BİR ANNE FERYAT EDİYOR! ‘DEVLET UTANSIN'
Hırsızlar ahlak dersi, saray sabır dersi, küfürbazlar ahlak dersi, TC düşmanları tarih dersi, torpilliler adalet dersi, milli bayramları yasaklayanlar vatanseverlik dersi hepsinin üstüne din soytarıları din dersi veriyor.
BİR ANNE FERYAT EDİYOR! ‘DEVLET UTANSIN’
Hırsızlar ahlak dersi, saray sabır dersi, küfürbazlar ahlak dersi, TC düşmanları tarih dersi, torpilliler adalet dersi, milli bayramları yasaklayanlar vatanseverlik dersi hepsinin üstüne din soytarıları din dersi veriyor.
Bir anne çığlık çığlığa. Devlet sağır. Devlet kör. Bu nasıl bir Devlettir ki Anayasa hükümlerine uymaz. Eğitim, Sağlık, Konut edinme devletin asli görevidir tümcesi neyi ifade eder ki! Bu ülke insanlarını feryat içinde süründürür?
Adamdan sayılmak için! Çalacaksın. Soyacaksın. Arsız ve hırsız olacaksın…
‘Çöpün kenarındaki ekmeği aldım ve üstündeki karıncayı süpürüp çocuklarıma veripte okula saldım. Tamammı? Okula saldım. Defter bulamadım. Kalem bulamadım. Yeri geldi caminin kapısına oturdum o bebeleri büyütmek için. Tamammı? Hangi devlet kanadımızdan tuttu? Belediyenin kapısına vardım. Hükümetin kapısına vardım. Bana odun verin, kömür verin dedim. Bana vermediler. Arabayı üstüme sürdüler... Şimdi BİM’e girdim. Bir dene zeytin alamadım. Neden? 140 lira. Bir yağ alamadım. Neden 250 lira. Yağın başına varılmıyor. Ramazan geliyor, ben ne yiyecem de oruç tutacam? Bizi bu hale getiren devlet utansın. Devlet… Ben bu halimde camiye o devlet oturttu. Allahım o devlette hesabını versin rabbime o devlete’...
Yardım sever devlet! Yoksul milletten topluyor, hovardaca dağıtıyor. Kimseyede hesap vermiyor!
Türkiye Somali’nin 3,5 milyon dolar IMF borcunu ödedi. Toplamda 5 milyar dolar hibe etti… Ukraynaya 2 milyar dolar hibe etti.Yapılan bu kıyak kimin parasıyla? Dünya ülkeleri arasında Amerika’dan, en çok hibe yapan tek ülkeyiz. Amerika’da ne olursanız olun kafanıza göre devletin bir sentini kullanamazsınız. Karşınıza ‘bu para büyük Amerika’nın yurttaşlarının vergileridir’. Sözü çıkar. Orada işlenen bir suçun faili elini kolunu sallayarak yurt dışına çıkamaz. Çünkü orada üstünlerin değil, hukukun üstünlüğü vardır.
Batılılar sömürgeci öylemi! Ekonomideki rezilliği ‘Dış Güçler’ yapıyor öylemi! Sahtekârların ürettiği yalan politikalara inanmış olmak, milletin kimliğini ortaya koyar. Yalan mı?
‘Türk oligarşisi demokrasi gurusu sayıldığı bugünlere, 12 Eylül köprüsünden geçerek geldik. Köprüden geçene kadar da ayıya dayı demekte hiçbir kusur etmedi. Çaldılar. Soydular. Sattılar. Borçlandılar. Sesimizi yükseltemedik. Ne mutlu ki artık, demokrasi dışı ekonomi programları hazırlayan, en çetrefil konularda demokrat açıklamalar yapabilen bir oligarşik yapımız iktidar.
Dürrizade’nin çocuklarıyla, İllimünati’nin (şeytanın) çocukları birleşerek Türkiye Cumhuriyeti Devletini küresel şeytanlara laboratuvar yaptı’. Zahide UÇAR...
‘Farkında mısınız? Adamlar bizim ödediğimiz vergileri, alın terimizi gözümüzün içine baka, baka. Köpürte, köpürte çatır, çatır yiyip hem mültecilere, yani işgalcilere dağıtıyorlar, hem Ortadoğu ülkelerine gönderiyor, hem de ABD de mal mülk satın alıyorlar… Bizde sadece izliyoruz hamdolsun… Bu kadar salak bir millet nasıl olduk’… Haluk Bilginer.
Şeriata ve dinci tasalluta karşı olduklarını ileri süren muhalefet ise, karşıtlarını ikna edemediklerinde, ülkedeki en muhafazakâr parti olduklarını öne sürerek, Cumhuriyet’in değerlerini tahrip etmekle, gizli gündemle ve lâikliğin kaldırılması ile suçlarlarken, onlar tarikat ve cemaatlere AB fonları dâhil, ülke kaynaklarını da içine alan formüllerle devrettikleri için. Bunun için yoksuluz.
Eğer bir hak başkalarına helal, size haram ise; iyi bilin ki, o din; Allah’ın değil, sömürgecilerin dinidir. Malcolm…
Cibuti’ye, Somali’ye senin paranı gönderen, IMF borcunu ödeyen, bu ülkelerin yaşayanlarının refahı için yırtınan, bizleri çöplüğe mahkûm etmiş bir iktidarın peşinden ayrılmayan bir halk var. Bu halk bu iktidarın kendi ve uzantılarını oylarla kutsadığın için. Yoksuluz.
Bir millet, kendi sırtından sürdürülen saltanatı, Uçakları, Yatları, Helikopterleri, Otomobilleri, Sarayları, Ziyafet sofralarını sorgulamıyor, ekmek ve et kuyruklarında bekleşiyor, Pazar artıklarıyla besleniyor. Çocuğuna beslenme, kalem, defter alamıyor. Yoksullukla koyun koyuna olan insanımız, anamız, kardelşimiz, bacımız çöp konteynerlerdan öğün arıyor. Devletin kapısında bir paket makarnaya, bir çuval kömüre, nasıl muhtaç edildiğini neden sorgulamaz? Bunun için yoksuluz…
Bizi bu hale nasıl getirdiniz. Ne olduda bu ülke battı. Ya da batırdınız diye soramadığımız için yoksuluz. Herşeye şükürle başladığınız için, tanrı sizi cezalandırıyor desem inanın çoğunuz hiç şüphesiz inanırsınız.
Etienne de La Boetie ‘Gönüllü Kulluk’ kitabında derki; ‘eğer iki kuşak köleleştirilirse, bundan sonra gelen kuşak özgürlüğü hiç tanımadığı, görüp bilmediği için pişmanlık duymadan sisteme hizmet eder. Ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını, bunlar seve seve yerine getirir. Aradan 23 yıl geçti. O gün 10 yaşında olanlar, bugün 43 yaşında çoluk çocuk sahibiler.
Yeni yıla girerken makalemde bir mesaj yazmıştım. Hatırlamanız için tekrar kaleme aldım. ‘2025 yılında Sarayın ışıkları çok daha parlak yanacak… Senin sayende! Sarayın uçakları, lüks otomobilleri. Bakanların uçakları, lüks binitleri. Diyanetin lüks ve şatafatı hiç hız kesmeyecek, basiretleri bağlanmış milletvekilleri 2 yılda emekli olmanın çifte kavrulmuş maaş, komisyon ve huzur haklarıyla huzurlarını bozmadan lafazanlıklarını sürdürecektir’. Yalan değil! Değil mi?
Üzülmeyin; Vergi kutsaldır. Birileri için toplanır. Birilerinin banka hesaplarına, servetlerine aktarılır. Amerika’da, İngiltere’de, İtalya’da, İspanya’da, Somali’de Aile şirketlerinin yatırımlarına dönüşür.
Ekonomi mi? Eğitim mi? Sağlık mı? Tarım mı? Doğa mı? Ekonomik değerleri yüksek yeraltı ve üstü kaynaklar mı? Evrensel hukuku mu? Güvenlik mi? Devlet Otoritesi, Ceberut anlayış? Dış Politikada başıbozukluk? Ülke çıkarları, kişisel politikalar altında kalmışsa!
İflas kaçınılmaz. İflah olmak mümkün değil. ‘Türkiye iflas etti. Bunun farkında olmayan sadece Türk milletinin kendisi! Türk Milleti’nin direncini kırmak için Türkler borçlandırıldı. Yönetimden ve paradan el çektirildi. Borç batağına sürüklendi. Sonuç iflas ve teslimiyet olabilir mi?
Aydınlanma ışığını kapatarak kendi sağ politikalarını din sosu ile çeşnileştirip, ahlaksız ve çıkar odaklı politikalar, kullan at siyaseti içinde kaldık…