Ahrazım Diyordu, Dili Çözüldü!
Bahçeli'nin önerisi gündem oldu. Ben de bir sistem önerisi sunuyorum: Vicdani vergilendirme modeli.

Ahrazım Diyordu, Dili Çözüldü!
Bahçeli'nin önerisi gündem oldu. Ben de bir sistem önerisi sunuyorum: Vicdani vergilendirme modeli.
Devlet Bahçeli, "Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun; biri Alevi, biri Kürt" dedi.
E ne oldu şimdi?
Hani “ahrazım”, “dilsizim”, “sağırım” diyordu?
Demek ki suskunluk bilinçliymiş. “Gram gram konuşurum” sözü de şimdi yerine oturdu. Dili çözülen Bahçeli, yıllar sonra kimlik temsiline dair bir çıkış yaptı.
Ben de esprili bir öneriyle devam edeyim:
Cumhurbaşkanlığı danışmanları arasına biri sağır, biri dilsiz, biri de görme engelli atansın.
Saz ekibi tamam.
Böylece bürokrasi içindeki "duymama, görmeme, konuşmama" hali resmileşmiş olur.
İşin Mizahı Bitti, Şimdi Ciddiyet Zamanı
Bu vesileyle, toplumun gerçekten huzur içinde yaşayabileceği bir öneri sunmak istiyorum:
İnanç ve İbadet Vergisi.
Ama bu vergi:
Zorunlu değil, isteğe bağlı.
Gelirden değil, gelir vergisinin oranı üzerinden hesaplanacak.
İşveren, sadece teknik uygulamayı üstlenecek.
Matrah: Bireyin gelir vergisi miktarı.
Kesinti, çalışanın yazılı onayıyla yapılacak.
Böylece kimse kimseye dini ya da mezhebi üzerinden laf söyleyemez. Herkes isterse öder, istemezse ödemez. Ne din sömürüsü kalır, ne vicdanlar yara alır.
Ne Sağlar?
İnanç ve kimlik üzerinden siyaset zayıflar.
Devlet, tarafsız ve adil bir noktada durur.
Birey, inancına ve aidiyetine sahip çıkar ama başkasına karışmaz.
Toplumda huzur, vicdan özgürlüğü ve ekonomik barış gelişir.
Ben bu modeli Alman vergi hukuku uzmanı olarak detaylı şekilde anlatmaya hazırım.
Yeter ki gerçekten barış istensin.
Küçük bir not:
Hizmetim yurt dışı danışmanlık kapsamındadır. Yani KDV’siz olacak.
Ödeme Almanya’daki hesabıma yapılabilir.
Son Söz:
Gelin temsil meselesini tribünlere değil, sisteme taşıyalım.
Sembollerle değil, çözümlerle ilerleyelim.
Kimse kimseyi kandırmasın; artık duyan, gören ve konuşan bir devlet istiyoruz.
Hem mizahımızı yaparız, hem modelimizi sunarız.
Yeter ki niyet samimi olsun.