grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

LAFAZANLAR YALAN ÜRETİYOR… DEMOGOGLAR ALKIŞLIYOR.

‘Ne kalem yazabildi halimizi, nede cümleler anladı bizi. Ünlem şaşkın, virgül eğri. Bir noktaya gizledik dertlerimizi’. Cemal Süreyya…

Gündem Yayın: 24 Mart 2024 - Pazar - Güncelleme: 24.03.2024 22:38:00
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Google News

LAFAZANLAR YALAN ÜRETİYOR… DEMOGOGLAR ALKIŞLIYOR.

‘Ne kalem yazabildi halimizi, nede cümleler anladı bizi. Ünlem şaşkın, virgül eğri. Bir noktaya gizledik dertlerimizi’. Cemal Süreyya…

O; boynundaki postal bağcığıyla kahramanlaştı. Siyasi otorite, yaptığı hizmetlerin ve bağlılığının karşılığı zatıâlileri kahraman olarak ödüllendirildi. Bir halis demir geçti özel harp dairesinin merdivenlerinden. Vücudunda 52 mermi yarasıyla…

Romalı ozan Horatios; ‘bir insanın vatanı için ölmesi güzel bir şey’ diye yazmış. Hemingway ise ‘eski çağ ozanları vatanı için ölmenin güzel bir şey olduğunu söylemiş. Modern çağın savaşlarında ölmekse ne onur kazandırır insana, ne asalet getirir. Bir hiç uğruna geberir gidersin’… Der.

Açıkça ifade ederim ki; kazanılmış bir zaferin, ölmüş bir asker için hiçbir anlamı yoktur.

Bir general bir askere yaralanması sırasında bir şeyler yapıp yapmadığını sorar. ‘Yapıyorduk’. Der… ne yapıyordunuz dediğinde! ‘peynir ekmek yiyorduk’… Şehitlik sıralamasında da, taşınmasında da. Hiyerarşik sistem dediler. Ve bir ahlaksız siyasetçi; ‘askerler ölmek için para alıyorlar’ diyecek kadar alçaklaştı. Maaşları sanki cebinden veriyordu. TV ekranlarında son dakika haber olarak geçen akan yazı içinde yer alan ‘Astsubaylıktan, Dış İşleri bakanlığına’  ifadesi kimin emriyle 5 saniye içinde silindi? Ya da bu cümle kime battı?

Tüm çalışanlar memurlar kendilerine emsal olarak hep Astsubay maaşlarını gösterdiler. Generaller silah arkadaşlarım dediği astsubaylar için ‘onlar memur değil’ diyemedi. Siyasetçi. Bu ahlaksız serzenişe ‘Doğru ya’ dedi. Gerekçesini generallerden dinledi.  Ve siyasetçi muvazzaf ve emekli subayların dâhil olduğu astsubayların dışlandığı temsil ve makam tazminatını subay lehinde yasalaştırdı. Yaptığı açıklamada ‘elimizde olsa komutanlarımıza daha çok verirdik’… Dedi. Hiçbir kurum çalışanı subay maaşlarını kendilerine temel alıp kıyaslama yapmadı.

Gözünüz aydın! Bugün siyasetçi ve üniformalı din baronları Astsubay maaşlarını asgari ücret seviyesinde tutmayı başardı. ‘Savaşları siviller çıkartır. Askerler savaşır’. Korkuyu ölüm besler. Siyasetçi kıçını dayadığı apoletlerden korktuğu kadar tanrıdan korkmadı.

13 yıl önceydi! Böyle yazmıştım.

Şehitleri toprağa vereli neredeyse 1 hafta dolacak. Öyle enteresan şeyler ortaya sürülüyor ki dinleyenin okuyanın kanı donuyor. TV’de emekli bir yarbay olayın içinde olan Astsubayın çağrısını anlatıyor. ‘Bölgede hareketliliği tespit ettik. Takviye gönderin’. Demiş. Takviye gelmedi. Hareketliliklerin bir saldırı hazırlığı olduğu artık aşikârdı. ‘Üstlerimi aradım takviye istedim. Yok, bir şey. Olağan hareketlilik’…  Diye cevap veriyorlar. Bir gün sonra saldırı gerçekleşiyor ve 14 şehit veriliyor.

‘Hakkâri’de şehit olan Astsubayın ihbarı değerlendirilmiyor. Astsubay üstlerinden,  “Yüklü katırlar içeri girdiler. Olasılıkla silah ve mühimmat taşıyorlar. İzin verirseniz müdahale edeceğim.”  Yukarıdan aldığı cevap. “Bırakın geçsinler.” Oluyor. Ertesi gün yükünü boşaltmış katırlar aynı yolu kullanarak geri dönüyorlar. Şehit Astsubay durumu yukarıya tekrar rapor ediyor. Müdahale için izin istiyor. ‘Dokunmayın çıksınlar’… Deniyor. Şehit Astsubayın bu ihbarı benzeri de şehit Asteğmenin günlüğünde meydana çıkıyor. Bu ülkenin evlatları bu kadar ucuz mu? Aklıma ‘Ben kaç lira ederim’ sorusu takılıyor.

Yıl 1986. Özel Harp hava harekâtı indirme eğitimi alıyorum. Eğitim alanında 2 adet UH–1 Genel Maksat helikopteri var. Eğitimi bir albay veriyor. Konuyu anlatırken her iki sözünün arasında ‘bu helikopterlerin kıymetini bilin. Bu araçlar olmazsa sırtınızda yükle bölgeye yaya gitmek zorundasınız ha!’ Diyor eğitmen albay… Ve ardından ‘bunların bir pat, pat yapması saatte 500 lira yakıyor. Ona göre.’. ‘Helikopterin bir pat, patı 500 lira ediyor da. Ben kaç lira ederim’? Bu sorunun cevabı açılan soruşturma. Yıl 2011 demek ki Türk Ordusunda 25 senede değişen çok şey yok. Çok pahalı uçar istihbarat aracı kaç Astsubay ediyor?

Ateş dolu bir tabut düştü evdeki yüreklere… Gencecik eşlerin, küçücük yavruların, saçı sakalı ağarmış babaların anaların başına.  Pisipisine şehit olunur mu? Haklı mıydı siyasetçi. Gerçekten Askerler ölmek için mi maaş alıyorlar? Veya bir generalin ‘vatan parayla sevilmez. Aldıkları maaş birçok sivil memurdan yüksek’ sözleri.

Gözünüz aydın paşa hazretleri! CB bile verdiği sözleri 9 boğumlu gırtlak içinde yuttu. Bizler, yani ben. Yani ben emekli astsubay. Ve benim gibi olan ömrü dağlarda, eğitim alanlarında, savaş, istihbarat kurslarında, savaşta, tatbikatlarda atış alanlarında. 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, ayda en az dört nöbet tutarak, fazla mesai adıyla zikredilen, yemek payı olarak verilen bir kuruş ek ödeme almadan emekli olmuş. 27 yıllık fiili hizmetimde 11 kurs görmüş, 8 yıl evine gitmemiş, 9 kez ülkenin değişik bölgelerinde görev yapmış bir adam olarak. Kıta yüzü görmemiş. Askerliği sırtına geçirdiği üniforma zanneden, askeri yargıçlar tarafından yargılanmış, suçlanmış, aklanmış ben. Helikopterden düşüp omuzum kırıldığında askerliğin a’sından bir haber pratisyen hekimin insafına kalıp 7 gün sonra kıtaya gönderilen ben… Bugün açlık sınırının da altına itilmişken, imamlar 3 saat mesaileri karşılığı şimdi benden yüksek maaş alıyorlarsa! Vatanın parayla sevildiğini senden mi öğreneceğim paşa hazretleri. Hiyerarşik sistemin bile içine ettiler. Bugün emekli bir Astsubay emekli bir uzman çavuşun altında maaşa mahkûm edilmiş ise siz bana namus ve şerefi anlatamazsınız. ,

Ve sen adı TEMAD olan kuruluşun başında oturan, kokteyli salonlarında poz vermeyi nasıl bir farkındalık yarattığınızın farkında değilsiniz. Kendi lüksünüzü ve sırtınızın sıvazlanmasının aktörlerisiniz. Sizler salon oyuncuları Emekli Astsubayların temsilcileri değilsiniz.

Beni vatan sevgisiyle sorgulayan paşa hazretleri. Senin benden daha çok vatan sevdiğini sadece kendine söylersin. Bana senin konforun ve adaletin lazım değil. Adamlığını ortaya koyman yeterliydi. Onunda ne kadar olduğunu 50 senedir görüyorum. Senin adaletin yerin dibine batsın.

Ve ben,,, %45 ile emekli oldum… Bana aç yaşa! Dediler. Onlar işkembelerini şişirerek çok sevdikleri vatan toprağından edindikleri servetlere Allah’ın mülkü kulpunu takan namussuzların yaşadığı bu aziz vatanda ben 27 yıl bekçilik yaptım.

Bana bir başka kazığı OYAK attı. Benden her ay kaynağından peşin keserek aldığı, kullandığı büyümesini sürdürdüğü dev kuruluş emekli olmuş astsubay bana; benim paramı iki parça halinde verdi. Bana yıllarca kendimi temsil etme fırsatı vermedi. Ziraat Bankasını dolandıran genel müdürü kendilerine genel müdür yaptılar.

OYAK 21 yıllık üyeliğim sonrası aldığım mesken kredi kalan borcunun tamamını bana güvenmediği için olacak ki? Gözünü kırpmadan birikimlerimden kesti. Bunun adı adalet oldu!

Benden kıtaya 5 yıl sonra çıkmış aynı hizmet süresi içinde emekli olmuş bir subaya ödediği OYAK İkramiyesi. Aradaki fark bana ödenen birinci ikramiyenin yaklaşık %90’nı civarındaydı. Bunun adına ya statü dediler. Ya da Adalet… Şimdi Subay, Astsubay arasındaki maaş uçurumunu anlayabiliyor musunuz?

Bu ikiyüzlülüğe Tanrılar bile isyan eder…

Ve ben iş aradım. Bir otel inşaatında depo bekçiliği teklif edildi. 1970 yılında bir şerefsiz adam; haklarını arayan biz astsubaylara ‘MAO’ askerleri kulpunu taktı.

‘Bitten, açlıktan, sıtmadan habersiz.

Yüz Türkiye olsa, elinizden gelse de,

Yüzüne de zincir vurur, yüz kere satarsınız’. Nazım Hikmet…

Yalan söylediklerini bizler biliyoruz…

Yalan söylediklerini kendileri de biliyorlar…

Yalan söylediklerini bildiğimizi de biliyorlar…

Yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerini bizler biliyoruz… Biliyoruz ama onlar hala yalan söylüyorlar.  Bu yalanlara inanan, inanmaya devam eden birde insan yığınlar var.

Susmak kabullenmektir… Bunun için susmuyorum. İyi biliyorum ki; isyanı olmayanın erdemi olmaz.

Bu ülkede zengin çalarsa ‘kleptomani’, yoksul çalarsa ‘hırsız’ deriz... Bizim haklarımızı kaç kleptomani hastası yok etti? Çünkü yoksul benden çalmaz. Çünkü bende yoksulum.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.