BAYRAM GELMİŞ NEYİME!
Yine de tatilin tadını çıkartın. Adına bayram diyoruz ama kime bayram, kime tatil, kime zindan!
BAYRAM GELMİŞ NEYİME!
Yine de tatilin tadını çıkartın. Adına bayram diyoruz ama kime bayram, kime tatil, kime zindan!
Yer altı kaynaklarımızı sattık! Yer üstündekileri de sattık! Şimdi bayram zamanı…
Şimdi havayı betonla doldurup onunla yaşamaya çalışıyoruz.
Gelin görün ki, bunu dert eden kimse yok. Şimdi bayram zamanı…
Şeyhlik, şıhlık kavramı, beş bin yıl önceki totemizm kavramının insana dönüşmüş hali içinde yaşıyoruz.
Bu toplumda şeyh, şıh çok, fakat tek filozofumuz yok. Nasılsa doktorları da kovduk. Diplomasızların yönettiği ülkede ‘diplomaya ne gerek var’ diyen tarikat kucağından çıkmış, diplomasız Rektörlerimiz var! Şimdi bayram zamanı…
O nedenle olguyu okuyamıyoruz. Bu nedenle, yaşadığımız ve yaşatılan her türlü melaneti çözmesi için Allaha havale edip sonuç almayı umuyoruz!
Biyolojik yönden aklı bozuk insanların evliyadır diye peşlerinden koşup, ‘Benim halim ne olacak’? Diye soranlarımız var! Verilen cevap ‘sabır’… Şimdi bayram zamanı…
Milletçe bulanık bir suya düşmüş gibiyiz… Bir insan suya düştü mü, iyi mi-kötü mü yüzdüğünün önemi yoktur. Su üstünde kalması önemlidir…
Kirli bir dönemde yaşadığımızı biliyorduk. Amerika’dan adalet bekledik. ‘Akıllı ol’! Dediler. Gözlerimiz fal taşı gibi açıldı. Umutlandık. Olmadı rahip Bronson uçup gitti… Organize Suç Örgütü Liderinden destek aradık. Seçimler her şeyin üzerine tuz-biber ekti! Ne yaşadıklarımız, ne Amerikalının adaleti, nede suç örgütü liderinin Arabistan’da bir otelden ettiği lakırdılar seçimleri hiç etkilemedi. Şimdi bayram zamanı…
İktidarın gönüllü ortağı Devlet Bahçeli; ‘Kimse İçişleri Bakanı'nın boynuna tasma geçiremeyecek’! Dedi. 17 milyon mülteci ve ‘komşusu açken tok yatan bizden değil’ felsefesine uyumlu olarak, etnik ayrımcılığı bir kenara iterek boyumuza ve boynumuza göre hazırlanmış tasmaya gönüllü olduk! Pazar artıkları, çöp konteynırları, ekmek ve et kuyrukları yaşamın bir parçası haline gelirken. Bir siyasetçi filozofik bir laf etti. ‘Kuru Ekmek Yiyorsa Doyuyordur. Hallerine şükretsinler’ dedi. Bir başkası; ‘canım et çektiğinde bir kuzu alıp kesip yiyorum. Sizde öyle yapın’… Dedi. Bu lakırdılara en çok kuru ekmekle beslenenler ve kuyruk çilesinde ötenler sevindi. Ve bu yoksulluk her seçimde ayrıcalıklı kimlikleri oylarıyla kutsamanın önüne geçerek, onları ‘Yer Tanrıları’ olarak ilan ettiler. Şimdi bayram zamanı…
Mesela İnsan onuruna yakışır yaşayalım dedik. Yarı aç yarı tok. Borç bini geçmiş. Ulu bir ses dedi ki! ‘Yoksullar; biz zenginlerden bin yıl önce cennete girecekler’. Ve o ulu ses devamla; ‘yoksulların yeri göğün 7nci katında şehitlerle aynı yerde. Bir tarafta erkekler için 40 huri, kadınlar için 80 Nuri olacak. Ayaklarınızın altından Kevser şarabı akacak. Tonlarca yiyeceksiniz. Ama sıçmayacaksınız’! Diye müjdeler verdiler. Buna en çok fakirler sevindi. Şimdi bayram zamanı…
Bunca güzel yaşam müjdesi. Bir elimiz yağda, bir elimiz balda, gönlümüz cennette, şeyimiz şeyde derken, tok mideyle ağzımızdan üç beş cümle kaçtı!
Bu ülkede; Suç örgütleriyle işbirliği yapan siyasiler, yargısız infazlar, faili meçhul cinayetler, uyuşturucu kaçakçılarıyla yapılan gizli-kapaklı işler yapanlar baş tacı olmasınlar dedik! İhale takipçileri, komisyon için kıç öpenler için siyasi ahlak yasaları çıksın dedik. Türkiye suçlular cenneti olmasın, ülkedeki çürüme engellensin, özgürlük, refah ve güvenlik sağlansın! Dedik! İlk cevap geldi. ‘Sen ne diyon lan’! Milletin istediği cevapta tam buydu! ‘Bu ne diyo lan’! Şimdi bayram zamanı…
Bu ülkede, bugün; gerçek aynıyla vaki hal budur. Mustafa Kemal Atatürk saltanatı yıkıp milletin hâkimiyetini kurdu. Bunlar sıcak para komisyonları ve borsa vurgunlarıyla, milletin sırtından kendi kafalarına göre bir rejim icat edip, saltanatlarını kurdular… Gerçek böyleyse, takmayın kafanıza şapkadan başka tepelik. Şimdi bayram zamanı…
Çok çalıştık. Her türlü kepazeliğe rezilliğe çok çabuk alıştık. 9 gün tatili bayram adıyla, bayram yapmak için hak ettik. Milletin sırtından beslenen bir şerefsiz ‘milletin A… amma koyduk’ dedi ve kabullendik mi? Mesele kalmamıştır.
Toplantı bitmiştir arkadaşlar. Bayramdan sonra ben Amerika’dan döndükten sonra görüşürüz. Baş imam İngiltere’de ki malikânenin badana ve boya işleri için yurdumuzdan bayram süresince ayrılacaktır. Sizin için şimdi bayram zamanı…
Akaryakıtta bugün 3 kuruş indirim, yarın 5 lira bindirim var. Deme!
Bunların ne mal olduklarını biliyoruz. Deme!
Ülkenin soyulduğunu biliyoruz. Deme!
Soyduklarını biliyoruz. Deme!
Ortaya dökülen rezilliğe kepazeliğe rağmen bu hırsızların peşinden giden bu milletin aymazlığı nedir! Deme!
Çıldırma! Şimdi bayram zamanı…
‘Hükümete komplo kurmuşlar, enflasyonun zirve yapmış olmasına, liranın yerlerde sürünür hale gelmesi halinde müsebbibi dış güçler, Zamları Allah yapıyor, Son Peygamber Tayyib’ diyenlere sakın kızma. Şimdi bayram zamanı…
Ulan bu ülke Diego’nun ahırımı lan! Deme… Sus Mustafa!
Bugün bayram. Deliye her gün bayram olduğu günlerden değil.
Çalarak, soyarak, milleti yoksulluğa iterek doyanların. Ülkeyi parsel, parsel satanların, pazarlayanların, ülkenin demografik yapısını altüst edip silahsız işgale geçit veren, proje unsuru kimliksizlerin. Ülkeyi savunmak yerine, bir avuç siyasetçiyi hırsızı ve talancıyı koruyan ve savunan üniformalı din baronlarının! Ülkeyi acz içine düşürerek yaşamlarını milletin sırtından perçinleyerek ömürlerinin her dakikasını bayram olarak kutlayanların değil, hayatı insanlığa zindan edenlerinde değil. Yaşamı insan olmanın erdeminde sürdüren herkesin bayramını kutluyorum. Özellikle gençlerin ve çocukların aydınlık saçan, aydınlık yüzleriyle dünyaya gülümseyen, çağdaş yaşam normlarını yakalamış, bağımsız ve özgür Türkiye kurmaları dileğiyle göz ve yanaklarından öpüyor bayramınızı kutluyorum.
Şimdi bayram zamanı… Uçak biletlerinde indirim var. Yol ve köprü ve tüp geçit fiyatına Amerika’ya gidiş dönüş uçak bileti var. Birde ibişlerin rol kestiği çadır tiyatroları.
Fırsat bu fırsat. Ben Amerika’ya gidiyorum! Kiraya verilecek gök delende daireler, çiftlikte üretim ne halde görmem gerekir. Ben bayrama gidiyorum.
