grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

İl Sağlık Müdürü Değirmencioğlu Obeziteye Dikkat Çekti

Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal veya aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır.

Sağlık Yayın: 04 Mart 2024 - Pazartesi - Güncelleme: 04.03.2024 21:47:00
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

4 Mart Dünya Obezite Günü

İl Sağlık Müdürü Dr. Ertan Değirmencioğlu 4 Mart Dünya Obezite Günü konulu basın
açıklamasında; “Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “vücutta sağlığı bozacak ölçüde anormal
veya aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmaktadır. Vücut ağırlığının (kg) boy uzunluğunun (m)
karesine bölünmesi ile hesaplanan “Beden Kütle İndeksi”nin 25’in üzerinde olması fazla kiloluluk,
30’un üzerinde olması ise obezite olarak değerlendirilmektedir. Fazla kiloluluk ve obezitenin
nedenlerinin birçoğu önlenebilir durumlardır; temel nedeni ise tüketilen ve harcanan kalori
arasındaki dengesizliktir. Fazla kilolu veya obez olmak hipertansiyon, hiperlipidemi, kalp-damar
hastalıkları, inme, tip 2 diyabet, bazı kanser türleri, kas-eklem hastalıkları ve solunum sistemi
hastalıkları gibi pek çok hastalık için riski arttırır.
Obezite tüm dünya ile birlikte ülkemizde de hızla artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 yılındaki
raporuna göre 2030 yılına kadar 1 milyar insanın bu hastalıkla yaşayacağı tahmin edilmekteydi. Dünya
Obezite Federasyonu’nun 2023 yılı raporunda ise 2020’de yaklaşık 1 milyar kişinin (her 7 kişiden 1’i)
obeziteyle yaşadığı; etkin şekilde müdahale edilemezse 2035 yılında dünya genelinde 1,9 milyar
kişinin (her 4 kişiden 1’i) obeziteyle yaşayacağı, dünya nüfusunun yarısının (4 milyar kişi) fazla kilolu
veya obez olacağı tahmin edilmektedir. Aynı rapora göre 2020 yılında her 11 çocuktan 1’inin obez
olduğu, 2035 yılına kadar %100’ün üzerinde bir artışla 400 milyon çocuğun obez olacağı öngörülüyor.
Çocukluk çağı obezitesinin artış hızı daha yüksek olup; obezitenin fiziksel ve ruhsal sağlığa ek olarak
akademik başarıyı da olumsuz etkileyeceği unutulmamalıdır. Sorun bir salgın hastalık boyutuna
ulaşmasına rağmen, neden olduğu zorlukların anlaşılamaması nedeniyle obezite ile mücadele oldukça
zordur.
Obezite ile etkin mücadelede için “önlemek” yani obezite ve komplikasyonlarının meydana
gelmemesi için uğraşmak esastır. Bu kapsamda toplum eğitimleri ve farkındalık çalışmaların
devamlılığı önemlidir. Obezite ile mücadele için tüm yıl/yıllar boyunca çalışmalar devam etmeli,
eylemler gerçekleştirilmelidir. “4 Mart Dünya Obezite Günü” gibi özel günler ise toplumda farkındalık
oluşturmak ve konuya dikkat çekmek için önemli fırsatlardır.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Bakanlığımız ve 81 İl Sağlık Müdürlüğü, 4 Mart’ta Dünya Obezite Günü için
belirlenen “Sağlıklı Beslen, Egzersiz Yap, Sağlıklı Kiloda Kal” ve “Haydi, Obezite ve
Gençliği/Yaşlılığı/Egzersizi vb. Konuşalım” temaları çerçevesinde etkinlikler planlanmaktadır.
Ülkemizde 2010 yılında uygulanmaya başlanan “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat
Programı Yetişkin ve Çocukluk Çağı Obezitesinin Önlenmesi ve Fiziksel Aktivite Eylem Planı”
güncellenerek uygulanmaya devam etmektedir. Ayrıca Bakanlığımızca uygulanmakta olan “Türkiye
Diyabet Programı” ve “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” da sağlıklı beslenme ve
obezite ile mücadeleye doğrudan ve dolaylı katkıları olan programlardır.
Obeziteden korunma ve obezite ile mücadelede en önemli iki unsur sağlıklı beslenmek ve fiziksel
aktivitenin arttırılmasıdır. Sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenmenin yanı sıra aktif bir yaşam için arttırılmış
fiziksel aktivite düzeyine dayalıdır.
Besin gruplarında yer alan besinlerden sağlıklı seçim yapılabilmesi için bireyin sağlık ve hastalık
durumu, yaş ve cinsiyeti, fiziksel aktivite ve fizyolojik durumuna (gebe ve emziklilik) göre; besinlerin
yapısal özellikleri, posa, yağ, tuz ve şeker içerikleri dikkate alınarak seçimler yapılmalıdır.

Sağlıklı yaşam için yetişkinlikte haftanın en az 5 günü ve günde en az 30 dakika orta şiddetli veya
haftada en az 75 dakika yüksek şiddetli; çocukluk çağında ise günde en az 60 dakika orta veya
yüksek şiddetli fiziksel aktivite yapılmalıdır.
Obezite de dahil, beslenme ile ilişikli kronik hastalıkların gelişimini önlemek için sağlıklı beslenme
kültürünün edinilmesi önemlidir. Bunun için bazı temel öneriler şöyle özetlenebilir;
 Küçük yaşlardan itibaren vücut ağırlığı, kan basıncı, kan şekeri düzeyi, kan yağları ve kemik
sağlığını olumlu yönde etkileyecek sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmalıdır. Yetişkin bireyler,
ilgili kontrollerin yapılması için düzenli olarak hekime başvurmalıdır.
 Beden kütle indeksinin 20,0-24,9 kg/m2 arasında olması sağlanmalıdır. Tip 2 diyabet,
kardiyovasküler hastalıklar gibi kronik hastalıklara neden olan, karın bölgesindeki aşırı
yağlanma olup; belirli aralıklarla vücut bileşimi değerlendirilmelidir.
 Sağlıklı bir vücut ağırlığının korunması sürdürülebilir olmalı, sık kilo alıp vermekten
kaçınılmalıdır. Bunun için uygun beslenme düzeni hem besin gereksinimlerini karşılamalı hem
de toplam enerji alımı toplam enerji ihtiyacını geçmemelidir.
 Besin çeşitliliği artırılmalı, her öğün her besin grubunda yer alan besinlerden biri seçilerek
gereksinim kadar tüketmeye özen gösterilmelidir. Günlük beslenmede mutlaka önerilen
miktarlarda su tüketilmelidir.
 Toplam ve doymuş yağ alımı azaltılmalıdır. Tüketilen doymuş yağ miktarı günlük alınan
toplam enerjinin %10’unu aşmamalıdır. Doymuş yağlar tam yağlı süt ve süt ürünleri ile et ve et
ürünlerinde bulunmaktadır. Günlük diyette az yağlı süt ve süt ürünleri ile et ve et ürünleri
tercih edilmeli, yemeklere eklenen doymuş yağ miktarı azaltılmalıdır.
 Yemeklerde, tereyağı, margarin, kuyruk veya iç yağı gibi doymuş yağlar yerine bitkisel sıvı
yağlar (zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü, soya yağı vb.) tercih edilmelidir.
 Şeker alımı azaltılmalı, tüketilen basit şeker miktarı günlük alınan toplam enerjinin %10’unu
geçmemelidir. Eklenmiş şeker içeren pastane ürünleri, hamur işleri, tatlı, çikolata ve hazır
paketli ürünlerin tüketimi azaltılmalıdır. Şeker eklenmiş içeceklerden de sakınılmalı, meyve
suyu yerine meyve tüketilmelidir. Hazır paketli meyve suyu kullanılacak ise eklenmiş şeker
içermeyen, %100 meyve suları tercih edilmelidir.
 Glisemik indeksi (karbonhidratların kan şekeri düzeyine olan etkisi) yüksek olan besinler daha
düşük glisemik indeksli alternatifleri ile değiştirilmelidir. Örneğin, beyaz ekmek, pirinç pilavı,
beyaz un yerine esmer ekmek, bulgur pilavı ve esmer un tercih edilmelidir.
 Sebze, meyve, tam tahıl, kuru baklagil ve yağlı tohum tüketimiyle posa alımı arttırılmalıdır.
 Sebze ve meyvelerin mevsiminde tüketilmeli ve günde en az 400 g sebze ve meyve
tüketilmelidir. Ana yemeklerde sebzelere yer verilmeli, ara öğünlerde ise meyveler yer
almalıdır. Sebze ve meyve tüketiminde çeşitlilik sağlanması da önemlidir.
 Aşırı protein tüketiminden kaçınılmalıdır. Yüksek proteinli beslenmenin idrarla kalsiyum
atımını artırarak osteoporoz gelişimini tetiklediği bilinmelidir.
 Haftada en az iki kez (300-500 g) balık tüketmeye özen gösterilmelidir.

 Her gün 2-3 su bardağı süt ve/veya yoğurt tüketilmelidir.
 Hazır paketli ürün tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bu ürünlerden daha sağlıklı olanların
seçilebilmesi için gıdaların ambalajı üzerinde yer alan besin etiketleri değerlendirilmeli, yağ ve
şeker içeriği düşük olanlar tercih edilmelidir.
 Uygun pişirme yöntemleri kullanılarak yemeklere eklenen yağ miktarı azaltılmalıdır. Örneğin
besinleri kızartmak yerine haşlama, buharda, ızgarada, fırında veya mikrodalga fırında
pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.
 Tuz, tuzlanmış ve tuz içeriği yüksek besinlerin (turşu, salamura besinler, zeytin vb.) tüketimi
azaltılmalı, yemeğin tadına bakmadan tuz ilavesi yapılmamalıdır. Kullanılan tuzun iyotlu tuz
olmasına dikkat edilmelidir.
 Sıvı tüketimi artırılmalı; günde en az 8-10 su bardağı (2,5-3 litre) su tüketilmelidir. Vücut
ağırlığına göre günlük 35 ml/kg sıvı tüketilmelidir. Hava sıcaklığının fazla olması, ateş, diyare ve
kusma gibi durumlarda günlük sıvı alımı arttırılmalıdır. Kafein içeren içecekler, günlük alınması
gereken sıvı hesabına dahil edilmemelidir.
 Kafein içeren kahve türleri ve gazlı/gazsız içeceklerin ve enerji içeceklerinin tüketimi
sınırlandırılmalıdır. Sağlıklı yetişkinler için günlük 100-300 mg kafein alınabilir; ancak bu
miktarlar hipertansiyon ve kalp ritim bozukluğu olan kişiler için uygun olmayabilir.
 Düzenli yemek yeme alışkanlığı edinilmeli ve geç saatte yemek yemekten kaçınılmalıdır. Ev
dışında yemek yeme sıklığı azaltılmalı, yendiği zaman az yağlı yemekler tercih edilmelidir.
 Fiziksel aktivite artırılmalı, yemekten 2-3 saat sonra egzersiz yapma alışkanlığı kazanılmalıdır.
Her gün en az 5.000 adım yürüyüş yapılmalı, zamanla adım sayısı 10.000 adıma çıkarılmalıdır.
Obezitenin Tedavisi Nasıl Yapılır, Nerelere Başvurulur?
Obezite, tedavi edilmediği takdirde yan etkileri ile yaşam süresini kısaltan, yaşam kalitesini bozan bir
hastalıktır. Tedavisinde ise tıbbi beslenme (diyet), egzersiz, davranış değişikliği, ilaç ve cerrahi tedavi
yöntemleri uygulanabilir.
Diyetisyenlerce yapılacak değerlendirme sonucu bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite düzeyine,
fizyolojik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına uygun, yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayacak bir
plan yapılması, diyet tedavisini oluşturmaktadır. Başarılı obezite tedavisi için hızlı ve hatalı kilo verme
yöntemlerinden uzak durulmalıdır. Obezite tedavisinin başarılı bir şekilde yürütülmesi için; “diyet,
egzersiz ve davranış değişikliğini” içeren üçlü tedavi programı; hekim, diyetisyen, fizyoterapist,
egzersiz uzmanı ve ihtiyaç halinde psikiyatrist ve psikolog gibi meslek gruplarından oluşan bir ekip
tarafından uygulanmalıdır.
Fazla kilolu ve obez bireyler, beslenme ile ilgili konularda doğru bilgi edinmek ve diyet tedavisi almak
için İlçe Sağlık Müdürlükleri, Toplum Sağlığı Merkezleri ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinde verilen
beslenme/obezite danışmanlığı hizmetinden yararlanabilir.” Dedi.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.