grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

HERŞEY AKIL DIŞI!

Modern Türkiye projeleri ve Çağdaşlık! Her şey sıradanlaştı. Aklını kiraya verenler. Kendine üst akıl arayanlar. Onlar kendi keyfinde… Kendi ve ülkesi rezilliğinin farkında olmayan bir akıl var!

Gündem Yayın: 24 Ağustos 2023 - Perşembe - Güncelleme: 24.08.2023 00:52:00
Editör -
Okuma Süresi: 8 dk.
Google News

HERŞEY AKIL DIŞI!

Modern Türkiye projeleri ve Çağdaşlık! Her şey sıradanlaştı. Aklını kiraya verenler. Kendine üst akıl arayanlar. Onlar kendi keyfinde…  Kendi ve ülkesi rezilliğinin farkında olmayan bir akıl var!

Ülke; katillerin, hırsızların, tecavüzcülerin, kula kul olanların, sokak kabadayılarının, mafya artıklarının, kadına, hayvana işkence edenlerin… Pedofili sapıklarının, tarikat ve cemaat oyuncularının… Resmi araçları babasının malı gibi, yakıtını cebinden koymuş, şoförün maaşını karısının gelirinden ödemiş gibi özel işlerinde kullananların, lüks ve şatafatı yoksul milletin sırtından yaşayan ahlaksızların… Memleketin demografik yapısını bozmaya yöneltilmiş işgalci mülteci ve sığınmacıların oyun parkına döndü. Burada akıl ve mantık çerçevesinde ne kaldıysa lütfen seçin…

Bu safahat geçmişten gelen, bugün önümüzden geçen kronolojik resmigeçittir…

Şeyh Sait. Derviş Mehmet. İskilipli Atıf… 80 yıl sonrası, 21 yılda daha da görünür hale geldi. Artık içimizde yaşıyor. Kendi kültür ve yaşam biçimini, cahilliği, görgüsüzlüğü yaya, yaya cadde ve sokaklarda. Onlar;  görünüm şekilleriyle artık ortada. Giysiler, yaşam yerleri, evler, sokaklar. Yaşama dair her şey. Yeme içme alışkanlıkları dâhil ortaçağ artığı bir kimlik yaratma peşindeler. Etkiledikleri ve etkilenenler sadece yoksulluktan arınma derdiyle değil. Uhrevi yaşamın daha kaliteli olacağı düşündüğü için bu soytarıların arasına karışmayı bir bok zannediyor. Kendilerinin de dahil olduğu toplum çürüyor farkında değiller.

Görünen o ki; zihniyet hiç değişmemiş… İnsanları köleleştiren aynı dil, aynı menkıbeler aynı metaforlar durmaksızın tepemizde. Dinsel sömürü sistemi olan Cemaat ve Tarikatı seçen halk bu gidişatı oylarıyla kutsuyor. Onlar sandıktan çıkıp geliyor. Devlet yıkılıyor.

Ayak takımı, Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmekten asla vazgeçmeyecektir.

Göz göre, göre ülkeyi satıyorlar. Özelleştirme idaresi satışa çıkardığı toprak bütünlüğü Avrupa’da 5 ülkeden daha büyük. Satılan kendi vatanı. Satılan devredilen kurum ve kuruluşlar kendi alın teri. İşgal edilen kendi yurdu. Caddeleri, sokakları, sahilleri, denizleri, gölleri ırmakları, içine sıçılan kendi ülkeleri. Ülkesinden bir haber yaşayan bir halk sadece lafazanlıkla ümmetcilik ve milliyetçilik papağanlığında.

Bir tarafta din soytarıları. Diğer tarafta sessiz işgal. Sadece bu şerefsiz akımı. Yok, ediliş projesi yıkılışı seyreden bizler. Düşünce artığı ortaçağ artıklarına dâhil olmuş mundar düşünceler ülkeyi karanlığa sürüklüyor.

Ülkeyi uçuruma sürüklemiş iktidarı artık biliyoruz. Yanındaki Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları payandaları da tanıyoruz. Birde muhalefet var. Ana karadan kopmuş, kendi dünyasında… Diğer yanda sokak sürtüğü bir sosyal medya trolleri… Bunlar kimin, neyin katrşılığı hangi ideolojinin artıkları?

‘Alt tarafı bir çiçek koklayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan sevip gidecektik bu dünyadan...

Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz.  

Vicdansızların, sapıkların, katillerin nefretin, cehaletin ortasına düştük’. Nazım hikmet.

İnsanın ülkesini sevmesi ne kadar zorsa, hainlik bir o kadar kolay... Milliyetçi ol. Muhafazakâr ol. Elinde kuranla, boynunda Muskayla dolaş. Ama hep cebinin içinde hainlik pusulası mutlaka olsun. Sapıklar, katiller cadde ve sokaklarda. Parklarda. Alışveriş merkezlerinde. Kasaya para öderken ya önümüzdeler, ya arkamızda. Otobüste, metroda, dolmuşta. Ne yöne dönerseniz dönün hemen yanı başınızda. Böyle korku ikliminin hızla yayıldığı bir ülkede, kolluk güçlerinin hangi anayasaya göre kuruluş olduklarını unut. Çünkü onların görev alanları halk değil. Halk onlar için bir meta. Maaşını veren, sırtına üniforma giydirip, eline beni koru diyerek verdiği silahın ana kaynağı. Halk; ideolojik bir kavram içinde o silahların kendine doğrultulabileceğini bilmiyor. 15 Temmuz bunun en açık göstergesi. Siyasal İslamcılarda duygu yoktur. Ahlak yoktur. Tüm bunların karşıtlığı namussuzluk boldur.

Bu ülkede; Halk için bedel ödeyenler… Diğer yanda kendi saltanatlarını korumak için 415 adet cezaevi yaptık diyenler! Var… Özgürlüğünü geri isteyen…  Çağdaş, Özgür ülkemi, ağır aksakta olsa, bugünden daha adil olan Adaleti geri istiyorum ve bunu alacağım diyende yok. Yalanı, talanı hırsızlığı, çöküşü alkışlayanlar var…

‘Biz çocuklar adil bir gelecekte yaşasın diye bu çileli yolu seçtik. Ne kadar başarılı olduk ya da olacağız o gelecek için ileride tarih kitapları yazar. Ama çocuğum yarın ‘Peki o günlerde sen ne yaptın?’ diye sorarsa başımı öne eğmeden gözlerinin içine bakıp anlatacağım bir mücadeleyi miras olarak bırakmak istiyorum. Gerisi lafu güzaf…

Hiç kimseyi öldürmedim. Hiç kimseye tecavüz etmedim. Hiç kimseye uyuşturucu satmadım. Bu topraklardaki herkesin yüreğine baharın gelmesi için yazdım. Şimdi ise hakkım olan yasadan faydalandırılmayıp 18 aylığına cezaevine gireceğim’. Barış pehlivan…

Mustafa Kemal Atatürk emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı bağımsızlık savaşı; yobazlığa, gericiliğe karşı uygarlık savaşı verip tam bağımsız, çağdaş Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Her iki savaşı Atatürk’e karşı kaybedenleri; emperyalizm ve gerici, bölücü işbirlikçileri bunun içindir ki; Atatürk’e düşmandır.

Dünya; zengin din adamlarının, yoksul ve aç insanlara erdem üzerine vaaz ettikleri bir rezillik yeridir… Umberto Eco.

DİB Ali Erbaş Cuma hutbesinde ‘Ders ve iş saatleri namaz saatine göre ayarlanmalı’… ‘Laik bir ülkede günde 5 kez derse, işe ara vermek mümkün değil’… Diyenlere yobaz çok öfkelenmiş ve kendi suratına yapışmış lakabını benim gibi düşünenlerin tamamına yapıştırmış. ‘Yobaz’! Bu yaftanın en çok kendine yakıştığını unutmuş karanlık çağ artığı…

Konya’da; Cuma namazını Bilal Erdoğan gelecek diye 35 dakika geciktiren imam varsa. Sizin namazınızda, niyazınızda bu kadar… Anladınız mı? Din bunların keyfiyetine göre. Başkanı böyle. Müftüsü öyle. İmam zaten O!

‘Aç insanların karnını doyurduğum zaman bana kahraman diyorlar. Bunlara neden aç olduğunu sorduğum zaman bana komünist diyorlar’. CHE

Monarşi ile yönetilen İran… 43 yıl önce halk ayaklanması ile devirdi… Şeriatı getirdi. Önce bu devrime öncülük edenler, sokak lambalarında, vinçlerin halatlarında asıldılar… Bugün İran’ın geldiği final ortada! Her türlü namussuzluğun din kisvesi altında nasıl çiğnendiği tüm Dünya biliyor, bir sen bilmiyorsan yaşadığını mı sanıyorsun…

İnsanların kendi korkularını yenmek için yarattığı, Tanrı’nın kullarını kendi keyfine göre cennete ya da cehenneme atarken, kulların iradeleriyle kutsadığı ve  “yeryüzündeki gölgesi” ilan ettiği diğer yer Tanrı’larının keyfi bir iktidar sürdürmeyi kendinde hak olarak görmesinin gerçeği, toplumsal kutsallığın ilanı değil, cehalettin kutsallığıdır…

Sadece seçtikleriniz suçlu değil. Sizlerde hırsızlar kadar suçlusunuz. Çünkü onlar çalıyor sizler seyrediyor sonra hırsızları savunuyorsunuz!

Gaziantep’te iki avukat Suriyelilere Türk’lere karşı birlik olmaya davet etti. Bursa Çarşamba’da Suriyeliler Sokağı oluştu. İstanbul’da ayakkabı imalatına Suriyeliler hâkim oldu. Ne anladın?

‘Bitten, açlıktan, sıtmadan betersiniz.

Yüz Türkiye olsa, elinizden gelse yüzünü de zincire vurur, yüz kere satarsınız.

Milletimin en talihsiz gecesi ana rahmine düştüğü gecedir’. Nazım hikmet

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.