Eskiye itibar olsaydı bitpazarına nur yağardı
Algı Operasyonlarıyla Başhekim Olunmaz.O dönemin başhekimi görevde olduğu günlerde ne çalışanlar huzurluydu, ne hastalar memnundu. Buna rağmen birileri, bu ismi yeniden getirme telaşında.Nedeni ise çok basit hastaneyi babalarının çiftliği haline getirmek.

BİTPAZARINA NUR YAĞDIRMAK!
Ben eski defterleri karıştırmayı çok severim. Mesela fıkraları da! Acaba kimler kimleri alıvereli işlerin başına taşıyacak diye düşünürüm. Nasrettin Hocaya sormuşlar. ‘Hoca; eskiyen ayları ne yaparlar? Kırpıp yıldız yaparlar. Ya sonrası demişler. Kullanılmışın ışığı olur mu hiç, demiş.
Kırşehir Araştırma hastanesi ne hikmetse Başhekimden yana pek istikrarlı olmuyor. Dışarıdan gözüken köy gibi. Kılavuz istemiyor ama. Hem kılavuz var hem de köyü soran! Ama oturan iğneli fıçıya oturduğunu anlayınca yandım anam diye kaçıveriyor. Sanırım baştabiplik düzgün adamların işi değil… Hani geçmişte bir Başhekim vardı. Allah var çok disiplinliydi. Hemşirelerin yaka bölgesini koklayıp, ‘Sigaramı içtiniz’? Denetimi yapıyordu. Bu koklama işi –taaaaaaa! İl sağlık Müdürlüğüne kadar uzandı. Gün gündü. Pandemi almış başını gidiyordu. Bu Baştabip çok zeki. Pandemi falan sökmez. O zamanlar İstirahat aldığı eşine tazminat dahi almıştı. İl sağlık Müdürlüğünde dosyada hanımefendinin istirahatli olduğu çıkmıştı ortaya da. Sonu ne mi oldu? Valla orasını varın önce kendine, sonra dönemin İl Sağlık Müdür yardımcısı Sadettin Doğangün’e, sorun.
Hakkını yememek lazım. Eleştirilmeyi pek sevmez. Şimdilerde acil nöbetini eşiyle aynı güne denk getiriyormuş. Eşini eve gönderip acili kendi yönetiyormuş. Valla günahı söyleyenlerin başına. Birde verecek cevabı olmayınca ya hakaret ya tehdit dilini kullanır. Olsun sende gençlik var tabii.
Şimdi etrafında sarmal olanların gazıyla, yukarıyı arşınlıyormuş. Devleti alilerin işi belli olmaz, bakıverirsin ucu açık ihalelerle ilgili onlarca sorulara cevap vermeyen medikalciye milyar liralık borçların, yapılan yemek ihalelerin ne hikmetse aynı medikalciye, aynı yemek şirketine çıkması olası bir şans deyivereyim de Ya sonra?
Yeniden baştabip olursa sanırım açıklar. Şeffaf olur. Ya değilse eski defterleri ele alır akıllarda kalacak şekilde yenilerim. Bana sorarsan akıllı ol. Tuluğunda dur. Bana ettiğin hakaretleri ve küfürleri unutmadım. Öğünde yanlış yapmadım. Bugünde yapmadım.
Algı Operasyonlarıyla Başhekim Olunmaz. Zurnada kaç delik var ben bilmem. Zurnada peşrev olmaz ne çıkarsa bahtına lakırdısına güvenmem. Ama Zurnanın altında bir delik var. O deliğin ne işe yaradığını bir teber uşağına sor. Zurnacı o deliğe neden parmak basmaz? Öğren…
Hastaneye gitmeyi, seven birisi değilim. Bazen kendim için, eşim için gidiyorum hemen bir fısıltı ile kulağıma ‘Yahya’ geliyormuş diyorlar. Bende hadi canım sende, daha neler deyiveriyorum. Ey mi? Bana sormazlar da, sorsalar gelsin derim. Neden bugünlerde genel siyasetten başımı kaldırıp yerele bakamıyordum. Yahya benim için umarım ilaç oluverir.
Elin ağzı torba değil ki büzesin. Personel nedense senden pek hoşnut olmadığını her fırsatta neden dillendirir? Kendini yenilesen olmaz mı? Koklamaları bırakıp evcilik oynar gibi yönetsen ve bu konuda söz versen personel seni tepesine taşır ben ide Recim cezası ile taşlar!
Eğri oturup doğru bir iki laf edelim ha! Ne dersin? Sen görevde olduğu dönemde, çalışanlar huzursuz, hastalar memnuniyetsizdi? Ne işin var elin beş keçisi üç koyunu il uğraşacaksın. Fıstık gibi mesleğin var. Ayda karıkoca 200 bin liranın üzerinde paraya para demiyorsundur. Bizim gibi olsan hadi neyse. Desem. Benden söylemesi biri seni fena halde gaza getiriyor. Neden sen. Neden seni ön planda tutuyorlar. Burada bir çıkar haşır neşirliğimi var veya olabileceğini mi düşünüyorlar.
Gerçek şu ki halk unutmuyor. Bu şehir hafızası kayıp değil. Hastane yönetimi reklamla değil, icraatla olur. Senin döneminde ahbap çavuş ilişkileri içinde göreve başlayanlar ben iki üniversite bir askeri okul bitirdim. Silahlı Kuvvetler bünyesinde 11 bedensel toplamda 17 kurs bitirdim. Yurtdışındaki görevlerim ayrı. Senin döneminde işe giren vasıfsız Adamlar altlarında son model otomobillerle geziyor benim evim bile yok. O dönem liyakat yerini sadakate bırakmıştı.
Algıyla Gelenler, Gerçekle Gider mi? Bunu bilemem. Bu şehir inan kıymet bilmez. Eski hastane başhekimi geri gelsin istemleri, kulis çalışmaları, sosyal medyada oluşturulan algı dalgası, tüm bunlar gerçeği arka plana ittiğine inanmak, halkın balık hafızalı olduğunu düşünmek anlamındadır. Halk üç beş dalkavuğun gazıyla primi bir yere bırak osurmaz bile. Halkın istemesi bir yana, yönetmek istediğin veya düşündüğün hastanede 2 bin küsur çalışanın %80’ni olumsuz bakarken bu hastaneyi daha da içinden çıkılmaz hale getirmez mi? Sen yapılan algıyla hasbelkader o koltuğa oturursan sen pohpohlayanlar oturduğun koltuğun minderini aşındıracaktır. Olur ya baştabip oldun. Bir kere başın göğe ermeyecek bu kesin… Tavsiyem koltuğun derisini manda derisiyle hemen değiştir. Çünkü insan derisi utanmak için çok narin ve zayıftır.
Oysa bu kent, o ismin başhekim olduğu dönemi çok iyi hatırlıyor. Ne sağlık çalışanları huzurluydu, Ne sistem sağlıklı işliyordu, Ne de hastalar memnundu. Şimdi ise sanki o dönem hiç yaşanmamış gibi, başarı hikâyeleri yazılmaya çalışılıyor. Sahi şu başarı hikâyelerini birde biz duysak nasıl olur? Belki yüzümüz kızarır, belki de başarınıza üç beş kelam eder katkıda bulunuruz. Ne dersin?
Benim bu yazımı sana kargalar bir şekilde ulaştıracaklar… Bitpazarının alıcısı olmaz. Bu şehrin insanı sırtındaki ceketi çıkartırsa bir daha sırtına almaz. Aklında bulunsun.