri 2023 Raporu’nda, akciğer kanserinin önlenmesi
programlarının, birincil ve ikincil koruma önlemlerini içermesi gerektiği belirtilmektedir.
Birincil koruma, risk azaltma ve sağlıklı davranışı teşvik etme yoluyla bir hastalığın ilk ortaya çıkışını
önlemeyi amaçlar. Halk sağlığında bu önleyici tedbirler; sigarayı bırakmayı, dumansız ortamları teşvik
etmeyi, etkili tütün kontrol politikaları uygulamayı, mesleki tehlikeleri ele almayı ve hava kirliliği
seviyelerini azaltmayı içerir. Tüm dünyada başarı örneği olarak öne çıkan “Ulusal Tütün Kontrol
Programımız” bu doğrultuda hazırlanmış olup toplumdaki tüm bireyleri tütün ve tütün ürünlerinin
sağlık, ekonomi, çevre ve sosyal zararlarından korumayı amaçlamaktadır.
Tütün ve tütün ürünlerini kullanmamak, pasif içicilikten kaçınmak akciğer kanseri riskini azaltmanın
en iyi yolu olmakla birlikte düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve çevresel risk faktörlerine
maruz kalmayı en aza indirme dahil olmak üzere sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemek ve savunmak
kanseri önlemenin önem arz eden stratejileri arasında yer almaktadır.
Akciğer kanseri için ikincil koruma, hastalığı, erken evrelerinde, semptomlar ortaya çıkmadan önce
tespit etmeyi amaçlayan ve yüksek riskli bireyler için endike olabilen tarama yöntemlerini içerir. Bu
popülasyonda erken teşhis, başarılı tedavi şansını önemli ölçüde artırabilir ve sonuçları iyileştirebilir.
Bu kapsamda, ülkemizde “Akciğer Kanseri Tarama Programı” yürütülmesine yönelik çalışmalar
yapılmaktadır.
Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikâyetlerin oluşumu için genellikle birkaç yıl geçer ve
hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilemeyebilir. Belirtiler, tümörün akciğer içindeki
yerleşimine, büyüklüğüne, yayılım yerine ve yayılma derecesine bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Bu
bağlamda en sık gözlenen belirtiler;
• Geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük,
• Öksürürken kan veya kanlı balgam çıkarmak,
• Derin nefes alırken, öksürürken veya gülerken kötüleşen göğüs ağrısı,
• İştahsızlık, halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı,
• Ses kısıklığı,
• Nefes darlığı,
• Sürekli tekrarlayan veya geçmeyen bronşit ve/veya zatürre gibi akciğer enfeksiyonlardır.
Akciğer kanserinin tanı ve evrelemeye yönelik testleri genellikle aynı zaman diliminde yapılır. Akciğer
kanseri için tanı yöntemleri arasında fizik muayene, görüntüleme (Akciğer grafisi, bilgisayarlı
tomografi taramaları ve manyetik rezonans görüntüleme gibi), bronkoskopi (İnce bükülebilir bir tüple
hastanın akciğerine ulaşılarak incelenmesi), histopatoloji (hastalıklı dokunun histolojik
incelenmesinde uzmanlaşan patoloji dalı) incelemesi için doku örneği alınması (biyopsi) yöntemleri
yer alır. Ayrıca, spesifik alt tipin tanımı ve en iyi tedavi seçeneğini yönlendirmek için spesifik genetik
mutasyonları veya biyo-belirteçleri tanımlamak için moleküler testler de tanıda önemli yer
tutmaktadır. Tanı konulduktan sonra, kanser hücrelerinin vücudun diğer kısımlarına yayılıp
yayılmadığını tespit etmek için ilgili diğer testler yapılır.
Hastadan hastaya farklılaşabilmekle birlikte tedavi kararında; hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve
diğer sağlık sorunlarının varlığı gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren
bu tedaviler; cerrahi, hedefe yönelik tedaviler, radyoterapi, kemoterapi, immunoterapi gibi farklı
seçenekleri içermektedir.
Akciğer kanseri farkındalık ayı vesilesiyle vatandaşlarımızı, akciğer kanserinin bir adım önünde
olmaları ve sağlıklarını korumaları için tütün ve tütün ürünlerini kullanmamaya ve sağlıklı yaşam
alışkanlıklarını benimsemeye davet ediyor, sağlıklı günler diliyoruz.” Dedi.