grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

DERTLER BİTECEK Mİ? HİÇ SANMAM.

Bir ülkede cehaletin kutsadığı görgüsüzlük şımarıklık, sonradan görmelik hâkim kılınmışsa sonuç alınmaz… Bugün böyle, yarın meçhul!

Gündem Yayın: 03 Nisan 2024 - Çarşamba - Güncelleme: 03.04.2024 00:14:00
Editör -
Okuma Süresi: 8 dk.
Google News

DERTLER BİTECEK Mİ? HİÇ SANMAM.

Bir ülkede cehaletin kutsadığı görgüsüzlük şımarıklık, sonradan görmelik hâkim kılınmışsa sonuç alınmaz… Bugün böyle, yarın meçhul!

Ülke hiç gecikmeden 1 yıl içinde genel seçimlere gitmeli. Seçimler bugünden konuşulmalı. Muhalefet iktidarı zorlamalı. Bu rüzgâr Türkiye’yi düzlüğe, güvenli limana götürecek kadar güçlü.

Seçimler bitti. Sonrası. Olağanüstü bir şey olmazsa 2028’de. Bu zaman aralığı çok uzun bir süreç. Yerel seçimler iki ismi işaret ediyor. Türkiye ikisinden birini cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor. Ya Ekrem İmamoğlu, ya da Mansur Yavaş.

‘Hangi iktidar din sömürüsüne dayanmış, mutlaka yıkılmıştır’. Uğru Mumcu…

ANAP’ı 1989’da yerel seçimler yıkmıştı… ANAP’ta sırtını tarikatlara, cemaatlere dayamıştı. Bugün adı sanı bile kalmadı… Düzen partilerinin sonu hep böyledir. AKP’yi de aynı sonuç bekliyor.

Açıkça, ‘Oy vermezseniz hizmet alamazsın’… Diyen adam. Kaybetti. ‘Bana oy vermezseniz ‘emekli maaşlarını alamaz’… Diyen adam kaybetti. ‘Küfe benim sırtımda’, ‘ne verirsek yutuyor adeta bir dipsiz kuyu’… Diyen adamı kaybetti. Şehide ‘kelle’ diyen adam kaybetti.

Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Ayyaş’ diyen, Ayasofya üzerinde oynanan dinsel oyunlar içinde Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusuna edilen hakaret, millete kılıçla meydan okumak kaybettirdi.

Cennet hikâyeleri. 7 katta sunulacak saltanatlar yalanı avutmadı. 40 huri, Kevser şarabı akan ırmaklar, tarikatların inanılmaz servetleri onlara sunulan istisnai farklılıklar kaybettirdi.

‘Bunlara öyle bir çakalım ki! Bidaha bellerini doğrultamasınlar’... Diyen adam kaybetti. ‘Sürtük, Çapulcu, Çürük, Cibilliyetsiz, Şerefsiz, Eşkıya, Haysiyet fukarası, Kan emici, Geri Zekâlı Onursuz, Vatan Haini Adi, Zillet’… Diyen adamı kaybetti.

Gerekirse şu mücadeleyi verirken, eğer benim komuta merkezim bana papaz elbisesi giyeceksin diyorsa gider papaz elbisesini giyerim. Niye bizim mücadelemiz sıradan bir mücadele değil’…  Diyen adam; üzerine prova edecek papaz elbisesi bulamadığı için kaybetti. Açıkça Parti devleti kurup, Adaleti yok ettiği için, Kuvvetler ayrılığını kaldırdığı, Tek adam rejimiyle talan ve vurgunun kapılarını aralayan, denetim mekanizmasını yok eden işlerin aktörü olduğu için kaybetti. Askeri okulları kapatıp, Atatürkçü, Cumhuriyet ve devrimlere bağlı subay ve astsubayları tasfiye ederek devşirme ordu haline getirdiği, parti ordusu yarattığı için kaybetti. Üniversiteleri tarikat yuvaları haline getirip, Milli Eğitime bağlı okulların tamamını Cemaat ve tarikatların eğitim kurumu haline getirdiği için kaybetti. İstanbul’da, Adalet sarayında açılan hilafet bayrakları, şeriat sloganları kaybettirdi.

Çocukları koruyamadığı için. Kadınları cinayetlerin hedefi haline getirdikleri için kaybetti. Tencere ve yoksulluk değil kaybettiren, Mültecilere tanınan akıl almaz ayrıcalıklar kaybettirdi. Yüksek enflasyon, içi boşaltılmış hazine, yüksek dış borç, işsizlik, yoksulluk yaratan düşünce kaybettirdi.

Arap sevicliği, ülkenin yerüstü ve altı zenginliklerin satılması, ormanların talanı, kıyı yağmacılığı, ülkede Katar için ülkeyi akıl almaz şekilde pazarlayan, cumhuriyet birikimlerini hacet mezat satan, peşkeş çeken, yağmaya göz yuman tüm bu yağma için yırtınan akıl, 55 milyon dolara uzaya gönderilen turist. Bunları hangi aklın ürünüdür diye düşünemeyen akıl kaybettirdi.

Hani demişti ya! ‘Durun bakalım bugünler daha iyi günleriniz’… Bu günler AKP için iyi günler.

Sen oy ver, iktidara getir. O senin ciğerini söksün. Din gibi temiz bir duyguyu, politika gibi kirli oyunlarına alet ettiler. Bunun tek nedeni; bizim uyurgezer halimizin onları cesaret sahibi yapmasıdır. Sonuçlara inanamıyorum! Millet uyandı mı?

Bu ülkede sorunlar hiç bitmedi. Toplum değişmedikçe ülkede hiçbir şey değişmeyecektir.

Harami düzeninin beslediği sistemden adalet aramak ahmaklıktır.

Türkiye kuruluş değerlerine hızla dönmelidir.

Bu sembol içinde ‘yoksulluk kader’ diyen, kendilerine saltanat kurup Atatürk’e sövmenin düşünce özgürlüğü olarak değerlendiren tarikat yargıçları da olmalı. Olmalı ki bu millet cumhuriyetin aydınlık mı, karanlık mı olduğunu fark etsin. İşgal edilen sınırları namus olmaktan çıkartan anlayışın aktörleri olan generaller ve komuta askerleri iktidar partisinin seçim propagandasına alet olmuşsa! 17 bakan 1 cumhurbaşkanı, İstanbul için savaş açmış ve yenilmişlerse. Bu iyi anlaşılmalı ki; bu millet bunca askeri, atanmış bakanları hangi tehditlerin bertaraf-ı için beslediğini öğrenmeli!

Bir ülkede fakirleşme varsa. Diğer yanda zenginleşen farklı bir kesim vardır. Özetle; zenginleşenler iktidar ve iktidarın hırsızlarıdır. Bunlar yağmanın adına ‘yatırım’ diyorlar. Oysa yatırım istihdam olup, toplumsal getiri kazandırır. Bunların yatırım dedikleri ‘Yağma ve Talan’ın arındırılmış taraflarca kazanca dönüşmüş biçimidir’. Hiç düşünmüyorlar bu ülke, utancın neresinde? Enteresan olan ise bu halkın hiçbir şeyin farkında değilmiş gibi davranması… Farkında olanların ayağa kalkmış olması ise harika…

Eski Türkiye’yi ve Anayasasını takmayan, parlamenter sistemi askıya alan adam! İcat ettiği ‘Yeni’ Türkiye için, tek adam rejimini pekiştirme amaçlı içeriği yarı şeriat ve ölünceye kadar sonsuz yetkili başkanlık iddialarıyla dolu yeni Anayasa yapacak!

Mevcut anayasa tek adam rejimine engel ama! Partili Cumhurbaşkanı, mevcut atanmış bakanlar dâhil, iktidar siyasileri ve yargıçları Anayasayı takıyor mu? Takmıyor? Onlar takıntıları kendilerine engel olabilecek ölümsüzlük ilan edecek maddeler icat edip engellerin tamamını ortadan kaldıralım, istiyorlar.  Anayasanın reddettiği; Saltanatı veya sultanizm dibine kadar yaşayan Erdoğan kendisi için anayasa yapılsın istiyor! Sadece kendisi için mi? Hayır kendisini destekleyecek olan tüm argümanları içine alacak, koruyacak sistemlerle donatıp, özledikleri şeri düzen ve Hilafet olsun istiyorlar. Kısaca Din Soslu anayasa istiyorlar!

Demokratik ülkelerde Siyaset, toplumsal demokrasi adına yapılır.

İnsan hakları yok sayılıyor, bürokraside rüşvet geçiyor, düşük ücretlerle emekler sömürülüyor, emekli açlığa terkedildi. Baskıcı yönetim nedeniyle insanların hayatları kısıtlanıyor...

Etnik milliyetçilik, ırkçılık ile din kullanılarak geniş kitleler manipüle ediliyor...

Kleptokrasiyle yönetilen ülkeler arasında yer aldı…

Dört siyasetçinin, talancının, hırsızın, rüşvetçinin, din soytarılarının, tecavüzcünün haksız kazançla beslenen anlayışın içinde, siyasetine maşa, hırsızlığına ortak olmak istemeyenler ayağa kalkmış olmalı!

Laik bir toplumda hiçbir kamusal alan, “dinsel referanslarla” düzenlenemez. Eğitim, sağlık, ekonomi, güvenlik, hukuk, iç politika, dış politika gibi alanlarda hiçbir dinsel yasanın, referansın, kuralın esamisi okunmaz. Hiçbir inanç grubunun lehine ya da aleyhine bir tasarrufta bulunulamaz. 

‘Türk toplumunun çağdaş ve uygar bir toplum haline getirilmesidir’. Gelişim ve değişime açık olmak. Atatürk’ün 10. Yıl Nutkunda ifade ettiği “millî kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız”… Sözü bunu ifade etmektedir. İlmin yol göstericiliği, akılcılık; yaşamsal kuraldır. Doğmalardan uzaklaşmak esastır, Misakı Millî, tam bağımsızlık; Devlet yapısı, Bayrağı, Başkenti ve Millî Ant, her şeyden Önce millî ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırlarını çizmiştir. Bugün bu anlayış hakim kılınmıştır.

#
Yorumlar (1)
Ahmet Serdar
03.04.2024 09:45
Harika bir seçim sonucu...Harika bir makale....Ancak bu seçim yerel yönetim için. Genel merkezi yönetim ülkede hala herseye egemen (Ekonomi politika sosyal yapı disisler güvenlik adalet yeraltı yerjustu kaynaklar VS.). Sonuç ve dilekler için bekleyeyim
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.