grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

BİRGÜN AKIL BAŞA GELİR Mİ?

Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu. Nazım Hikmet Ran

Gündem Yayın: 17 Nisan 2024 - Çarşamba - Güncelleme: 17.04.2024 23:07:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

BİRGÜN AKIL BAŞA GELİR Mİ?

Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu. Nazım Hikmet Ran

Yerel seçimler bitti. Ama ne dedikodular, ne şaibeler, nede öne sürülen iddialar bitti. Açıkça ortaya binlerce sayfa yolsuzluk, hırsızlık vurgun içerikli iddiaları ile dolu belgeler döküldü. Ellerinde belgelerle kameralar önüne çıkan çiçeği burnunda yeni Belediye Başkanları, eski başkanların lüks ve şatafat içinde sürdürdüğü görüntüleri ve yolsuzluk içeren belgeleri gösteriyorlar. Görüntüler hırsızlığın vurgun ve talanın dışında mide bulandırıyor. Adamlar milletin parasıyla kendilerine saltanat kurmuşlar. Saltanatlarına! ‘mahremiyet’ diyecek kadar alçaklaşıyorlar. Milletin malı bunların mahremiyeti oluyor!

Kazanan CHP’li başkanlar, AKP’li Başkanların yarattığı hukuksuzluğu yargıya taşıyacaklarını, yargı karşısında hesaplaşacaklarını açıklıyorlar. Sonuç için mi, yoksa halkın gazını almak için mi gidecekler yargıya! Parti devletinde adalet aramak, GEY’den çocuk beklemekten hiçbir farkı yoktur.

Ve yeni Belediye Başkanları eski Belediye Başkanlarının savurganlığını, yolsuzluğunu, hırsızlığını paşa, paşa milletten topladığı vergilerle ödeyerek 5 yılı tamamlayacaklardır. Her türlü kepazelik yapanın yanına kâr kalacak…  yeni başkanlar 5 yıl süresince devamlı sızlanacaklar, elleri kolları bağlı olduğu için hiçbir şey üretemeyecekler. Bir sonraki seçimlerde oturdukları koltukları hırsızlara yeniden teslim edeceklerdir. Bu ülkede genel seçimler dâhil, hep böyle olmuştur. Zira hırsızların kamu borçlarını ödeyen başkanlar ve iktidarlar seçildikleri şehre ve ülkeye hizmet üretemeyecek, icra kıskacında, borç çengelinde kalacaklar ve halk hizmet alamadığı için eskiye yani kendi hırsızına tekrar dönecektir.

Kapılara binalara milyar liralık borç ve yolsuzlukları içeren çarşaf listeler asmak çözüm üretmiyor. Buna en güzel örnek Kırşehir. 5 yıl önce astığı liste, ödenen borçlar, hizmet alamayan şehir. Selefin borçları paşa, paşa ödendi ve bitti. Şimdi bu şehir hizmet bekliyor. Göreceğiz! Diğer şehirlerde görecek.

İktidarı; CHP’nin akılcı politikaları değil, AKP’nin kötü politikaları geriye itti.

Daha durun bugünler daha iyi günleriniz demişti!

Yıllarca yalanla aldattılar. Yıllarca sahtekârlıklarla avuttular. 22 yılda koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletini tüm unsurlarıyla parti devleti haline dönüştürdüler. Ormanları, yaylaları, yeraltı ve üstü kaynakları, kıyıları limanları otelleri koyları, adaları yalıları Araplara, Yunanlılara, İtalyanlara, Ruslara, İsraillilere sattılar. Ülkeye 17 milyon mülteci doldurup Ortadoğu çöplüğüne çevirdiler.

Koskoca ülkeyi yediler! Sattılar, talan ettiler kimseden çıt çıkmadı. Uzaya çıkacağız derlerken pazara çıkamaz olduk. Kira öder gibi ev alacağız derken, ev alır gibi kira öder hale geldik. Şimdi emekli kendine pay çıkartıyor. Hadi be!

Akıl almaz cehalet tüm ülkeyi etkisi altına aldı.

Dünya bankası; söylenecek yalanları biten iktidara şartlı 32 milyar dolar borç vermişmiş! Bir parmak bal eskiye döndürür topunuzu!

Bedava yaşıyoruz, bedava;

Hava bedava, bulut bedava; 

Dere tepe bedava; 

Yağmur çamur bedava;

Otomobillerin dışı,

Sinemaların kapısı,

Camekânlar bedava; 

Peynir ekmek değil ama

Acı su bedava;

Kelle fiyatına hürriyet

Esirlik bedava;

Bedava yaşıyoruz, bedava... Orhan Veli Kanık

Babalar gibi satarım dediler, cumhuriyet birikimlerinin tamamını 71 milyara satıp, üzerine 550 milyar dolar borçlandılar. Cehaletin ferasetine güvenen iktidar 22 yılda ürettiği yalanlarla, dış güçler hikâyesiyle, kıskanan Almanya hikâyeleriyle 71 kez yerli otomobil üretti. 32 kez petrol buldu. 5 kez elektrikli traktör yaptı. 4 kez uçak üretti. Silah fabrikasını 50 milyon dolara satıp, 55 milyon dolara uzay bileti alıp uzaya bir kelle gönderdi. Bunca konfora, büyümeye, kıskanılmaya rağmen ne hikmetse onların aç gözlerini doyuramadık. Onların gözlerini doyurmak isteyen bugün aç gezen emeklilerin ta kendileri!

Ülke yanıyor. Lüks ve şatafattan ödün veren yok. 8 uçakla Kıbrıs’a pikniğe gidiyorlar. Bakanların altında uçak filoları, lüks otomobil filoları.  Tüm bu şatafat içinde yaşayan siyasilerin gözleri hâlâ halkın cebinde.

Bir AKP Milletvekili, Zehra Taşkesenlioğlu. En üst derece devlet memuru yaptığı kocayı boşamak için 300 milyon nakit, İngiltere’de çiftlik, Afrika’da madenler, 82 milyonluk yat, 100 adet gayrimenkul ve taşınmaz, 1 adet AVM, 180 milyon dolar para, 2,5 kg altın edinmiş milletvekilliği süresince.

Bir AKP milletvekili Şebnem Bursalı basit bir memur olan ablasının kocasını Hollanda büyükelçiliğinde avro üzerinden yüksek maaşlı memur yapıyor. Sadece Istakoz yemek için Monako’da Istakoz ziyafetinden pozlar paylaşıyor. Ve bir diğeri! Özel uçakla Fildişi sahillerine. Maldivlerde tatilde. Günlük harcadığı para 186 bin liraymış. Çok değil 6 bin dolar. İşte böyledir zenginin malı yoksulun çenesini yorar. Bunun içindir ki; İnekliğin âlemi yok.

Ayakkabı kutularında çıkan paraları, rüşvete faiz vererek misliyle geri ödenmesini, sıfırlanamayan paraları, kaçakçının önüne yatan bakan efendi, kol saatlerini, sarayları lüks ve şatafatı, yatak odalarındaki kasları para sayma makinelerini unuttuk. Koalisyon ortağı FETÖ aşkını kimse aklına getirmiyor. Neden? Hani çok özlemiştiniz şerefsizi!

'Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler;

Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! Dediler…

Künyeni almak için, partiye ettim telefon.

Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler'! N. Tevfik.

Kömür Makarna siyaseti.  Milleti, milletin parasıyla uyutma, kandırma siyaseti. Bu siyasete ayak uyduran bir kısım orta oyuncuları. Kirli ilişkiler. Yüz liraya satılan oy. Hürriyetini satan vatan haininden çokta farklı değildir. Zaten aç bırakılmışsın. Zaten sürünüyorsun. Kimin k… kılı oluyorsun.  Oğlunu yargıya vermeyen. Koskoca bir ulusa meydan okuyan bir diktatöre boyun eğmek forsalıktır. Esirliktir. Kendi ülkende tutukluluk halidir.

Bu ülkeyi tam 22 yıldır kim yönetiyor? Marslılar olabilir mi? Yoksa Venüslüler? Ben yalnızca Türk olmayan bir cumhurbaşkanının varlığına tanıklık ediyorum.  Bunlar bu ülkenin insanını ya yok sayıyorlar. Ya da adamdan saymıyorlar. Öküz öldü ortaklık bozuldu. Din, iman Allah kitap bitti. Yerini hakaretler, karalamalar birbirini bitirme, yeme, harcama, alta verme yarışı aldı.

Şimdi birileri zevahiri kurtarmak için aklanma peşinde. Ortaya çıkan onca hırsızlık ve talanı örtmek için bir dizi kanun çıkartıyor. Oğulcuğunu, gemicikleri edindiği haksız kazancı ve serveti örtme telaşında. Kanun dışı, gayri ahlaki ilişkilere bulaşmış bakanlarını, bakan oğullarını, genel müdürlerini kurtarma telaşında. Sürgünler, atamalar, görevden almalar gırla gidiyor. Yeni yepyeni bir anayasa yapıp zevahiri kurtarmak gerekir.

Siyasi ortağını örgütlü paralel devlet olarak suçlarken.  Diğeri ortağının yediği haltları ve pisliği ortaya dökme peşinde. Artık yeter be! Diyemiyoruz. Ortaklar birbirinin kıçını açarken tüm rezil ilişkilerini ortaya döküyorlar.

Cumhurbaşkanının güvenmediği yargıya ben niye güveneceğim. Gırtlağına kadar siyasete bulaşmış bir yargı. Yine de bu yargının içinde şerefli onurlu yargıçlar mutlaka var. Onlarında gırtlağını emir kulu Adalet bakanı sıkıyor.

Avrupa uyarıyor. Amerika uyarıyor. Yargıya müdahale etmeyin diyor. Ortaya dökülen rezaletin ve kepazeliği ve işlenen suçlarının ucu kendisine dokunacak. 20 yılda ulaştığı servet için ülke borçlarının %50’si diyorlar.

Hırsızlığın. Rüşvetin, Dolandırıcılığın, Kalpazanlığın, Kaçakçılığın, Komisyon paylarının, ahlaksızlığın, Kepazeliğin, şerefsizliğin üstünü örtme gayreti olan bir kimliğin arkasından koşmak. Onca yalana inanmak. Bu işi başkaları yapmıştır demek kadar aptalca. Umarsızca. Farklı bir anlayış var mıdır? Bal tutan parmağını, Ördek tutan B… yalasın. Var mı böyle ahlaksız anlayış.

Orhan Veli sizi yazmış. Sokaklarda it gibi gebermek. Birilerine saltanat sunmak. Aradaki farkı anlayamamak.

Dünyanın hiçbir ülkesinde iktidarların bulaştığı bunca pisliği sandıkla temizlemezler. Yargıyla temizlenir. Bunların güvenmediği yargıya darbe yapacaklar korkusuyla generaller aydınlar niçin tutukladı. O gün güvenilen yargı ne oldu da bugün güvensiz oldu. Kepazeliğin gelip dayandığı nokta bugün bu oldu.

İktidarı sandıkta düşürmeyin. Onların uzantısı olan belediyeleri düşürün. Belediye Başkanlarının, yardımcılarının edindiği ve ulaştıkları servetin hesabını sorun. Neydiler ne oldular. Bu milletin parasını pulunu yoksul edebiyatıyla nasıl hiç ettiler.

Bu ülkede ivedilikle ahlak yasaları çıkartılmalı diyoruz. Diyoruz da ahlaksızlar ancak kendilerini koruma yasası çıkartırlar. Bunların hepsinin başladıkları gün beyan ettikleri mal varlıklarını, bugünde açıklasınlar.

Milletin parasıyla seçim hazırlığı ve propagandası yapıyorlar. Bunlar bizi iyi tanıyor. Akşam yediğini sabaha unutur diyor. Unutmadığını bunların burunlarından fitil, fitil getiremediğin için sende işlenen onca suçun ortağısın.

Paran kadar siyaset. Parana göre siyaset. Bu gayri ahlaki üretime, eyvallah diyen ve bu anlayışın hiçbir yerinde olmayan halk. Ahlakın ve ahlaksızlığın dumura uğradığı bir süreç yaşıyoruz. Paranız varsa veya siyasetin sapıyla devletin bir yerine yamanmışsanız işiniz kolay.

Utanmıyorlar, arlanmıyorlar. Kirli siyaset yapıyorlar. Bu anlayışta ahlakın boyutu ne kadar olur dersiniz? Hırsızlıktan utanmıyorlar, arsızlıktan utanmıyorlar. Milleti hiç umursamıyorlar. Üstelik bu milleti. Kendi parasıyla soyuyorlar. Ülkenin şu haline bir bakın.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.